Uzun yaşamak isteği, hepimizde var. Torunlarımızı görmek onların Mürvetlerini, çocuklarının doğumunu görmek hepimiz isteriz. Bıraksalar 130 yaşına kadar yaşarız.Hem de hayattan bu kadar şikayet edip dır dır ettiğimiz süreci olduğu kadar uzatmak istiyor oluşumuz merak uyandırıcı değil mi?.

Çağdaş hayatta başarmamız gerekenler çok fazla, hatta herkesin ömrüne sığdırmaya çalıştığı hedefler gerçek dışı. İyi bir eğitim, iyi bir iş iyi bir para kazanacaksın. Ardından evin araban olacak. İyi ve güzel bir eş minik çocuklar, onları harika yetiştireceksin.Bir yandan kariyerinde yükseleceksin.Bunun yanında hobiler aktiviteler,sosyallik,spor,eğlence ....Koy bir de üstüne trafik, ev temizliği arada yaşadığın sağlık sorunları.Gün 36 saat olsa can dayanmaz valla.Dolayısıyla çocukların da büyüdüğü dönemlere denk gelen emekliliğe kadar nefes alacak birkaç dakika bile yok.Daha doğrusu modern zamanlar bize bunu talep ediyor.Peki 130 yaşına kadar yaşayabilir miyiz?Kendi adıma konuşayım sevdiklerim de yaşayacaksa evet ,ama eşimin dostumun öldüğünü de görmek istemem.Zaten standart belli ,erkekler 70 yaşına kadar kadınlarda bu durum biraz daha yükseliyor,80.

Amerikalı kâşif eğitimci Dan Buettner'la ekibi bir araştırma yapmışlar. Dünyanın mavi bölgeleri adlı bir araştırma projesi. Dünyanın 3 coğrafi bölgesinde dramatik biçimde 100 ü aşmış aktif ve sağlıklı yaşayan insan olduğu fark edilmiş. Bu proje ekibi 3 bölgenin beslenme, spor, yaşam tarzı alışkanlıklarını inceleyip ortak yanları bulmaya çalışmışlar.

Kimse spor yapmıyor. Yani bizim anladığımız şekilde spor salonuna gidip 1 saat koşmak ve egzersiz yapmak gibi. Yaşam tarzının kendisinden gelen doğal eğlenceli aktif bir yaşam var orada. Komşunun evine 5 kilometre yürümek, elektrikli alet kullanmayıp evi çalı süpürgesiyle süpürmek, keki kaşıkla çırpmak, meyve toplamak, yani fiziksel aktivite. Hayat amaçlarını kaybetmiyor bu yaşlılar.3 kültürde de emeklilik kavramı yok gibi. Yaşlılar gençler kadar aktif sokaklarda kâffelerde gençler kadar yaşlılarda var. İnanç ,yaşam tarzının önemli bir ayağı bu 3 bölgede de. Hatta her ayın birkaç günü toplu ibadet dediğimiz ritüelleri var. Uzun lafın kısası her şey doğal. Teknoloji yok bir kere. Böyle bir yerde yaşamak isterdim doğrusu. Telefon yok internet yok, makineler yok. Bir zamanlar küçük ev diye bir dizi vardı. Tıpkı o dizide ki gibi. İki katlı ahşap bir ev, bahçede gıdaklayan tavuklar, süt veren inekler, kalabalık bir aile, vee şehirde yaşayan mutlu insanlar. Vel hâsıl kelam her şey kafada bitiyor demek ki stres ten uzak durmak, sorunsuz bir hayat, insan ömrünü uzatıyor.