TTK'DAN KRİTİK RAPOR
Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Genel Müdürlüğü 2015 yılı sektör raporunda çarpıcı tespitler yer aldı. Rapora göre, hazırlık çalışmalarının tamamlanması durumunda havzada yıllık 10 milyon ton taşkömürü üretimi rakamlarına ulaşmak ve kamuya zararın başabaş noktasına getirilmesi mümkün görünüyor.
Zonguldak'ta TTK Karadon Müessesesi'nin özelleştirilmesi tartışmaları devam ediyor. Genel Maden İşçileri Sendikası kurumun özelleştirmesi için eylem planı hazırlıklarını yapıyor. Bu arada kamuoyunda kurumun zararı ile ilgili tartışmalar da devam ediyor.
Kar zarar tartışmaları Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Genel Müdürlüğü 2015 yılı mayıs ayında tamamlanan sektör raporu ile farklı bir boyut kazanıyor. Kurumun hazırladığı rapora göre, tamamlanan ve devam eden hazırlık çalışmaları ile 30 yıl boyunca üretim yapmak ve kamuya yüklenen zararın yok edilmesi mümkün gözüküyor.
Raporun sonuç bölümüne göre, 2013 yılı sonu itibari ile dünyada üretilen toplam taşkömürü miktarı 6,9 milyar ton olup, bu toplamın 1.003 milyon tonu koklaşabilir taşkömürü, 5.979 milyon tonu ısıl amaçlı olarak kullanılıyor.
Üretilen taşkömürünün büyük bir kısmı üretildiği ülkelerde tüketilmekte, dünya toplam taĢkömürü üretiminin yaklaşık %18,8‟i (2013 yılında 1.327 milyon ton) uluslararası piyasada ticarete konu oluyor. 2013 yılında uluslararası piyasaya sunulan taşkömürünün %77‟si buhar kömürü, %23‟ü ise koklaşabilir kömürden oluşuyor. Dünyada üretilen koklaşabilir taşkömürünün % 30‟u ticarete konu olmakta ve ülkemizde bu miktar içinde ithalatıyla %2 paya sahip bulunuyor.
Kömürün; Dünya üzerinde yaygın olarak bulunması ve üretilmesi, Kullanım-depolama ve taĢıma açısından emniyetli yakıt olması, Gelişen temiz kömür teknolojileri ile çevresel etkilerinin en aza indirilmesi, Diğer fosil yakıtlara (petrol ve doğal gaz) göre politik çekişmelerden uzak daha az
riskli bölgelerde üretiliyor ve tükenme ömürleri açısından daha fazla ömre sahip olması vazgeçilmez
bir enerji kaynağı olduğu sonucunu doğuruyor.
GELİŞMİŞ ÜLKELERDE ZARAR EDEN İŞLETMELERDE ÜRETİM SÜRDÜRÜLÜYOR
Raporda taşkömürü üretimine ilişkin başka ülkelerdeki uygulamalara ilişkin çarpıcı tespitler de yer alıyor.
Buna göre gerek üretimi ve hazırlanması aşamasında yarattığı ekonomik değer ve istihdam imkânları ve gerekse ticareti, taşınması ve tüketilmesi aşamalarında yarattığı katma değer ile kömür dünya ekonomisinde önemli bir yere sahip bulunuyor. Özellikle yarattığı istihdam imkânları ve tedarik güvenliği açısından kömür madenciliği, ekonomik işletmecilik yapılamayan ve üretim maliyetleri
uluslararası kömür fiyatlarıyla rekabet etme şansı olmayan ülkelerde, devlet desteği ile sürdürülüyor.
Gelişmiş ülkelerde zarar eden işletmelerde kömür üretiminin ısrarla sürdürülmesinin bir nedeni ise bu ülkelerin (Almanya, İngiltere, Japonya örneklerinde olduğu gibi) ileri düzeyde gelişmiş maden ekipman ve makineleri endüstrisine sahip olmalarıdır. Avustralya, Kolombiya, G. Afrika ve Endonezya gibi ülkelerde kömür önemli bir "ihraç malı" olarak ekonomilerine olumlu katkıda bulunurken, çoğu gelişmekte olan ülkelerde kömür madenciliği yarattığı geniş, doğrudan ve dolaylı istihdam imkânları nedeni ile kırsal kesimlerde yaşanan işsizlik ve yoksullukla mücadele için önemli bir kaynak olarak kullanılıyor.
Hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde, elektrik enerjisi ve çelik üretimindeki vazgeçilmez konumu nedeniyle kömür, sürdürülebilir kalkınma planlarında ve enerji planlamalarında önemli bir yer tutuyor.
TÜRKİYE DE GEREKLİ ÜRETİM YAPISI OLUŞTURULAMADI
Raporda, Türkiye rezervlerinin dünya toplamı karşısında binde 13'lük bir paya tekabül ettiği ifade edilen raporda üretim düşüşlerine ilişkin tespitler de yer aldı.
Raporda yer alan tespitlere göre, 1980‟li yıllara kadar, başta demir-çelik sektörü olmak üzere, ülkemiz taşkömürü ihtiyacının tamamına yakınını karşılayan havza, artan ülke taşkömürü talebi karşısında gerekli üretim yapısının oluşturulamaması sonucunda, ülke ihtiyacına cevap veremez hale geldi.
Günümüzde ülke taşkömürü ihtiyacının yalnızca %5,1‟i havza üretiminden karşılanabiliyor.
1973 yılında 16 bin ton gibi sembolik bir miktarla başlayan taşkömürü ithalatı, 10 yıllık bir
süreçte 1.5 milyon ton/yıl seviyesinin üzerine çıktı ve hızlı bir artış trendi ile 2009 yılında
20,3 milyon ton seviyelerine kadar ulaştı. Kömür ithalatına ödenen döviz miktarı ise
2006‟da 2.027 milyon $, 2007‟de 2.049 milyon $ oldu.
Artan talebin yerli üretimle karşılanamamasının doğal olarak, taşkömürü tüketicilerini ithal kömüre yönlendirdiği ifade edilen rapora göre, uluslararası kömür pazarında yaşanan gelişmeler, tedarik güçlükleri ve aşırı yükselen kömür fiyatları yerli üretimin önemini bir kez daha ön plana çıkartıyor.
VERİMLİLİK İÇİN HİZMET ALINABİLİR
Son yıllarda derin kuyu projelerinin hayata geçirilmesi ile "rezervlere erişim" konusunda
önemli adımlar atıldığı ifade edilen rapora göre, gecikmiş ana kat hazırlıklarının müteahhit marifetiyle sürdürülmesi uygulamasının başlatılması ile ele alınan rezervler kısa süre içerisinde üretime alınabilecek. Üretim artırma çalışmalarına paralel olarak yürütülen kömür hazırlama tesisleri ile ilgili çalışmaların hayata geçirilmesi ile başta demir-çelik sektörü olmak üzere, taşkömürü kullanıcılarının aradıkları niteliklerde kömür yıkamak mümkün olacak. TTK‟ nın yüksek ticari maliyeti içerisindeki en önemli payın işçilik giderlerine ait olması, zararın azaltılması çalışmalarında işçilik verimlerinin arttırılması ve Kurumun asli görevi olan kömür üretimi dışındaki faaliyetlerde hizmet alımı uygulamasının yaygınlaştırılması önem arz ediyor.
BAŞABAŞ NOKTASINDA ÜRETİM YAPILABİLİR
Rapor, kurumda devam eden ve hazırlık aşamasındaki projelerin gerçekleştirilmesi durumunda şu öngörülerde bulunuyor:
1) Devreye alınan derin kuyular ve sürdürülmekte olan ana kat hazırlıklarının tamamlanması ile ana alt yapı hazırlıkları gelecek 30 yıl hizmet verecek.
2) TTK tarafından 5 milyon ton, özel sektörce 5 milyon ton olmak üzere, toplam 10 milyon ton/yıl üretim gerçekleştirilecek.
3) 4 milyon tonun üzerinde koklaşabilir kömür üretilerek ülkemiz Demir-Çelik sektörü ihtiyacının büyük bir kısmı havzadan karşılanabilecek ve bu sektörde dışa bağımlılık azaltılacak.
4) Yeniden yapılandırma çalışmaları birbirini tamamlayıcı niteliktedir. Tüm bu çalışmalar sonucunda Hazineye olan yükümüz azaltılarak başabaş noktasına ulaşılacaktır.
Haber : Hüseyin Aksakal
ETİKETLER : Yazdır
Çok Okunanlar
» Henüz BUGÜN Haber Görünmüyor