Covid-19’la mücadele zamanları devam ediyor. Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik. Az kaldı kurtulacağız bu illetten derken,  bilmem kaçıncı dalganın bilmem kaçıncı pikini yaşıyoruz. Vaka sayıları Türkiye genelinde 30 bini bulmuş, bir parantez açıyorum ( Zonguldak olarak yine birinciyiz) maskeler çoktaaan düştü…

Maske takmayanları anlamış değilim. Bu hastalık hemen hemen her aileden bir kişiye kötü bir şekilde dokundu. Büyük kayıplar verdik, ama hala maskeler ya cepte, ya kolda aksesuar gibi ya da hiç yok… Bahaneleri de hazır biz iki aşılıyız. Geçen sene maskenin ne kadar önemli olduğunu bu sonbahar da anladık. Bizi maske tam anlamıyla hem korona dan korudu, hem de mevsimsel alerjik rahatsızlıklardan. Fakat bu sene çoğu insanın maske takmaması yüzünden hastalık daha da yayıldı. Evet aşı bizi koruyor ama, maske, hijyen, sosyal mesafe hala çok çok önemli üç kural.. Aşılarımızı olduk her şey bitti diyemeyiz. Birçoğumuz iki Snovac iki Biontech aşılarını oldu.

Aşının koruduğuna inanan bir kesim var bir de inanmayan yine de aşı olan kesim, bir de karşıt olan bir kesim var. Henüz aşılarını yaptırmamış olanlar yani. Aşıya karşı olanları anlamış değilim. Mantıklı bir sebep arıyorum ama henüz bulamadım. Bilim ışığını tutmuş, neden karanlık yollara sapsın ki bir insan. O ışığın izinden ilerle.

‘İçimize çip takacaklar, bizi kısırlaştıracaklar’ gibi bilimsel temeli olmayan hurafe düşüncelerin peşinden koşanlar var bir de. Covid-19 aşılarının tıp ve biyoteknoloji dünyasında benzeri görülmemiş bir hızda geliştirilmiş olması ve yan etkilerine ilişkin toplumun yeterince bilgilendirilmemiş olması kimilerini aşıların güvenliği konusunda şüpheye düşürüyor. Özellikle aşıların kısır yapma tehlikesi, gebe ve emziren kadınlara olası etkilerinin bilinmezliği, nadir görülen kalp kası ve zarı iltihaplanmaları ya da kan pıhtılaşması gibi çeşitli yan etkiler ile anestezi ve DNA değişikliği gibi söylentiler, aşı karşıtlığını körüklüyor. Kimi aşı karşıtları ise sosyal medyada dolaşan bilgi ve mesajların etkisiyle ya da siyasi gerekçelerle hareket ediyor.

Her ne kadar bu salgınla birlikte daha sık gündeme gelse de, aşılara duyulan güvensizlik, hatta nüfusun bir kesiminin aşılanmayı açıkça reddetmesi yeni değil. Covid-19 ile patlak veren 'aşı karşıtlığı' ne zaman ortaya çıktı, tarihte nasıl bir geçmişe sahip?

Aşı karşıtlığı nedir ne zaman başlamıştır. Küçük bir araştırma yaptım. Aslında aşı karşıtlığı aşının kendisi kadar eski.

Modern aşının tarihi 18. yüzyılda Edward Jenner ve çiçek aşısına dayanıyor. Bugünkü çiçek aşısının bilimsel olarak ilk çalışmalarını yapan İngiliz cerrah Jenner, 1796'da geliştirdiği aşıyı ilk olarak köyündeki çocuklar üzerinde denedi ve olumlu sonuçlar elde etti. Jenner aşı ile bilimsel olarak tıpta bir çığır açtı ve modern immünolojinin temellerini attı. Ancak ilk aşı ile birlikte aşı karşıtlığı da başladı. Aşının hastalıktan daha tehlikeli olabileceği endişesiyle dönemin birçok tıpçısı, sağlıkta devrim olacak aşı tedavisine açıktan karşı çıktı. Bu aşı karşıtlığı farklı seviyelerde günümüze kadar devam etti.

Vakaların hat safhaya ulaştığı bu sonbahar günlerinde, anlıyoruz ki aşı çok çok önemli ve biz Covit-19 aşısını uzun bir zaman, her sene olacağız. Kalın sağlıcakla…