Uzmanından "Güneşten Korunma" önerileri
Uzmanından "Güneşten Korunma" önerileri
Karadeniz Ereğli Özel Echomar Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Dr. Sema Akkız, "Bir duvardaki tuğlalar arasındaki harç neyse, cildimizdeki nem odur. Araya girdiğinde o cilde sağlamlık kazandırır. Cildimiz nem olmadığında dışarıdan her türlü şeyi daha kolay geçirebiliyor" dedi.
Akkız, Değişim Radyo'da yayınlanan ve Arzu Tekin tarafından hazırlanıp sunulan "Arzu ile Devrialem" programında, yaz aylarında cilt bakımı ve karşılaşılabilen sorunlar konusunda bilgi verdi.
Güneşin faydalarının birçok insan tarafından bilindiğini ifade eden Akkız şöyle konuştu:
"İhtiyacımız olan güneş ışınlarını belli zamanlarda alabiliyoruz. Genel olarak D vitamini bakımından ve antibakteriyel özellikleri açısından önemli bir kaynak. Bu bakımdan Güneşi yararlı kabul ediyoruz.Güneşin zararları da var. Güneş koruyucu kremleri öneriyoruz ama insanlar bu konuda bilinçli değil. Yurt dışında iki saatte bir güneş koruyucu kullanılmasına rağmen, bizde pek kullanılmıyor. En az üç dört saatlik periyotlarda kullanılması gerekiyor. Güneş kreminin yanında, şapka, üstümüzü örtecek kıyafetler, açık renkler giymek, cildimizi korumak için önemlidir.
Tabii ki gün ışığına yaz aylarında daha fazla maruz kalıyoruz ama her mevsimde bunu yapmak gerekiyor. Kapalı ortamlarda, camlardan yansıyan ışınlardan bile korunmak için güneş koruyucu kullanılmasını öneriyoruz. Yüzde lekelenmeler, çillenmeler ve en önemlisi deri kanseri vakalarında artışlar yaşanması önemli. Güneş alerjileri fazla bilinmiyor. Yakıcı etkisinden çok alerjik etkileri vardır güneş ışınlarının. Bu fazla bilinmiyor.
NEMLENDİRİCİLER NASIL KULLANILMALI?
Deniz kenarında en güzel güneşlenme saatlerinin sabah 11.00 civarlarının olduğunu ifade eden Akkız, öğleden sonraların kapalı alanlarda geçirilmesini önerdiklerini dile getirerek "Biz en azından kapalı ortamlarda kalmalarını veya şemsiye altında kalmalarını tavsiye ediyoruz" ifadelerini kullandı.
"Lekeler çillere dönüştüğünde çeşitli tedavilerimiz var. Bunlar genelde kış aylarında yapılıyor. Yaz aylarında güneş kremlerini öneriyoruz. Nasıl bir peeling ürünü kullanılması gerektiğini biz öneriyoruz. Gül hastalığı dediğimiz bir hastalıkta peelingi önermiyoruz. Hassasiyet dolayısıyla sonuçlar problemli olabiliyor. Belli bir sıklık diye bir şey yok. Cilt yapımız, sorunlarımız önemli. Haftada bir, üç haftada bir önerdiğimiz peeling vakaları var. Yaz aylarında çok uygulanmıyor kimyasal peelingler.
Bütün insanların kendisine göre cilt bilinci olduğunu ifade eden Akkız, "Özellikle yağlı ciltler, karmadan kuruya doğru giden cilt yapıları, yağlıya doğru giden cilt yapıları vardır. Kullandığımız temizleyici ve nemlendiriciler cilde göre olmalıdır. Kuru ciltler için krem bazlı nemlendiriciler öneriyoruz. Cildin yapısı uzman tarafından belirlenerek nemlendirici kullanılmadır. Bir duvardaki tuğlalar arasındaki harç neyse, cildimizdeki nem odur. Araya girdiğinde o cilde sağlamlık kazandırır. Cildimiz nem olmadığında dışarıdan her türlü şeyi daha kolay geçirebiliyor."
Dermokozmetik ürün gruplarının tanıtımlarının iyi yapıldığını, içeriklerinin iyi bilindiğini ifade eden Akkız, piyasadaki bazı nemlendiricilerin ise sorunlar yaratabileceği uyarısında bulundu.
CİLDİMİZE ZARAR VEREN KİMYASALLAR NELERDİR?
Bir dinleyicinin sorusu üzerine cilde zarar veren kimyasallar konusunun çok zor bir konu olduğunu ifade eden Akkız, 3 bin 700 civarında zararlı kimyasal bulunduğunu, bunların içinde kozmetiklerin de önemli yer tuttuğunu söyledi.
Dr. Akkız şunları söyledi:
"Oda spreyleri, kolonyalar, ıslak mendiller gibi birçok malzemeyle karşılaşabiliriz. Direk cildimize sürdüğümüz malzemeler bizim için çok önemli. Zararlı maddeleri bizim bulabilmemiz de zor oluyor. Hastayla gündelik hayatında nelere dokunuyor, bunlardan yola çıkarak sebep bulmaya çalışıyoruz. Kış aylarında yama testi yapıyoruz. Bunun içinde hazır alerjenler oluyor. Bunları hastanın sırtına yapıştırıp iki gün bekleyip çıkarıyoruz. 28 ayrı maddeyi yapıştırmış oluyoruz. 3 numara alerjikse, bunun hazır listeleri üzerinden hastalara anlatıyoruz. Bu alerjenden uzak durmalarını istiyoruz. bununla ilgili sıkıntı yaşadığında kullanacağı ilacı verebiliyoruz. Herkesi etkileyen alerjenler olduğu gibi, her bünyeye özel bir alerjen olabiliyor. En kaliteli kozmetikler bile alerjen olabilir. Bin tane insanda sorun olmaz da bir kişide olur. Ben hekim olarak yazdığım ilacın bile alerji yapmayacağını söyleyemezken, bazı ürünler için alerji yapmayacağının söylenmesi yanlış. Güzellik salonu, kuaför, bu ürünlerin satışının yapıldığı yerde bu söylemlerin yapılmaması gerekiyor. Bu problemin bize geliş sürecini geciktiriyor."
BRONZLAŞMA DEYİP GEÇMEYİN!
Bronzlaşma olayının çok önemli olduğunu, görsel olarak insanların tercih ettiğini ifade eden Akkız, şöyle devam etti:
"Bronzlaşırken kullanılan ürünler de cilde zarar verebiliyor. Ben herhangi bir tatile gidip bronzlaştığım söylendiğinde korunamadığımı düşünüyorum. İnsanlar böyle düşünmüyor. Nasıl evlerimizin içinde cama yakın eşyaların, mobilyaların rengi soluyorsa, cansız varlığın rengini değiştiren güneş, canlı varlığa ne yapmaz ki diyoruz hastalarımıza. Tül perde nasıl güneş ışığını geçiriyorsa, açık tenli insanlar da güneş ışınlarını geçiriyor. Koyu tenli insanlar deri kanseri konusunda daha şanslı. Bronzlaşma olayında vücut kendini korumak için koyu ten oluşturmaya gidiyor. Cildiyeciler olarak bronzlaşma bizim duymak istemediğimiz bir konudur.
Solaryum da aynı güneş ışığı gibi önermediğimiz durumlardan biri. Bizim için önemli olan korunmak. Bronzlaşmak için yapılan hiçbir uygulama mantıklı gelmiyor. Bronzlaşmadan sakınma gibi bir akım gün geçtikçe gelişiyor. Güneş koruyucu, bronzlaşmadan korunma konularını giderek daha iyi anlatıyoruz. Hastalarımız daha fazla bilinçlenmiş oluyor."
DENİZE GİDECEKLER ÖNERİ...
Güneşten koruyan ürünlerde faktör oranı arttıkça güneşten korur gibi bir algı bulunduğunu ifade eden Akkız, bunun tam olarak doğru olmadığını, 30 ila 50 faktör arasını yeterli bulduklarını belirtti. Güneş yanıklarının deri kanseri riskini arttırdığını ifade eden Akkız, "İki kez güneş yanığı olduğunuzda kanser riski iki kez artıyor. Onun acısı da çok kötüdür. Sorunlu bir durum. Her zaman koruyucu sürerek çıkmakta yarar var" dedi.
ANTİ AGİNG ÜRÜNLER...
Anti Aging ürünlerinin çok geniş bir konu olduğunu ifade eden Akkız, "Cilt
yıllar içinde nemini kaybediyor, kolajen doku azalıyor, elastikiyet azalıyor,
güneşe bağlı lekeler daha kolay ortaya çıkıyor. Tüm organlarımız gibi derimiz
de yaşlanıyor. Anti aginglerle bu biraz daha geciktirilebiliyor.
Nemlendiriciler otuzlu yaşlardan sonra daha fazla önem kazanıyor. Daha ileri
yaşlarda kırışıklar için göz altı ürünler kullanılabiliyor. Özellikle gençlerde
göz etrafında koyuluk olayından şikayet geliyor. Kişi alerjikse, o tip hastaların göz
etrafından bu durum anlaşılabiliyor. Yapısal olarak göz etrafı daha koyu
olabiliyor. Bunları antiaging'den ayırmak gerekiyor. Otuzlu kırklı yaşlardan
sonra Antiaging daha anlamlı oluyor bizim için" dedi.
Akkız, cildin temizlenmesi gerektiğini belirterek, "bu bazen solüsyonlarla, bazen sabunlarla, bazen başka ürünlerle olabilir. Makyaj ürünlerinin daha doğal ürünler olmasında yarar var. Kendimizi gözlemlememiz önemli. Hangi ürünü kullanınca ne olduğunu görmek gerekiyor. Bazı ürünleri deneyerek kullanmakta yarar var. İlaç alerjisini deneme yanılma olmadan bilemiyoruz. Yapılan testler buna göre yapılıyor. Aynı şeyler makyaj için de geçerli. Maddeyi bulursak, o şekil maddelerden uzak durulmasını öneriyoruz. Yiyeceklerde bile şüphelendiğimiz gıdaların diyet listesinde olmaması sorunları azaltıyorsa, başlayınca tekrar ediyorsa, deneyerek bulmuş oluyoruz bunları." ifadelerini kullandı.
Dermatoloji Uzmanı Akkız, her yaşta nemlendirici kullanılabileceğini sözlerine ekledi.
Haber : H Aksakal
ETİKETLER : Yazdır
Çok Okunanlar
» Henüz BUGÜN Haber Görünmüyor