İşçi kenti Zonguldak, tarihinde ilk kez yoğun katılımlı 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlamalarına sahne oldu. Türkiye'nin dört bir tarafından gelen binlerce işçi, kent meydanına sığmadı. 

Soma ve Ermenek'te meydana gelen iş kazalarındaki yüzlerce işçinin ölmesi üzerine Türk-İş Konfederasyonu, 1 Mayıs İşçi Bayramı'nı 5 bin maden şehidi veren Zonguldak'ta yaptı. Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, "13 Mayıs'ta Soma'da, 28 Ekim'de Ermenek'te 330 tane kardeşimiz iş cinayetine kurban gitti. Bu bölge 5 bin maden şehidi verdi. Onun için buradayız. Ülkeyi idare edenler, 50 milyonun taleplerine kulak vermeli. Can kulağıyla dinlemeli yoksa 7 Haziran'da işçinin, çiftçinin, memurun dediğini yerine getirmeyenleri alaşağı ederiz" ifadesini kullandı.

MADENCİLER, BİR AVUÇ KÖMÜR İÇİN YAZILI TABUT TAŞIDI

Miting alanına giren yüzü kömür karası bir grup maden işçisi, 'Bir avuç için bir ömür verenlere' yazılı siyah çelenk ile 'Bir avuç kömür için-Kader' yazılı Türk bayrağına sarılı işçi tabutu taşıdı.

Madenci anıtında düzenlenen mitingde konuşan Genel maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı(GMİS) Ahmet Demirci, taşkömürü havzasında enerji santrallerinin ithal kömür almasına tepki göstererek, "Biz üretelim diyoruz. Kardemir, Erdemir ve enerji santralleri bile ithal kömür kullanıyor. Yazıktır, günahtır" dedi.

TÜRK-İŞ BAŞKANI, 'MEMLEKET İSTERİM' ŞİİRİYLE KONUŞMASINA BAŞLADI

Türkiye'nin dört bir tarafından gelen 20 bini aşkın işçi, kent meydanına sığmadı.

Türk –İş Konfederasyonu Başkanı Genel Başkanı Ergün Atalay, madenci baretiyle işçileri selamladı. Konuşmasına, Cahit Sıtkı Tarancı'nın 'Memleket İsterim' isimli şiirini okuyarak başladı.

İşçinin başkenti Zonguldak'a miting için Bursa, İzmit, Adapazarı, Karabük, Kastamonu, Bartın, Düzce, Çankırı, Bolu, Ankara ve diğer şehirlerden gelen herkesi selamlayan Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, "Bu sene 1 Mayıs'ı Zonguldak'ta kutlama kararı aldık. Öyle bir isabetli karar verdik ki bu alanı tıka basa dolduran kardeşlerimle Zonguldak'ın Türk-İş'e ihtiyacı olduğunu gördük. Bugün niye buradayız? 13 Mayıs'ta Soma'da, 28 Ekim'de Ermenek'te 330 tane kardeşimiz iş cinayetine kurban gitti. Bu bölge 5 bin maden şehidi verdi. Onun için buradayız. Bu bölge madenle anılıyor. Bu bölge maden yoksa Zonguldak yok. O yüzden buradayız. Ankara'ya sesleniyorum: Bu ocaklarda 15 bin işçi çalışması gerekiyor. Maalesef şu anda 9 bin işçi çalışıyor. Bu vilayetin 5 bin işçiye ihtiyacı var. Bugün 2006 ve 2009'da işe giren işçilerin kadroya geçmesi için buradayız" dedi.

'50 MİLYONUN DEDİĞİ DİNLENMEZSE 7 HAZİRANDA ALAŞAĞI EDERİZ'

Atalay, "7 Haziran'da seçim var. Bu ülkede 13 milyon sigortalı, 6 milyon civarında işçi emeklisi, 3 milyon civarında işsiz var, 4 milyon civarında kayıt dışı var. Biz bu ülkenin çoluk çocuğuyla 50 milyonuyuz. Ülkeyi idare edenler, 50 milyonun taleplerine kulak vermeli. Can kulağıyla dinlemeli; yoksa 7 Haziran'da işçinin, çiftçinin, memurun dediğini yerine getirmeyenleri alaşağı ederiz" ifadesini kullandı.

İşçiler olarak bedel ödemekten bıktıklarını kaydeden Atalay, "1983 yılında Armutçuk'ta 103, 1992'de Kozlu'da 263 şehidimiz var. Şu anda biz bu mitingi yaparken her gün 3 tane işçi, iş cinayetine kurban gidiyor. İnsanların iş cinayetine kurban gitmemesi için buradayız. Biz çalışanlar, bu ülkede köle düzeninde askeri ücretle yokluk sınırında çalışmak istemiyoruz. Bu ülkede problem hep dar gelirlinin üstüne mi olacak? İşçinin mi, çiftçinin mi olacak? Bu ülkede bedeli işçiler mi ödeyecek? Bedel ödemekten yorulduk. Acı vermekten bıktık" şeklinde konuştu.

Konuşmasında kadın cinayetlerine değinen Atalay, idam konusuna vurgu yaptı. Atalay, şunları söyledi: "Türkiye'de kadın cinayetleri devam ediyor. En son örneği Özgecan kardeşimizin katledilişidir. Devlet kendine yapılanla ilgili istediği tasarrufu kullansın, ama kişiyle ilgili istediği tasarrufu kullanmasın. 5 yaşında çocuğa iğrenç şekilde muamele uygulayacaksın, sonra öldüreceksin, ondan sonra diyorlar ki Türk-İş Başkanı idamı konuşur mu? Bal gibi konuşurum."

Programın sonunda GMİS Genel Başkanı Demirci, işçilerin maden ocaklarının kapanmaması için topladığı binlerce imzadan oluşan kitapçıkları Atalay'a teslim etti.