BAYRAMLA TAÇLANAN RAHMET AYININ ARDINDAN
BAYRAMLA TAÇLANAN RAHMET AYININ ARDINDAN
Üç ayların girmesiyle birlikte kendisiyle kavuşmak için gün saydığımız; Regaip, Miraç, Berat kandilleriyle içerisindeki kutlu Kadir Gecesine hazırlandığımız mübarek Ramazan ayının son günlerine geldik bile. Her güzel şeyin çabucak geçip gittiği gibi Ramazan ayı da göz açıp kapanana kadar bitti.
Ramazan ayı, orucuyla nefislerimizi terbiye etti, mukabelelerle kalplerimizi Kuran’a açtı, teravihlerle miracı yaşattı, iftarları, sahurları ile hanelerimize neşe ve bereket kattı ve sonunda da bayram sevincini tattırarak bizler için adeta bir irfan mektebi oldu. Ramazan kelimesi, güz mevsiminin başında yağıp yeryüzünü tozdan temizleyen yağmur anlamındaki “ramda” kelimesinden türetilmiştir. Bu yağmurun yeryüzünü yıkayıp temizlediği gibi Ramazan ayı da iman edenleri günahlardan yıkayıp temizlemiş oldu. Bu nedenle bizlere düşen, günahlardan arınan ruhlarımızın bu temizliğini bütün bir ömür boyunca koruyabilmektir. Ramazanın öğrettiklerini kalıcı kılmaktır. Rahmet ayının vesilesiyle hayatımızda açılan yeni sayfanın temiz kalmasına özen göstermektir.
Sevgili Peygamberimiz bir hadislerinde “Oruç tutan nice kimseler vardır ki oruçtan nasibi sadece aç kalmaktır. Geceyi ibadetle geçiren nice kimseler vardır kıyamdan nasibi sadece uykusuz kalmaktır.”(İbn Mace,Sıyam,21) buyurarak bizleri uyarmaktadır. Buna göre davranışa dönüşmeyen, kişiyi kötülüklerden alıkoymayan bir ibadetin sahibine faydası yoktur. İşte bir ay boyunca tuttuğumuz oruçlarımızın nefsimizin gayrı meşru arzu ve isteklerine karşı bir kalkan oluşturması gerekiyor. Oruçla sadece midemiz değil dilimiz, elimiz, gönlümüz kısacası bütün uzuvlarımız çirkinliklere karşı oruç tuttular. Bu nedenle mümin kişi, orucun öğrettiği şekliyle kavgalardan, kötü sözlerden, münakaşalardan kendini korumalıdır. Ruhunun kazandığı dinginliği sürekli sürdürebilmelidir.
Yüce Rabbimiz Nahl Suresi 99.Ayeti Kerime’de “Ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadete devam et.”buyuruyor. O halde müminler oruç ibadetini sadece Ramazana has kılmadan sene içinde de ara ara oruç tutarak bu manevi kalkanı her daim ruhlarında hissetmeliler.
Ramazanda beş vakit farz namazlarımızın haricinde kıldığımız teravih namazıyla secdelerimizi artırdık, namazın yaşattığı manevi hazzı daha çok hissettik. O zaman diğer aylarda da farz namazlarını özenle kılmanın yanında nafile namazlara da devam edelim. Günümüzü teheccüt, kuşluk, evvabin namazlarıyla süsleyelim. Allah’a kullukta ibadetlerde devamlılık esas olduğundan, namazlara Ramazan ayı dışında da devam edelim.
Ramazan ayının kazandırdığı bir diğer güzel amelde Kuran’ı Kerimle her gün hemhal olmamızdır. Mukabele geleneğimizi Ramazanda devam ettirdik, pek çoğumuz birden fazla mukabele programlarını takip ettik. Ya da kendimiz en az bir tane hatim indirdik. Bu hatimlerle ruhumuz şenlendi, gönüllerimiz Kur’an ile şifa buldu, ahirete göçenlerimiz Allah’ın izniyle bu hatimlerden nasiplendi. Gördük ki her gün okuyarak kolaylıkla Kur’an’ı hatmediyoruz. O halde bunu neden diğer aylarda da sürdürmeyelim? Belki günlük bir cüz okuyamayız ama bir sayfa bile okusak, bu gayretimiz Rabbimiz katında bir salih ameldir. Bizim içinde her gün Kur’an ikliminden nasiplenmektir. Unutmayalım, Peygamber Efendimize “Allah katında amellerin en sevimlisi hangisidir?” diye sorulduğunda “Az da olsa devamlı olanıdır.” buyurmuştur.(M1828 Müslim,216)
Ramazan ayında Allah için oruç tutarak fakirin, açın halinden de anlamış olduk. Zekatımızı, fıtır sadakalarımızı, fidyelerimizi fakir kardeşlerimize vererek infak etmenin eşsiz huzurunu ve rahatlığını da tatmış olduk. Ama biliyoruz ki fakir, diğer aylarda da fakir ve yardıma muhtaç. O zaman sadakalarımızla fakirin yanında olmaya diğer aylarda da devam edelim.
Bilindiği gibi insan maddi ve manevi ihtiyaçları olan bir varlıktır. Nasıl ki vücudumuz maddi gıdaya muhtaçsa ruhumuzda manevi yönden gıdalanmaya ihtiyaç duyar. Ruhun manevi gıdası da ibadetlere sabırla devam etmektir. Sadece Ramazan ayında ibadetlere yoğunluk vermek manevi ihtiyaçlarımızı karşılamaz. Ramazanla kazandığımız iyi huyları, salih amelleri hayatımız boyunca devam ettirmeliyiz.
Müslüman kişi, evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azabından kurtuluş olan Ramazan ayının sonunda tertemiz olur. Bağışlanmış bir şekilde bayrama ulaşarak bir ay boyunca tuttuğu oruçların toplu bir iftarı olarak bayram sevincini yaşar. Bayramın verdiği mutlulukla bir araya gelen müminler aralarındaki küslüklere de son verirler.
Bir sonraki Ramazana kadar manevi temizliğimizi korumamız, ibadetlere devam etmemiz ve günahlardan uzak durmamız dileğiyle Ramazan Bayramımız mübarek olsun, Rabbimiz tekrarını nasip etsin.
Elif DEMİRCİ Kdz. Ereğli Müftülüğü Uzman Vaiz
Haber : Değişim Haber Merkezi