Dünden bugüne... "4 Aralık Dünya Madenciler Günü"
1960 yılında Maden Mühendisleri Odası tarafından, Türk Yüksek Maden Mühendisleri Cemiyetinden devir alınarak, o günden beri kutlanan 4 Aralık; bir rivayete göre babasının gazabından kaçarak, madencilerin çalışmakta olduğu bir mağaraya sığınan ve madenciler tarafından korunarak, daha sonra azize kabul edilen Santa Barbara'nın 4 Aralık tarihinde bu mağaraya yerleşmesinden yola çıkılarak, tüm dünyada "Dünya Madenciler Günü" olarak kabul edilmektedir. Madencilerin koruyucusu olarak kabul edilen Santa Barbara'nın aynı zamanda İzmit'te yaşamış olmasının da ayrı bir önemi vardır.
Dünya Madenciler Günü'nün tarihçesi ile ilgili yaptığımız araştırmada, bu günün dünyada ve ülkemizde ne şekilde yayıldığı ve kabul gördüğü anlatılmaktadır.
Arşivlerden edinilen bilgilere göre "ilk Zonguldak'taki mektep açıldığında, gelen profesörlerin çoğu Belçika'dan geldiği için, bu Hocalar Türkiye'ye bu adeti sokmuşlar.
Öte yandan, Belçika'lı profesörlerden çok daha önce, işçisi, şefporyonu ve patronları ile birlikte Hırvat Madencilerinin Zonguldak'a ayak bastığı ve bu insanların, mezhep kavgalarını bugün hala sürdürecek kadar dini bütün Katolikler olduğu da keza dikkate alındığında, 4 Aralık kutlamalarının ülkemize Hırvatistan'dan ithal edilmiş olması ihtimalinin pek zayıf olmadığı görülebilecektir.
Barbara'nın kim olduğu ile niçin madencilerin piri olduğu yönündeki sorulara cevap aramaya çıktığımız zaman, Vatikan'da yazılan resmi tarih ile yetinmek zorunda kalıyoruz. Vaktiyle, Roma İmparatorluğu'nun Bitinya Vilayeti'nin merkezi olan Nicomedia'da (yani, bugünkü İzmit'te) yaşayan Dioscorius adında soylu ve varlıklı bir bürokratın Barbara adlı bir kızı varmış.
Bu kızın özel eğitimi için tutulan iki öğretmenin birisi 'zamanın en illegal öğretisi olan Hıristiyanlık gibi kökü dışarıda aşırı cereyanlara kapılıp üşüttüğünden olsa gerek' aslında sanat, bilim ve klasik grekoromen ideolojisini öğretmekle yükümlü olduğu güzel öğrencisini kafakola alarak vaftiz edivermiş. Bu duruma fena halde içerleyip sabrı taşan Dioscorius, kafasına göre bir kısmet çıkana kadar, kızını evlerinin yakınına inşa ettirdiği bir kuleye kapatmış...
Dioscorius, "Hıristiyan bir kızım olacağına, olmaz olsun!" hesabıyla, korkunç bir öfkeye kapılarak, kızını kendi elleriyle öldürecek kadar zıvanadan çıkmış. Öfkesi dindikten sonra kendine hakim olan zalim baba, Barbara'yı Roma Hukukunun adaletine havale etmiş. Rivayete göre kendisi de Barbara'nın aşıklarından biri olan yargıç Marcion, önce, kızın başını çelik elyafdan dokunma kumaşlarla sarmalarını askerlerine buyurmuşsa da kızın yüzünden akan kanları görünce, bu gaddarlığa daha fazla dayanamayıp bir hücreye kapattırmış.
Giysilerini soyup kırbaçlayarak sokak sokak gezdirmişler. Ancak, eziyeti izleyenler, Barbara'nın yeniden giydirildiğini ve işkencelerden hiçbir iz kalmadığını hayretle gözlemişlerse de mucizelere mantıki bir açıklama getirememişler. Nihayet, kesin çözüm kararına varan yetkililer, idamın infazını da bizzat zalim baba Dioscorius'a ihale etmişler. Ne var ki öz kızının başını vurmak üzere keskin kılıcını havaya kaldıran Dioscorius, anında gökten inen bir yıldırımla yanarak helak olmuş ve ardından küllerini bile bulamamışlar.
St. Barbara'nın nasıl ve ne zaman öldüğü kesin olarak bilinmemekle birlikte, olayların, Maksimus Tracius (235-238) veya Maksimus Daia (308-313) adlı imparatorların hüküm sürdüğü dönemlerde geçtiği sanılmaktadır.
Madenciler, ani ölümlere karşı muafiyet kesbedip şerbetlenen bu hatunun himmet ve şefaatine daha fazla kayıtsız kalamayarak onu kendilerine pir seçtiler. Daha sonra, aradan yüzyıllar geçti ve sadece madenciler değil, topçular, istihkamcılar, gemiciler, itfaiyeciler, vs. gibi sürekli tehlike altında yaşayan diğer meslek erbabı da St. Barbara'yı kendilerinin piri olarak benimsediler.
Dünyanın daha dört bir köşesinde tabiatı arzla kapışıp boğuşan madenciler, inançları uğruna ölüme kafa tutan gencecik bir kızcağızın çektiği eziyetleri vesile ederek, her 4 Aralık günü bir araya gelip geriye bıraktıkları bir yılın yorgunluğunu üzerlerinden atmaya çabalıyorlar."
Bizlerde ülkemizin kalkınmasında çok büyük öneme sahip olan bu sektöre hizmet ederek, dünyanın en zor mesleğini yerine getirmeye çalışan tüm madencilerimizin 'Dünya Madenciler Gününü' kutluyor, bu uğurda yaşamını yitiren maden şehitlerimizi minnet ve şükran duyguları içerisinde bir kez daha saygıyla anıyor, tüm maden emekçilerine aileleri ile birlikte sağlıklı mutlu bir yaşam diliyoruz.
Haber : Değişim Haber Merkezi
ETİKETLER : Yazdır
Çok Okunanlar
» Henüz BUGÜN Haber Görünmüyor