• 

CHP’nin TBMM’ye gitmesi mümkün olmayan milletvekili adayı Neriman Posbıyık bir laf etmiş!
Sürekli olarak Köksal Toptan’ı seçtikleri için halka kızdığını söylemiş!
Neriman hanımın partiler yasasından bilgisi yok sanırım…
Köksal Toptan ve diğerlerini halk seçmiyor ki!
Halk önüne konulanları seçmek zorunda kalıyor!
Tıpkı Halil Posbıyık’ı yıllardır seçtikleri gibi!
Şimdi halka kızmak mı lazım sürekli Halil Posbıyık’ı seçiyor diye!
Halk önüne konulanı seçmek zorunda kalıyor!
Mehmet Haberal’ı seçeceği gibi…
Halk çok mu istiyordu sanki Mehmet Haberal’ın aday gösterilmesini…
Halk Neriman Posbıyık’ın aday gösterilmesini çok mu istiyordu?
Kimsenin halka kızmaya hakkı yok!
*** *** ***
Posbıyık’ların seçim kampanyası oldukça şaşalı geçiyor…
Paranın gücü konuşturuyor Posbıyıkları…
Belediye’nin gücü kampanyadaki heyecanı artırıyor!
Seçim bürosunda sabahları kahvaltı, öğlenleri yemek dağıtılıyor halka…
Nereden geliyor bu değirmenin suyu?
Akaryakıt giderleri bir kooperatife yüklenmiş!
Yemek giderleri de Belediye’nin gücü kullanılarak mı karşılanıyor bilemiyorum!
Tüm siyasi partiler Posbıyıkların para gücünden ve ‘Çamur at izi kalsın’ politikalarından çekiniyorlar…
Ama Posbıyıklar para gücü ile ve agresif politikalarla halkın gönlüne girilemeyeceğini halen anlayamadılar…
Peki nereden geliyor bu para gücü?
Ereğli’de Belediye’den ruhsat alan inşaat firmaları ve kooperatif başkanları gibi insanlarla görüşün anlarsınız!
Sakına Posbıyıkların Azerbaycan’daki şirketlerinden geldiğini sanmayın!
Festival yardımları toplanmaya başladı!
Festival gelirlerinin kaydı kuydu yok!
Hesap soran da yok!
Festivale para verenler makbuz da isteyemiyorlar!
*** *** ***
Ereğli’de 6 tane işyeri sahte isim ile şikayet edilmişti…
AKP’li Yusuf Kalay’ın adı kullanılmıştı bu dilekçelerde…
Halil Posbıyık şikayet edilen işyeri sahiplerini çağırarak, Yusuf Kalay’ın isminin kullanıldığı bu dilekçelerin fotokopilerini verdi kendilerine…
Yusuf Kalay’da dilekçelerden bilgisinin olmadığını açıklayıp, Posbıyık’ın da kendisinin can güvenliğini tehlikeye attığı için şikayette bulunmuştu…
Dilekçelerdeki isimler doğru da olsa bunların dağıtılması suçtur…
Müfettiş geldi Ereğli’ye…
Ellerinde dilekçe olan kişiler çağrıldı ve soruldu bunları kimden aldınız diye…
Ama Halil Posbıyık daha önce harekete geçerek işyeri sahiplerini tek tek makamına çağırdı ve dilekçeleri kendisinden aldıklarını söylememelerini istedi…
Biri çıktı dedi ki;
“Ben yalan söyleyemem. Sen vermedin mi bunları bize…”
Posbıyık kükredi; “sen ne yapmak istiyorsun, beni hapse mi attırmak istiyorsun” dedi.
Dilekçeyi Posbıyık’dan alan kişi, “kusura bakma ben yalan söyleyemem” dedi…
Posbıyık’dan dilekçelerin fotokopilerini alanların hepsi müfettişlere yalan söylediler…
Biri hariç…
Çıktı delikanlı gibi; “Halil Posbıyık verdi bunları bize” dedi…
Sonra ne mi oldu?
Posbıyık o kişinin yönetici olduğu kurumun binasının bazı yerlerini yıktı…
Kdz. Belediye Başkanlığı makamı ne yazık ki Posbıyık’ın egosunu tatmin etme makamı haline geldi…