Avrupa Adalet Divanı, çalışanların yıllık izinleriyle ilgili
çok önemli iki karara imza attı.
Avrupa Adalet Divanı (AAD), yıllık izinlerle ilgili
çalışanların lehine iki karar aldı. Avrupa Adalet Divanı'nın çalışanların
yıllık izinleriyle ilgili aldığı karar Türkiye'yi de çok yakından
ilgilendiriyor.
HASTALIKLA GEÇİRDİĞİNİZ SÜRE YILLIK İZİNDEN SAYILMAYACAK
Avrupa Adalet Divanı, yıllık izin süresi içerisinde
hastalanan çalışanın hastalığı boyunca geçirdiği sürenin yıllık izinden
düşürülemeyeceğine karara verdi.
Alınan bu karara göre çalışan, yıllık izindeyken hastalıkta geçirdiği süre
kalan izin günlerinden düşmeyecek. Çalışan, hasta olduğu günleri yıllık iznine
ekletebilecek veya istemesi halinde daha sonra da kullanabilecek.
SAHADA ÇALIŞANLARIN İŞE GİDİP GELME SÜRELERİ, ÇALIŞMA
SAATİNDEN DÜŞÜLECEK
Avrupa Adalet Divanı'nın çalışanlar lehine aldığı diğer
karar ise ofis dışında direkt olarak sahada çalışan işçileri ilgilendiriyor.
Alınan bu çok önemli karara göre sahada çalışmak zorunda olan işçilerin işe
gidip gelmek için geçirdikleri süreler de onların çalışma sürelerine sayılacak.
TÜRKİYE UYMAK ZORUNDA
Anayasanın 90. Maddesinde yer alan, "Türkiye
Cumhuriyeti adına yabancı devletlerle ve milletlerarası kuruluşlarla yapılacak antlaşmaların
onaylanması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin onaylamayı bir kanunla uygun
bulmasına bağlıdır. Ekonomik, ticari veya teknik ilişkileri düzenleyen ve
süresi bir yılı aşmayan antlaşmalar, Devlet Maliyesi bakımından bir yüklenme
getirmemek, kişi hallerine ve Türklerin yabancı memleketlerdeki mülkiyet
haklarına dokunmamak şartıyla, yayımlanma ile yürürlüğe konabilir. Bu takdirde
bu antlaşmalar, yayımlarından başlayarak iki ay içinde Türkiye Büyük Millet
Meclisinin bilgisine sunulur. Milletlerarası bir antlaşmaya dayanan uygulama antlaşmaları
ile kanunun verdiği yetkiye dayanılarak yapılan ekonomik, ticari, teknik veya
idarî antlaşmaların Türkiye Büyük Millet Meclisince uygun bulunması zorunluğu
yoktur; ancak, bu fıkraya göre yapılan ekonomik, ticari veya özel kişilerin
haklarını ilgilendiren antlaşmalar, yayımlanmadan yürürlüğe konulamaz. Türk
kanunlarına değişiklik getiren her türlü antlaşmaların yapılmasında birinci
fıkra hükmü uygulanır" ifadesine göre Türkiye de bu maddeye uymak durumunda
kalacak.(Şifa Kaymak)