SİGORTA TEMİNAT YAPISI HAKKINDA BİLMEDİKLERİMİZ
22 Aralik 2014 16:48:35
Uğuralp CİVELEK
Sigortanın tanımına bakılacak olursa, her zaman risk, teminat ve primin bir arada olduğu görülür.
Sigortacılıkta risk, tehlike demektir. Kişi veya kuruluşların maddi bir değeri olan çıkarlarını tehdit eden her şey risktir. Teminat, bu çıkarların korunması için verilen güvencelerdir. Prim ise bu risklere karşı verilen güvencelerin bedelidir. En basit anlatımı ile risk, teminat ve prim üçlemesinin anlamları budur.
Bu faaliyetlerin sürdürülebilmesi için sigorta şirketleri kurulmuştur. Sigorta şirketleri, kişi veya kuruluşların tehlike altına bulunan risklerini satın alırlar. Riskleri satın alırken bu risklerin ortaya çıkardığı zararların giderilmesi için güvence verirler. Verilen güvencelerin karşılığında da bir prim talep ederler. Riskin gerçekleşme olasılığı ne kadar fazla ise, talep ettikleri primler yüksek olacaktır, buna karşılık riskin gerçekleşme olasılığı ne kadar düşük ise, talep ettikleri primler de düşük olacaktır.
Demek ki ortada bir olasılık hesabı var. Bu olasılık hesabı, bu risklerle ne sıklıkta karşılaşılacağı üzerinedir. Her an olması muhtemel riskler için verilecek güvencenin, bir anlamda, fiyatı yüksek olacaktır. Bu da çok doğal bir sonuçtur. Sigorta şirketleri prim talep ederken, bütün hesaplarını, o riskin sigorta sözleşmesi dönemi içinde gerçekleşmemesi ve aldıkları primlerin doğrudan teknik kar zararlarına yansıması üzerine yaparlar. Aksi halde çok sık karşılaşılan risklerde prim düşük tutulursa, hiçbir zaman sigorta şirketleri para kazanamaz.
Sigortacılık sistemi, aynı riski taşıyan kişi veya kuruluşların, topluca, bu risk için ödedikleri primlerle riske ortak olması demektir bir yerde. Yani sigortacılık sistemi bir yardımlaşma ihtiyacından doğmuştur.
O zaman riskler için verilen teminatların büyüklüğü de o derece önemlidir. Sigorta şirketinin sözleşme ile vereceği teminatlar için belirlenecek tazminat tutarı, riskin yaratacağı zararların etkilerini ortadan kaldıracak boyutta olmalıdır. Çoğu zaman sigortacılık sisteminde karşılaşılan bir durumdur bu. Sigorta primlerini daha düşük ödemek uğruna teminat tutarları olduğundan düşük belirlenir.
O sigorta sözleşme süresi içinde bir risk gerçekleşmemiş ise bu durumun önemli bir sonucu olmaz. Risk gerçekleşmediğinden en fazla sigorta şirketi olması gerektiğinde az kazanç elde etmiş olur. Sigorta ettirenin de cebinden fazla para çıkmamış olur. Ancak risk gerçekleşmişse sıkıntı o zaman başlar. Bu durum sigortacılık uygulamalarında eksik sigorta olarak geçer. Sigorta şirketi, ortaya çıkan hasarı, sigorta bedeli ile orantılı olarak öder.
Sigorta primini düşük ödemek uğruna yapılan bir başka uygulama daha var. O da sigorta sözleşmesi ile bazı teminatları almamak, bazı riskleri gözardı etmektir. Bu ise sigortadan beklenen yararın tam olarak elde edilememesi anlamına gelir. Sigorta teminat yapısı işte tam da burada kendini gösterir.
Madem ki teminat, bir riskin gerçekleşmesi halinde ortaya çıkarın zararın ödeneceği konusunda sigorta sözleşmesinin sağladığı bir garantidir, o zaman risklerin doğru belirlenmiş olması ve bu riskler için güvence talep edilmesi gerekir. Bunun bir adım ötesi de bu teminatlar için doğru bir teminat tutarının sözleşmede yer alması gerekir.
O zaman denebilir ki sigorta teminat yapısı, kişi veya kuruluşların, sigorta sözleşmesini yaparken, gerçekten hangi risklerden çekindiklerini ve risklerin gerçekleşmesi durumunda ne miktarda tazminat talep edeceklerini gösteren bir tablodur. Bu tablo ne kadar doğru olursa sonuçları da o kadar doğru olacaktır.
Riskler ve teminatlar konusunda tereddüt duyulursa, bu konularda görüş almak için hatta doğru bir sigorta sözleşmesine sahip olabilmek için çekinmeden TURKUAZ SİGORTA'yı arayabilirsiniz. Şirketimiz her konuda yardımcı olmaya hazırdır.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
-
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com