YAŞAM

“Eti Senin Kemiği Benim” şiarı ile 44 yıldır ...

Bayram Çiftçi, yıllar önce ailesi tarafından ‘Eti Senin Kemiği Benim’ sözü ile çırak olarak verildiği kundura tamirciliği dükkânında kalfalık ve ustalık döneminin ardından aynı şevk ve azimle zanaatına devam ediyor.

Abone Ol

 

Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde yaşayan 55 yaşındaki Bayram Çiftçi, ilerleyen yaşına rağmen 16 metrelik atölyesinde 44 yıldır kundura tamirciliği yaparak mesleğini ilk günkü heyecanla sürdürüyor.

Hatip Mahallesi’nde kentin en eski kundura tamircisi olarak bilinen Çiftçi, teknolojik gelişmeler ve değişen alışkanlıklarla birlikte altın bilezik olarak dile getirilen mesleğinin çırak yetişmemesi nedeniyle son zamanlarını yaşadığını ve bu mesleğin son temsilcileri olduklarını söyledi.

Kentin ‘Bayram Ağabey’i olarak anılan Bayram Çiftçi, 11 yaşındayken babası tarafından zanaat sahibi olabilmesi için ‘Eti Senin Kemiği Benim’ sözü ile bir kundura ustasının yanına verildiğini vurgulayarak, “ O günden bu güne sabahın ilk ışıklarıyla namazımı kılıyor, ardından da atölyeme gelerek gün boyu müşterilerimin ayakkabılarını onarıyorum.” dedi.

Bugüne kadar mesleği sayesinde 2 çocuğunu yetiştiren, okutan ve kendisi de emekli olan Çiftçi, ‘en büyük sermayem’ dediği mesleği sayesinde kimseye muhtaç olmadan ailesinin geçimini sağladığını ve birçok insanla da bu şekilde tanışma fırsatı bulduğunu ifade etti.

Meslek hayatında birçok çırak yetiştirdiğini, ancak gençlerin bu mesleğe heves etmedikleri için onlarında çeşitli bölgelerde farklı iş kollarıyla uğraştıklarını ve artık bu mesleğin son temsilcileri olduklarını anımsatan Çiftçi, şöyle devam etti:

“Bu mesleğe babamızın bizi bir meslek sahibi olabilmemiz için o dönem sıkça söz edilen “Eti senin kemiği benim” misali çırak olarak bıraktığı 1978 senesinde başladım. Tabi o günlerde meslek gurupları belliydi. Terzi, berber ve ayakkabıcı. Bir tanesini tercih etmek durumundaydık. Babamız da beni kundura ustamızın yanına getirerek, “Eti senin kemiği benim” sözü ile bıraktı ve o dönemden bu döneme başladık mesleğe. Ve şuanda çırak olarak başladığımız mesleğimizde 44’üncü seneye geçtik. Buna rağmen devem ediyoruz. Mesleğimiz biten meslekler gurubunun en başında geliyor. Yani mesleğimiz artık bitmek üzere. Bizden sonra gelecek kimse yok, yani devamı yok. Bizden sonra gelecek nesillere bunu aktarmak zor. Çünkü tercih edilmeyen, biten meslek guruplarının en başında geliyoruz.

Dolayısıyla Ereğli’de bulunduğumuz muhitte kırka yakın ayakkabı ustası varken belki bugün bir elin parmakları kadar bile maalesef yokuz. Gelecekte de belki üç, beş veya on sene sonrada bu işi yapacak olan usta bulunmayacak. Birçok çırak yetiştirdik, çıraklarımız oldu. Şuan üç tanesi farklı iş kollarıyla uğraşırken diğer üç tanesi de kendi işini yapıyor. Dolayısıyla bu meslek artık tükenme noktasına geldi. Üzücü ama bu bir gerçek bizim mesleğimizin artık devamı yok. Belki okullarda gösterilebilir, sunulabilir ama bu mesleğin ülkemiz için bitmemesi gerekiyor. Tavsiye dilen veya çok tutulan meslek gurubu olmamasına rağmen biz bu mesleğin devam etmesini istiyoruz. Kendi çocuklarımız dâhil okumak istiyor, bu işi yapan da kalmıyor.”

Diğer yandan bu mesleğin bir milli servet olduğunu da kaydeden Çiftçi, “Bizler, kundura ustaları olarak eskiyi alıp, yeniye dönüştürüyoruz. Yani buna milli servet diyebiliriz. Bizim iş kolumuzla başlayıp berber, terzi olan bile var. Veya terzi olup da bizim işimizi yapan bile bulabilirsiniz. O günün şartlarına göre değişkenlik gösterebilir. Yaş olarak büyük ağabeylerimiz var bir kaç tane. Onlardan sonra da bizler geliyoruz. Bizlerden sonra da çok az bir yaş gurubu var. Ondan sonrası ise mesleğimiz bitti gibi bir şey.” diye konuştu.

 


Haber : Ersen Berk Çelik

Abone Ol