CİCİM AYLARININ SONU…
24 Haziran 2019 08:26:35
Belediye Başkanı Halil Posbıyık’ın seçimlerin ardından altı çalışanı belediyede yaptıkları işlerden çıkarması…
Sonra AK Parti İlçe Başkanı Mehmet Fatih Çakır’ın “Bu yaptıklarınız, merkezi hükümetten destek istediğinizde masanızın önüne gelir” demesi…
Son olarak da CHP ilçe Başkanı Sevdekar Aras’ın, ““İktidarın ülkeyi yönetirken kullandığı tehdit ve baskı dilini Ereğli’deki temsilcilerinin de devam ettirmeye çalışmasına halkımız her zaman tepkisini gösterecektir” demesi…
Karadeniz Ereğli’de “Cicim Aylarının” erken bittiğini gösteriyor.
Aynı şekilde İstanbul seçimleri, Ekonomideki durgunluk, işsizlik, Siyasetteki kutuplaşma eğilimi, Türkiye genelinde beklenen cicim aylarının bir türlü gelmeyeceğine işaret ediyor.
İstanbul Büyükşehir Başkanlığı seçimi nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, yeni gerilim kaynakları üreteceğini bekleyenleri kınamak mümkün değil. Bu, geçtiğimiz yıllarda hayata geçen mevcut hükümet sisteminin—Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi—doğal sonucu…
İşler daha da kızışacak büyük ihtimalle…
BUNDAN SONRA NE OLUR?
Mesela Temmuz ayı belediye meclisinde AK Partili üyelerin mırın kırın etmeye başlamasını bekleyebilirsiniz.
Sosyal medya trollerinin Ekrem İmamoğlu’na sevgi barış dostluk ödülü verilmesini bahane ederek festival karşıtı söylemlerini geliştirdiğini gözlemleyebilirsiniz.
Belediye Meclisinde Başkan Posbıyık’tan bir önceki dönemin defterlerini açmasını bekleyebilirsiniz. Başkan veya yerelde iktidar olan CHP’den, İşten çıkarılanlar hakkında akla ziyan açıklamalar yapıldığını işitebilirsiniz.
Her geçen gün başka bir sivil toplum kuruluşunun politik konulara bulaştığını, aslında politikayla ilgisi olmayan spor, eğitim gibi konulara siyaset karışmaya başladığını gözlemleyebilirsiniz.
Erdemir’e yönelik manevralarda artış yaşanmasını bekleyebilirsiniz.
AK Parti’den belediyenin sorumluluk alanındaki eksiklikler nedeniyle demeçler, CHP’den de merkezi hükümet sorumluluğundaki yatırımlar nedeniyle çıkışlar yapılabilir mesela.
Uzun lafın kısası, daha evvel cicim aylarının sona ermesiyle neler olduysa, aynısının yeniden yaşanacağı öngörüsünde bulunabilirsiniz.
BUNLAR OLURKEN…
Bunlar olurken, CHP’liler bir yandan kendi içlerinde birbirini yemeye devam eder. Özellikle seçimden sonra ilçe kongresi sürecinde işler iyice kızışır.
CHP Genel Merkezinde kimin kimi desteklediğine ilişkin faraziyelerle vakit geçirebilirsiniz. Yerel siyasette kendi tavrını ortaya koymasını engellemek için milletvekilleri hakkında, paralı kalemlerin yazdığı yalan yanlış haberleri okuyabilirsiniz.
AK Parti’de mevcut ilçe başkanının karşıtlarının gemi azıya aldığını göreceksiniz. Parti içinde sosyal medya üzerinde “demedim mi ben sana” tarzı parti içi takaza ifadelerini bol bol okuyabilirsiniz. O istifa etmeli, bu görevden alınmalı gibi lafları bolca duyabilirsiniz bunlar olurken.
İstanbul seçiminin sonuçlarına bağlı olarak daha önce iktidar partisinde önemli görevler üstlenen kişilerin yeni istikametler aradığını gözlemliyorsunuz. Bu işin daha da netleşmesini beklemek yerinde olacaktır.
Bunların bir kısmı olacak şeyler, bir kısmı da zaten olan veya olmakta olan şeyler.
NE OLMALIYDI?
Temel olarak soğukkanlılığı elden bırakmamak gerekirdi.
Tartışmaların doğrudan iletişim yoluyla yapılması, basın üzerinden gerilim üretme yoluna gidilmemesi gerekirdi.
Belediye çalışanlarının o partiden, bu partiden denilmemesi gerekirdi. Kimsenin işinden, ekmeğinden edilmemesi gerekirdi. Suya zam yapılmaması, belediye hizmetlerinde fiyat artışları yerine indirimler yapılması gerekirdi.
İşlerin eskiden olduğu gibi görülmesinin sonucunun, eski sonuçlar neyse aynısı olduğunu bilmek, ona göre yeni yaklaşımlar geliştirilmesi gerekirdi.
Bir hata yapıldığında, öbür tarafın “O halde ben de sana şöyle yaparım” havasına girmemesi, pozitif asgari müşterekler temelinde, karşılıklı iletişime dayalı bir siyaset tarzı benimsenmeliydi. Ötekileştirmeden kaçınılmalıydı.
Sağanak yağışlar yağarken, iktidarı da muhalefeti de vatandaşın çektiği sıkıntılar, yaşanan sorunlar hakkında görüşlerini ifade etmeli, hep birlikte çözüm yolları aranmalıydı.
Böyle işlerde bir artı bir iki değil üç ederken, iki bölü iki ancak yarım edebiliyor. Çünkü herkesin bildiği ama bir türlü hayatına uyarlamadığı kural gereğince, birlikten kuvvet doğar ve bir el, beş parmağın tek tek güçlerinden daha sağlam bir yapı oluşturur, dahası böyle olunca arkasındaki kolun desteğini alması da mümkündür.
Öyledir ama kime anlatıyorsun? Burası Ereğli, eğer birinci tekil şahıslara hayrı dokunmayacaksa, burada yaşayan envai çeşit renklerin oluşturduğu tüm topluluğa yönelik pozitif bir bakış açısını hayata geçirmek kolay değil…
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com