GÜNCEL

İSLÂM’DA DUANIN NELİĞİ ÜZERİNE

Alemlere rahmet ve tüm insanlığa hidâyet kaynağı olarak gönderilen, söz ve eylemleriyle en güzel örnek konumunda olan hâtemu’l- enbiyâ Hz. Muhammed, ...

Abone Ol

Alemlere rahmet ve tüm insanlığa hidâyet kaynağı olarak gönderilen, söz ve eylemleriyle en güzel örnek konumunda olan hâtemu’l- enbiyâ (peygamberlerin sonuncusu) Hz. Muhammed, doğan her insanın fıtrat üzere doğduğunu haber vermiştir. Buradaki fıtratın yüce ve tek olan bir yaratıcının varlığını kabul etme eğilimi, yani İslâm olduğu şüphesizdir. Zira hadîsin devamındaki ifadeler kişinin sonraları anne babası tarafından Hristiyan, Yahudi veya Mecusi yapıldığını haber vermektedir. En genel tanımı İslâm olan fıtrat, başka hususiyetleri de içine alır niteliktedir.

Belki de bu hususiyetlerin başında dua gelmektedir. Zira dua fıtrattan, yani Allah tarafından yaratılış itibariyle insanın hılkatına (yaratılış) yerleştirilmiş kodlardandır. Duanın fıtrattan olduğunun en yalın delili Kur’ân-ı Kerim’de yer alan ve “insanın zorda kalınca dini Allah’a hass kılarak ona yöneldiği ve bolca dua ettiği” minvalindeki mesajları içeren ayetlerdir. Zira insan, beşerî istidâdinin fevkinde (üstünde) olan bir şeyle karşılaştığında neyi yapıyor ve neye sığınıyorsa fıtrat tam da odur. Duanın fıtrî oluşu o denli güçlü bir gerçektir ki, ateistler için şu söz darb-ı mesel haline gelmiştir: “Ateistin tanrı tanımazlığı uçak sallanana kadardır.”

 

Dua başlı başına bir değerdir. Allah teâlâ Furkan suresinin son ayetinde, “De ki: Duanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin!” buyurmak suretiyle insanı değerli kılanın dua olduğunu açıkça ortaya koymuştur. Buradan hereketle diyoruz ki; Allah katındaki değerimiz duamız kadardır. Allah katındaki değerin artması da azalması da duayla olan ilişkimize bağlıdır. Zira duada, kişinin kendi acziyetini kabul edişiyle birlikte, Yüce Allah’ın her şeye muktedir olduğunun ikrârı da vardır. Bu itibarla her kim duayı terkederse, hem kendisini her şeyden mustağni görmüş, hem de Allah’ın sonsuz rahmet, merhamet ve kudretini ikrârdan ictinâb (uzak durmak) etmiş olur. Bu da kişinin Allah katında ya hiç değer elde edememesine, ya da var olan değerinin azalmasına sebep teşkil eder.

Dua bizatihi ibadettir. Zira Hz. Peygamber böyle buyurmuştur. Yaratılış amacımız en güzel şekilde ibadet etmek, dua da ibadetin bizatihi kendisi olduğuna göre, aslında dua tam olarak yaratılış gayemiz ve yaratılış itibariyle insana en çok yakışan hususiyettir. Duanın terki fıtratı bozmak ve yaratılış amacından sapmaktır.

İslam’da duanın neliğine değindiğimiz bu yazımızı, hudut güvenliğimiz ve istikbâlimiz için feda-i cân eyleyen kahraman şühedâmıza ve Filistin’de devam eden savaşta vatan topraklarını savunma uğruna şehit olan mazlûm Filistin’li kardeşlerimize yüce Allah’tan rahmet, yarılı olanlara da acilen şifâ dileyerek bitiriyorum. Allah teâlâ gönül coğrafyamız başta olmak üzere, dünyanın sâir beldelerinde var olan şiddet ve vahşeti, şefkat ve rahmete tebdîl eylesin.

Şerafettin AKKANOĞLU

Kdz. Ereğli Vaizi


Haber : Çiğdem Koç

Abone Ol