"Kadına yönelik şiddet ; bir insan hakkı ihlalidir...."
"Kadına yönelik şiddet ; bir insan hakkı ihlalidir...."
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Zonguldak İl Kadın Kolları, 25 Kasım 'Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü' nedeniyle basın açıklaması düzenledi.
Alaborina Restaurant'ta düzenlenen basın açıklamasına; İl Kadın Kolları Başkanı Merve Kır ve Yönetim Kurul Üyeleri, Kilimli İlçe Başkanı Filiz Karademir, Karadeniz Ereğli İlçe Başkanı Zerrin Yılmaz ve Yönetim Kurul Üyelerinin yanı sıra kadın ve gençlik kolları üyeleri katıldı. CHP'li kadınlar, kadınlara yapılan şiddeti protesto etmek amacıyla pembe giyindiler...
CHP Kadın Kolları Başkanı Merve Kır, yaptığı açıklamada, "Bundan tam 58 yıl önce Dominik Cumhuriyetinde Turjillo diktatörlüğüne karşı özgürlük ve hak mücadelesi veren Mirabel kız kardeşler, yönetimin askerleri tarafından tecavüz edildikten sonra katledildiklerini vurguladı.
Kır açıklamasında ayrıca şu görüşlere yer verdi;
"1981 yılında Dominik'te toplanan
Latin Amerika Kadın Kurultayında "25 Kasım "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma
Günü"olarak kabul edildi.
Geleceğimize ve hayatımıza sahip çıkmak için bir araya
geldiğimiz ve şiddetsiz bir memleket hayal ettiğimiz 25 Kasım buluşması için
bugün biraradayız.
Geçen 25 Kasım'dan bu yana, bu topraklarda kadına yönelik şiddet
yine artarak devam etti.
Kadınlar, her gün şiddete, tacize ya da tecavüze uğruyor. Şiddet
o kadar arttı ki artık medyada sıradan vaka gibi yer buluyor. Her sosyal,
kültürel çevreden, ünlü ya da ünsüz toplumun her kesiminde kadına yönelik
şiddete tanıklık ediyoruz.
2018'in ilk dokuz ayında 183 kadın ve 10 çocuk öldürdü. 50 kadına tecavüz edildi. 162 kadın tacize uğradı. 375 kadına zorla seks işçiliği yaptırıldı. 279 kız çocuğu cinsel istismara maruz kaldı. 316 kadın yaralandı. Bunlar sadece medyaya yansıyanlar...
Tacizler, evde, sokakta, belediye otobüsünde yaşandı. Yani
kadınlar hiçbir yerde güvende değil.
Cinayetlerden bazıları uzaklaştırma kararlarına rağmen işlendi.
Devlet kadını koruyamadı.
Kadınların büyük bir bölümü kocaları veya sevgilileri tarafından
öldürüldü.
Dile getirmekten dahi utanç duyduğumuz bu olayların hepsi bu yıl
bizim ülkemizde yaşandı. Kimi komşumuzdu, kimi arkadaşımızdı.
Yani 2018'de de erkek sevgisi kadını öldürdü.
"KADINA YÖNELİK ŞİDDET; BİR İNSAN HAKKI İHLALİDİR...."
İktidarın kullandığı 'şiddet dili', şiddeti körüklüyor.
İnsanların hemen hemen her konuda ötekileştirildiği ülkemizde,
kadın da ötekileştirildi.
Kadına yönelik şiddeti çözmeyi 'namus' kavramına kadar
indirgeyen anlayış kadınları öldürdü.
Katil ya da tecavüzcü kravat takıp, takım elbise giydiği için
iyi hal indiriminden yararlandı.
" KADINLARIN OLMADIĞI BİR DÜNYA DÜŞÜNÜLEMEZ..."
Kadına yönelik şiddetin önüne geçmek için ayrıştıran ve
ötekileştirilen dil terk edilmelidir.
Kadın istihdamı artırılmalı,
Kadınların çalışma yaşamında eşit koşullarda daha çok yer alması
sağlanmalıdır.
Kadına ve çocuğa yönelik, şiddet, cinsel istismara karşı iyi hal
indirimi kullanılmamalı, en üst seviyeden ceza verilmelidir.
Evde, ailede, eğitimde, işyerinde, sokakta, siyasette, medyada,
dilde, tribünde, hukukta 'kadına şiddet kültürü' kendine yer buluyor. Bunun
önüne geçmenin en önemli yolu eğitimdir. Kadına şiddetle mücadele ders
kitaplarında yer almalıdır. Kreş çağından başlayarak müfredata 'toplumsal
cinsiyet eşitliği', 'büyüklerin zararlı dokunuşlarını anlama', 'sadece
yabancılara değil, anne babaya da karşı haklar' gibi dersler konulmalıdır.
Şiddeti arttıran en önemli etkenlerden bir diğeri de
yoksulluktur. Kadınlara mutlaka güvenceli çalışma koşulları sağlanmalıdır.
Kadınlar, kendi yaşamlarını bağımsız şekilde sürdürebilecek şekilde gelir elde
edebilmelidir.
Kız çocuklarının erken yaşta evlenmelerinin önüne geçilmeli,
eşit eğitim almaları sağlanmalıdır.
Kreş, çocuk bakımevi, kadın sağlık merkezi, hasta bakımevi,
yaşlı bakımevi, sığınma evi sayısı artırılmalıdır.
Eşit temsiliyetin önündeki engeller kaldırılmalıdır.
Güçlü kadının; güçlü toplum, güçlü ekonomi ve güçlü demokrasiye
giden yolun kadın cinayetlerine mücadeleden geçtiğini unutmayın
Sevgili dostlar,
Yaşamımızın her alanında neyi hak edip neyi hak etmediğimiz
konuşuluyor. Ve şiddete zemin hazırlar hale getiriliyor.
Mücadele ile elde ettiğimiz kazanımlarımız ortadan kaldırılmaya
çalışılıyor.
Biz kadınlar içine tıkmaya çalıştığınız kalıplara sığmayacağız.
Yaşamımıza ve haklarımıza sahip çıkacağız.
Bize biçtiğiniz roller için değil, hak ettiğimiz yaşam için var
olmaya devam edeceğiz.
En karamsar olduğumuz anlarda bile ayakucumuza değil, ufka
bakacağız. Umudu göreceğiz... Göremiyorsak bir daha bakıp görene kadar bakacağız.
Şiddete karşı kararlı duruşumuz, yetecek bu şiddet kültürünü
değiştirmeye, yok etmeye...
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Zonguldak İl Kadın Kolları, 25 Kasım 'Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü' nedeniyle basın açıklaması düzenledi.
Alaborina Restaurant'ta düzenlenen basın açıklamasına; İl
Kadın Kolları Başkanı Merve Kır ve Yönetim Kurul Üyeleri, Kilimli İlçe Başkanı
Filiz Karademir, Karadeniz Ereğli İlçe Başkanı Zerrin Yılmaz ve Yönetim Kurul
Üyelerinin yanı sıra kadın ve gençlik
kolları üyeleri katıldı. CHP'li kadınlar, kadınlara yapılan şiddeti protesto
etmek amacıyla pembe giyindiler...
CHP Kadın Kolları Başkanı Merve Kır, yaptığı açıklamada, "Bundan tam 58 yıl önce Dominik Cumhuriyetinde Turjillo diktatörlüğüne karşı özgürlük ve hak mücadelesi veren Mirabel kız kardeşler, yönetimin askerleri tarafından tecavüz edildikten sonra katledildiklerini vurguladı.
Kır açıklamasında ayrıca şu görüşlere yer verdi;
"1981 yılında Dominik'te toplanan
Latin Amerika Kadın Kurultayında "25 Kasım "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma
Günü"olarak kabul edildi.
Geleceğimize ve hayatımıza sahip çıkmak için bir araya
geldiğimiz ve şiddetsiz bir memleket hayal ettiğimiz 25 Kasım buluşması için
bugün biraradayız.
Geçen 25 Kasım'dan bu yana, bu topraklarda kadına yönelik şiddet
yine artarak devam etti.
Kadınlar, her gün şiddete, tacize ya da tecavüze uğruyor. Şiddet
o kadar arttı ki artık medyada sıradan vaka gibi yer buluyor. Her sosyal,
kültürel çevreden, ünlü ya da ünsüz toplumun her kesiminde kadına yönelik
şiddete tanıklık ediyoruz.
2018'in ilk dokuz ayında 183 kadın ve 10 çocuk öldürdü. 50 kadına tecavüz edildi. 162 kadın tacize uğradı. 375 kadına zorla seks işçiliği yaptırıldı. 279 kız çocuğu cinsel istismara maruz kaldı. 316 kadın yaralandı. Bunlar sadece medyaya yansıyanlar...
Tacizler, evde, sokakta, belediye otobüsünde yaşandı. Yani
kadınlar hiçbir yerde güvende değil.
Cinayetlerden bazıları uzaklaştırma kararlarına rağmen işlendi.
Devlet kadını koruyamadı.
Kadınların büyük bir bölümü kocaları veya sevgilileri tarafından
öldürüldü.
Dile getirmekten dahi utanç duyduğumuz bu olayların hepsi bu yıl
bizim ülkemizde yaşandı. Kimi komşumuzdu, kimi arkadaşımızdı.
Yani 2018'de de erkek sevgisi kadını öldürdü.
"KADINA YÖNELİK ŞİDDET BİR İNSAN HAKKI İHLALİDİR...."
İktidarın kullandığı 'şiddet dili', şiddeti körüklüyor.
İnsanların hemen hemen her konuda ötekileştirildiği ülkemizde,
kadın da ötekileştirildi.
Kadına yönelik şiddeti çözmeyi 'namus' kavramına kadar
indirgeyen anlayış kadınları öldürdü.
Katil ya da tecavüzcü kravat takıp, takım elbise giydiği için
iyi hal indiriminden yararlandı.
" KADINLARIN OLMADIĞI BİR DÜNYA DÜŞÜNÜLEMEZ..."
Kadına yönelik şiddetin önüne geçmek için ayrıştıran ve
ötekileştirilen dil terk edilmelidir.
Kadın istihdamı artırılmalı,
Kadınların çalışma yaşamında eşit koşullarda daha çok yer alması
sağlanmalıdır.
Kadına ve çocuğa yönelik, şiddet, cinsel istismara karşı iyi hal
indirimi kullanılmamalı, en üst seviyeden ceza verilmelidir.
Evde, ailede, eğitimde, işyerinde, sokakta, siyasette, medyada,
dilde, tribünde, hukukta 'kadına şiddet kültürü' kendine yer buluyor. Bunun
önüne geçmenin en önemli yolu eğitimdir. Kadına şiddetle mücadele ders
kitaplarında yer almalıdır. Kreş çağından başlayarak müfredata 'toplumsal
cinsiyet eşitliği', 'büyüklerin zararlı dokunuşlarını anlama', 'sadece
yabancılara değil, anne babaya da karşı haklar' gibi dersler konulmalıdır.
Şiddeti arttıran en önemli etkenlerden bir diğeri de
yoksulluktur. Kadınlara mutlaka güvenceli çalışma koşulları sağlanmalıdır.
Kadınlar, kendi yaşamlarını bağımsız şekilde sürdürebilecek şekilde gelir elde
edebilmelidir.
Kız çocuklarının erken yaşta evlenmelerinin önüne geçilmeli,
eşit eğitim almaları sağlanmalıdır.
Kreş, çocuk bakımevi, kadın sağlık merkezi, hasta bakımevi,
yaşlı bakımevi, sığınma evi sayısı artırılmalıdır.
Eşit temsiliyetin önündeki engeller kaldırılmalıdır.
Güçlü kadının; güçlü toplum, güçlü ekonomi ve güçlü demokrasiye
giden yolun kadın cinayetlerine mücadeleden geçtiğini unutmayın
Sevgili dostlar,
Yaşamımızın her alanında neyi hak edip neyi hak etmediğimiz
konuşuluyor. Ve şiddete zemin hazırlar hale getiriliyor.
Mücadele ile elde ettiğimiz kazanımlarımız ortadan kaldırılmaya
çalışılıyor.
Biz kadınlar içine tıkmaya çalıştığınız kalıplara sığmayacağız.
Yaşamımıza ve haklarımıza sahip çıkacağız.
Bize biçtiğiniz roller için değil, hak ettiğimiz yaşam için var
olmaya devam edeceğiz.
En karamsar olduğumuz anlarda bile ayakucumuza değil, ufka
bakacağız. Umudu göreceğiz... Göremiyorsak bir daha bakıp görene kadar bakacağız.
Şiddete karşı kararlı duruşumuz, yetecek bu şiddet kültürünü
değiştirmeye, yok etmeye...
Haber : .Özge Cerrah


