GAZZE BAĞLAMINDA HAK-BATIL MÜCADELESİ VE İNFAK
İnsanlık tarihi, Habil ve Kabil ile başladı kıyamete kadar sürecek olan hak-batıl mücadelesine..
İnsanlık tarihi, Habil ve Kabil ile başladı kıyamete kadar sürecek olan hak-batıl mücadelesine... Kabil çiftçilikle, Habil ise hayvancılıkla geçiniyordu. Allah azze ve celle'ye kurban adamak istediklerinde; Habil, hayvanlarından en güzelini, Kabil ise ekip biçtiğinin en kötülerini adamıştı. Sabah baktılar ki, Habil’in kurbanı kabul edilmiş, Kabil'in getirdikleri duruyor. Bu kıssayı anlatan ayeti kerime: "Muhakkak ki Allah, niyetinde samimi olanlarınkini kabul eder." buyuruyor (Maide 5/27). Nihayetinde Kabil, kıskandığı kardeşi Habil'i öldürerek yeryüzündeki ilk cinayeti işledi. Babasının sevgisini kıskanan kardeşleri Yusuf(as.)'u kuyuya attılar. Fakat kader-i ilahi onu kuyudan çıkarıp Mısır'a sultan yaptı. Hem babası Hz Yakub'a hem de kardeşlerine sahip çıktı. Firavun, ülkesinin erkeklerinden birinin tahtına varis olacağını öğrendiğinde bütün erkek çocukların öldürülmesi emrini verdi. Fakat Allah(cc.), Hz Musa'yı Firavun’un sarayında büyüttü. “(Onlar) tuzak kurdular, Allah da onların tuzaklarını bozdu. Evet, Allah en iyi tuzak bozucudur." (Ali İmran 3/54).
Bugün Gazze'de yaşananlar kıyamete kadar devam edecek olan hak-batıl mücadelesinden bir kesittir aslında. Fakat işlenen vahşete baktığımızda firavunlara, nemrutlara rahmet okuturcasına... Katliamların boyutu sokaktaki yaşlı kadından, hastane odasında küvezdeki bebeğe kadar varınca, insanlık vicdanı daha fazla dayanamayıp doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine, din, dil, ırk, renk ayrımı gözetmeksizin sokağa taştı. İbrahim aleyhisselam'ı içine atmak için yakılan ateşi söndürmeye ağzıyla su taşıyan karınca misali, her vicdan sahibi, imkanı nispetinde bir şeyler yapmaya çalışıyor. Allah azze ve celle "Şüphesiz Kur'an'ı biz indirdik onu elbette biz koruyacağız." (Hicr 15/9) buyuruyor. Hak-batıl mücadelesinde de hakkın galip geleceğini haber veriyor: "De ki: “Hak geldi bâtıl yıkılıp gitti! Zaten bâtıl yıkılmaya mahkûmdur." (İsra 17/81).
Aslolan, bizim taraf olmamız ve karınca misali neler yaptığımız, yapabileceğimizdir. Özellikle İslam'ın mali ibadetlerini daha iyi anlamak gerekir bu zor zamanlarda. İslam'ın zekat sadaka ve infakla ilgili ibadetleri, Müslümanı Müslüman yapan en temel değerlerdendir aslında. Çünkü Kur'an-ı Kerim'de genelde namazdan sonra zekat zikredilmekte, infakla igili de; "Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe gerçek manada iyiliğe ulaşamazsınız" (Ali İmran 3/92) buyurulmaktadır. Yine, Beled Suresi’nde sarp yokuşdan bahsedilir: "O sarp yol nedir, bilir misin? Köle âzat etmektir. Veya bir kıtlık gününde yakını olan bir yetimi yahut aç açık bir yoksulu doyurmaktır.” (Beled 90/12-16). Ez cümle, Gazze ve Filistin halkının karşılaştığı zulümler karşısında, iman sahipleri olarak, taraf olmak ve imkanlarımız nispetinde harekete geçmek düsturumuz olmalıdır. VE’S-SELAM...
Ahmet ÇETİN
Din Hizmetleri Uzmanı Kdz. Ereğli Müftülüğü
Haber : Çiğdem Koç