Kahvenin macerasını anlatacak olursak milattan sonra 3. Yüzyıla kadar gitmemiz gerekiyor. Kaldie adında bir keçi çobanı, keçilerinin yediği bir meyveyi fark eder, keçiler bu meyveyi yedikten sonra daha bir enerjik, daha bir neşeli ve çocuksu olduklarını fark eder. Keçi nasıl enerjik olur düşünüyorum da, zaten hoplayan zıplayan bir hayvandır keçi, gözümde canlandıramadım ama çoban çok iyi analiz etmiş ki keçilerdeki değişikliği fark etmiş. Keçilerin yediği bu meyveyi Kaldie,  toplayıp Manastır’daki bir Keşişe getirir. Keşiş’le beraber uğraşırlar çalışırlar didinirler, işte bu diyerekten, öğütüp sıcak suya katarlar böylece kahve ortaya çıkar.

Akıllara gelen 2. Soru Türk kahvesi nasıl ortaya çıktı. 3. Yüzyıldan, Yavuz Sultan Selim in dönemine kadar süren bir boşluk var. Buraya dair hiçbir bilgi yok Türk mutfağına geldi mi, Osmanlı topraklarına girdi mi, ? Bilmiyoruz. Elimizde ki en soyut bilgi Yemen valisi nin gönderdiği kahve çekirdekleri. Şarkısı bile vardır. Kahve Yemen’den gelir… Yavuz Sultan Selim e gelen bu kahve çekirdekleri öğütülüp sıcak suyla içilmeye başlanmış. Böylece Türk mutfağına kahve ve kahve kültürü girmiş olmuş.

Bu kültür öyle bir ilerlemiş öyle bir ilerlemiş ki telveler incelenmiş, incelenirken şekiller ortaya çıkmış ve o şekiller yorumlanıp kahve falı bakılmış. Kahve falının tam tarihi bilinmemekle birlikte, yine o dönemde haremde çıkmış ortaya, Haremde çok ağır kurallar varmış, örneğin bağırmak, çağırmak, yüksek sesle konuşmak yasakmış, tabi orada yaşayanlar da insan, sonuçta, konuşacaklar bir araya gelen bayanlar dedikodu yapacaklar, bunlarda yasak olunca haremde ki kadınlar falı aracı olarak kullanmışlar, konuşmak için. Ne kadar zekice değil mi kimin aklına gelir J Yıllarca düşünsem aklıma gelmez sohbet etmek için kahveyi aracı yapmak. Helal olsun vallahi, neyse biz dönelim haremdeki bayanlara fincanı kapatmışlar ve içindeki oluşan simgelere bir mana yükleyip birbirlerine laf sokmak, sohbet etmek için kahve falını icat etmişler. Peki, dünyada en çok kahveyi kim içiyor sizce? Yapılan araştırmalar göstermiş ki dünyada en çok kahveyi Hollanda’ lılar içiyormuş. Kişi başına yılda 8,3 kg kahve tüketiliyormuş. Dünyada biz kaçıncı sıradayız kahve tüketiminde… Sıkı durun 50…. ne kadar gerideyiz değil mi? Bunda ben iki neden görüyorum. Birincisi Türk kahvesi az bir miktar kahveyle yapılıyor. Bir çay kaşığı kahveyle bir fincan kahve içebiliyoruz. İkincisi Filtre kahve büyük şehirler dışında pek yayılmadı, başka nedenleri de olabilir tabi, ben sadece tahminimi söyledim.

Kahve bahane sohbet şahane derler. Kahve bir araya getirir bizleri dostlarımızla, bazen güzel bir sohbetin başlangıcı, bazen söyleyemediğimiz hislerimizin dili olur kahve, geleneklerimiz inde olmazsa olmazıdır. Kız istemelerinde önce kahve içilir, sonra söze başlanır. Allah’ın emri peygamberin kavliyle derken kahve bu güzel anlara mis gibi kokusuyla şahit olur. Bir acı kahvenin kırk yıl hatırı vardır derler ya hani, işte anlayın kahvenin önemini…..

Kahve dostun muhabbetine, sevgilinin gözlerine ve arkadaşın sohbetine içilirmiş….vayy be kahveyle ilgili daha sayfalarca söz söylenebilir. Bu kadar sözden sonra hadi bir fincan kahve yapalım da içelim. Hepimize afiyet olsun.

BİRAZ DA GÜLELİM ):

2021 e girdiğimiz şu günlerde, zaten fıkra gibi ülkeydik, Pandemi den sonra komedi filmi gibi olduk desem yeridir herhalde. Berberler kapanır diye vatandaşımız saçını 3 numaraya vurdurdu, hatta bazıları saç tıraş makinesi aldı çoluğun çocuğun saçlarını evde kendi kesti. Memleket 5. Zırhlı komando tugayı oldu tabiri caizse. Zatı muhterem bir beyin testi pozitif çıktı diye çoğunluğu akrabası olan konu komşusuyla sarılıp kucaklaşıp helalleşmiş, sonrasında bütün köy karantinaya alınmış. Hatırlarsanız ülkede ki 30 büyük Şehir ’in giriş çıkışları kapanmıştı, başı Zonguldak çekiyordu hatta gencin biri evde ki odalara isim takmış bir odaya İstanbul diğerine İzmir deyip şehir şehir geziyorum diye story yapmıştı.

20 yaş altı sokağa çıkmasın diyorlar.65 yaş üstü de evde kalsın, yok edilmesi planlanan hedef kitle biz miyiz acaba? Meğer bu yüzyılın kaba dayısı korona imiş, ülkede ne kadar bar, diskotek, gece kulübü var ise tek başına kapattı. Saygılar korona abi….

2021 e girdik çok şükür biz pek kutlayamadık evlerimizde oturduk, rutin bir gün dü yani, aslında 2021 bizi kutlasın 2020 yılından sağ salim çıktınız diye…

Geçenlerde bir haber okudum Afrika’da bir adam, aracının içinde koronadan ölmüş, adamı aracıyla birlikte gömmüşler, şaka gibi… 2020 de malını öteki tarafa getiren ilk adam olarak tarihe geçmiştir.

Evde pişen yemeklerden bahsedelim biraz da master şef olduk çoluk çocuk, evde yapılan ekmekler, pizzalar, pideler mutfak mutfak olalı bu kadar un görmemiştir herhalde, alınan kilolar da cabası….

Bebek geldi partisi, cinsiyeti belli oldu daveti, çocuğun yaş günü, sünneti, oğlanın sözü, tatlısı, nişanı, kınası, bu kadar kutlama yaparsan, şimdi oğlana bir düğün bile yapamassın…

Korona sevgilileri de etkiledi, ölümüne aşığım diyen çiftleri el ele bile göremez olduk….Bu salgın bitecek arkadaşlar… Salgın bitince parayı 2 sektör kıracak. Psikiyatrisiler, diyetisyenler…

Çocukluğumuzdan beri bizi üç harfliler çarpacak diye korkutuyorlardı meğer o cin değil Çin’miş….

Dışarı çıkana para cezası yerine evde kalana para ödülü verilseydi, bir haftaya kalmaz bu virüsü yenerdik

Hayırlı sağlıklı bereketli günlerimiz olsun Kalın sağlıcakla…