GÜNCEL

TEVEKKÜL VE TESLİMİYET

Tevekkül ve Teslimiyet

Abone Ol

Tevekkül Allah'a güvenip ona dayanmak anlamına gelen Kur'an ve İslam kavramıdır.

Kişinin elinden gelen her şeyi ve sebepleri yerine getirdikten sonra Allah'a güvenmesi ve ondan gelecek sonuca razı olmasıdır.

Almış olduğu tedbirleri ilahlaştırmadan tabiat kanunlarını Allah'ın iradesinin önüne geçirmemesidir.

Yani Ben elimden gelen her şeyi yaptım bu sonuç  böyle olmak zorunda değil elimden gelen her şeyi yaptım gerisi Allah'ın takdiridir diyebilmesidir.

İnsan amaca ulaşmak için elinden gelen her şeyi yapar sonra gerisini Allah'a bırakır ve tevekkülü yerine getirmiş olur

Hadis-i Şerif'te peygamber efendimiz (s.a.v)şöyle buyuruyor:Eğer siz Allah'a hakkıyla tevekkül etmiş olsaydınız O kuşları rızıklandırdığı gibi sizi de rızıklandırırdı görmez misiniz Kuşlar sabahleyin yuvalarından aç çıkar akşam karınları Tok dönüyorlar.

Tevekkülle tembellik arasında ince bir çizgi vardır

Tembellik oturduğu yerden hiç çalışmadan emek vermeden sebepleri yerine getirmeden yatmaktır ve her şeyi Allah'a bırakmaktır.

Tevekkül için hareket etmek lazım işin fayda ve zararına bakılmalı, düşünülmeli istişare edilmeli ve sonrasında da Allah'a güvenilmelidir

Yani bir çiftçi toprağını sürer tohumunu eker ve tarlasını suladıktan sonra gerisini Allah'a bırakır. Ama toprağını ekmeden tohumunu toprakla buluşturmadan tarlasını sulamadan ben nasıl olsa Allah'a bıraktım, Allah burada bu tohumu bitirecekse ben ekmeden de bitirir demek tevekkül değildir. Tevekkül mucize beklemek değildir.

 Kur’an Kerimde: İnsan ancak çabasının sonucunu elde eder.(Necm 39)

Peygamberimize gelen bir sahabe devesini bağlamadan Allah'a tevekkül ettiğini söyleyince peygamber efendimiz (s.a.v) ona deveni bağla ve öyle tevekkül et şeklinde öğüt vermiştir.

Kur'an-ı Kerim'de diğer peygamberlerin hayatından da tevekküle örnek vardır.Örneğin Yakup Aleyhisselam oğullarını Mısır'a gönderirken onlara şöyle demiştir

Sonra şunu söyledi: “Oğullarım! (Şehre) hepiniz bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Ama Allah’tan gelecek hiçbir şeyi sizden savamam. Hüküm Allah’tan başkasının değildir. Ben yalnız O’na güvenip dayandım. Güvenecek olanlar yalnız O’na güvenip dayansınlar.

Burada bize şunu anlatıyor yani başınıza gelecek gelir siz uğraşmayın anlamında değil elinizden geleni yaptıktan sonra artık sonuca Allah'a karşı teslim olmak gerekir.

 Sonuç olarak biz bazen tembellikle tevekkülü karıştırıp çalışmadan çabalamadan sonuç bekliyoruz ve sonuçta istediğimiz gibi olmayınca kaderimiz böyleymiş deyip bu seferde Cebriyeci bi kadere sarılıyoruz.

Hz. Ömer, bir gün hiçbir iş yapmadan boş boş oturan ve vakitlerini öldüren kişilere ne yaptıklarını sordu. Onlar, ‘‘Biz Allah'a tevekkül ederiz, mütevekkilleriz’’ dediler. Hz. Ömer, ‘‘Çoluğunuza çocuğunuza kim bakar?’’ diye sorduğunda da, ‘‘Biz çalışmayız, çoluk çocuğumuza yakınlarımız bakar’’ cevabını alınca kızarak, ‘‘Siz mütevekkil değil, müteekkilsiniz, yani hazır yiyiciler, başkalarının sırtından geçinen asalaklarsınız’’ cevabını verdi. Böylece Hz. Ömer, çalışmadan, sebeplere sarılmadan, tedbir almadan ‘‘Allah böyle dilemiş, takdir-i ilahi buyurmuş... Kader’’ deyip boş boş oturmanın, gerçek tevekkülle alakası olmadığını öğretti. Öyleyse tevekkül, çalışıp çabalamak, çalışıp çabalarken Allah'ın bizimle olduğunu hatırdan çıkarmamak ve sonucu Allah'a bırakmaktır.

Allah cümlemizi en güzel şekilde tevekkülü anlayıp tevekkül edebilenlerden eylesin

Hayırlı cumalar.

Ferhat CALAYOĞLU

Kdz. Ereğli İlçe Müftülüğü Din Hizmetleri Uzmanı


Haber : Değişim Haber Merkezi

Abone Ol