SEN HİÇ İŞSİZ KALDIN MI AMCA?
16 Kasim 2016 08:40:13
Türkiye İstatistik Kurumu, işsiz rakamlarını açıkladı. 2016 yılının Ağustos döneminde geçen yılın aynı dönemine göre işsizlerin sayısı 435 bin kişi artarak 3 milyon 493 bin kişi olmuş.
Rakamlara bakınca, bunları yazanın ömründe hiç işsiz kalmadığını düşünüyorsunuz. Rakamlar sadece bir kağıdın üstündeki üç beş çiziktirme olabilir ama işsiz denilen şey bu rakamlarla ifade edilmek için fazlasıyla çetrefil, çileli bir insanlık halidir.
Yani yaklaşık altı Zonguldak nüfusu büyüklüğünde bir işsizler ordusundan söz ediyorsunuz. Yani Tüm Batı Karadeniz nüfusuyla yarışan bir işsizler ordusundan söz ediyorsunuz.
Bu yıl işsizler ordusuna giriş yapanların sayısını ifade ederken ise orta boy bir vilayette çoluğuyla çocuğuyla tüm yaşayanlardan söz ediyorsunuz. 435 bin kişi diye sözü edilen, nüfusu toplam 595 bin olan Zonguldak vilayetinin tüm ilçeleriyle birlikte düşünürseniz, çalışma çağında olan herkesi öğrenciler ve küçük çocukları çıkarınca muhtemelen bu kadarlık bir nüfus kalırgözünüzün önüne getirmeniz gerekir.
Dış Politika, terör, OHAL, eğitim, trafik, her türden cinayet...Bu satırların yazarına göre Türkiye'nin en önemli sorunu işsizliktir. İşsizlik sorununu çözebilirseniz, diğer sorunların yüzde doksanının başka herhangi bir şey yapmadan çözüldüğünü görebilirsiniz.
***
Bir de yaklaşık üç buçuk milyonluk bu işsiz nüfusun dört kişilik ailelerden oluştuğunu düşünün. Anneleri, babaları düşünün. Toplam on dört milyonluk bir insan topluluğunun akşam ne yiyeceğiyle ilgili sıkıntılar yaşadığını getirin gözünüzün önüne...
İşsiz dediğiniz şey, Türkiye İstatistik Kurumu'nun rakamları arasında bir rakam değildir. Umutları tükenen insanlardır, delik pabuçlarla okula gitmek zorunda kalan çocuklardır. Tenceresinde kaynatacak bir şey bulamadığında gözyaşlarını içine akıtan annelerdir. Büyükbabaların, büyükannelerin desteğiyle ancak sağ kalabilen insanların trajedisidir işsizlik.
Hani damdan düşenin halinden damdan düşen anlar derler ya... Akşam evine işsiz dönmenin neye benzediğini de, ancak akşam evine işsiz dönen anlar. Yaşanabilecek en büyük travmalardan biridir işsizlik. Neredeyse tüm kötülükler, aile içi şiddet, terör, asayiş olaylarının hepsinde olumsuz yönde artış yaşanmasına yol açan bir olgudan söz ediyoruz...
O yüzden, örneğin Alacaağzı'nda özel kömür işletmesinin faaliyetine son verdiğine dair haberi okuduğunuzda, o haberin buzdağının görünen kısmından başka bir şey olmadığını, silsile yoluyla tüm toplumu zehirleyen bir trajedinin başlamak üzere olduğunu algılamak gerekir.
***
2017 yılının Ocak ayına kadar Türkiye'de asgari ücret bin 300 lira... Bu tarihten sonra bu rakam ne kadar iyileşir meçhul. Ama göstergeler iyimser olmak için yeterince neden olmadığını gösteriyor. Açlık sınırının çok altında ücret alan birini çalışıyor saymak mümkün müdür karar vermek zor ama hadi en azından çalışma çağındaki herkesin bu düşük ücretle çalışabileceği işi olduğunu varsayın.
Emin olun ki, çocuklarını kıt kanaat de olsa doyurabilen babaların ailesine şiddet uygulamak için çok daha az nedeni olacaktır. Çocukların terör belasına, uyuşturucu tuzağına, din taciri kötüniyetli gruplara entegre edilmesi daha zor olacaktır. Bizimki gibi birleşik aile modelinin yaygın olarak yaşandığı, dayanışma kültürü gelişmiş toplumlarda ailenin tüm fertlerinin doğru düzgün bir gelecek için yeterli umudu olacaktır.
Bugün başımıza bela olan birçok problem, sadece bu beğenmediğimiz asgari ücretli işler sayesinde bile kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Asgari ücretli iş için bin kapıdan dönenlerin olmadığı bir ülkede, asgari ücretin hiç değilse açlık seviyesinin üstüne çıkarılması, piyasa koşulları sayesinde kendiliğinden mümkün olabilecektir.
Bu yüzden kim ne derse desin, yalılarda, köşklerde, saraylarda yaşayanların; yatlarla, uçaklarla gezenlerin önceliği ne olursa olsun, Türkiye'nin en büyük problemi işsizliktir. İnsanları işsizliği ortadan kaldırarak yaşatırsınız. İnsanı yaşatarak devleti yaşatabilirsiniz.
Bu yüzden siyaset kurumunun önceliği de işsizliği sona erdirmek olmalıdır. Bu amaca yönelmeyen tüm çabaların vatan için, millet için, devletin bekası için olduğunu iddia etmek, boş umutlar ve büyüklük hayalleri pompalamak dışında bir şey değildir...
Tersinden okuduğunuz zaman ise TÜİK'in işsizler ordusunun artışına ilişkin rakamları aynı zamanda siyaset kurumunun başarısız olduğunun göstergesidir.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com