"NEVRUZ "; TÜRKLERİN MİLLİ BAYRAMIDIR.!
18 Mart 2016 15:50:52
EY TÜRK MİLLETİ !
21 Martta Nevruz ateşini yakın.Nevruz gecesinde-gündüzünde birlik olun ,beraber olun ,Türk bayrakları ile şahlanın ,çoşun-çoşturun dirilişimizi yeniden yaşayın
Ey Türk Milleti !"Nevruz" senin Milli Bayramındır.Türkiye'nin bütün illerinde,ilçelerinde, beldelerinde,köylerinde ,mahallelerinde ve okullarında el ele,gönül gönüle şarkılarla-türkülerle yöre,yöre halk oyunlarıyla ,halaylarla-horonlarla ,törenlerle,şenliklerle,şölenlerle ve güzel dileklerle nevruz bayramını kutlayın
"Nevruzun tarihi akışına bakalım"
Nevruz; Türkleri birbirine bağlayan ,Ergenekon'dan demir dağları eriterek çıkışının ,Türklerin dirilişinin bayramıdır.
Nevruz ;Türk'ün bayramıdır.Tarihin var oluşundan beri;Tarih boyunca Türk dünyasında ,Türk Devletlerinde Nevruz ;milli bayram olarak törenlerle,şölenlerle, şenliklerle kutlanır. "Nevruz" Türk dünyasında ve Türk Devletlerinde yaşandığı ve yaşatıldığı gibi Türkiye'de de "Nevruz" Milli Bayram olarak Türk devletleriyle birlikte törenlerle ,şölenlerle ,şenliklerle kutlanmalıdır.Yıllarca yüreğimizde kanayan yara sarılmalı,Türkiye ;1991 yılında Nevruzu milli bayram ilan etmiştir. Ama sadece devlet büyükleri Ankara 'da tören yapmaktadır. Nevruz bayramı artık Türkiye 'de bütün il ve ilçelerimizde,okullarımızda milletimle birlikte ,devlet törenleri ile şölenlerle-şenliklerle bayram olarak kutlanmalıdır.
Nevruz'un tarihi akışına ışık tutalım.
Tabiat ile iç içe, kucak kucağa yaşayan, toprağı "ana" olarak vasıflandıran Türk'ün düşünce sisteminde "baharın gelişi" elbette önemli bir yere sahip olacaktı. Çünkü insan vücudu, baharda uyarıldığı kadar kışta uyarılmaz. İç karartıcı, yeknesak günlerin ardından doğan hareketli, pırıl, pırıl güneşli, kuş ve hayvan sesleriyle kurulmuş îlahî orkestranın musikisi insan hayatını canlandırır. Ayrıca ortaya çıkan rengârenk tablo kıştan bahara geçişi ne de güzel tasvir eder: "Bir yanda her tarafı kaplayan soluk, mat ve daha çok beyazın hakim olduğu renkler, diğer yanda yeşilin değişik tonları arasında baş veren bin bir renk cümbüşü... Birisi hareketsiz, şekilsiz; diğeri kıpır, kıpır, şekil, şekil, çiçek, çiçek... Kış, sağır ve dilsiz; ilkbahar yaz duygulu, coşkulu, kulaklara fısıldadığı nağmelerle cazibeli... Birinde tabiat hayat dolu, diğerinde donmuş, yeniden doğmak üzere uyuşmuş kalmış...
Genellikle Nevruz, yani Farsça "Yeni Gün" adını taşıyan bahar bayramı, insan ruhunun tabiattaki uyanışıyla birlikte kutladığı bir bayramdır. Böyle bir bayramın, yani mevsimlerin değişikliğinden doğan özel günlerin, başka, başka adlar altında birçok milletin sosyal hayatında yer aldığı da bilinmektedir. Mesela, Hıristiyan âleminin dinî muhteva ile şekillendirerek ve Noel Baba sembolü ile karlar ülkesinden geyiklerin çektiği kızaklarla neşe ve ümitleri taşıdığı "Noel Bayramı" bunun farklı bir örneğini teşkil eder. Bu kutlamalarda yine bahara duyulan özlem "çam ağacı" motifi etrafında şekillendiriliyor. Aynı zamanda bir takvim değişikliğini de ifade eden bu kutlamalara baktığımızda Türk' ün kutladığı "bahar bayramı"nın da bir takvim değişikliğini yansıttığı görülüyor. Burada dikkati çeken husus "baharın başladığı zaman"dır. Türk, bu takvim değişikliğini "toprağın uyandığı gün" ile özdeşleştirmiştir. Kışın ortasında baharı kutlamaz. Türklerde bir tabiat, var oluş, diriliş bayramı niteliğinde olan Nevruz'un ruhî atmosferini ve eskiliğini anlayabilmek için kültürümüzün yıpranmış, tozlu ve pek okunmayan eski sayfalarına bir göz atmamız gerekiyor. Bu coşkuyu Türk kamları dualarında, niyazlarında şöyle ifade ediyorlar:
"... Yüce Gök tanrı'nın ilk defa gürlediği, yağız yer, altmış türlü çiçeklerle ilk defa bezendiği, altmış türlü hayvan sürülerinin ilk defa kişnediği ve melediği zaman sen (Türk'ün Atası) yaratıldın!"
Bu sözler Türk'ün yaratılış felsefesinin, inancının, hayat tarzının ifadesidir. Bütün bayramların dinî ve millî bir inanıştan, o toplumu ilgilendiren ortak bir hatıradan, geleneklerden, duygulardan ve tabiattan doğduğundan bahsetmiştik. İşte millî bir bayram olan Nevruz da Müslüman olan ya da olmayan çeşitli Türk toplulukları arasında kamların dua ettikleri asırlar öncesinden günümüze kadar farklı ,farklı şekillerde, ama aynı ruhla,şuurla,inançla ,ülkü ile hâlâ kutlanmakta. Bu bayram İslâmiyet'i kabul etmiş olan ilk Müslüman konar göçer Türk topluluklarında; sürgün avı, toy, şölen, yuğ vb. gibi İslâmiyet'le çatışmayan âdetlerden biri olarak devam ede,gelmiştir. Böylece bu ananeler günümüz Türk dünyasına ortak kültür mirası olarak intikâl etmişlerdir. Gelenekler, tarihini kesinlikle tespit edemediğimiz dönemlerden kalmadır. Neden, niçin, nasıl gibi sorular sorulmadan atadan oğula kalmıştır. Gelenekler bu özelliğiyle millet bağını güçlendiren en önemli unsurlardan biridir. Baharın gelişinin kutlandığı bugün de böyle bir gelenektir.
Nevruz, çeşitli kültür çevrelerinde, farklı etnik gruplarda farklı bir muhtevaya ve anlama sahip olmuştur. Kültürler arasındaki iletişim sonucunda çeşitli kültürlere girmiş ve benimsenmiştir. Eldeki tarihi kaynaklardan hareketle en eski Türk adetlerinden, bayramlarından biri olduğu kesinleşmiştir. Yeni yılın başlangıcı, yenilik, coşku, canlanma gibi nitelikler hiç değişmeden günümüze kadar yaşadığı uçsuz bucaksız coğrafyalarda görülmektedir.
Tarihi kaynaklara bakalım; Tarihini inkar eden kişi,kendini de inkar etmiş olur
Çin kaynaklarından Kutadgu Bilig'e, Kaşgarlı Mahmud'dan Bîrûnî'ye, Nizâmü'ı Mülk'ün Siyasetnâme'sinden Melikşah'ın takvimine kadar, Akkoyunlu Uzun Hasan Bey'in kanunlarına kadar gelen bir çizgide Nevruz ile ilgili kayıtlar eldedir. Diğer taraftan Sivas hükümdarı Kadı Burhaneddin Ahmed, Safevi Türkmen Devletinin kurucusu Şah İsmail (Hataî), Osmanlılarda Sultan I. Ahmed ve Sultan Dördüncü Murad gibi hükümdarların, Mustafa Kemal Atatürk'ün; din adamlarımızdan Kazasker Bâki Efendi ve Şeyhülislam Yahya Efendilerin, şairlerimizden Kuloğlu, Pir Sultan Abdal, Kaygusuz Abdal, Şükrü Baba, Hüsnü Baba, Fuzulî, Nev'î Efendi, Nef'î, Nedim, Hüseyin Suad ve Namık Kemal gibi şairlerimizin Fatih devri vezirlerinden Ahmed Paşa'nın; büyük Azeri şairi Şehriyar'ın ve büyük Türkmen şairi Mahdumkulu'nun uzun bir tarih boyunca Nevruz bayramının gelişini "Nevruziye" veya "Bahariye" denilen şiirlerle kutladıklarını da biliyoruz.
Ayrıca Nevruz'un Türk musikisinin en eski mürekkep makamlarından biri olarak da kültürümüzde yedi yüzyıldan fazla bir maziye sahip olduğunu da biliyoruz. Bu makam ilk defa Urmiyeli Safıyûddîn Abdulmü'mîn Urmevî (1224-1294) tarafından kullanılmıştır. Bu şekilde elimizde yirminin üzerinde makam bulunmaktadır.
Nevruz geleneği ne Sünnilikle, ne Alevilikle, ne Bektaşilikle doğrudan doğuş bağlantısı olmayan, İslâmiyet'ten çok öncelere giden bir gelenektir. Yani bir dinin veya mezhebin bayramı değildir. Bu yüzden de herhangi bir şekilde bir mezhep adına, bir din adına, bir etnik menşe adına bağlı gösterilmesi, istismar edilmesi bir ayrılık unsuru olarak takdim edilmeye çalışılması yanlıştır. Tarihin ve kültürün bütün gerçeklerine aykırıdır.
1990 yılında bağımsızlıklarını ilan eden Türk Cumhuriyetleri'nde Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Azerbaycan ile Rusya Federasyonu bünyesindeki Tataristan 21 Mart Ergenekon'dan çıkışı /Nevruz Bayramı'nı "Milli Bayram" olarak ilan etmişlerdir. Bu günün coşkuyla kutlanmasına büyük önem vermektedirler. Türk kültüründen kaynaklanan Ergenekon/Nevruz bayramı, her yönüyle Türk gelenek ve görenekleriyle zenginleşmiş ananevi ve temeli beş bin yıllık Türk tarihine dayalı milli bir bayramdır. Türkiye'de de 1991 yılında Türk Dünyası ile birlikte ortak bir gün olarak resmi tatil olmaksızın bayram ilan edilmiştir.
Nevruz; Türk insanını birbirine kenetleyen, bağlayan, Ergenekon'dan demir dağları eriterek dirilen atalarının ruhlarıyla,şuuruyla,inancıyla,ülküsüyle yanan bir ateştir. Bu ateş, hiç sönmeden binlerce yıl yandı ve gelecekte de kıvılcımlarından binlerce gönlü tutuşturarak "ortak kültür ocağı"nda binlerce ruhu ısıtacaktır. Avrasya'nın ,Türk âleminin Nevruz toyu kutlu olsun,Nevruz gülleri geleceğe umutlar taşısın.
Eğitimci-Yazar-Şair HARUN KARA diyor ki;
TÜRKLERİN DIŞINDA HİÇ BİR MİLLET NEVRUZ BENİM BAYRAMIM DİYEMEZ
EY TÜRK MİLLETİ BAYRAMINA SAHİP ÇIK !
"NEVRUZ" ;1991 YILINDA TÜRK MİLLETİNİN MİLLİ BAYRAMI OLARAK İLAN EDİLMİŞTİR. BU YASA GEREĞİ NEVRUZ; MESAJLARLA DEVLET BÜYÜKLERİNİN KUTLADIĞI BAYRAM OLMAKTAN ÇIKARILMALIDIR.
"NEVRUZ" TÜRKİYE GENELİNDE MİLLETCE MİLLİ BAYRAM OLARAK KUTLANMALIDIR.
"NEVRUZ"; TÜRK MİLLETİNİN MİLLİ BAYRAMIDIR. TÜRKLERİN VE TÜRK DEVLETLERİNİN MİLLİ BAYRAMI OLARAK DA KALACAKDIR...
"NEVRUZ"; TÜRKLERİ,TÜRK DÜNYASINI,TÜRK DEVLETLERİNİ BİRLEŞTİREN, AYDINLATAN KÜLTÜREL BİR GÜNEŞTİR !
"NEVRUZ" TARİH VAR OLDUKÇA "NEVRUZ" MEŞALESİ TÜRKLERİN ELİNDE YANACAK VE HER YIL TÜRKLERİN MİLLİ BAYRAMI OLARAK KUTLANACAKTIR !
"NEVRUZ" GÜNÜ ;ERGENEKON'DAN DOĞAN TÜRK GÜNEŞİNİN YÜKSELDİKÇE BÜTÜN DÜNYAYA YAYILAN TÜRK KOLLARI ;YERLEŞTİKLERİ TOPRAKLARI VATAN YAPAN,BOYLAR/ BEYLİKLER/ DEVLETLER, İMPARATORLIKLAR KURAN VE TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ TÜRK GENÇLİĞİNE VE TÜRK MİLLETİNE EMANET EDEN ,ATATÜRK GİBİ DAHİLER YETİŞTİREN, TARİHİ ŞANLA/ŞEREFLE/ ZAFERLERLE DOLU OLAN ECDADIMLA, ATATLARIMLA, ONLARIN TORUNLARI OLARAK BU TORPRAKLARDA YAŞAMAKTAN, TÜRK VE MÜSLÜMAN OLMAKTAN BÜYÜK ONUR DUYARIM.
Bu Yazı Toplam 1110 Defa Okunmuştur
ETİKETLER : Yazdır
Yorumlar
Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz bir yorum yapılmamış
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com