UYSAL'DAN ERDEMİR'E ÜLTİMATOM!
UYSAL'DAN ERDEMİR'E ÜLTİMATOM!
Ereğli Belediye Başkanı Hüseyin Uysal, "Unutulmamalıdır ki Türkiye Cumhuriyeti varsa Erdemir var. Ereğli varsa Erdemir var. Onların dediği gibi Erdemir varsa Ereğli var tarzı aşağılayıcı konuşmalarını tasvip etmiyoruz. Vurgulamak isterim ki, Erdemir Ereğli'yi büyütmedi. Tam tersine Ereğli Erdemir'i büyüttü" dedi. Uysal, Erdemir'e, Ereğli'ye yüzünü dönmesi uyarısında bulundu.
Ereğli Belediye Meclisi'nin Kasım ayı toplantılarının ilk birleşiminde konuşan Belediye Başkanı Uysal, 15 Temmuz darbe girişimi esnasında Türk Halkının devletin bekası, ülkenin geleceği için cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanında yer alarak dik bir duruş sergilediğini belirterek, " Bu darbe girişimi başarılı olsaydı, bizler 29 Ekim'de kutladığımız Cumhuriyetimizin kuruluşunun 93. Yıldönümünü kutlayabilir miydik? Sürekli askeri darbelerle kesintiye uğrayan bir Cumhuriyet. Eğer bu darbe girişimi başarılı olsaydı, bugün bu toplantıyı yapabilir, bütçeyi, yatırımları konuşabilir, geleceğe dair planlar yapabilir miydik?Darbelere karşı olan Yüce Türk Milleti darbe yapmak isteyenlerin karşısında durarak, tekrar acı ve pişmanlıklar yaşamamak için sokaklara çıktı, canı pahasına darbeye hayır dedi. O gece 241 şehidimiz oldu. Onlara Allah'tan rahmet diliyorum. 2147 gazimiz oldu, onlara da şifalar diliyorum, Allah onlardan razı olsun" dedi.
ERDEMİR'E "NEREDEYDİN?" SORUSU
15 Temmuz darbe girişiminin ilk saatlerinden itibaren Kdz. Ereğli halkının sokaklara döküldüğünü ve 27 gün boyunca sokaklarda, Anıt önünde demokrasi nöbeti tuttuğunu hatırlatan Uysal şöyle devam etti:
"Siyasi partilerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız, muhtarlarımız,
engellilerimiz, şehit ailelerimiz, kısacası, zenginimiz yoksulumuz, işçimiz,
işverenimiz,hatta yurt dışından gelen vatandaşlarımız milletimizle beraber anıt
önünde beraber oldu. Fakat kapısında
Erdemir Fatin Rüştü Zorlu Demir Çelik tesisleri yazanları göremedik. Onlar
yoktu. Bunun bir ihmal olduğunu, bir özel sektör yaklaşımı olduğunu düşünmek
saflık olur. Çünkü Ticaret Odası, esnafımız, işadamlarımız oradaydı. Erdemir'in
yaklaşımını anlamak akıl mantık ve duygular yetersiz kalmakta. Yoksa geldiler
de biz mi görmedik? Sizlerin veya esnafın, işadamlarımızın yaptıklarını biz de
yapmak istiyoruz dediler de biz mi hayır dedik? Fatin Rüştü Zorlu 16 Eylül
1961'de asılarak idam edildi, yaşamına son verildi. Bu ismi kapısında
taşıyanlar, bu duyguları anlamadılar, gereğini yapmadılar. Herhalde Fatin Rüştü
Zorlu'nun kemikleri sızlamıştır."
"SIKINTI YAŞAMAK İSTEYEN ERDEMİR'LE GÖRÜŞSÜN"
Daha önce Erdemir'in Ereğli'ye yüzünü dönmesi
gerektiğini söylediğini hatırlatan Uysal şu görüşleri dile getirdi:
"Bunu ne zaman dedik, 2-3 Hafta maçlarımızı Erdemir Stadı'nda oynayalım dedik.
Fakat genel müdürü aradık, 23 maddelik bir protokol ve teminat mektubu
isteyerek bu sahayı elde ettik ama kız futbol takımımız Alaplı'da oynamak
zorunda kaldı. Üniversite öğrencilerimiz diploma almak istediler ama izin
almakta binbir dereden su getirdiler. Bizde nasihat istersen tembele iş buyur
derler. Sıkıntı yaşamak, stres yaşamak, bir işin aylarca çözümsüz kalmasını
istiyorsanız Erdemir ile masaya oturun, görüşmeler yapın. Tabii
görüşebilirseniz. Benim başkan yardımcılarım genel müdür yardımcılarını arıyor
ama nedense her zaman toplantı, toplantı, İstanbul, gelince görüşürüz. Onlara
Ereğli halkının başkan yardımcıları olduğunu hatırlatmak isterim. Erdemir
yönetiminin tepeden bakmayı bırakması lazım. Onların genel müdür yardımcıları
nasıl dokuz aylıksa, nasıl onlar da öldükleri zaman er niyetine diye gidiyorsa,
nasıl iki metreküplük toprak kaplıyorlarsa biz de onlarla aynı seviyedeyiz."
"İŞÇİNİN YANINDA YER ALIRIZ"
Türkiye Cumhuriyeti varsa Erdemir 'in var olacağının unutulmaması gerektiğini ifade eden Uysal şöyle konuştu:"Ereğli varsa Erdemir var. Onların dediği gibi Erdemir varsa Ereğli var tarzı aşağılayıcı konuşmalarını tasvip etmiyoruz. Vurgulamak isterim ki, Erdemir Ereğli'yi büyütmedi. Tam tersine Ereğli Erdemir'i büyüttü. Bizim mühendisimiz, işçi kardeşlerimiz Erdemir'i büyüttü, gözbebeği yaptı. Erdemir çalışanlarına teşekkür ederken son zamanlarda işçinin geldiği noktayı da biliyorum. Sözleşmede gelinen noktayı da biliyorum. Olumsuz bir gelişmede bizlerin işçinin yanında yer alacağımızın bilinmesini istiyorum.
Ereğli'nin tarihi milattan önce 2 bin 500 yıllarına kadar dayanır. Bu bölge hiçbir zaman kıtlık çekmemiş, kendi kendine yetebilen bir kimliğe sahip olmuştur. Yani sizlerden Erdemir'den, önce de vardık. Unutmayın bizim varlık sebebimiz siz değilsiniz. Siz olmayacaksınız ama Ereğli bugün olduğu gibi gelecekte de var olacak. Çünkü Ereğli en güzel yerleşimlerinden biri. Tarih de bize bunu gösteriyor."
"ASİT YAĞMURUNU ÖĞRENDİK..."
Erdemir yönetimine hitaben sorular soran Uysal şu ifadeleri
kullandı:
" Toprak mı getirdiniz, su mu getirdiniz, denizi mi getirdiniz, kömürü mü
getirdiniz, yoksa bunlar olduğu için mi geldiniz? Havayı, bulutları mı getirdiniz? Ama bunları
bizlerle tanıştırdınız, sizlerin
sayesinde bazı şeyler öğrendik. Asit yağmurunun ne olduğunu öğrendik. Sabah
kalktığımızda arabaların üstünde tozlar öğrendik, araba yıkayıcılarının yolunu
öğrendik. Balkonlarımıza çamaşır
asmamayı öğrendik, camlarımızı açık bırakmamayı öğrendik. Balkonlarımızı camla
kapatmayı ve madenci hastalıklarını öğrendik."
"EREĞLİ HALKINI DA DÜŞÜNÜN"
Gülüç ırmağı taştığı zaman, Topçalı, Hamzafakılı ve Bölücek'in su altında kaldığını belirten Uysal şunları dile getirdi:
"Dere yatağı o kadar genişlemiş ki, iki mahallenin yerleşim alanı tamamen su altında. Dere yatağını genişletiyorsunuz, 199 bin metrekare istimla alanı çıkıyor ve bunlara ait Erdemir'den hiç ses yok. Gülüç Irmağı'nın denize açıldığı yeri hepiniz biliyorsunuz. Bir tarafında tersaneciler, bir tarafında Erdemir'in cüruf dökme alanı. Basında çıkan fotoğraflardan bildiğiniz gibi Tersane'nin o tarafında, paçalarınızı sıvayarak karşıdan karşıya geçebileceğiniz duruma geliyor. Bunun nasıl Gülüç ırmağı olduğunu ben merak ediyorum.
Kabasakal deresi göreve geldiğimizden bu yana sıkıntılı. Selde taştığı zaman tam iki ay, zabıtamız, temizlik işlerimiz, itfaiyemiz, bizler iki ay ereğli belediyesi personelinin yarısıyla buradan çıkamadık. Niçin çıkamadık. Kapaklar kapandı. Veya bu devirde bir iki metrelik, bir köprünün altında iki tane direk olduğu için. Fabrikayı bu kadar düşündüğünüz zaman Ereğli halkını da düşünmenizi isteriz. Gülüç ırmağı kıyısında dokuz dönümlük yerimiz var. Oraya ceza yazdık. Orası bizim ve o cezayı da ödeyeceksiniz. Oraya kimden izin alıp da döktünüz diye sormak istiyoruz."
"YAPTIRDILAR DA BİZ Mİ GÖRMEDİK?"
Erdemir'in üç aylık, yıllık karlar açıkladığını söyleyen
Uysal şöyle devam etti:
"Ben kara bakmıyorum. Ben Ereğli'ye
neler kazandırdığınıza, hangi eserler kazandırdığınıza bakıyorum görevden
geldiğiniz dönemden beri. İki buçuk
yıldır görevdeyim, ben hiçbir yerde bir şey görmedim. Okul mu yaptırdılar, cami
mi yaptırdılar da biz mi görmedik?
Bizim hayırsever, eğitimsever işadamlarımız okullar yaptırıyor. Çınar, Tatmetal, rahmetli İzmirlioğlu, Kadri Yılmaz'lar, Nurdan Oğuz'lar var. Bizler okul da cami de yaptırırız hiç merak etmesinler diyorlar. Görev süremde görmedim. Bir şeyi gördüm. Protokollerdeki imzalarını gördüm ama öğrendiğim kadarıyla o imzalar havada atılmış. Biz de imza atacağız ama ayaklarımız yere basarak imza atacağız.
Şimdi onlara sormak istiyorum. Eskileri aldattınız mı, yoksa onlar aldanmak mı istediler. Şunu bilsinler ki biz aldanmayacağız. Hani deriz ya, bıçak kemiğe dayandı, bıçak artık kemiğin içinde ve canımız yanıyor. Eğer beraber yaşamak zorunda isek, beraber yaşamak kaderimizse, taleplerimiz var ve bu taleplerimizden asla ama asla vazgeçmeyeceğiz. İngiltere'nin Magna Carta'sı var. Bizlerin de talepleri olacak. Belediye başkanının, siyasi partilerin, STK'ların muhtarlarımızın, sendikamızın, basınımızın, kısacası Ereğli ve Alaplı'da 200 bin nüfusu ilgilendiren konularda bir anlaşma istiyoruz.
ERDEMİR'E KARŞI MECLİS İTTİFAKI!
Uysal'ın açıklamalarına CHP Grubu da destek verdi. CHP Grup Sözcüsü Özkan Özyağcı, Erdemir'in ilçenin gelişmesine katkıda bulunduğunu ve birçok kişinin Erdemir'de çalıştığını söyledi.
2006 yılına kadar Erdemir ve Ereğli arasında bir problem bulunmadığını, problemin bundan sonra başladığını ifade eden Özyağcı şöyle devam etti:
"Havamız kirlendi, doğru söylüyorsunuz, yaşamımız zorlaştı doğru söylüyorsunuz, yüzünü Ereğli'ye dönmeli doğru söylüyorsunuz. Genel müdür yardımcıları bize dönmüyor diyorsunuz. Onlar bizi arayacaklar, biz onları değil. Biz belediye ve belediye başkanlığı olarak, onlar bize muhtaçlar. Biz 110 bin kişi olarak Ereğli'de hep beraber yaşıyoruz. Onların genel müdürleri, genel müdür yardımcıları bizi arayacak, yapacak bir şey var mı diye. Bunu sağlamamamız lazım. Bizim dönemimizde onların genel müdürleri bizi arıyordu. Ters giden bir şeyler var bunu düzeltmek gerekiyor. Erdemir Ereğli'de kurulmuştur, ne kadar satılmış olsa da Ereğli'nin malıdır. Siz bugün belediye başkanı, şehremini'siniz. Erdemir'de kırk genel müdür değişmiştir ama Ereğli'de kırk yıldır dört belediye başkanı değişmiştir. Bunlar çok farklı şeyler. Bunu uzlaşıyla yapmak sizin göreviniz. Yaparsanız, Erdemir sırtını döndüyse önünü döndüreceğiz, bunları konuşarak yapacağız. Bizim yönetimle işimiz olmaz, oradan ekmek yiyen işçilerle bizim işimiz. Ereğli'nin menfaati neyse onu biz ön plana çıkararak Erdemir'den onu isteyebiliriz."
GÜNDEM MADDELERİ
Toplantıda ilçenin çeşitli mahallelerinde şahıslara ait imar değişiklik talepleri imar komisyonuna havale edildi. Belediyenin 2017 Performans programı görüşülmek üzere Plan ve Bütçe komisyonuna gönderildi. 2017 ve izleyen iki yıl gelir gider ve finansmanı ile bütçenin görüşülmesine ilişkin gündem maddesi de Plan ve Bütçe komisyonuna havale edildi. Bu gündem maddesine ilişkin yazıda, Belediye gelirlerinin 129 Milyon lira olduğu, gider öngörülerine göre Ereğli Belediyesi bütçesinde öngörülen 38 milyon liralık açık, İller Bankası'ndan borçlanma ile karşılanacağı belirtildi.
Haber : Değişim Haber Merkezi
SAYIN BAŞKANIM GEÇDE OLSA ÇIKIŞINIZI TAKDİR EDİYORUM SAYIN BAŞKANA TEPKİ GÖSTERENLERE İSE BAŞKAN ERDEMİRİ DIŞLAMIYOR AHDE VEFA DİYOR BALIKÇI KASABASI OLMAK NE EKSİKLİK NE FAZLALIK BU TÜR BİR SÜRÜ KASABA VAR HAYATLARINDAN MEMNUN BENİM FİKRİM NE KAZIK ATAN NEDE YİYEN OLALIM GÜZEL DÜNYADA GÜZEL GÜZEL YAŞAYALIM SAYGILI OLALIM SEVMESENİZDE AYNEN SAYGILI OLALIM İNANIN İŞLER YOLUNDA GİDECEKTİR.DENEYELİM.
erdemir olmasaydı,sen zehir solumayacaktın,çocukların hastalığa karşı dirençli olacaktı.tertemiz denizde yüzecektin,bol bol balık yiyecektin.30 tane acenta varsa erdemirin sayesinde değil işçilerin yani senin sayende var.fabrika bir şehirde varsa sadece kar için değil zehirlediği çevresi içinde vardır.her yerde bu böyle bir tek erdemirin burnu havalarda.
ERDEMİR OLMASA EREĞLİ KÖY BİLE DEĞİL.NOKTA.NEYİN KAFASINI YAŞIYORSUNUZ.BİR İLÇEDE 30 KADAR ACENTA OTOMOBİL SATICISI OLMASININ SEBEBİ NE ÇİLEK DİR NE DE KARA MANCAR.
ERDEMİR olmasaydı ereğli şimdi 5-10 bin nüfuslu bi belde olarak yaşayacaktı.tek geçimi balıkçılık ve tarım olacaktı.eredemirin hiç ekmeğini yemedim,sevmemde,ama gerçek bu.uysalda,posbıyık gibi erdemire saldırmaya başladı.gelen gideni aratırmış.hadi bakalım.nereye kadar uğraşaksınız erdemirle.
- s.
- 1