GULYABANİ...
04 Ocak 2017 08:26:46
Trol kavramını, balıkçılıkta belli bir alanı tarayan huni biçimli bir ağ olarak öğrendik. Sonra bir de öğrendik ki fantezi edebiyatının çirkin devlerine de trol deniyormuş. Türkçededaha doğrusu ülkemizde; zira kelime Türkçe değilbuna herhalde gulyabani deniyor.
Son birkaç yıldır bu kelimenin yeni Sosyal medyada karın ağrıtan, beğenmediği fikirlerin sahiplerine meseleleri kişiselleştiren cevaplar yazan kişilere de bu isim verildi nedense. Fikirlere fikir düzleminde cevap bulamayanlar, cehaletlerini gizlemek için "Sen zaten falancanın adamısın, senin gibi hainleri şöyle yapmak gerekir" minvalinde paylaşımlarda bulunuyor. Eski bir TBMM başkanı, bunların bayan olanlarına "Troliçe" denildiğini bile iddia etmişti.
Konu sosyal medya ama bu trol ve troliçelerin bir bölümünün ulusal basında da örgütlenmeye başladığını gözlemleyebilirsiniz.
Onları ağızlarındanveya kalemlerinden-klavyelerindençıkan sözcüklerin nereye gittiğini bilmeyişlerinden tanıyabilirsiniz.
KIVIRMA SANATI
Yılbaşı öncesinde gerçekten de insanları yaşam biçimleri üzerinden ayrıştırmaya yönelik sosyal medya paylaşımları artmıştı. "Yılbaşında içki içmeyin, piyango almayın, kutlamayın" vesaire türündeki paylaşımların büyük bölümü yukarıda anlatılan gulyabanilerin eseriydi.
Mantıkla cevap vermenin bir anlamı yok ama bu kişilerin, insanların evinde herhangi bir geceyi nasıl geçirdiği konusunda yargılar üretme hakkını nereden aldığını sorgulamak gerek. O günlerdetam olarak 27 Aralık'ta, yani yılbaşından dört gün önce durumdan duyduğum rahatsızlığı ifade etmek üzere şu paylaşımı yapmıştım.
"Hiç kimse, yılbaşı akşamı veya herhangi bir akşam ne yapacağımı bana söylemesin. Ben ne yapacağımı bilirim. Ne yapılması gerektiğini bilenler de kendi bildikleri gibi yapsınlar... Herkese sevgiler."
Sonra İstanbul'daki saldırı yaşandı. Bugün hala aynı şeyi söylüyorum. Evimiz mahremimizdir ve orada ne zaman ne yapacağımız sadece bizim bileceğimiz iştir. Yılbaşının, doğum günlerinin, evlilik yıldönümlerinin nasıl kutlanacağına karışmak da kimseye düşmez.
Oysa yukarıda tarif ettiğim paylaşımları yapanlar, saldırının ardından hükümet de sosyal medya hesaplarını yakından takip edeceğini açıklayınca, sanki bu ayrıştırıcı üslup kendilerine ait değilmiş gibi birden hümanist kesildiler. Bir cana kast edenin tüm insanlığa kast ettiğini, kimsenin insanların yaşam şekline karışamayacağını falan açıklama yarışına girdiler. Rüzgara göre yön değiştirmek olarak tasvir edilebilecek bu eylemin adı, açıkça "Kıvırmak"tır. Bunların kimler olduğunu ben biliyorum, siz biliyorsunuz, herkes biliyor.
Eğer kıvırma sanatından yararlanmak istemiyorsanız, en azından bu şekilde itham edilmek istemiyorsanız, kendi aklınızın ve vicdanınızın (hatırlatalım: Akıl ve Vicdan insanlık değerlerinin temelidir ve neticesi Adalet'tir) eseri olmayan şablon fikirlerle sosyal medyada, sosyal alanda hava basmaya kalkmayın.
Demek ki neymiş; akıl süzgecinden geçmeden yazıp söylediklerinizin yanlış olduğunu anladığınızda geç olabilirmiş.
BUNDAN SONRASI...
Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayanlar, bu gulyabaniler nedeniyle, İstanbul'da yaşanan saldırıda hayatını kaybedenlerin matemini bile gereği gibi tutamadı.
Son iki yılda gerçekleştirilen canavarca saldırıların faillerinin yaş ortalamasının genç oluşu dikkat çekici. Bundan yirmi, yirmi beş yıl önce, her biri ana kucağında birer bebekti. Ne yaşadılar da en soğukkanlı cinayetleri işleyebilecek kadar canavarlaştılar? Bunun da sorgulanması gerekir.
Ancak, insanlara belli bir yaşam biçimini dayatan anlayış, gerçekleşen terör olaylarını mazur göstermeye çalışanlar, terör olaylarında yaşamını yitiren, yaralanan mağdurlara yönelik suçlayıcı ifadeler kullananlarla bu canavarların bir tür düşünsel akrabalık bağıyla birbirine bağlı olduğunu görmek gerek. Seni beni yok. Bundan vazgeçin, bundan vazgeçelim.
Başka türlü yapmak, hiç istemediğiniz odaklara kendinizi kullandırmak anlamına gelebilir. Toplum olarak yapmamız gereken asıl şey bu. Buradan ötesi devlet kurumlarının işi...
Bırakın işlerini yapsınlar...
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com