ÜÇLÜ SACAYAĞI
İslam’ın ilk emri oku, ikinci gelen emir ise amel ile ilgilidir. “Oku” emri ile sarsılan Hz. Muhammed (S.A.V) “ben okuma bilmem” diyerek cevap verdi emri getiren Cebrail(as.)’e. Ayetlerin devamı emrin muhatabına neyi nasıl okuması gerektiğini anlatırcasına şöyle seslendi. “Ey insan! ‘Yaradan Rabbinin adıyla oku!’ Sana Rabbin tarafından gönderilen ve bundan böyle ayet ayet, sure sure muhatap olacağın bu kitabı, onu güzelce anlamak, zihnine nakşetmek, hayatına yansıtmak ve başkalarına tebliğ etmek amacıyla oku. Allah insanı, rahim duvarına tutunarak orada asılı bir şekilde duran, kan pıhtısına benzeyen basit bir yumurta hücresinden yani Alak’dan yarattı. Onu aşama aşama, konuşma, düşünme, okuma, öğrenme ve öğretme yeteneklerine sahip üstün bir varlık haline getirdi. Oku unutma ki, Rabb’in sonsuz lutuf ve kerem sahibidir. Daha önce sahip olmadığın bunca nimetleri sana bahşeden Rabb’in yüreğini ilim ve hikmet hazineleriyle doldurarak, seni çok daha büyük mertebelere, en yüce makamlara çıkaracaktır. O, Alllah ki kalem ve benzeri araçlar ile gerek vahiy ve hikmeti, gerekse ona dayanan bilgileri yazıp muhafaza ederek sonraki nesillere Allah’ a kul olma yolunda ilerlemeyi öğretendir. Düşünme, araştırma, öğrenme imkan ve kabiliyetleri bahşettiği insana, peygamber ve kitap göndererek ona bilmediği her şeyi öğreten O’dur.”
Amel; diğer bir ifadeyle okuduğunu ve öğrendiğini hayata uygulamaktır. ‘Ey örtüsüne bürünen peygamber! Kuran mesajını yüreğinde hisseden, fakat onu anlatmakta çekimser davranan Müslüman! Artık kendi kabuğuna çekilerek sakin ve kendi halinde bir hayat sürme zamanı geçti. Bunun için her türlü korku, endişe ve çekingenlik duygularından sıyrılarak, büyük bir azim ve kararlılıkla kalk ve ışığa susamış gönülleri vahyin nurlarıyla aydınlatmak üzere, inkar ve cehalet karanlıklarında bocalayan insanlığı bu vahiy ile uyar. Tebliğ ve uyarıya öncelikle kendinden başla. Senin kişilik ve karakterini sembolize eden elbiseni, öz benliğini ve çevreni temiz tut. Pislikten uzak dur. Yaptığın iyilikleri gözünde büyüterek başa kakma.
İslam’ın son gelen emirlerinden biri de takvadır. Dolayısıyla İslam bir sacayağına benzer. Ayaklardan biri yok olursa sac ayağı ayakta kalamayacağı için üzerine konan yıkılmaya mahkum olacaktır. Müslüman bu üçlü saç ayağını ayakta tutmak için önce ilim sahibi olacak, öğrendikleriyle amel edecek, bunu yaparken de samimi olacak. İlim, amel ve takva üçlü sacayağını oluşturacak, bunların üzerine konacak olan yaşantı ise insanı dünyada mutluluğa ahirette ise cennete ulaştıracaktır.
İnsanlığın ilk öğretmeni aynı zamanda ilk peygamberi Hz. Ademdir. Aynı zamanda iki oğlundan biri katil diğeri maktul olan bir babadır. Hz. Nuh kendi oğluna söz geçirememiş ve oğlu iman etmediği için Hz. Nuh’un gözünün önünde boğularak can vermişti. Hz. İbrahim bütün uğraşlarına rağmen babasını hidayete getirememiş ve babası kafir olarak ölmüştü. Ama bütün bu olumsuzluklara rağmen hiç bir peygamber inandığı davasını anlatmaktan vazgeçmemiş, inandıklarını anlatmaya, anlattıklarını yaşamaya devam ederek ümmetine örnek olmuştur. Toplumun bozulması, insanların dünyalık endişelerle Allah’ın emirlerine sırt dönmesi, toplumun değil de kendi menfaatlerini ön plana çıkarmaları onları asla yıldırmamış ve geri adım attırmamıştı. İyiliği yaymak, kötülüklere engel olmak için seferlerine devam etmişler, seferin zaferini ve mükafatını yüce yaratıcının takdirine bırakmışlardır.
Yılmadan, usanmadan, bıkmadan, toplumun ihyası; güzel ahlakın inşası; kötülüklerin ortadan kalkması için sefere çıkan öğretmenlerimizin öğretmenler gününü tebrik eder; vefat edenlere Allah’tan Rahmet, yaşayanlara sağlık ve afiyetler dilerim.
Sabri Kütükçü
Kdz. Ereğli İlçe Müftüsü
Haber : Değişim Haber Merkezi
ETİKETLER : Yazdır