AFFINIZA SIĞINARAKTAN...
23 Aralik 2016 12:12:25
Devlet-ü Âli'nin affına sığınabilenlerden olmayı başaramadık bir türlü... Bu açıdan mağduriyetimi arz ederiz.
Affı hak etmediğimiz gelmesin akla. Belediyenin emlak vergilerini düzenli öderiz, aracımızın vergi borçlarını öderiz, kredi kartı borçlarının dönüşümü karmaşık bir iş olduğundan o taraklara hiç yanaşmamışız. Sosyal güvenlik ile ilgili ödemelerimiz işyerimizle ilgili konulardandır . Çok eskiden devlet bu işleri pek umursamazken sigortasız çalışmışlığımız vakidir ama oradan da bir borç çıkmaz.
Biliyorsunuz üniversite öğrencileri bile harç, kredi falan gibi şeylerin taksitlerini hayata atılınca ödüyor. Kredi kullanmadığımdan onunla ilgili bir ödememiz olmadı.
Yirmi yıllık araç kullanıcısı olarak bir ker park cezamız yok. Uzağa park eder yürürüz. Devletin olur olmaz yerlere koyduğu radarlar yüzünden ensemize yapıştırılan cezaları da hep gününde ödemişizdir. Bir keresinde hiç unutmuyorum, otobanlarda gişelerde ödeme uygulamasının kaldırılışından bir hafta kadar sonra acil bir iş için otobana girmem gerekti. Mecburen bir kamyonun arkasından kaçak giriş yaptım. Dönüşte E5'i kullandım. Haftası olmadan ceza geldi. Ödedik. Devlet baba her parmağını salladığında gittik ne dediyse yaptık.
Akaryakıta habire vergi bindirilirken bile sesimizi çıkarmadık.
Hal böyle olunca mağduruz... Hem de ne mağdur.
***
Devlet-ü Âli her dediğimi gününde yapanları sevmiyor. Onlarla herhangi bir barış aramıyor.
Nitekim yurt dışından para getirenlere nereden buldun diye sorulmayacağı bir varlık barışı çıktı. Herkes geldi devletiyle barıştı, biz barışamadık. Zira yurt dışından getirtilecek herhangi bir varlık yoktu. Dolayısıyla ihtilaf da olmadığından barış da olmadı.
Sonra Vergi barışı diye bir şey çıktı, vergisini ödeyemeyenlerin borçları yapılandırıldı, üniversite öğrencileri bile harç borçlarını yapılandırdı. Biz her borcu vaktinde ödediğimizden yapılandıracak, barıştıracak görüştürecek bir şey bulamadık. SSK borçları, Bağ-Kur prim borçları yapılandırıldı, oradan da bir şey bulamadık. Belli bir meblağın altındaki borçlar sıfırlandı. O kadarcık da borcumuz çıkmamış ondan da istifade edemedik.
Kapkaççılar, hırsızlar bile son operasyonlarda hapishanelerde yer açma çabaları sayesinde şartlı tahliye gibi bir imkana kavuştu. Bundan da bize düşen bir şey yok. Zira devletimizin bu uygulamasından yararlanmak için kötü niyetlilerin "Kodes" dediği yerde bulunmak gerekiyor. Bizimse öyle bir yeri görmüşlüğümüz yok.
Şimdi sicil affı diye bir şey çıkacakmış. Zamanında banka kredileri gibi borçlarını ödeyemeyenlerin, kredi almasını engelleyen kara kaplı bir defter varmış. Borcunu ödesen bile adın beş yıl orada kalıyormuş. Halen borcu olanlar bunu yapılandırdığında ya da ödediğinde listeden adı silinecekmiş. Buna itiraz etmek ne mümkün. Borcunu ödeyenin kara listesi mi olur? Lakin burada da devlet baba bize bir af çıkarmayı başaramadı.
***
Şimdi karar vermemiz gerek. Bizler, gününde vergisini ödeyen, sigortası ödenen, kredi kartı borcu olmayan, affedilecek suç işlememiş, devlete karşı her yükümlülüğünü bihakkın yerine getiren sıradan vatandaşlar olarak mağdur muyuz, değil miyiz?
Devlet Baba, kabahatli evlatlarını affettiği şefkatli elini, bir kerecik olsa kusuru bulunmayan evlatlarının başını okşamak için kullansa zarar mı eder?
Mesela gelecek sene bizden otomotiv vergisini veya emlak vergisini tahsil etmeseler de bir gönlümüzü hoş etseler. Biz de gönül rızasıyla bir elli sene daha devlete sorumluluklarımızı bir yük katırının sebatkarlığıyla yerine getirsek...
Yahut, altı ay senden akaryakıt vergisini almayarak ödüllendiriyoruz deseler fena olmazdı. Madem devlet babanın affına sığınamadık, cömertliğini bu şekilde bari görmüş olurduk. Altı ay akaryakıt vergisi ödemeyince altmış yıl vergiyi tiko ödemeye değmez miydi?
Ya şimdi yazdık ama hiç borç olmayınca insan ihsan dilemeye de utanıyor. Olmazsa olmaz, yeter ki devlet baba canını sıkmasın. Baş ağrıttıysak affınıza sığınırız.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com