GÜNCEL

Vali Bektaş: "EREĞLİ'NİN EN BÜYÜK SORUNU..."

Vali Bektaş: "EREĞLİ'NİN EN BÜYÜK SORUNU..."

Abone Ol

Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş, " Ereğli iyi kötü sorunlarını çözmüş bir şehir. Şu anda en büyük sorunu bana göre üniversite yapılanmasını tamamlayamamış olması. Ona da emek veriyoruz.  Orada kaymakam bey de , belediye başkanı da bir yer arayışında. Ben de gideceğim, bakacağım, mutabık olursak hep beraber inşallah kısa sürede yol alacağız, Ereğli'deki üniversite eğitimini derleyip toparlayıp bir hale yola koyacağız" dedi. 

Vali Erdoğan Bektaş,Valilik  Şehit Ömer Halisdemir Toplantı Salonu'nda ulusal ve yerel medya temsilcilerini ağırladı.

Vali Bektaş, taşkömüre bağlı olarak bir şantiye olarak oluşturulan Zonguldak Kent Merkezinin bir planlama sorunu olduğunu ve bunun için geç kalındığını ifade ederek şunları söyledi:

"Zonguldak'a gelen herkes diyor ki bu şehir nerede. Şehrin merkezi nerede? Bu işin bir ele alınması gerekmiyor mu? İnşallah alacağız. 100 sene sabrettik. Valilik binası yıkılsın bu binaları yapmak için ne kadar para harcandı. Yapa yıka değil yapa yapa gitmeli. Ben koyarım projemi Manolya Parkı, camiyi nereye yapacağız mı, lavuar alanına ne yapacağız mı, Gazipaşa'yı nereye kadar uzatacağımı önüme koyarım param yoksa yavaş giderim. Bugün yaptığım yarın önüme engel diye çıkmamalı. Burada acele karar verip yapalım çok uzadı bu iş deyip geçi yaparsın ama yanlış şeyi yıkman lazım. Şehir planlaması işi senin benim bildiğim işler değildir. Şehir planlamacılarının bildiği işlerdir. Bu işin mektepleri var. O adamlar geliyorlar. Belki diyecekler valilik binası kalsın konseptte. Belki de valilik binasını yıkalım diyecekler. Yap yık nereye kadar? Kaynak kendi içerisindedir. Bu ekonomi kendi şehrini yapar. Ama biz önce kafaları toparlamamız lazım. Sorunları kâğıtta çözeceksin sonra yapmaya başlayacaksın. Ben şehircilik eğitimi almadım. Planlama ve şehircilik profesyonel iştir. Bu şehri planlamayan yanlış yapmış. Şantiye ve liman ihtiyaçlarından yola çıkılarak kendiliğinden işçi barakalarının değiştiği bir şehir merkezinden bahsediyoruz. Orada işte bu şehri planlamak gerekiyordu. Buraya bu şehri ilk kuranların amacı kömürü yükleyip satmaktı. Şimdi sen o zaman bu saatten sonra diyorsun ki bu kadar adam yaşıyor. Şehrin ihtiyaçları var. Minibüsçünün de taksicinin de herkesin ihtiyaçları var. Bunların düşünülmesi gerekiyor. Birbiriyle bağlantılı olması gerekiyor. Bir defa Zonguldak'ın en önemli sorunu bu. Şöyle bir şansımız var. Biz burayı düzgünce planlarsak bu şehrin bir anda yıldızı parlar. Her problem bir hazine gizler. Herkes kafa kafaya vermiş. Çalışıyor. Herkes diyecek ki 100 yıl da olsa bu memleketin geçmişi var. Kelebeğin Rüyası o bölgelerde film çekildi. Burayı turizme kazandırılabilir. Bir hikayesi var, geçmişi var. Bu maden işi kömürü madeni çok daha özel bir geçmiş. Çok değerlendirilebilir." 

"BU İŞİN SAHİBİ ASLINDA ŞEHRİN BELEDİYESİDİR" 

Bektaş, şehir planlamasının kimin tarafından yapılacağına ilişkin bir soruya cevap verirken, konunun muhatabınının belediye olduğunu söyledi.

Bektaş şöyle konuştu:

"Ben haddimi bilirim. Niye çekekleri valilik yıktı. Manolya Park niye Özel İdare'ye kaldı. İşin sahibi belediyedir. Merkezi idare de bu işin muhatabı Şehircilik Bakanlığı'dır. Bizim yaptığımız belediyeye yardımcılıktır. Ama belediye gönüllü Allah yüzümüze baktı en çalışkan arkadaşımız belediye başkanı seçildi. Biz, bakanlık ve TOKİ'de ona yardımcıdır. Yani onun için ben yaparsam olmaz. Ben bütününe bakacağım. Ama şehir merkezinde ticaret bulvarı oluşturmak, otoparklara yer bulmak, şehir için trafik düzenini ayarlamak polisin de değil belediyenin işidir. Bugüne kadar TTK yapmış, valilik yapmış belediye yapmamış. Ben yaparsam yanlış bir şey olur. Belediye yaparsa sahibi yaptığı için yanlış da olsa düzeltebilir. Zonguldak'ın coğrafyası zor. Altında madenler çalışmış arazi kayıyor. Bu iş zor bir olduğu için başarılı olunamamış. Bütün bunlar zor olmuş. Ama şimdi el ele verirsek bu şansı kullanır bu şehri bölgenin yıldızı yapabiliriz. Bu ihtimal var. Ben bunu görüyorum. Şehir plancılarını iki kez getirdik. Bu şehir olur diyorlar şehir kendi kendini yapar diyorlar" dedi. 

"ZONGULDAK'A "MADEN MAKİNALARI" MODELİ" 

Vali Erdoğan Bektaş, "Zonguldak merkezine baktığınızda madene ayarlı madende işçi olarak çalışma TTK'da yüksek kadrolarla geçinmeye dönük bir ekonomi. Bu bir yere kadar iş görmüş. Artık iş görmez hale gelince özellikle Özal dönemi, özelleştirmenin gündeme geldiği dönemde Zonguldak buna direnmiş. Biz eski sistemi sürdüreceğiz. Bu direnme sonuç vermiş. Aslında Türkiye'nin her tarafında özelleştirme rüzgarlarının estiği dönemde Zonguldak da özelleştirmeyi başarabilseymiş merkez atölyesi rahmetli Özal sadece TTK'yı değil merkez atölyesini özelleştirmeyi başarabilseydi Zonguldak makine üretim üssü haline gelirdi. Zonguldak buna direndi başardı. Eski sistemi sürdürmeye çalıştı. Zonguldak'a bir sanayi ve üretim modeli gelmedi. Zonguldak'ta Türkiye'nin en eski makinecileri, maden mühendisleri var. Çok çetrefilli bir coğrafyadan kömür bir zor bir madeni satmayı başarmış bir şehir. Sanayileşmeyi başaramamış. 10 sene önceki öyle şartlarda görmeyi beklemek fazla bile" dedi. 

Filyos Projesi'nin yeniden üç ili bir araya getirdiğinin altını çizen Zonguldak Valisi,  "Karabük Filyos'a mecbur. Filyos Zonguldak'ın dolayısıyla Zonguldak Filyos'suz olmaz. Filyos'u en çok kullanacak olan kim Bartın. Filyos tekrar üç vilayeti bir araya getirdi. Liman, endüstri bölgeleri, lojistik, demiryolu hatları, BAKKA havzası Ankara-Konya koridoru Akdeniz'e kadar Karadeniz'e açılan en büyük limanı. Koca bir coğrafya Filyos'a bir potansiyel ortaya çıkarıyor. Bakıyorum Bartın için bir strateji benim görevim değil ama etkiliyor. Gidiyorum Bartın'lılar ile görüşüyorum. Filyos ortak paydasından yola çıkarak Erdemir-Kardemir varlığı taşkömürü varlığı bu bölgede bir çelik vadisi, çelik havzası konusunda öne çıkmıştır. Üç il BAKKA çerçevesinde bir kavramla dünyanın gündemine oturabilir mi? Profesyonellere görev verdik. Çalışıyorlar. Zonguldak maden makineleri kümesi diye bir kümelenme mantığıyla üretim bir sanayi ve üretim modelini Zonguldak'a koymamız mümkün. Onun altyapısı var. Böyle bir şey en azından kendi madenlerimiz için bütün makineleri üretebiliriz. Zonguldak'taki bütün geçmiş ve tarihi maden makinelerini bir meydan okumaya yönlendirebiliriz şeklinde çalışıyoruz. Teknopark ile de çalışıyoruz" şeklinde konuştu. 

"FİLYOS EREĞLİ'Yİ ÜÇ İLLE BİR ARAYA GETİRİYOR!" 

Zonguldak'ın en önemli ekonomik bölgelerinden Karadeniz Ereğli'de il olmak konusunda görüşlerin oluştuğunu, ancak bu aşamadan sonra bunun mümkün olmadığını belirten  Vali Bektaş,  şunları söyledi:

"Bence burada asıl önemli olan şudur. Bu potansiyeli oluşturan üç ana varlık var. Birsi Erdemir, Kardemir ve Filyos olacak. Filyos değil Ereğli'nin, Ankara'nın-Konya'nın limanı olacak. Filyos'ta tasarlanan çok farklı bir şey. Üç vilayeti bir araya getiriyor. Artı Ereğli'yi de bir araya getiriyor. Çünkü sektör aynı sektör. Toz çelik ve daha gelişmiş ürünlerdir. Ereğli buna çalışıyor. Ereğli'nin varlığı Erdemir'dir. Erdemir çelik sac üretiyor. Bu çelik sac Zonguldak ve Filyos'ta işlenecek. Mamul haline gelecek. Dolayısıyla Erdemir bu ihtiyacı Gebze'de orada burada gidermeye çalışıyordu. Filyos Vadisinde oluşturulması amaçlanan şey, Gebze dünyaya çalışıyor, Marmara bölgesi dünyaya çalışıyor ama Filyos Karadeniz'e çalışacak. Burada Ereğli'nin şansı bir iken iki olacak."  

Özel ocaklarda yaşanan iş cinayetlerine ilişkin görüşlerini de anlatan Bektaş, "Bu konuda giderek sıkıştırıyoruz. Geçtiğimiz asayjş toplantılarında verdiğimiz mesaj net. Biz artık iş cinayeti yaşamak istemiyoruz. Meclis görevini yaptı, buna üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası verdi.  Enerji bakanlığı görevini yapıyor, sonuna kadar arkanızdayız diyor. Sayın bakan aynı sözü sonuna kadar tekrarladı. Bunu kaçak maden işletmecilerinin gözünün içine baka baka yaptı. TTK görevini yapıyor. Bu kaçak madenciliğin gündemimizden çıkması gerekiyor. Ben buna asla alışmayacağım. Geçen 19 yaşında bir çocuk öldü benim canım gitti. O çocukların orada ölmelerine göz yummayacağız, yummamalıyız.Her birimiz, özellikle sizler göz yummayın.  Siz kanıksamayın, alışmayın. 19 yaşında bir çocuğun gidip fare yuvası gibi bir yerde kendini öldürmesine müsaade etmemeliyiz. Yapmamız gereken şey, Erdemir, Hattat; Berke,  kurumsal işletmeler bu işe girsin, işletme mantığı girsin, mekanize sistemini kursun, maliyeti düşürsün, riski düşürsün kömürü çıkarsın, bu kadar. Şimdi olmamız gereken budur. Eski amatör işlerden kurtulacağız. Bu işin üzerinde durmaya devam edeceğiz. Vatandaşlarımız da bizi uyarsın, falanca yerde kaçak ocak var diye bize bilgi versin. 19 Yaşında bir çocuğu kurban vermenin mantığı yok. İşçi çalışıyorsa sigortası olacak, güvenliği olacak. Çıkardığı kömürün bir ekonomik değeri olacak. Ben ucuza çalışırım, güvenliği almam, ucuza satarım. Böyle bir şey yok. Bizim ucuz kömüre ihtiyacımız yok. Dünyayla rekabet halindeyiz, İki asgari ücrete rağmen bu iş kurtarıyor.  O zaman kurallar neyse herkes uyacak, kimse kusura bakmasın. Bu acıyı taze tutalım, hassasiyet bu toplumda oluşsun, 19 yaşında çocuklarımızı orada kurban vermeyelim."

"KİLİMLİ'DE GEMİ SÖKÜMÜ OLUR"
Gemi söküm tesisi için Kilimli ilçesinin konuşulduğu toplantıda açıklamalarda bulunan Vali Erdoğan Bektaş, "Gemi söküm işi özel bir iş. Türkiye'nin iki kömür söküm yeri var. Aliağa ve bir de Kilimli belirmenmiş. Onun dışında Türkiye üçüncü bir gemi söküm yeri yapmayacağını Avrupa Birliği'ne taahhüt etmiş. Karadeniz coğrafyasında da başka gemi söküm yeri yok. Karadeniz coğrafyasında gemiler eskidiklerinde gidebilecekleri en yakın yer Aliağa. Oraya ulaşabilmeleri için de iki boğaz var. Bunun da maliyeti var. Dolayısıyla Karadeniz coğrafyasında büyük eski gemiler var. Bunu işleyebilecek bir gemi söküm yeri de yok. Kilimli'deki yeri ele alabilir miyiz? Eninde sonunda Kilimli'de gemi sökümcü olur. Türkiye böyle bir fırsatı kolay kolay tepmez. Bugün mü olur yarın mı olur? Bir ekonomisi var, kirliliği de var. Oraya güçlü bir işletmeci yarın gelebilir ama orada ellerinde bir imkan var. Sıkışırlarsa gelebilirler. Zamana bırakılmış bir konudur" dedi. 

"DİNAMİK EĞİTİMİ BAŞARDIK"

Vali Bektaş, kodlama eğitimi konusunda büyük mesafe alındığını ifade ederek, şöyle konuştu:

"Kodlama konusunda köy okulları da çalışıyor. Bu Milli Eğitim Bakanlığı'nın hayali. Bakanlık gelecek sene ilkokullarda başlıyoruz diyor. Bir de dyned diye bir kavram var. Dynamic Education demek. Dinamik eğitim, biz bunu başardık.  Dünyaya İngilizce öğretmen için kurulmuş bir program.  Pilot eğitiminde bu sistem kullanılıyor. Eğitim almak istediğinizde, şirketten bir şifre alıyorsunuz, 155 Euro veriyorsunuz eğitimi internet üzerinden alıyorsunuz. Sanko Holding şirketin tüm haklarını alarak Milli Eğitim Bakanlığı'na bağışladı. Her yıl sözleşme yenileniyor. Bu yeni bir proje.  Sistem açıldı. Çok kapsamlı bir program. Zonguldak'ta eğitim açısından bir şey gördüm, vatandaşın başka bir saha bulamadığından olsun, veli ilgisi açısından en olumlu bir yer burası. Destekliyorlar. Manisa'da yaşadıklarımı burada yaşamıyorum. Gerek kodlamada, gerekse Dyned'de iyi gidiyor.  Bakanlığımız bunun üzerinde çalışıyor. Üniversitemizde Grizu 263 yeniden dünya ikincisi oldu. Geçen sene de ikinci olmuş.  Birinci kim olmuş, onu merak ediyorum. Niye geçemedik. Şunu demek istiyorum. Gerçekten Zonguldak'ta çok başarılı ekipler, insanlar var, bütün sorun bu başarıyı genele yayabilmek. Benim derdim bu.  Başarı mevzii kalıyor, bireysel kalıyor. Üniversitede Grizu 263'ün başarısı müthiş bir şey ama üniversitenin geneline yansıyor mu? Genele yaymalıyız bunu.  Kurumsal işler yapmalıyız. Üniversite  kümelenme işlerinde işin içinde olmalı. Teknopark çok güzel oldu, ortada daha bir şey yok, bina falan ama iyi bir ekip var. İletişimimiz çok iyi. Gelecekte çok daha iyi üniversite şehir işbirlikleri yaşayacağız. Üniversite yapılanması da, mesleki eğitim yapılanmaları da bir mantık çerçevesinde, büyük bir plan çerçevesinde, taşları yerine oturtarak yapılmalı.

Çaycuma ne yapar, lojistik. Niye,çünkü  liman, demiryolu, havaalanı, karayolu, lojistik, hatta akıllı lojistik olur. Akıllı lojistikte tüm havza hareketini bir lojistik merkezinden idare ediliyor. Eskiden gidiş yükü, dönüş yükü var ya. Şimdi  öyle bir şey yok. En ucuz, en mantıklı lojistik türü bu. Boşa ben yükü alırım, hem gidiş, hem dönüş parasını alırım, bir de dönüş yükü bulursam ekstra alırım. Öyle bir dünya yok. Herkes sineğin kanadından yağ çıkarmaya çalışıyor. Dolayısıyla üniversitenin Ereğli yapılanmasında bir sıkıntımız var, orada da bir kampüs oluşturmak için elimizden geleni yapıyoruz."

Vali Bektaş, Zonguldak'ın kendi merkezini kuramaması halinde, kent merkezinin ulaştırma tünellerinin yapılmasıyla Kilimli'ye kayabileceğini söyledi.

"EREĞLİ KAMPÜSÜ İÇİN HASTANE ARAZİSİ YETMEZ"

Bülent Ecevit Üniversitesi Ereğli Kampüsü için yer arayışının sürdüğünü ifade eden Vali Bektaş şöyle konuştu:

"150-200 dönüm bir yer arıyoruz. Bütün sistemi bir araya getirmek istiyoruz. Bir imece yaparak, belediye, ticaret odası bir araya gelerek bir kampüs alanı oluşturmak istiyoruz. Hastanenin terk ettiği alan bu iş için bize yetmez. Sistemi bir araya getiremezsiniz. Üç ayrı kampüs de olmaz. Ereğli iyi kötü sorunlarını çözmüş bir şehir. Şu anda en büyük sorunu bana göre üniversite yapılanmasını tamamlayamamış olması. Ona da emek veriyoruz.  Orada kaymakam bey de , belediye başkanı da bir yer arayışında. Ben de gideceğim, bakacağım, mutabık olursak hep beraber inşallah kısa sürede yol alacağız, Ereğli'deki üniversite eğitimini derleyip toparlayıp bir hale yola koyacağız.  Kamulaştırma yok.  Üniversitenin avantajı orman alanını kullanabilmesi. Orman alanını dört kurum kullanabiliyor. Orman alanını okullar, sağlık, spor ve turizm yatırımları için kullanabiliyoruz."

"ALAPLI'YA YEDİGÖLLER TABELASI KOYMAK İSTİYORUZ"

Gümeli Merkezde yaşanan ulaştırma sorunlarına ilişkin bir soru üzerine Vali Bektaş şu cevabı verdi:

"Yedigöller'e iki kez gittim, arada bölüklü ve  bacaklı yaylası var. Yarın Bolu, Düzce, Zonguldak Özel idareleri yetkilileri bir araya geliyorlar.  Orada Yedigöller-eğerci, gümeli, Alaplı yolunu yapmak istiyoruz. 65 kilometrelik bir yol. Bir kısmı asfalt. Eyerci'ye kadar, Yedigöller arasındaki 12 kilometrelik yolun asfaltını yapmak istiyoruz. Diğer illerin de yardımını alacağız. Bizim hudutlarımızın dışında olması bizim belimizi büküyor. Eğerci ile Bölüklü yaylası arasındaki yolun altyapısını yapmaya başladık. Yolun menfezlerinin yapılması, stabilizesinin yapılması. Gümeli'in altında Gümeli'ye kadar üç kilometrelik bir yer var. Oranın asfaltının yapılması lazım. Çok para yiyor. Bunun üzerinde düşünüyoruz. Dolayısıyla biz şunu yapmak istiyoruz. Alaplı'da bir Yedigöller tabelası koymak istiyoruz. Yedigöller'e bir Bolu'dan, İki Mengen'den, üç Devrek'ten giriliyor. Yeni bir boyut. Eğerci, Gümeli'ye, Bölüklü Yayla'ya, porsuk ağacına bağlıyoruz. Porsuk ağacı için hocalarla görüşüyoruz, valilik önüne maketini koyacağız.  Adını da Gümeli Porsuğu diye koyduk. Hocalarla konuştuk, düşündük taşındık, Gümeli Porsuğu diyelim dedik. O ağacın adı Gümeli Porsuğu'dur."

ÜZÜLMEZ VADİSİ PROJESİ

Üzülmez Vadisi Projesi için birçok şey söylendiğini ancak artının doldurulması gerektiğini belirten Vali Bektaş, "Turist kömüre dokunmak istiyor. Kozlu olmaz, adam çalışıyor. Çaycuma'yı su basmış, Maden Müzesi var, yanında ocak yok. Terk edilmiş bir ocak bulacaksınız, teknik ihtiyaçları, güvenlik ihtiyaçları var. Bunu kimle işleteceksiniz. TTK'yı dışarı çıkaramazsınız, içinde tutamıyorsunuz. Bir şeyleri yapalım demek onu yapmakla aynı şey değil ama Üzülmez Vadisi Projesi yolunda gidiyor. Yakında proje fizibilitesinde kalkınma bakanlığında sorun çıkmazsa orada da bir sonuca gideceğiz" dedi.

Toplantının sonunda Zonguldak Merkez ve ilçelerden basın toplantısına katılan gazeteciler ve Vali Erdoğan Bektaş hatıra fotoğrafı çektirdi.




Haber : H Aksakal

Abone Ol