SİYASET

KILIÇLAR ÇEKİLDİ... ŞİMDİ AK PARTİ'LİLER KONUŞTU...

Ereğli'yi çok yakından ilgilendiren Revizyon İmar Planlarında yeni bir gelişme yaşandı. 'Revizyonu' mahkemeye taşıyan AK Partili bazı Ereğli Belediye Meclis üyelerine karşın yaptığı açıklamalarla gündemin ilk sırasına yerleşen Başkan Posbıyık'a, yine O AK Parti'li Meclis üyelerinden yanıt geldi. Grup adına açıklamaları yapan meclis üyeleri Esra Alpago ve Yusuf Kalay Posbıyık'ı eleştirdi. Esra Alpago; "Her zamanki gibi konuya dair açıklama yapamayanlar kişiler üzerinden hareket ederek gündem saptırması yöntemini kullanmıştır" dedi.

Abone Ol

Revizyon imar planlarını kendi pencerelerinden aktaran Esra Alpago, basında çıkan açıklamaların direk olarak kendilerini hedef gösterildiğini iddia ederek bu açıklamaları yapma ihtiyacı duyduklarını ifade ederek, konunun saptırıldığını söyledi.

Başkan Posbıyık'ı, sert bir dille eleştiren bir diğer isim Yusuf Kalay'da; "Halil bey yıllardan beri Ereğli'de uyguladığı siyaset hep aynıdır. Yaptığı hata ve yanlışların üstünü örtmek için her zaman birini veya birilerini hedef göstermeyi seçmiştir" dedi.

Her iki Belediye Meclis Üyesinin de yaptığı açıklamalar aynen aşağıdaki gibidir:

"gündemi hiç saptırmadan burada gerçekleri anlatacağız"

AK Partililer adına konuşan meclis üyesi Esra Alpago, açıklamalarının tamamında Halil Posbıyık'ı (CHP) eleştirdi. Alpago, açıklamasının kimi bölümlerinde Posbıyık'ın kendi söylediği sözlerinden yola çıkarak örneklendirmelerde bulundu kimi yerlerinde de; revizyona ilişkin önceki yılları hatırlatarak Posbıyık'ı sert bir dille eleştirdi.  

Haber Merkezimize 'Esra Alpago' imzalı gelen açıklamalar, 'aynen' şöyledir;

 "...kaçak yapılar almış başını yürüyorsa..."

"Sayın Belediye Başkanımız maddeler halinde sıralayarak açıklama yapmayı seviyor. Ama ben onun maddeler halinde yapmaya çalıştığı  açıklamalara cevap vermeden önce basın açıklamasındaki ilk paragrafı hakkında birkaç şey söylemek istiyorum. Diyorki sayın belediye başkanı "revizyonlar, 20 veya 30 yılda bir yapılır......." Böyle bir mantığa sahip belediye tabiî ki revizyonları 20-30 yılda bir yaptırır. Plan tadilatları ile mevcut imar planlarını  delik deşik ettiklerinden, ne plan ana kararları kaldı ne de planın kendisi. Revizyon imar planları neden mi yapılır ilk önce bunu anlatayım isterseniz ki bilmeyenlerde öğrensin; Revizyon imar planları; mevcut imar planları artık ihtiyaca cevap veremiyorsa, yapılan tadilatlar mahkemelik olup ciddi yasal sıkıntılar doğuruyorsa, kaçak yapılar almış başını yürüyorsa, sosyal ve kültürel anlamda altyapıda yetersizlikler oluşmuşsa, yollar dar gelmeye başlayıp yolların fiiliyatta açılmasında sıkıntılar yaşanıyorsa ve bu saydıklarımın hepsi bir kentte yaşanan bir sorunsa revizyon imar planları yapılması artık bir zorunluluktur.  Revizyon imar planlarının 20-30 yılda yapılması gibi bir zorunlulukta bulunmamaktadır. Gelişen ve büyüyen bir kent iseniz bu planları her yılda yaptırabilirsiniz. Demekki Ereğli öyle bazıların bahsettiği ve sürekli dile getirdiği gibi büyüyen bir kent değil ki ancak 20 sene sonra revizyon imar planı yapma gereksinimi doğmuş. Bana sorarsanız tabiî ki de bu revizyon yıllar önce yapılması gerekirdi. Asıl bunu bu kadar yıl bekletenlere sormak lazım neden bu kadar beklediniz diye.

Şimdi gelelim şu dava konusuna; ben bir AK Parti belediye meclis üyesi olarak herkes gibi yasal haklarını arama hakkına sahip bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. En doğal hakkım olan bu hakkı da sonuna kadar kullanmaya devam edeceğim. Davanın konusu şu veya bu açılan bir dava vardır ve dava hakkında konuşup konuşmama kararı da sayın avukatım ve benim kararımdır.

"... madem düzeltilebilirdi de..."

Gelelim basında çıkan açıklamalara bu yapılan açıklamalar bile bizim davamızda ne kadar halklı olduğumuzun bir göstergesidir. Özellikle basın açıklamasındaki 6. madde deniyorki; ....... Oysa varsa tespit edilen eksiklikler her vatandaşın yaptığı gibi itiraz aşamasında değerlendirilip düzeltilebilirdi ......." Nasıl yani şimdi bizim itirazlarımız doğru ve bunlar komisyon tarafından değerlendirilip düzeltilebilirmiydi ????? madem düzeltilebilirdi de neden bunu 5000 lik planlar aşamasında düzeltmediniz. Komisyon toplantılarında bunları dile getirdik. Eğer niyetleri düzeltmek olsa idi zaten 5000 lik aşamasında düzeltirlerdi Sayın Basın Mensubu arkadaşlarım ama niyet baştan bozuk olunca işin sonu da maalesef bozuk oluyor.

Basın açıklamasının her noktasında kullanılan bir ifade var "Plan ana kararlarını etkilemektedir" ifadesi. Bu ifadelerden de anlaşılacağı üzere bizim itiraz ettiğimiz konular planın ana kararlarını etkileyen konulardır yani öyle bazılarının dediği gibi gereksiz itirazlar değildir ki bunu kendileri de bu basın açıklaması yolu ile zaten kabul etmişlerdir. Planın ana kararlarını etkileyecek şekilde hatalar yapıldı ise (onların söylemlerine göre konuşuyorum) ana kararları hatalı olan bir planı nasıl meclis toplantısında oylamaya sunarsınız. Plan ana kararları olmadan nasıl bir planlama yapıyorsunuz.

Çevre yolu ile ilgili durumda ise  karayollarından güzergah ile ilgili  görüş almadan  yolun güzergahını değiştiremezsiniz;  kaldı ki  belediye başkanı basın açıklamasında  da  ifade ettiği gibi  "karayollarının  görüşü alınarak  kesinleştirilmesi" şartıyla  bu yolun güzergahın 1:5000 'lik  ve 1:1000 'liklere  işleyebilirsiniz. Anlaşılacağı üzere  kendileri zaten  kendi ağızları ile  bu konuda  hatalı olduklarını ifade ediyorlar.

Yine bu basın açıklamasında Orman görüşünün yeterli açıklıkta olmadığını ifade ediyorlar. Peki nasıl oluyor da kurum görüşlerine göre hazırladığınızı iddia ettiğiniz bir plandan sonra Orman görüşünün yeterli açıklıkta olmadığını söyleyebiliyorsunuz. Biz şimdi bunun hangisini dikkate ve ciddiye almalıyız.

Ereğli'nin geleceğini bağladığınız bir planda yeteri açıklıkta olmayan bir kurum görüşüne göre nasıl plan hazırlarsınız. O zaman biz şöyle mi düşünmeliyiz; DSİ 'nin kurum görüşüde yeterli açıklıkta olmayabilir. Devlet Demir Yollarının görüşüde yeterli açıklıkta olmayabilir. Konusunda kendini uzman kabul etmiş bir kurumun bu denli ucu başı belli olmayan bir açıklama yapmış olması çok acıdır.

Yapılan basın açıklamasında o kadar çelişkili ifadeler vardır ki ben hangi birinden başlamalıyım inanın bilemiyorum. Şunu anlamakta zorlanıyorum; hem "dava planının esasını etkilemesi ve özelikle iptali için açılmıştır. Planın ana kararlarını etkileyen hususlardır" diyorsunuz. Arkasından da planlar tüm mevzuat ve teknik hususlara uygun hazırlanmıştır diyorsunuz. Şimdi soruyorum; eğer sizin planlarınız tüm mevzuat ve teknik hususlara uygun olarak hazırlanmış iseniz açılan dava nasıl oluyor da planın ana kararlarını etkileyebiliyor. İşte bunu anlamakta zorlanıyorum.

"...madem ölçü alınamıyordu neden bu şekilde talep edildi?"

Teknolojik bir dünyada yaşadığımızı zannedersem hepimiz kabul ediyoruz. Peki tüm verilerin ve haritaların dijital ortamda hazırlandığı bir ortamda burada ki kastım 5000 likler ve 1000 liklerin dijital ortamda hazırlandığı bir ortamda "5000 likler üzerinden ölçü alınmadığı" ve " kurum görüşlerinin kesin hatlarının 1000 liklerde kesinleştirildiği" şeklinde  bir açıklama yapabiliyorlar anlamıyorum. Kurum görüşlerinin 5000 liklerde kesinleştirilmesi ve buna göre ana kararların alınması bir zorunluluktur. Kurum görüşlerinin kesinleştirilmediği bir 5000 likte neyin ana kararlarını aldığınız. Neresi gerçekten orman, neresi gerçekten sit alanı, neresi gerçekten tarım alanı olduğunu bilmeden nasıl plan ana kararlarını aldınız. Ben bir şehir plancısı olarak çok merak ediyorum. ölçekli olarak hazırlanmış her türlü haritadan ölçü alabilirsiniz. Ölçü alamadığınız tek plan vardır oda zaten plan notlarında ölçü alınamadığı net olarak ifade edilmiştir ki oda bakanlıkça hazırlanan 1:100000 ölçekli çevre düzeni planlarıdır. Bu arada şunu da belirtmeliyim ki kurum görüşlerinin tamamı 5000 lik haritalar üzerinden belediye tarafından talep edilmiştir. Madem ölçü alınamıyordu neden bu şekilde talep edildi?

Aynı zamanda "çok hassas davranılması" gereken bir süreç olarak tanımladığınız bu imar planlarında yangından mal kaçırır gibi davranmak nasıl bir hassasiyettir bunun cevabını siz basın üyeleri ve sizleri okuyacak olan okurlar verecektir. 

Sayın belediye başkanı tüm Türkiye 'de planlama bilindiği gibi ilk aşamada taslak olarak hazırlanmaz. Taslak olarak hazırlanmış bir plan belediye meclisinin onayına sunulmaz. Nedeni mi: 3194 sayılı imar kanunun 8. maddesine göre  "PLANLAR BELEDİYE MECLİSİNE ONAYLANARAK YÜRÜRLÜĞE GİRER." Denilmektedir. Hadi diyelim ki sizin dediğiniz gibi planlar taslak olarak hazırlanır ve meclisin onayı sunulur. Daha sonrada 1 ay askıda kalır. Peki ozaman 1 aylık itiraz süresinde daha taslak durumda olan planlardan nasıl olurda imar durumu verirsiniz. Taslak planlar adı üzerinde taslak plan daha kesinleşmeden nasıl imar durumu veririsiniz. Planlar, özellikler meclisin onayından geçmiş planlar, artık taslak plan değil resmi plandır. Bu kanuna dayanarak söylüyoruz. Benim bu konuda bildiğim tek kanun 3194 sayılı imar kanunu başkada bir kanun bilmiyorum ben ama bizim bilmediğimiz ve sizin uygulamada kullandığınız bir kanun varsa bu konuda bizleri bilgilendirirseniz de çok seviniriz.

Biz belediye meclis üyesi olarak ne askı süresini beklemek zorundayız nede onay sürecini  hatalı bir durum varsa  ve belediye bunu düzeltmeye yanaşmıyorsa hukuk yolları açıktır ve bu planların onaylanması noktasında da oy kullanma hakkımız varsa ki var hukuk yollarına başvurmak için hiçbir süreyi beklemek zorunda değiliz.

Hem açılan dava ile  ruhsat verirsek vatandaşımız sıkıntıya girecek  diyorsunuz .Hem de basında  imar durumu ve  ruhsat verilmeye başlanmıştır hayırlı olsun diyorsunuz.Bu  ne perhiz bu ne lahana turşusu .Şimdi Sayın belediye başkanım 1:1000 ölçekli  planlar  belediye meclisinin  onayından geçti ve  yürürlükte buna göre  siz zaten ruhsat  ve imar durumu vermek  zorundasınız  eğer sizin başka bir  kanun ve  yönetmeliğiniz yoksa .

Dava konusu alanlar planın bütününü kapsayan konular olmayıp belli bir alanı kapsamaktadır. Polemikleri çok sevdiği için Sayın belediye başkanımız bu konuyu da polemik haline getirerek bizleri hedef göstermiştir.

BİRİNCİ ÖNCELİKLERİ EREĞLİ'NİN MENFAATLERİ

Her şey bir kenara Sayın belediye başkanı ve diğer  CHP'li  meclis üyeleri  nasıl seçimle  göreve gelmişler ise  biz AKP'li  meclis üyeleri de seçimle göreve geldik . Göreve geldiğimiz günden beri Ereğli'nin menfaatleri hep 1. önceliğimiz olmuştur. Bu nedenle revizyonun Ereğli ve Ereğli halkına vereceği zararları önlemek için grup olarak tüm gücümüzü gösterdik ve göstermeye de devam edeceğiz. Özellikle şehir plancısı olarak bu konuda kendi işlerimi dahi aksatarak tüm komisyon çalışmalarına katılarak ve bu konuda geceleri de çalışarak yaptığım çalışmaları grubum ile paylaşarak yapılan yanlışları dile getirdik. Ereğli'nin gelecekte revizyon imar planlarından kaynaklı olarak yaşayacağı zorlukları ve sıkıntıları önceden gördüğümüz için komisyonda ve mecliste düzelttiremediğimiz hataların düzeltilmesi için konuyu mahkemeye taşıdık. İmar Komisyonu  çalışmalarına katıldığım halde varlığım hiçe sayılarak beni imar komisyonu raporu konusunda bilgilendirmeden benim imzamı almadan imar komisyonu raporu mecliste okunarak oylanmıştır. Bu AK Parti Grubunun hiçe sayılmasıdır. Bundan duyduğumuz rahatsızlığı çıkıp gazetelerde bağırarak anlatacak halimiz yok. Biz bu konuda hukuk yolunu tercih ettik. Ama yapılan basın açıklamalarında hiç bu konudan bahsedilmiyor. Her zaman ki gibi olay asıl konusundan saptırılıyor.

Aslında söylenecek çok şey var ama dava açılmış olması nedeni ile daha fazla bu konularda konuşmayı uygun bulmuyorum. Açılan davanın yada yapılan itirazların doğru veya yanlış olduğu cevabını ne sayın belediye başkanından nede belediyeden değil hukuk tarafından cevaplandırılması istiyoruz. Ve bu nedenle de davanın sonucunu bekliyoruz. Şunu da belirtmeliyim ki bizlerin kaybedeceğine çok inandıkları bir davayı da bu kadar önemseyerek maddeler halinde basına demeçler vermeleri de bu konuda ne kadar yetersiz olduklarını göstermektedir."

Haber Merkezimize 'Yusuf Kalay' imzalı gelen açıklamalar, 'aynen' şöyledir;

"...Yaptığı hata ve yanlışların üstünü örtmek için..."

Ereğli de hep kavga hep siyasi gerginlik olmuyor bazı güzellikler ve gelişmelerde oluyor. Erdemir'de 2. Yüksek fırın Zübeyde'nin re-line(rılayn) çalışmasını başarıyla tamamlayan Erdemir işçilerine ve onlara her zaman destekleyen Türk Metal Sendikası Ereğli Şubesi yöneticilerine Ereğli adına gösterdikleri başarıdan dolayı tebrik ediyorum.

Halil Bey yıllardan beri Ereğli'de uyguladığı siyaset hep aynıdır. Yaptığı hata ve yanlışların üstünü örtmek için her zaman birini veya birilerini hedef göstermeyi seçmiştir.

Hatırlayacağınız gibi daha önce sahte bir dilekçenin altına yusuf kalay yazarak akıllarınca yıkacakları veya mühürleyecekleri ticarethanelerin sorumlusu olarak beni hedef göstermişlerdi. Yine balıkçı lokantalarını yıkabilmek için OYAK'ın şikayetini bahane etmişti bu örneklerin detayları basının arşivinde mevcuttur.Bugünde aynı oyunu oynamaya kalkmış revizyonda ki hata ve eksiklerini bizlerin üzerine atmaya çalışmaktadır.

Ak Parti meclis üyelerinin açtığı dava Ereğli'de ticareti engellemek için değil Ereğli'nin menfaatleri doğrultusunda imar revizyonu yapılması içindir. Aksini düşünmüş olsaydık davayı yürütmeyi durdurmak için açardık oysa biz davamızı revizyonun incelenmesi üzerine açtık.

Kaldı ki bizim açtığımız dava henüz sonuçlanmamıştır. Bu dava bugüne kadar ne Ereğli ticaretine engel olmuştur ne de meclis toplantılarının ve revizyonun seyrini engellemiştir. 

Fakat bir gerçek vardır Ereğli de ciddi manada inşaat sektörü, emlak sektörü ve bunlara bağlı sektörlerde daha doğrusu Ereğli'nin tamamında kriz vardır. Şimdi bizim davamız daha sonuçlanmadığına göre bu ekonomik krizin sebebi ve sebep olan yöneticiler veya kurumlar kimlerdir, kimler görevini yapmamıştır sormak lazım...

Konu inşaat ve ruhsat olunca muhatabı belediye oluyor. Konu ticaret olunca da haliyle muhatabı ticaret ve sanayi odası oluyor.

O zaman bu krizin en büyük sorumlusu Ereğli belediye başkanı ve bu başkanın uygulamalarını, ortaya koyduğu tavrı benimsediklerini ve takdir ettiklerini söyleyen ticaret odası ve başkanıdır.

Bizleri sevindiren ise ticaret ve sanayi odasında yaptığım konuşmada, belediyenin ruhsat vermesinin hukuki hiçbir engel olmadığını, hukuken bir engel olduğunun belediye avukatı tarafından da söylenmesi halinde davamızı geri alacağımızı belirtmemizin ardından belediye başkanı bizim söylemlerimizle bilgi sahibi olmuş ve hatasını anlayarak ruhsat vermeye başlamıştır. (açılan dava nedeni ile hiçbir şekilde imar durumu ve ruhsat verilemeyeceğini kendisi basın ile söylemiştir.)

Bizler Ereğli halkına yararlı olacak her konuda ve hizmeti doğru yapması konusunda belediye başkanına yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ancak şuda bilinmeli ki revizyon yapılırken iki defa komisyon üyeleri belirlendiği halde CHP grubunun revizyon işinden anlayabilecek teknik üyeleri olduğu halde imar komisyonunu bu konudan uzak kişilerden oluşturulması da manidardır düşünülmesi gerekir. Buradaki yorumu sizlerin taktirine bırakıyorum.

ERDEMİR'E SİYAH ÇELENK KOYMA..!

Keşke bugün olduğu gibi belediye başkanı bizleri daha önce ki yıllarda da dinlemiş olsaydı. 2005 yılında DHL belirlediği 10. Km deki liman yerine hayır demezdi, balıkçı barınaklarındaki balıkçı lokantalarının yıkılmasına sebep olmazdı, fen lisesi inşaatının yanında ki onlarca dönüm araziyi askeriyeye vermezdi, yarın Ereğli'ye büyük sıkıntı verecek lojmanlar bölgesinde 2000, 2500 konutun yapılmasının önünü açmazdı, vatandaşının sularını keserek onları cezalandırmazdı, yanlış söylem ve uygulamalarla Ereğli'yi bataklığa sürüklemezdi, ERDEMİR önüne siyah çelenk koyarak gerginliğin fitilini ateşlemezdi...

Belediye başkanı 15.10.2012 tarihinde belediye de yaptığı basın toplantısında sizlere dağıttığı basın açıklaması metni teknik ve hukuki bir gözle okunduğu zaman bizlerin ve bu davanın haklılığını fazlasıyla ortaya koyuyor. 2. Ve 3. Maddeleri okuduğunuz zaman her şey çok net anlaşılıyor.

Fakat başkanın bu metni okumasında ki ses tonu ve mimik hareketlerinden de anlaşılıyor ki metni ilk defa görmüş, konulardan da habersizdir.

Bu metni hazırlayanlar her zaman olduğu gibi başkanı yanlış bilgilerle bilgilendirmiş ve yanlış yapmasına sebep olmuşlardır. Bu yanlışlardan da Ereğli zarar görmüştür.

"benim veya meclis üyesi arkadaşlarımın bu konu ile ilgili olarak kılına zarar gelirse..."

Biz meclis üyeleri olarak bu yanlışları ortaya koymak ve düzeltmek zorundayız. Evet, belediye meclis üyeleri olarak bizim üzerimizde vebal vardır. O da Ereğli'nim menfaatleri doğrultusunda doğruları ortaya koymak ve arkasında dimdik durmaktır. Bunun için ödenecek bir bedel varsa bundan da kaçmayız.

Belediye başkanının bizleri toplum içinde tek veya toplu olarak hedef göstermesi bu olayların doğru olduğunu göstermez. Bu oyunları daha öncede oynamıştı. Bu söylemlerin doru kabul edilerek kişilerce tarafımıza yapılacak herhangi bir olumsuz hareketin sorumlusu belediye başkanı Halil Posbıyık'tır. Benim veya meclis üyesi arkadaşlarımın bu konu ile ilgili olarak kılına zarar gelirse bunun hesabı çok ağır bir şekilde sorulacaktır. Bu konunun ilgili makamlarca takip edilmesinin altını önemle çiziyorum.

Oysa bizim beklediğimiz Halil Posbıyığı büyük bir hatadan döndüren Ak Parti belediye meclis üyelerine basın huzurunda teşekkür etmesidir."

 

 

 


Haber : Şafak Negüzel

Abone Ol