Büyük Madenci Yürüyüşü...
4-8
Ocak 1991 Zonguldak-Ankara Büyük Madenci Yürüyüşü 'nün 28. Yıldönümünde Genel
Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Yönetim Kurulu adına bir basın açıklaması yapan
Genel Başkan Ahmet Demirci, Genel Maden İşçileri Sendikası'nın ve maden
işçilerinin Madenci Feneriyle, ülkemizdeki hak ve demokrasi mücadelesini
aydınlattığını söyledi.
Maden
İşçileri ve bölge halkının, işine aşına, ülkesinin ve milletinin geleceğine
sahip çıkma yolunda sesini yükseltmeye ve demokratik haklarını kullanmaya
hazırdır ve daima hazır olacağını vurgulayan Demirci, açıklamasında şunları
kaydetti:
"4 Ocak tarihi; maden ocaklarımızı,
demir-çelik fabrikalarımızı, enerji sektörümüzü, ülkemiz sanayisini, yani
üretim kültürünü hedef alan ve uluslararası şirketlerin çıkarlarını koruyan
politikalara karşı maden işçilerinin ve Zonguldak bölge halkının verdiği
mücadelenin ülke sınırlarını aştığı gündür.
1990
yılı içinde başlayan Toplu İŞ Sözleşmesi görüşmelerinden sonuç alınamayınca
grev kararı alınır ve 30 Kasım 1990 tarihinde grev başlar.
Maden
işçileri öncülüğünde, başta madenci eşleri ve çocukları olmak üzere Zonguldak
halkı 35 gün boyunca Zonguldak caddelerinde ve Sendika Genel Merkezi önünde
haklı taleplerini dile getirir.
Taleplere
mesafeli duran Hükümet temsilcileri, maden ocaklarının kapatılması düşüncesini
gündeme getirince yürüyüş kararı alınır.
4
Ocak 1991'de yola çıkan yüzbini aşkın insan yol boyunca sloganlarla taleplerini
dile getirir ve yeni katılımlarla yürüyüşe katılanların sayısı 150 binlere
ulaşır.
Madencinin
haklı talepleri tüm dünyada duyulur.
Genel
Başkanı Şemsi Denizer ve Yönetim Kurulu öncülüğünde Türkiye'de ve dünyada örnek
bir demokratik eylemi hayata geçiren madencinin önü Mengen'de kurulan barikat
ile kesilir.
Ocakların
kapatılmayacağını açıklayan Hükümet ile görüşmelere geçilir ve 8 Ocak 1991
tarihinde madenciler Zonguldak'a döner.
Madenciler,
hak ve demokrasi mücadelesinde işçi sınıfı tarihine altın bir sayfa eklemiştir.
1994
yılında 5 Nisan Kararları'yla tekrar bazı maden ocaklarının kapatılması gündeme
getirildiğinde maden işçileri ve bölge halkı aynı duyarlılıkla tepki göstermiş
ve dönemin Hükümeti tarafından kararlar geri çekilmiştir.
2016
yılında bazı müesseselerin özelleştirilmesi girişimlerine karşı eylemler yapılmış
ve özelleştirme girişimi durdurulmuştur.
2017
yılında bir torba yasa düzenlemesiyle Türkiye Taşkömürü Kurumu'nun uhdesinde
bulunan maden sahalarının bölünerek özelleştirilmesi gündeme gelince, 6-7 Kasım
2017 tarihlerinde tüm maden havzasında ocaktan çıkmama eylemi hayata geçirildi
ve tasarı Sendikamızın önerisi doğrultusunda değiştirildi.
Maden
İşçileri ve bölge halkı, işine aşına, ülkesinin ve milletinin geleceğine sahip
çıkma yolunda sesini yükseltmeye ve demokratik haklarını kullanmaya hazırdır ve
daima hazır olacaktır.
Koklaşabilir
özelliğiyle ülkemiz demir-çelik sektörünün, dolayısıyla sanayinin güvencesi
olan Zonguldak Taşkömürü Havzamıza, TTK'ya ve ülkemizin doğal kaynaklarını
tespit etmek için çalışan Maden Tetkik Arama Kurumu'na (MTA) sahip çıkmak ve
yerli üretimi artırmak mecburiyetimiz var.
1990
yılında yaşadığımız örnek grevin ve 4-8 Ocak 1991 tarihinde sesimizi dünyaya
duyurduğumuz Büyük Yürüyüşün öncüsü Rahmetli Genel Başkanımız Şemsi Denizer'i
şükranla anıyor, mücadeleye katkı yapan herkese saygılarımızı sunuyor, maden şehitlerimize ve terör saldırılarında hayatını
kaybeden tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı
diliyoruz."
Haber : Ç Koç-Ö Cerrah