DİYALOG

DEMİRÇİN VE TEL DİYALOG'DA YORUMLADI

Değişim Radyo'da her hafta Pazartesi günü, yayınlanan "DİYALOG" Programının bu haftaki konukları İşadamı İsmail Hakkı Demirçin, Adem Tel ve Avukat Ahmet Köse oldu.

Abone Ol

Şenol Azman'ın hazırlayıp sunduğu Diyalog programıkonu ve konuklarıyla gündem yaratmaya devam ediyor.

Ok-Ed Emlak Yönetim Kurulu Başkanı, İş Adamı İsmail Hakkı Demirçin, Devlet Hastanesi, Adliye Sarayı ve Vergi Dairesinin yeni yerlerine taşınmasının ardından şehirmerkezindemeydana gelen boşluklar hakkında çarpıcı açıklamalarda bulunuyor. Kdz. Ereğli Tel Pen Yönetim Kurulu Başkanı Adem Tel de sektörlerindeki eleman sıkıntısı hakkında açıklamalar yaptı.

İşadamı Hakkı Demirçin TETİKER'i Savundu...

"AKP 3-4 seçimdir, 2. Sırayı hep Ereğli'den adaylara vermiştir. Değişen bir şey olmayacak. Ne olursa olsun Kdz.Ereğli'den çıkacak ne olursa olsun Kdz.Ereğli'den olacak. Oda bizim için kazanç olacak. İyisi de kötüsü de Kdz.Ereğli'den çıkmış olacak. Bana göre kötüdür sana göre iyidir ona göre kötüdür. AKP'de her dönem Kdz.Ereğli milletvekili var. Oda bir avantaj. Buna her zamanda o pencereden bakarım sorun olacağını sanmıyorum.

Biz siyasetle ilgilenmiyoruz ama kulağımıza gelen duyumlara göre genel beklentilerde öyle. milletvekili adayı değişecek gibi bir beklentilerde geliyor. Diğer taraftan mevcut milletvekili devam edecek, Kdz.Ereğli'den Zonguldak 1. Sıra değişecek gibi duyumlar da alıyoruz.

Başınıza taş düşse Yaşar Tetiker'den bilecekseniz. Elektrik kesilmiş genel olarak bu kesintiyi bile TSO'dan bileceksiniz. Yaşar Tetiker bileğinin hakkıyla gelmiştir bu seçimde. Seçime gelmeden önceki seçim taahhüttü organize sanayidir. Organize sanayi rant için tahsil edilince bu yatırımcı arkadaşlarımız yatırım yapmadılar, rantı beklediler. Dolayısıyla organize sanayide hiç bir şey olmamıştı. Yaşar Tetiker'in en büyük taahhüdü seçimlerde de organize sanayi bölgesiydi. Diğer taahhütleri de var takipçisi olacağımız. Organize sanayide şuan başarılı olmuştur. Eski tesisleri iptal edip gerçek yatırımcılara tahsil edilmiştir. Organize sanayide şuanda bütün firmalar faal olarak devam ediyor."

İşimiz Gayrimenkul...

"Bizim işimiz gayrimenkul. Bizim hastane bölgesinde yatırım yaparken, 14 yıl 15 yıl önce biz alırken, herkese teklif ettik. Hiç kimsenin almadığı hiç kimsenin beğenmediği gelecek görmediği yerleri aldık. Şimdi biz şehir planını alıyoruz coğrafyaya bakıyoruz. Bu şehir planın hangi yönde ve noktalarda genişleyeceğini görüyoruz. Ön görülerimize göre gardımızı alıyoruz ve yatırımlarımızı yapıyoruz. 15 sene önce rant yazan gazeteci arkadaşımız 15 sene önce gelseydi de benle birlikte alsaydı. Kimseyle zoraki bir şey yok, helalleşerek alıyorsun. Parasıyla aldığın arsalardan o da alsaydı geleceği görseydi. Geleceği görmek suç mu?

Yeni hastane ve terminalin kavşağı birleştirildi. Oradaki kavşakta Ömerli kavşağı geri çekildi. Hastane ve terminal dolayısıyla birleştirildi. Yani imar durumu yapılmamış. Gazetelere yansıyan durum bu. Taslak yoksa imar komisyonu karar verecek. Belediye meclisi bunu onaylayacak, ondan sonra yürürlüğe girecek."

Milletvekillerine Talep?

"Şuan ki milletvekili adaylarından, şöyle bir talepte bulunabilir miyiz? Bu adaylar seçim arifelerinde gelebiliyorlar ya seçmenin karşısına. Seçimden sonra ise bu adaylara seçmenlerin ulaşması mümkün değil. Zor ulaşılıyor, telefonlar değiştiriliyor. Ama seçmende de hata var. Bireysel talepler için ulaşmaya çalışıyorlar. Halbuki toplumsal talepler için, bölgenin ve ülkenin talepleri için ulaşırsalar daha farklı olur. Milletvekilleri bölgesi ve ülkesi için yaptığı çalışmaları gelip de burada sivil toplum kuruluşlarının karşısında ya da basın kuruluşlarına 6 ayda veya yılda bir kez rapor halinde vermesi gerekmez mi?

İstanbul'da Ankara'ya kadar Onkoloji Hastanesi yok bu bölgede. Bu bölge kanser hastalarının yoğun olduğu bir bölge. Bu hastalar İstanbul'a Ankara'ya gidiyor. Hastalar ve hasta yakınları da konaklamada ve hasta peşinden koşmakta eziyet çekiyor. Dolayısıyla harcamaları da bütçelerini aşıyor. Benim tavsiyem o binanın Onkoloji Hastanesi haline getirilmesidir. Hastane alt yapısı var. Arkası orman, havası temiz ve sanayiden etkilenmeyen bölge. Bolu'da yok, Karabük'te yok, Bartın'da yok, Adapazarı'nda yok, İzmit'te yok, Düzce'de yok. Yani bu bölgenin onkoloji hastanesi olarak değerlendirilebilir. Büyük şehirlere gitmekte zorlanan hastalar da gelir burada tedavi olur. Benim tavsiyem bu yönde.

Sayın vekilde aynı şeyi söylüyor. Orayı fakülte yapalım diyor. Diyelim ki orayı mühendislik fakültesi yaptık. Zonguldak rektörlük demeyecek mi; "ben size 3 tane fakülte verdim fakülte hakkınız bitti yeriniz de yok." Ereğli'nin önü tıkanacak eğitimde. Ama Osmantepe hazinenin yeri. Osmantepe'de komple üniversite olabilecek kadar kampüs alanı var. Osmantepe'yi planlarlarsa Ereğli'nin önü eğitimde açılacaktır.

Tesadüfen yatırım danışmanı değiliz. O dönem burada oturmasakta her şeyden haberdarız. Teknoloji çağındayız. İnternetten yayınlasın vatandaşta oradan baksın. Arsa almak suç mu Şenol Bey? Senin de imkanın varsa sana da alalım.

Bizim işimiz yatırım yapan birini kazandırmak. Kişileri sağa sola hatalı yatırımlar yaptırmamıza gerek yok. Yatırım yapılacak bölge açıklamamamız çok etik olmaz burada. Arsayı şuan şehrin bittiği yerlerden alsınlar arsadan zarar etmez. Hiçbir yatırım aracı arsa gibi kazandırmaz. İster altın alın, ister borsayı alın hepsinden fazladır arsanın kazancı olur. Büyük holdinglere bakarsanız Türkiye'de ki bankalara onların bile arsa yatırımları vardır. Ben yatırımcıya arsa yatırımını tavsiye ediyorum, nerden alırsa alsın ama şehrin bittiği noktalarda planlamaların nerden gelişeceğini tahmin edebilecek kişilerden danışmanlık hizmeti alarak yaparsa daha kısa sürede kazanır. Eski hastane içinde söylediğimizi yine tekrar ediyorum. Onkoloji hastanesi bölgemizde hiç yoktur bu bölgenin onkoloji bölgesi olsa hasta ve yakınları rahat eder. Siyasete gelirsek eğer, Ahmet Bey de gerekli cevapları verir. Biz aktif siyasetçi değiliz. Bir gün ticareti bırakıp aktif siyasete girdiğimizde sorularınızı rahatlıkla cevaplayabiliriz. Tabii ticareti bıraktığım anda kayıtsız şartsız siyasetin içindeyim aktif olarak. Ama ticaretle birlikte yürümez. Belediye meclis üyeliğine bile adaylığımı düşünmedim. Benim ticaretim kısmen belediyeyle vergi dairesiyle tapuyla. Belediye üyesi olup da belediyenin içinde de emlakçı Meclis üyesi çok etik gelmiyor bana. Emekli olduğum zaman aday olurum her yere."

İş adamı Adem Tel: "Çözüm Ortaklığı Projemiz Destek Gördü"

"Geçen yıl İnşaat Sektöründe Çözüm Ortaklığı adı altında bir panel düzenledik. Bu panele Alaplı müessessinden büyük bir destek geldi. Müracaatımızı çok olumlu buldular. Hatta çok sevindiler. Şehrin üniversiteyle olan kopukluğunu dile getirdiler. Üniversitesiz hiçbir şeyin olamayacağını ve bize destek olduklarını dile getirdiler. Bölgedeki kuruluşlarda üniversiteden yeterince faydalanamadıklarını buna belediye de dâhil dile getirdiler. Bu panele çeşitli sivil toplum kuruluşlarından, inşaat sektöründen iş adamları müteahhitler katıldı. Ne yazık ki Ereğli belediyesinden kimse katılmadı. Bu panel neticesinde çok olumlu sonuçlar aldık. Evet, Ereğli ekonomisi 2007 yılından hemen sonra bir gerileme yaşadı. Bunu zaman içinde dile getirdim. Sanayi odasını eleştirdim, sivil toplum kuruluşlarını eleştirdim. Kimsenin bizimle ilgilenmediğini dile getirdim. Fakat şu anda Ereğli ekonomisi iyiye doğru gidiyor. Şu anda Ereğli'de kriz yok.17400 işsiz var. Arkadaşlar, binalardan raunttan bahsetti ama Ereğli'de bir gerçek var. O da 17400 kayıtlı işsiz olması. Zaman içinde İş Kur'a olan müracaatlarımızda işçi desteği istedik. Malesef hiç gelen olmadı. Gelen de çok durmadı. Bir süre sonra işi bıraktı. Herkes emeksiz yemek peşinde. Geçen gün internette okudum 3 aylık bir iş kadrosu var, hizmet sektöründe böyle bir sektöre 6000 işçi müracaat etmiş. Biz insanları her gün davet ediyoruz. Gelin sizi iş sahibi edelim altın bileziğiniz olsun. Ne hikmetse hiçbir anne baba çocuğunu göndermiyor. Çocukların öz güven eksikliğinde anne babaların çok payı var. İşsizlikten intihar etmek isteyen vatandaşlar oluyor. Biz işçi bulamıyoruz. İnsanlar Erdemir'e girmek için çaba gösteriyorlar, bizi küçük sanayici diye düşünüp gelmiyorlar. Ereğli'de bir tersane gerçeği yaşandı. Bizde çalışan işçilerin bir kısmı tersaneye girmek için işi bıraktı.Tersaneler kapandı biz hala ayaktayız. Biz 25 senedir bu sektörde ayaktayız.

O tarzda bir yapılanma Kandilli tarafında vardı daha önce. Ben olsaydım eğitime yönlendirirdim. Üniversite olarak açmayı planlardım. Kalkınmada faydası olacak yani bize de faydası olacaktır."

Av.Ahmet Köse: "Katledilen İmar Alanları Var"

"Geçmişte katledilen imar planları var, şehrin sağlıklı büyümesini engelleyici durumlar var. Belediye bunları düzeltmelidir. Ama görevde olanlar geçmişte olan kadrolar. Yani şehre pisleyenler şu anda orada."

2010 İmar Revizyonunda Orman Alanları, Park Alanı Gösterildi

"2010 yılında yapılan imar revizyonunu eleştiren Köse yaptığı konuşmada, "2010 İmar Revizyonu'nda orman alanlarını park alanı gösterdiler. Bir şehirde bir yeri imara açabilmeniz için, büyük kütleler, A4, A5, A6 verebilmeniz için yani 4 kat, 5 kat, 6 kat ticari alan verebilmeniz için bunun karşılığında kütlenin büyüklüğüne göre, o civarda halkın nefes alabileceği park alanları, yeşil alanlar, okul alanları, spor alanları vs. olması lazım. Bu imar revizyonu da mahkemelik. Gerçekte orman alanı olan yerleri park alanı gösterdiler. Birileri yerlerinden rant kazandı. Rant sorgulanacaksa asıl burada sorgulanmalıdır. Bunları kimse sorgulamıyor" dedi. İlk önce bu şehrin birbiriyle barışması lazım.

İktidar partisi Milletvekili olmak ya da muhalefet partisi milletvekili olmak arasında da fark var. Muhalefet Milletvekili İktidara gelirsek diyerek bir takım sözler veriyor. İktidara gelemeyince de gerçekleştiremiyor verdiği sözleri. Ama vatandaş olarak da biz şunu istiyoruz. Bu benim görüşüm tabi ki partisel olarak söylemiyorum. Bizler adaletsizlikten büyük pay istiyoruz adalet istemiyoruz aslında. Diyoruz ki; "bir adaletsizlik var, bu adaletsizlikten birileri pay istiyor. Onlar pay almasında ben daha fazla pay alayım." Böyle bir anlayış var siyasette. Her zaman her yer söylüyorum, benim gönlüm, dar bölgenin 2 turlu seçim sisteminden geçmesinden yana. Ben Ahmet Köse olarak bunu söylerim. Eğer ki bu memlekete dar bölge 2 turlu seçim sistemi gelirse, bilin ki demokrasi gelecektir. Bu sistem gelmediği sürece demokrasicilik oynuyoruz. Başkanlık sistemi olur veya olmaz. Benim partim başkanlık sistemini istiyor. Ben de istiyorum ama ben başkanlık sisteminden bahsetmiyorum. Daha farklı bir olaydan bahsediyorum. Şuan da milletvekillerini çeşitli kriterler doğrultusunda partilerin genel merkezleri seçiyor. Sonrada parti liderleri vekillere "biz sizi seçtik, siz nasıl farklı düşünürsünüz" diyor. Muhalefet de hükümete karşı olduğu için, "siz hükümetin askeri misiniz. Siz el indirip kaldırmaya mı geldiniz. Hiç mi farklı düşünmüyorsunuz" gibi eleştirilerde bulunuyor. Yani al gülüm ver gülüm. Bütün vekilleri genel merkezler seçiyor. Ben CHP'nin ön seçimini sosyalist düşüncelere sahip biri olarak önemsiyorum. Yeterli değildir kabul ediyorum ama bunun daha ileri aşaması var. Mesela Zonguldak 5 milletvekili mi çıkartıyor? Zonguldak'ı 5 bölgeye böldüğümüz zaman 5 bölgenin 5 seçim bölgesi olur. Her biri kendi içinde seçer. Dolayısıyla Ereğli bir buçuk milletvekiline takabil ediyor, Alaplı ve Devrek'in bir kısmıyla birlikte. Bu seferde genel merkez diyor ki, örnek olarak, "Şenol Azman çok şeyler yapmış, hayır işleri yapmış, kendini topluma sevdirmiş." Şenol Azman belki hiçbir partiye ihtiyaç hissetmeyebilir. Bağımsız olarak girer seçime kazanır. O zaman parti ne yapacak? Kim kazanabilirse onu gösterecek. Bu kadar basit. O zamanda toplum hiç yanılmamış olacak. Toplum hep doğru adaya oy vermiş olacak. Bu vekil de bizzat kendi çabası ve halkın oyuyla gelmiş olacak. İşte o zaman demokrasi olacak. O zaman vekil diyecek ki, "ben oy ile geldim, sen kimsin" diyecek. Milletvekilleri de atanmış oluyor, kendimizi kandırmayalım. Türkiye'nin böyle bir seçim sistemi var. Bu sistemden de çarpık sonuçlar çıkıyor."

Ereğli Menfaatinde Birleşin...

"Osmantepe'nin çok büyük bir şey yok. Osmantepe'nin büyük çoğunluğu devlete ait. Daha önce biliyorsunuz. Daha önce bildiğiniz gibi devlet hastanesi de oraya kurulmak istenmişti. Kervan yolda dizilir diye bir laf vardır. Yani amaç kervanı yola çıkartmaktır. Kervan yola çıkarsa, 2 deve daha yüküyle gelir. Kervanı yola çıkartacağız diye başka şeyler düşünürsek bu iş olmuyor. Küçük dahi olsa yola çıkması lazım. Hakkı Bey'in söylediği doğru. Kampüste olabilir. Fakat Türkiye'nin hiçbir yerinde "biz şuraya devasa bir kampüs yapalım" diye başlanmadı. Marmara Üniversitesi'nin Tarih fakültesi Fındıkzade'de bir apartmandaydı. Marmara Üniversitesi'de Kadıköy'deydi. Yani şuanda arabayla 1 buçuk saatte gidilir. Aslında apartman olsun o da sorun değil. Devlet Hastanesinin olduğu yer kamuya ait olduğu için, orda olsun fark etmez. Belediye'nin hizmet binasını verelim ama yeter ki benim ilçemde daha fazla fakülte kurulsun. Orada ki yere en fazla iki tane fakülte kurarsınız. Bi tane Karga Mahallesi'ne kurulsun.

Şimdi Milletvekillerimiz çıkacak ya, kim çıkacak onu da bilmiyoruz ama muhtemelen yarın veya sonraki gün adaylarımız belli olmuş olacak. Sonra sahaya inecekler. İşte onlara bunları söyleyeceğiz kendilerine. Siz bunları yapın diyeceğiz. Herkesin siyasi görüşü farklı ama biz de birleşiriz. Ereğli menfaatinde birleşiriz. Bize desinler ki Ankara'ya baskın yapacağız, basarız Ankara'yı. Talep gelecek ki yapacağız.

Yeni sistemde böyle bir sıkıntı yok. Cami yeri belirleniyor. 18 uygulamasında okul yeri cami yeri şu yeri bu yeri hepsi dağılıyor. Eski imar uygulamasından kaynaklanıyor. Bundan sonra yeni tip olacak. 18'e dava açabiliyor. Erdemir'in 18'i iptal oldu, yürütmeyi durdurma kararı oldu.

Bir hususta doğru konuşmak lazım eski imar uygulamaları şuan ki başkandan kaynaklanmıyor, önceki dönem başkanından kaynaklanıyor.

Ben bunu örnekle anlatmak istiyorum. Antik yunanda meşhur bir filozof var platon diye. Platon diyor ki; kafa yoruyor ideal bir devlet nasıl olmalıdır diye bir kitap çıkarıyor. Ve bir yunan adasından teklif alıyor gel anlatmış olduğun kitabi takbih et diyor platonda 1-2 öğrencisiyle gidiyor oraya ve bu bahsetmiş olduğu kurumlarla devleti burada kurmaya çalışıyor ve çok kısa bir süre sonra bir kürekli sandalla Atina'ya geliyor. Canını zor kurtarıyor, çünkü kağıt üzerindeki devlet olmuyor maalesef... Ülkede iç karışıklık çıkıyor ve anarşi oluşuyor. Kaçmak zorunda kalıyor ve dönüyor. Öğrencileri soruyor ne oldu diye ve platon diyor ki; Ben şunu anladım. İdeal olan devlet ancak ve ancak tanrı katında olur. Ben ancak 2. İdeal devlete sahip olacağına inanırım diyor ve 2. İdeal devleti kurmakla ilgili kitap yazmaya çalışıyor. Ben şunu diyorum. Mümkün değil ideal milletvekili, ideal parti, ideal seçim. Her şey gönlümüze göre olmaz ideal en doğru olan Allah katında. O nedenle idealimize en yakın olan 2. Partiye oy vereceğiz. Mutlak doğruları beklememiz mümkün değil. Kim gelirse gelsin kim seçilirse seçilsin Ereğli için çalışacak. Başka bir yer için çalışmayacak. Çalışırsa da gelenide sorgulayacağız gideni de sorgulayacağız. Biz halkız. Ne kadar bir siyasi partide çalışsak ta bir siyasi partide görev alsakta.

Sonuç itibariyle hepimizin bir oyu var. Geleni de sorgulayacağız gideni de sorgulayacağız. Bu görevimiz hakkımız. Bize göre en doğru olana oy vereceğiz. Halk hiçbir zaman yanlış yapmıyor. Seçenekler içinde en doğrusuna karar veriyor.


Adem Tel; "20 yılda 3 kez ekonomik kriz geçirdik"

"Belki insanlarımız anlamış olabilir bu insanlarla beraber çalışmaktayız ben o konuya katılıyorum, geçmişini bilemem biz o insanlardan ekmek yiyoruz. Yani sana o konuda katılmıyorum. Biz zaten iş adamı olarak elimiz her zaman taşın altında elimden geleni yapmaya çalışıyorum hem bölgemiz hem insanımız için çok ulusal bir firma değiliz çok büyük bir firma da değiliz kendi çapımızda işçi çalıştıran ekmeğini helal yolla kazanmaya çalışan bir firmayız. Elimizden geldiğince katkıda bulunmaya çalışıyoruz. 20 yılda da 3 sefer ekonomik kriz geçirdik bu krize rağmen ekonomik açıdan ayakta durmaya çalışıyoruz. Ömrümüz yettiğince de hizmet etmeye insan çalıştırmaya ekonomiye katkıda bulunmaya yardım da bulunacağız. Benim gençlerden isteğim boş gezmesinler, boş zamanlarını değerlendirsinler kendi becerileri yönünde bir yere başvursunlar zaman su gibi akıp geçiyor yıldız tornavidayla, düz tornavidayı tanıyamaz hale geldiler. Ben buradan en çok anne ve babalara seslenmek istiyorum lütfen çocuklarınızı kendi ayaklarının üstüne bırakın."

 Biz zaten iş adamı olarak elimiz her zaman taşın altında elimden geleni yapmaya çalışıyorum hem bölgemiz hem insanımız için çok ulusal bir firma değiliz çok büyük bir firma da değiliz kendi çapımızda işçi çalıştıran ekmeğini helal yolla kazanmaya çalışan bir firmayız. Elimizden geldiğince katkıda bulunmaya çalışıyoruz. 20 yılda da 3 sefer ekonomik kriz geçirdik bu krize rağmen ekonomik açıdan ayakta durmaya çalışıyoruz. Ömrümüz yettiğince de hizmet etmeye insan çalıştırmaya ekonomiye katkıda bulunmaya yardım da bulunacağız. Benim gençlerden isteğim boş gezmesinler, boş zamanlarını değerlendirsinler kendi becerileri yönünde bir yere başvursunlar zaman su gibi akıp geçiyor yıldız tornavidayla, düz tornavidayı tanıyamaz hale geldiler. Ben buradan en çok anne ve babalara seslenmek istiyorum lütfen çocuklarınızı kendi ayaklarının üstüne bırakın.

Ahmet Köse; "Geleni de sorgulayacağız, gideni de..."

"Ben bunu örnekle anlatmak istiyorum. Antik yunanda meşhur bir filozof var platon diye. Platon diyor ki; kafa yoruyor ideal bir devlet nasıl olmalıdır diye bir kitap çıkarıyor. Ve bir yunan adasından teklif alıyor gel anlatmış olduğun kitabi takbih et diyor platonda 1-2 öğrencisiyle gidiyor oraya ve bu bahsetmiş olduğu kurumlarla devleti burada kurmaya çalışıyor ve çok kısa bir süre sonra bir kürekli sandalla Atina'ya geliyor. Canını zor kurtarıyor, çünkü kağıt üzerindeki devlet olmuyor maalesef... Ülkede iç karışıklık çıkıyor ve anarşi oluşuyor. Kaçmak zorunda kalıyor ve dönüyor. Öğrencileri soruyor ne oldu diye ve platon diyor ki; Ben şunu anladım. İdeal olan devlet ancak ve ancak tanrı katında olur. Ben ancak 2. İdeal devlete sahip olacağına inanırım diyor ve 2. İdeal devleti kurmakla ilgili kitap yazmaya çalışıyor. Ben şunu diyorum. Mümkün değil ideal milletvekili, ideal parti, ideal seçim. Her şey gönlümüze göre olmaz ideal en doğru olan Allah katında. O nedenle idealimize en yakın olan 2. Partiye oy vereceğiz. Mutlak doğruları beklememiz mümkün değil. Kim gelirse gelsin kim seçilirse seçilsin Ereğli için çalışacak. Başka bir yer için çalışmayacak. Çalışırsa da gelenide sorgulayacağız gideni de sorgulayacağız. Biz halkız. Ne kadar bir siyasi partide çalışsak ta bir siyasi partide görev alsakta.

Sonuç itibariyle hepimizin bir oyu var. Geleni de sorgulayacağız gideni de sorgulayacağız. Bu görevimiz hakkımız. Bize göre en doğru olana oy vereceğiz. Halk hiçbir zaman yanlış yapmıyor. Seçenekler içinde en doğrusuna karar veriyor."





Haber : Değişim Haber Merkezi

Abone Ol