GÜNCEL

Uzmanından Ramazan uyarıları!

Uzmanından Ramazan uyarıları!

Abone Ol

Aslıhan Balıkçı Beslenme ve Danışmanlık Merkezi'nden Diyetisyen Aslıhan Balıkçı, Ramazan ayında beslenme konusunda bilgi verirken, "İftara başlarken biraz heyecanlanıyoruz ve yediğimiz miktar artıyor. Çorbayı yedikten sonra on onbeş dakika dinlenmekte yarar var. Yeme hızımızı yavaşlatalım" dedi.

Diyetisyen Aslıhan Balıkçı, Değişim Radyo'da yayınlanan ve Arzu Tekin tarafından hazırlanan "Arzu ile Devri Âlem" programına konuk oldu. Balıkçı, programda Ramazan ayında sağlıklı beslenme hakkında bilgiler verdi, Tekin'in sorularını yanıtladı.

Diyetisyen Balıkçı, programda Ramazan ayında sahurda tok tutan gıdalar konusundaki bir soruya şu cevabı verdi:

"Öncelikle bu sene 16 saat süren bir oruç söz konusu. Ramazan ayında en önemli olan optimal beslenmeyi sağlamak. Ramazan ayı metabolizmayı yavaşlatıyor. Bunu daha da yavaşlatmamak için sahur çok önemli. Daha yavaş sindirilen, gün boyu beslenme özelliğini sürdürebilen gıdalar tüketmek önemli. Tam buğdaylı, sebzeler, meyveler daha iyidir. Sahurda tatlı türü şeyleri tercih etmemeliyiz. Kızartmalardan uzak durmalıyız. Bunlar midede bulantı yapabiliyor. Yüksek tuz içeren ürünler de tüketmemeliyiz. Aslında kahvaltılık yiyecekler tüketmek daha yararlı olabiliyor."

SAHURDA BUNLARA DİKKAT!

Ağır, ana yemek türü şeylerden kaçınmanın, mide ve bağırsak sistemini zorlamayacağını ifade eden Balıkçı şöyle devam etti:

"Sahur süresince iki üç bardak su mutlaka tüketmeliyiz. Sahurda tok tutan gıdalar arasında ceviz, süt, tam buğday ekmeği, zeytin, peynir ve yumurta sayılabilir. Bazı kişiler beyaz peynir tüketmiyor. Sadece kaşar yiyebilenlere engel olmuyoruz ama miktarı önemli. Beyaz peyniri kaşara göre biraz daha fazla tüketilebilir. Bunun için miktar ayarlamalarını gösteriyoruz. Bu şekilde tüketirlerse sorun yaşamazlar. Yumurta sevmeyenlere de bir dilim peynir yerine iki dilim peynir yiyebilirler."

"İFTARDA NELER TÜKETİLMELİ?"

İftarda neler tüketilmesi gerektiğine ilişkin soruyu cevaplayan Balıkçı şunları kaydetti:

"Öncelikle iftarımız hurmayla açılır. Hurma hem posadan, magnezyum, potasyum kaynağıdır. Bir kepçe çorba yiyebiliriz. Yavaş yemeğe dikkat edelim. İftara başlarken biraz heyecanlanıyoruz ve yediğimiz miktar artıyor. Çorbayı yedikten sonra on on beş dakika dinlenmekte yarar var. Yeme hızımızı yavaşlatalım. Mutlaka yoğurdumuz olsun. Yoğurtlu salatalar da olur. Yoğurtlu semiz salatası olabilir. Yemekleri yaparken baharat kısmına dikkat etmek gerek. Baharat mideyi rahatsız edebilir. Ana yemeğimizin de haşlama veya ızgara olmasına dikkat etmeliyiz. Hem sebze, hem et grubundan gıdalar bulunmalı. Bunun yerine etli sebze yemeği de yenilebilir."

Diyetisyen Balıkçı, kalori açısından pide tüketileceğini, pilava gerek bulunmadığını belirterek "Bunun yerine bulgur pilavı olabilir. Onu biraz daha rahat tüketebiliriz. Yine de miktar önemli. Bir şekilde bunları dengelemek gerekiyor. Bulgur pilavı ve pideyi aynı anda önermiyoruz" dedi.

"PİDE, KEBAP VE IZGARALAR NE OLACAK?"

Program Sponsorunun "Pide, kebap ve ızgaralar konusundaki" görüşünü sorduğu Aslıhan Balıkçı şu bilgileri verdi:

"Öncelikle ızgara, haşlama veya fırında et grubunu veriyoruz. Tüketildiğinde miktar önemli, etin yağlı, yağsız olması önemli. Bunlar da tüketilebilir belli miktarda. Yanında gelen şeylere dikkat etmek gerekiyor. Lahmacun ve pideyi ödül olarak veriyoruz."

Ramazan pidesi konusunda da, Diyetisyen Balıkçı, "Kendi avuç içinizi gözünüzün önüne getirin. Sahurda ve iftarda bu kadar yediğinizde bir sorun olmaz. Özel yapım kaşarlı, sucuklu pideleri söylemiyoruz. Klasik Ramazan pidesi için geçerli bu." İfadelerini kullandı.

Ramazan ayında tatlı tüketimi konusunda da bilgiler veren Balıkçı, "Her gün olmamakla birlikte güllaç tüketebiliriz. Bir avuç içi kadar güllaç haftanın iki günü tüketilebilir. Ramazanda daha hafif, sütlü tatlıları öneriyoruz. Şerbetli tatlıları biraz daha geride tutmak gerekiyor. Bunları önermiyoruz. Saat 20.00'de oruç açılıyor, saat 21.00'de tatlıya sıra geliyor. Bu da hayli geç oluyor. İftardan sonra mutlaka yürünmesi gerekiyor. Ereğli'nin sahili var. Burada çok güzel bir yürüyüş yapılabilir. Bir şekilde bir aktivite olması gerek" dedi.

"İFTAR SONRASI UYKU HALİ"

İftar sonrasında yaşanan uyku halinin önüne geçmek için yapılması gerekenlerin sorulması üzerine Diyetisyen Balıkçı, "bunun nedeni kan şekerinin düşmesidir. İftardan bir buçuk iki saat sonra bir meyve yerseniz bu kan şekerinizi dengeler. Bir iki gün sonra bu uyku hali ortadan kalkar" diye konuştu.

Diyetisyen Aslıhan Balıkçı şöyle devam etti:

"Aslında meyve yiyoruz. Bunu iftardan bir iki saat sonra bir meyve yersek, kan şekerimizi regüle edecektir. Çilek, erik gibi meyveler tüketilebilir. On iki adet erik, sekiz adet çilek tüketilirse sıkıntı olmaz. Meyvelerin hepsinin de kalorisi vardır. İftar davetlerinde de dikkatli olmak gerekir. Buralarda ye diye ısrar da oluyor. Böyle bir iftar davetine gidip yemeği fazla kaçırdığımızda ertesi gün porsiyonları azaltmak gerekir. Daha çok su içelim. Böylece konuyu dengeleyebiliriz. Fazla kaçırılan yemeklerin bir gün sonra telafi edilmesi gerekir. Davetten her şeyden yemek isteyenler, bunların miktarlarına da dikkat etmesi gerekir."

"KİLO VEREBİLMEK İÇİN..."

Ramazan ayında kilo verilebildiğini, ancak alabilen kişilerin de olduğunu ifade eden Diyetisyen Balıkçı, "kilo vermek için aşırı şekerden, hamur işlerinden uzak durmak gerekiyor. Kızartmalardan uzak durmak gerekiyor. Fırında pişirme tercih edilebilir. Sebze yemeklerinde bir yemek kaşığı yağ yeterli olacaktır. Fırında yağlı kağıdın üstüne, patlıcan kabak, ne tercih ederseniz koyabilirsiniz. Fırında da aynı kızartma gibi olur. Bu şekilde de çok güzel olacaktır," dedi.

Oruçluyken başlıda endişenin su ve elektrolit dengesinin bozulması olduğunu belirten Balıkçı, "Su ihtiyacı bu aylarda zaten yüksek. Günde en az sekiz litre su tüketmemiz gerekiyor iftar ve sahur arasında. Sahurun ardından bir bardak su içmek güzel bir alışkanlık. Vacudun suyunu korumamız lazım."

KİMLER ORUÇ TUTAMAZ?

Aslıhan Balıkçı, "Orucun sağlığa faydaları fazla ama bazı kişiler oruç tutmamalı. Bunların başında şeker hastaları geliyor. İnsülin kullanmasalar bile diyabetliler de oruç tutmamalı. Hipoglisemi hastalarının da oruç tutmaması gerekiyor. Tutmaları halinde ağır hipoglisemik reaksiyonlar olabiliyor. İlaç kullanan yüksek tansiyon ve kalp hastaları da oruç tutmamalı. İlaç aralıklarına göre bunlara doktor karar vermeli." Diye konuştu.

Balıkçı, ülser ve gastrit hastaları için en önemli olan öğünün sahur olduğunu belirten Diyetisyen Balıkçı, "Kesinlikle sahuru atlamamaları gerekir, sıvı ihtiyacını mutlaka karşılamaları gerekir. Acılı, baharatlı besinleri tercih etmesinler. Kola gibi gazlı içeceklerden uzak durmaları gerekir. Bunlar aynı zamanda sadece bu hastalar için değil, tüm bireyler için geçerli önerilerdir."

Sahurda çok tuzlu içeceklerden kaçınılması, iftardan sonra yürüyüş yapılması gerektiğini ifade eden Balıkçı, "Tansiyon hastaları değilse, bir tane soda tüketilebilir" dedi. Ramazanda sağlıklı bir oruç için, dengeli tüketimin önemine dikkat çeken Diyetisyen Balıkçı, "aşırı tatlı tüketiminden kaçınalım. Yemekte acele etmekten kaçınalım. Besin değeri düşük, asitli içeceklerden kaçınalım. Kafeinli içecekleri sınırlandırmak gerek. Bunlar vücutta sıvı kaybına yol açıyor. Çay ve kahveyi azaltmak gerekiyor. Çay içersek ekstra bir bardak, kahve içtiğimizde iki ekstra bardak su içmemiz gerekir" dedi.

 

 


Haber : H. Aksakal - M. Sorhan

Abone Ol