YALAN RÜZGÂRI...
24 Ocak 2017 08:58:42
Aslında ekranlardan duyduklarımız ekabir doğruyu mu söylüyor, bürokratlar ve memurlar bunların arkasından iş mi çeviriyor anlaşılmıyor.
Mesela, okullar açılırken, velilerden şu veya bu şekilde, o veya bu isim altında para alınmayacağına dair Milli Eğitim Bakanlığı açıklaması...
Okullar yarı yıl tatiline girdi cümlesinin eş anlamlısı, okul aile birliklerine yapılan bağışların toplanması için zaman daralıyor anlamına geliyor. Velilerin büyük bölümü okul aile birliğine mecburi bağışlarını yaptı bile.
Cümle alem doğrusunu biliyor. Okul aile birlikleri, okulun boyası, badanası, eksik hizmetlisi, kimi zaman kırtasiye masraflarını karşılamak için kuruluyor. Hala var mıdır bilmem, bu özel tür örtülü ödenekle müdür odasının ve öğretmenler odasının tefrişatı da gerçekleştiriliyordu. Daha evvel bir valinin 'Ben valiyim, buradaki konfor benim ofisimde yok, siz ne yaptınız?' diyerek bir okul müdürünü fırçaladığına da tanık olmuşluğumuz vardır.
Bu işlerin tamamı külliyatlı miktarda para tuttuğundan, Okul Aile Birliği yönetimleri ve sınıf anneleri fedakarca çırpınıyor. Okul bu sayede çarkı çeviriyor.
İyi güzel de, öğrenciden, veliden hangi isim altında olursa olsun para alınmayacak diyen Milli Eğitim Bakanının açıklaması ne oluyor?
***
İhtimaller muhtelif.
Bunlardan birincisi, muhtemelen bakan bey (isim vermeyelim, çünkü sık sık değiştirilseler de uygulama aynen devam ediyor) okul aile birlikleri eliyle okullara külliyatlı miktarda para toplandığını biliyor. Bu durumda, okul idarelerinin para işlerine karışmaması uyarısı yapıyor ama okul aile birlikleri konusunda bir şey demiyor ki çark aynen devam edebilsin. Bu durumda ortada bir danışıklı dövüş durumu var.
İkincisi, Bakan bey belki de öğrencilerden para toplamadığını söyleyen okul idarecilerinin yalancısı. Bu durumda da ortalıkta bir basiret problemi var. Yani Türkiye'nin en geniş memur topluluğunu yöneteceksin ama her okulda dönen ufak dalaverelerden haberin olmayacak. Acaba habersiz rolü oynamak siyaseten daha karlı olabilir mi?
Üçüncüsü, okul idarecileri de okul için para toplandığından bihaber olması. Gerçekte bu mümkün değil. Zira okul aile birliği başkanı ile okul müdürleri genelde emmioğlu gibidir. Öğrencileri mezun olduğunda yeni mültezim olarak atanan okul aile birliği başkanı nerede eğitiliyor dersiniz?
Anlayacağınız bakanın bu işlerde sorumluluğu olmadığını söylemesi, en az sene başlarında velilerden para toplanmayacağını söylediği zamanki kadar gerçekçi.
Gerçekten okulların maddi problemleri varsa, mesela öğrencilere kitap alınacağına, süt dağıtılacağına bu problemlerin aşılması için bütçe oluşturmak gerekmez miydi? Veliler kitabı da alıyordu, sütü de içiriyordu çocuklarına... Yarım yüzyıla yakın bir ömür geçirdim, zengin olsun, yoksul olsun, bu okul aile birliği ödeneklerine gıcık olmayan veli görmedim.
***
Milli eğitim camiasındaki bir diğer yalan da, "Yarı yıl tatillerinde çocuklara ödev verilmeyeceğine" ilişkin söylem.
Ortaokul birden başlayarak lise eğitimine hazırlanmaya mecbur bıraktığın TEOG sınavlarını kaldır da ondan sonra ödev vermiyoruz de. ÖSS sınavını kaldır da ondan sonra liselere ödev vermediğini söyle. Tepeden tırnağa sınav odaklı bir eğitim sisteminde öğrenci sınavına çalışmak için bulduğu her boşluğu değerlendirmeye zorlanırken, "Yarı yıl tatilinde ödev yok" demek, velinin aklıyla dalga geçmek değil de nedir?
Hem sorun bakalım çocuklara, performans ödevleri hangi tarihler arasında veriliyor. Pedagoglar eşliğinde öğrencilere sorun bakalım yarı yıl tatilinde kaç sayfa ödev yapıyor, kaç sayfa soru çözüyor? Bunların ne kadarını velisi dayatmış, ne kadarını okuldan almış? Okul başarısını arttırmak için yarı yıl tatillerinde ek programlar uygulayan dershanelerden de mi haberiniz yok?
***
Yahu bu millet, devletiyle el ele olmak için yastığının altına kara günler için koyduğu dövizlerini bozdurur, afet anlarında boğazlarındaki lokmayı keser ihtiyaç sahiplerine destek olur. "Gelin şu okulları birlikte bir toparlayalım" desen velilerin büyük bölümü kendi kafalarından planlama yapmaya başlar. Fakat böyle danışıklı dövüş numaralarıyla yönlendirmeye kalkıldığında kullanılmış kürdanını bile vermekte naz eder.
Eğitimde Pisa sonuçlarının gösterdiği tablo müthiş. Bu kadar çok ders çalışılan bir memlekette eğer öğrencilerin başarı seviyesi üçüncü dünya ülkelerinin bile gerisinde kalıyorsa, bu işi samimi olarak masaya yatırmak gerekiyor.
Samimi olarak derken şaka değil. Böyle oradan kelime oyunu, buradan dalavere, okulların fiziki altyapısına, personel eksiğine gözünü kapayıp, velileri istedikleri okullara kayıt yaptırabilmek için evrakta sahteciliğe varan işlere tevessül etmesini umursamadan, sırf kendi ajandandaki işleri takip ederek bu eğitim sistemi düzelmez.
Önce bu Yalan Rüzgârından bir kurtulmamız gerek.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com