EMPATİ ENGELLİLER!
06 Aralik 2016 09:58:30
Cumartesi akşamı, Ereğli Fiziksel Engelliler Derneği'nce, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla düzenlenen yemekte konuşmacılar, engelli sadece engelliyle değil, engellilerin aileleriyle de empati kurmanın önemini vurguladı.
Fiziksel Engelliler Derneği Başkanı İsmail Şentürk, engellilere yönelik empati ihtiyacını anlatırken şunları söyledi:
"Oturduğunuz koltuklarda birkaç saat kalkmadan oturduğunuzu düşünün. Görmediğinizi ya da duymadığınızı düşünün. Bunun empatisini yapmak zor değil. Bizler engelliler olarak hayatın zor ve zorlaştırılmış şartlarındaki azmimizden gurur duyuyoruz. Önümüzdeki engellerin kaldırılmasında bize destek olmanızı istiyoruz. Eğitimden, istihdamdan, üretimden pay almak istiyoruz. Bunu sizin desteğinizle yapmak istiyoruz."
Engelli öğrenci Bergüzer Yılmaz minik yüreğindeki duyguları "Engelli olmak kimi zaman ağır gelir insana. İnsanların acımış bakışları, konuşamamak, koşamamak, yürüyememek, dertleşememek, dünyanın güzelliklerini görememek zor gelir insana, ama her şeye rağmen dünyaya küsmemek gerekir. Herşeye rağmen mutlu olmak gerekiyor." ifadeleriyle anlattı.
Geceden kalan protokol konuşmaları değil, ikisi de toplum tarafından genel fiziksel sınırlamalar dışında sınırlamaları bulunanki bu iki nokta arasındaki mesafeyi yürüyerek gidemiyorlarbu iki kişinin konuşması oldu.
Demek ki daha fazla konuşmaları gerekiyor.
***
Bu satırların yazarı, engellilik halinin her şeyden daha ziyade toplumun bu konuya bakış açısıyla ilgili olduğunu düşünmüştür.
İnsanlar her zaman sınırlamalarla yaşamıştır. Bu sınırlamaların bir kısmı, başka canlılar için problem olmayan sınırlamalardır. Kuşlar uçabildiği halde insanlar uçamaz ama bunun için kimse kendini engelli saymaz. Balıklar suyun altında nefes alabilir . İnsanın suyun altında nefes alamaması bir engel kabul edilmez. Kuşlar ve balıkların doğuştan sahip oldukları melekeleri, âdemoğlu olarak alet yardımı ile ediniriz ve üstünde fazla durmayız. Fakat ne hikmetse, doğuştan yürüme yeteneğiyle doğanlar, bunu aletle başarabilenlere engellihatta eksikgözüyle bakar.
Engelli dediğimiz kişilerle karşı toplumun geri kalanlarının pozisyonu aşağı yukarı böyledir. Bir ortopedik engelli denildiğinde kast edilen, iki nokta arasında intikal yeteneğinde bir sınırlama olduğudur. Oysa aynı kişi yatay ilerleme eylemini alet kullanarak gerçekleştirebilir. Aynı apartmanda oturan herhangi biri ile tekerlekli sandalye kullanıcısı bir kişi, iki sokak ötedeki işyerinde yan yana çalışabilir ve üretime katılmalarında hiçbir fark olmayabilir. İnsan uçamaz ama ikisi de uçağa bindiklerinde aynı hızda gidecekleri yere mesela Trinidad'a falanvarır.
O halde engel nedir söyleyelim. (Tüm engeller için benzeri şeyler geçerli olsa da ortopedik engelli örneği üzerinden devam edersek) Engel kaldırımdır, otobüstür, asansörü bulunmayan binalar, okullar, basamaklardır. Kullanımı uygunsuz inşa edilmiş tuvalet, lavabo aksamıdır. Bunları kendi başlarına aşmalarını sağladığınızda, herhangi bir tekerlekli sandalye kullanıcısının normal bir insandan bir farkı kalmayacağı aşikâr.
Demek ki engelli olan devlettir, belediyedir, tüm engelleyici yapıları inşa eden yapan kamu ve özel sektör yapılarıdır.
***
Hep derler ya, her insan bir engelli adayıdır diye... Oldukça spesifik bir yaklaşım bu.
Sınırlamaları ne olursa olsun her insanın öbürleri kadar insan ve eşit değerde olduğu herhalde kabul edilecektir. Bu önermeyi kabul ettiğinizde, her insanın bazı açılardan diğerlerinde bulunmayan bazı sınırlamalara tabi olabileceğini de kabul etmeniz gerekir.
Mesela, gözünü, kulağını, ayaklarını, ellerini kullanma açısından "Herhangi biri" diyebileceğimiz iki kişiyi ele alalım. Bunlardan biri 21. Yüzyılın en önemli üretim ve iletişim aracı olan bilgisayar kullanımında zır cahil, öbürü de bu konuda ortalamadan daha bilgili olsun. Bu iki kişi arasındaki fark, iki nokta arasındaki intikalini tekerlekli sandalye ile sağlayan ve babadan kalma ayaklarıyla sağlayan iki kişi arasındaki farktan büyük olacaktır. Söz konusu bilgisayarda yapılabilecek işleri gayet iyi yapabilen bir engelli ile bu alanda zır cahil herhangi biri olduğunda, "Sapasağlam" kabul ettiğinizin daha büyük engellere sahip bulunduğunu düşünmeniz gerekir. Örnekte bilgisayar deniliyor ama bu örneği kişilerarası iletişim, duygusal zekâ, üretkenlik, azim, kendini geliştirme arzusu; kısaca insan için gerekli her şey üzerinden çeşitlendirebilirsiniz.
"Engelli" denilen kişilerin aşamadıkları engelleri yaratanlar, yukarıda her engeli cesaret, bilgi ve azimle aşan İsmail Şentürk ve Bergüzer Yılmaz'ın kibarca göndermede bulunduğu "Empati Engelliler" değil midir?
Belki de işe önce bu "Empati Engelliler" den başlamak gerek.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com