AKÇAKOCA ALTUNÇAY KÖYÜ ESKİ TARİHİ YAPILARI TAHRİP EDİLİYOR
Altunçay'ın tarihi yapıları tahrip ediliyor.Doğusu Zonguldak Alaplı,Kuzeyi Akçakoca Akkaya köyü,Batısı Akçakoca Altunçay köyü sınırları içerisinde kalan ve Altunçay köyüne 20 km uzaklıktaki Alakilise mevki denilen yerde 2014 yılında Alakilise ve çevresi,2012 yılında Roma dönemine ait Roma hamamı,2012 yılında Etüt yolu Kilise yanı defineciler tarafından tahrip edildi.
Altunçay köyü sakinlerden Ali Yetkin konuşmasında şunları söyledi" Köyümüz Akçakoca'nın en eski köyüdür. Köyümüz Roma dönemine ait bir çok kalıntılar vardı son yıllarda bu kalıntılar yok edildi. Hatta Roma dönemine ait bir sütün İstanbul'a kaçırıldı.Köyümüz defineciler tarafından delik deşik edildi. En son bu yıl içerisinde çok yakın zamanda Altunçay-Yığılca arasında açılan Osman Çakır orman yolun yakınında bulunan Alakilise delinen mevkiye Akkaya köyünde dozerlerle gelinerek buradaki Roma dönemine ait kalıntıları harap ettiler.Yanlızca temel taşların kaldığı yeri koruma altına alınması gerekirdi.Ben Konuralp müze müdürlüğüne müracaatta bulundum fakat gereken desteği alamadım,Ayrıca Araştırmacı yazar ve gazeteci İbrahim Tuzcu, Düzce Turizm ve Kültür müdürlüğüne müracaatta bulunmasına rağmen hiç kimse bu köyle ilgilenmedi.Bizler bu köyün koruma altına alınıp Konuralp gibi turizme kazandırılması gerekir"dedi.Yetkin konuşmanın sonunda şunları söyledi "Bütün uyarılara rağmen korunmayan Alakilise' kısa zaman önce tahrip edilmiş, yaptığım incelemede bir çok tarihi eserin çalındığını anlıyorum..Defineciler veya tarihi eser kaçakçıları tarafından ortadan kaldırılan eserlere köylüler isyan ediyor.Düzce Turizm ve Kültür müdürü bu konuya hassasiyetle yaklaşması lazım.Köyde kalan.M.S. 2.Yüzyılda yapılan bu Bizans yapısı, bölgenin en büyük Kilisesiymiş.İnşallah bu yapı bir gün Kültür Bakanlığınca restore edilip bölge turizmine kazandırılır."diyerek sözlerini bitirdi
İşte tarihi değeri çok büyük olan Akçakoca'nın en eski köyü kısaca tanıyalım
Tez deresi boğazında büyük mezar kalıntıları vardır,300-400 kişiliktir,Altunçay'danÇayağzı'na giden yolda gelin indiren dağ vardır,buradan gelin giderken attan düşer gelin attanindirilir yaya olarak yola devam edilir ondan dolayı buraya gelin indiren dağı denir bu yolyakın zamanda açılmıştır 9 km dir.Altunçay dan Çayağzı'na buradan gidipgelinmektedir.Kiliselik denilen yerde kilise
artıkları,heykeller,yazıtlar vardır Apollon heykeliburadan İstanbul Arkeoloji müze müdürlüğüne getirilmiştir.Köyde Bitinyalılar zamanında
demir ürettikleri anlaşılmaktadır,çevrede bol miktarda demir ocakları ve cüruflarınarastlanmaktadır.Eskiden Akçakoca Çuhalıdan Dadalı,Başaftun,köyleri üzerinden Haciz dağıaşılarak Düzce Tavuk köyüne oradan Beçiyörük köyünden Düzce ye ulaşılırdı.Buradaki su
değirmenleri,su hızarları çok ilgi çekmekte idi ama maalesef şimdi bunlardan hiç birikalmamıştır Dağlarda linyit kömürü,kılsuyu deresinde Hematit filizlerinerastlanmıştır bu madenle ilgilenilirse bu madenler işlenilebilir ,ayrıca bu dağlarda mermer devardır .Demir elde edilebilmesi için dağlarda oyuklar açılarak keresteler yakılarak yüksekfırın elde edilirmiş bunlara halen Dereköy bölgesinde görmek mümkündür.
Köprünün doğusunda demir eritme ocakları var Bizanslılardan kalma1970 yılındı Bolu müze müdürlüğü buradaki demir eritme ocaklarında kazı yapmış amahedefine ulaşamamıştır,çünkü o zaman teknoloji şimdiki kadar gelişmemişti buraya şimdiki
teknoloji ile tekrar araştırma yapılması durumunda buranın çok önem kazanacağımalumdur,ayrıca bu ocakların içinde fazla çakmak taşın olduğu da söylenmektedir.,Bu ocağınkapısı büyük taşlarla kapalı bir şekilde durmaktadır yeri bellidir bu ocağın çevresinde bol
miktarda demir kalıntılarına fazlaca rastlamak mümkündür Bu ocaklar toprak seviyesinden 50mt yüksektir üzerinde 100 yıla yakın kestane ağaçları vardır. 2009 yılında araştırmacı yazarİbrahim Tuzcu tarafından bu parçalar Erdemir de tahlil yaptırıldı ve Polezik Hematit karışımımaden olduğu tespit edildi görülüyor ki bu dağlarda demir cevheri çakmak taşı var olduğunaişarettir buraların MTA tarafından değerlendirilmeye açılması lazımdır .Köprü yanındaki suhalen bir boru ile durmaktadır bu su kılsyundan gelmektedir,bu su kükürt içermektedir,busuyun analizini eski Akçakoca kaymakamı Murat Hamzaoğlu Bursa Uludağ üniversitesinetahlil yaptırmıştır lakin bundan bir netice çıkmamıştır bu suyun tekrar tahlile gönderilip takipedilerek hayata geçirilmesi lazımdır.Bu demir eritme ocaklarında çalışanları izlemek için ocakamirleri Göktepe denen mevkiden çalışanları izlerlermiş,ayrıca köyde kireç taşı,mermer taşıocakları,tepecik tepesi,ala kirse dağı( gelin indiren dağı) da denir buradan Çayağzı'na 2-3saatte gidilebilmektedir,kilise mevki eski mezarlıklar vardır bu köy gerçekten görülmesilazımdır tarih kokmaktadır.Tepecik mevkindede köyün doğusunda burası aynen bir fesbiçimindedir iki kat aşamalı taşlar döşelidir üzerinde fındık ağaçları vardır,bir rivayete göreburaya Adapazarı'ndan bir Rum komutan gelir gidermiş bu tepenin altında bir çarşınınolduğunu söylermiş çarşı ağzı kapanmış vaziyette ama büyük bir taş tepenin altındadurmaktadır,bu taşın çarşı kapısının taşı olduğu söylenmektedir.Ayrıca tepecik mevkisinegitmeden bir adet kilisede vardır bu kilisede munkariz olmuştur,tuğla kalıntıları halen mevcuttur,yine bu kiliseye varmadan kestanelik mevkinde de bir mezarlık vardır.
Haber : İbrahim Tuzcu
ETİKETLER : Yazdır