AYRANIN YOK İÇMEYE…
12 Temmuz 2019 08:13:38
Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, Erdemir Plajı’na nihayet talip oldu. Olsun, neticeye ulaşırsa vatandaş da faydalanır.
Başkan aynı zamanda Sevgi Barış Dostluk festivalinin yanı sıra, Hamsi festivali ve caz festivali yapılacağını da söylemişti. Anlaşılan bu konularda da çalışmalar alttan alta yürüyor olsa gerek. Çünkü belediyeden kiminle konuşsak, bunların yapılacağını söylüyor. Bu da hoş.
Sahili de yeniden düzenleyecekler. Eh, tebdili mekanda ferahlık vardır der eskiler. Evimizin oturma odasının düzenini bile zaman zaman değiştirmek bize iyi geliyorsa, Ereğli’nin vitrininde bir değişiklik yapılmasının kötü olacağını düşünmek mümkün müdür?
Bunlar da önemli ama Ereğli’nin şu andaki durumunda, ayranı yokken tahtırevan peşine düşen eski zaman insanlarını hatırlatıyor bu işler.
***
Biliyorsunuz 2008 yılından bu yana Ereğli ekonomisi krizler karşısında daha kırılgan oldu. O sene Amerika’da mortgage kriziyle başlayan ve nakliye navlununun düşmesiyle deniz ticaretini etkileyen, bu yüzden de ilçede kurulu bulunan birkaç tersane ve binlerce kişilik istihdama mal olan krizin aşılması beklendi. Olmadı derken ardından iki senedir kendisini hissettiren yeni bir kriz dalgası geldi.
2017 yılının başından itibaren Karadeniz Ereğli’de moraller yerlerde sürünüyor. İşyerleri kapanıyor, işçi çıkarmaları yaşanıyor, işletmeler ayakta kalabilme savaşı veriyor; vatandaş gelecekten umudunu kestikçe tüketim harcamalarını azaltıyor, tüketim azaldıkça sıkıntı derinleşiyor. İlçenin bir şekilde moral bulmaya ihtiyacı var.
Eh, üç gün boyunca bu morali bulduk diyebilirsiniz. Bu kronikleşmiş bir anksiyete haline verilen üç günlük bir araydı sadece. Festival bitti, endişeler yeniden gündemde eskiden olduğu yerini aldı.
***
Bir şeyi unutmamak gerek. 31 Mart seçimlerinde böyle büyük oy farkının olması, aslında ekonomik ve sosyal yaşamdaki moral bozukluğundan kaynaklanıyordu. Ereğli’nin temelde umuda ihtiyacı vardı. Seçimden önce bu durum nasılsa, bugün de aynen duruyor.
Mevcut belediye yönetimi aslında bunun sorumlusu değil anlayacağınız. Yine de seçim ortamında bu moral bozukluğunun giderilmesi için adım atılması gerektiği söylemleri kendileri tarafından bolca dile getirildi. Yani aslında bugün işlerin yolunda olduğuna ilişkin sanal bir atmosfere kapılmış olsalar da kendileri de durumu—ilçenin moralsiz olduğunu ve umuda ihtiyaç bulunduğunu— gayet iyi biliyordu.
Kamuoyunun yeni yönetimlere verdiği belirli süreli avanslar kısa sürede geçer. Üstelik ilk yılda oluşturulan algılar pozitif olmazsa, avans süresinin bitmesinden sonra algıyı yeniden inşa etmek eskisine göre çok zor olur. Anglosakson ülkelerinde olduğu gibi, direksiyonu sağda olan bir otomobil kullananların, diğer ülkelerdeki soldan direksiyonlu araçlara alışmakta, yeni öğrenenlerden daha fazla sıkıntı çekmesine benzeyen bir durum bu.
Bu yüzden, yeni yönetim umut vaat eden ve kamuoyuna moral verecek girişimler yapacaksa, bunu daha avansları bitmeden, kısa süre içinde yapmalı. Arka arkaya bir festival, bir festival daha, sonra başka bir festival yapacaklarsa, sadece kısa bir süre kazanmaları mümkün olabilir. Zaten belli bir süre sonra yapacakları girişimler, ilk anda yapacaklarında elde edecekleri etkiyi üretemeyebilir.
***
Yeni bir sayfa açabilmenin şartı, yeni umutlar üretebilmekten geçer. Eğer ilk icraatınız birkaç kişiyi kapının önüne koyup, su ücretlerine zam yapmak, bazı işyerlerini tahliye etmeye başlamak olunca moral katsayısını arttıracağını söylemek havada kalıyor. Dahası, moral bozukluğu üç beş pop müzik şarkıcısının aura çemberi içinde giderilebilir bir hal olmaktan çıkıyor ve ayranı olmayanın tahtırevanla ihtiyaç görmeye gitmesine benzer bir durum gerçekleşiyor.
Bizde perşembenin gelişinin çarşambadan belli olduğuna dair bir söz vardır. Kimse kusura bakmasın. Bugüne kadarki yerel yönetim uygulamaları, bundan sonrakiler için hiç umut vermiyor. Ne yapalım diye sorarlarsa, onu da kendilerinin bulması gerek. İlçenin içinde bulunduğu moral bozukluğunu yaratan hayal kırıklıklarının—üniversite, kent meydanı, trafik; belediyenin elinden gelen sınırlı olsa da istihdam ve ekonomiye katkı verecek bazı şeyler—hiç değilse bazılarında somut, takvime bağlı, maliyeti belli bir program çerçevesinde girişimlerde bulunulması, emin olun o veya bu kurumu itham eden açıklamalara kıyasla, yeni bir sayfa açılmasında çok daha etkili olacaktır.
Unutulmaması gereken, seçmenin verdiği avans süresinin, sazla cazla uzamayacağıdır.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com