GÜNDEM

ÇARPICI İDDİA

Mehmet Ali Birand safrakesesinde değişmesi gereken stent içinhastaneye başvurmuş ardında da tıbbi olarak beklenmeyen bir sonuçla 17.01.2013'te vefat etti. 19.01.2013 Cumartesi günü toprağa verildi. Dünyanın tanıdığı usta gazeteci Mehmet Ali Birand'ın ölümünün ardından yaşadıkları ve hayatı, daha dikkatli incelenince Birand'la ilgili çarpıcı bilgilere ulaştık. Ve bu araştırma sonucunda Mehmet Ali Birand'ın Ereğlili olduğu bilgisine varıldı.

Abone Ol

Değişim Medya Yayın Grubu muhabirinin edindiği bilgiler doğrultusunda Ormanlı Çok Programlı Lisesi Edebiyat Öğretmeni Recep Çetin'in ulaştığı sonuçlar oldukça şaşırtıcı. 14 yıllık meslek hayatını okumaya ve yaptığı araştırmalarla zenginleştiren Çetin'e Ereğli ve Mehmet Ali Birand'ı sorduk.

Peki bu sonuca nasıl ulaştık, kimlerle görüşüldü ve hangi kaynaklardan yararlanıldı..? İşte, Mehmet Ali Birand ve Kdz Ereğli gerçeği...

BİRAND'IN ANNEANNESİ SENİYE VE ANNESİ MÜRÜVVET EREĞLİLİ

Birand'ın yaşamı ve ailesi hakkında bilgiler veren kitaplardan öğrendiğimiz bilgiler daha enteresan.. Birand'ın Palu'dan Kdz Ereğli'ye gelen ve Ereğli'de Seniye ile evlenen (Birand'ın anneannesi) M.Şerif Bey, kalp krizinden vefat etmiş.Yine Birand daha bir-iki yaşında bebekken babası İzzet Bey de 1942'de kalp krizinden ölmüş..

Birand'ın eşi Cemre'nin de dediği gibi Birand, gerçekten kalp krizinden korkmuş.. Dedesi-babası ve kendisi kalp kriziyle hayata veda etmiş, bir soy ağacına sahip BİRAND.. Kalp krizi ile bir anda hayata veda!!..

"NOT:

1. SENİYE ADI, "BİRAND" KİTABININ 20 VE 25.SAYFALARINDA VAR.

2. MAHMUT DİKERDEM BİRAND'IN ANNESİ MÜRÜVVET İLE KARDEŞ..

3. MAHMUT DİKERDEM'İN BİYOGRAFİSİNİ ANLATAN "BARIŞIN ELÇİSİ" ADLI KİTAPTAN, BABALARININ YANİ BİRAND'IN ANNE TARAFINDAN DEDESİNİN KALP KRİZİYLE ÖLDÜĞÜ YAZILIYOR. İLGİLİ KİTAP-SAYFA 8'DE

4. YİNE BİRAND'IN BABASINDAN BAHSEDEN M DİKERDEM "BARIŞIN ELÇİSİ" ADLI KİTABIN 9.SAYFASINDA, BİRANDIN BABASI İZZET BEY KALP KRİZİNDEN ÖLDÜ DİYE YAZAR..."

BİRAND VE EREĞLİ

Birand'ın annesi Mürüvvet ve dayısı Mahmut'un babalarınınekonomik durumu zayıftır.

Ancak annelerinin babasının ekonomik durumu gayet iyidir.

Anneleri, "Çamlı Kömür Ocakları"nın Sahibinin kızıdır... Onun adı da Mahmut'tur.  Mahmut, gayet zengin olup, derebeyidir..Hatta, babaları zengin olan aileye (annelerine) damat gitmiştir, iç güveysidir.

"NOT:

YİNE Mahmut DİKERDEM, AYNI KİTABIN 7.SAYFASINDA, "ANNEM,ÇAMLI MADEN OCAKLARI SAHİBİNİN KIZI" DER. DAHA BİR ÇOK YERDE DE SÖYLER..."

Babaları Şerif Bey, Erganimadeni- Palu'dan (Elazığ), Ereğli'ye bir görev icabı gelmiştir. Fakat babaları, Ereğli'de değil İstanbul'da yaşamak ister. Dedelerinin yardımı ile İstanbul'a da gider. Kadıköy'e yerleşirler. Bu arada ilk çocuk yani BİRAND'ın annesi Mürvet, Ereğli'de dünyaya gelir.

Mahmut Dikerdem bilgi vermeye devam eder:

"Fırtına oğulları lakabıyla tanınan soy-aileden olan Babam Mehmet Şerif, asker olan Enis Paşa'nın maiyetinde Kdz Ereğli'ye gelmiş. Sonradan, İstanbul-Kadıköy'e gidip yerleşmiş. Babam çalışmayı sevmeyen çapkın yaşamayı seven biri. Abdullah Efendi adında bir arkadaşı ile ortak olarak Abdullah Efendi Lokantasını açıp işletmişler. Hatta A Efendi'nin oğlu Hikmet, ağabeyimin arkadaşı. Babam 50 yaşlarındaydı ve ben 8 yaşında iken (1924) öldü.

"NOT:

YUKARIDAKİ BİLGİLER İÇİN DE SAYFA 7 KAYNAKTIR..."

"Annem (Saniye) Ereğlili olup, babamın(Şerif) ölümünden sonra zor zahmet bize bakmış. Annem babasının maden ocaklarından gelen parası ile bizi okutmuş."

"NOT:

SENİYE ADINI MAALESEF BİRAND'IN DAYISININ (MAHMUT) BEYİN İFADELERİNDE BULAMIYORUZ. AMA "BİRAND" ADLI KİTAPTA BİZZAT BİRAND BU ADI VERİYOR."

"Benden 14 yaş büyük ağabeyim Saint Joesef'te okudu. Ağabeyim 40 yaşlarında iken Nezihe ile evlendi."

"Büyük ablam olan Mürüvvet, Ereğli'de doğdu. İyi bir eğitim gördü. 1926'da Erenköy'den İzzet Bey ile evlendi. Kocası İzzet Bey, 1942'de vefat etti. Annem gibi ablam da genç yaşta dul kaldı. Mürvet yani Mehmet Ali BİRAND'ın annesi, benden 8 yaş büyüktü. Mürvet'in bir de Ural adında ikinci bir çocuğu vardı. Ural, Türkiye'yi terk etti, ne oldu bilmiyorum."

"NOT:

MÜRVET HAKKINDAKİ BU BİLGİLER DE "BARIŞIN ELÇİSİ" ADLI KİTABIN 8.SAYFASINDA VAR..."

"Benden 4 yaş büyük olan küçük ablam Şerefnur ve ben İstanbul'da doğduk. Şerefnur, Nevzat Bey ile evlendi. Gümrükçülük işi yapan, Fransızcayı ve Rumcayı iyi bilen Nevzat eniştem, 1970'de öldü. Nevzat eniştem, İstanbul'da Rumların işini yapardı. Ablam Şerefnur ve eniştem Nevzat'ın bir çocukları vardı. Amerikan Kolejinde okudu. Adı Esen olan tek çocukları, İngiltere'de trafik kazası sonucu öldü."

"NOT: YİNE SAYFA 8"

"Mürvet, 1972'de 64 yaşında iken öldü. Ağabeyim Seyfettin 1973'te, küçük ablam Şerefnur ise 1980'de öldü."

Mahmut Dikerdem'in açıklamaları ile devam edelim: "Haldun Taner ile orta 2'de aynı sınıfta okuduk. Şair Halit Fahri Ozansoy öğretmenimizdi. 1935-36'da Galatasaray Lisesinden mezun oldum"

"KAYNAK: BARIŞIN ELÇİSİ KİTABI-13"

Dikerdem'den bir anı ile devam edelim:

"Moda'ya taşınmıştık. Kirada oturuyorduk. Annemin, Kdz Ereğli'deki Çamlı Kömür Ocaklarından gelen hissesi ile geçiniyorduk. Bu sırada ağabeyim, Zignal Orman Şirketi adlı bir şirkette muhasebe müdürüydü. Yüksek ücret alıyordu. Ben de bu iyi görünen ekonomik durumdan hareketle, öğrenim görmek üzere Fransa'ya gitmeye hazırlanıyordum ki, İktisat Bakanı Celal Bayar'ın çıkarttığı bir yasa ile maden ocakları devletleşti. Ocak sahiplerinin toprak altı hakları elinden alınmış oldu bu yasayla. Bu durum babasından anneme gelecek maddi imkanların kurumasıydı. Ve Fransa umutlarım böylece söndü."

"SAYFA: BARIŞIN ELÇİSİ KİTABI 15"

Dikerdem, soyadları ile ilgili olarak şunları söylemiş: "Yeni çıkan Kanunla herkesin yeni bir soy adı alması gerekiyordu. Ailemizin büyüğü ağabeyimdi Ama ağabeyim bu konuya önem vermedi. Ben 1935'te 18 yaşında olduğum için soy adı alabilme hakkım vardı. Aklıma gelen "Diker" soy adını istedim. "Alındı" dediler. Sonra da, Erdem'i istedim. O da "alındı" dediler. Bari DİKERDEM olsun dedim ve başka alan olmadığı için bu soy adını aldım. Ağabeyime OMAY soy adını vermişler. Ama o da sonraki yıllarda mahkeme kararı ile benim soy adımı aldı."

"SAYFA: 16"

138 NO'LU ÇAMLI MADEN OCAKLARI HAKKINDA:

Yukarıdaki anı ve satırlar, doğal olarak bizleri Çamlı Maden Ocakları ve sahibi olan annelerinin-babaları hakkında bilgi bulmaya itti:

YrdDoçDr Ahmet Öğreten "Ereğli Kömür Havzasında Maden ve Madenciler" adlı makalesinde şu bilgilere yer vermiştir.

"Alacaağzı mevkiinde Madenci Karamahmudoğlu Hacı Ahmed Ağa Ocağı".

"1889 mali yılı kayıtları, ocağı orta ölçekli üretimi ile Karamahmudzade Hacı Ahmed Ağa Vekili Mahmud Bey'in elinde göstermektedir (MCSD. 72: 260-261)."

"Daha sonraki yıllarda Mahmud, Halil Beylerin, Hacı Ahmed Ağa'nın hanımı Hatice Hanım, küçük oğlu Mehmed'in, Nazife Hanım'ındır (21 Mart 1898) (VD. 85: 137)"

Bahri Savaşkan'ın "Zonguldak Maden Kömürü Havzası Tarihçesi" adlı eserinde "Çamlı ocağı, Kara Mahmut adında bir şahsa ait olup, Halil Paşa tarafından işletilip, daha sonraları Gühas adında bir yerli tacire verilir. Ocakta yaşanan bir kaza sonucu 21 işçi ölünce, ilgili şahıs maden havzasından çıkartılmış ve ocağı Halil Paşa bu kez Fransız grubuna vermiştir."

1.Dünya Savaşı döneminde ocağı tekrar Halil Paşa devralmış fakat savaş sonunda Ereğli ve Çamlı Maden Ocağı tekraren Zonguldak'ı işgal eden Fransızların işgaline maruz kalmıştır. Fakat bu işgal kısa sürmüştür.

Cumhuriyet döneminde bu 138 No'lu Çamlı Maden Ocağı, Kara Mahmut oğullarının varislerine kalmıştır.

(KAYNAK: Osmanlı Arşivleri

Birand   Can Dündar 

Mahmut Dikerdem   Levent Yılmaz )

NOT: BİR ÜNİVERSİTE HOCASINDAN DUYDUM Kİ, Mehmet Ali BİRAND, BU KONUYU BİLİYOR VE EREĞLİ'YE YILLAR ÖNCE BU ARAŞTIRMAYI YAPMAYA GELMİŞ...


Haber : Evrim Çağırıcı, Şafak Negüzel

Abone Ol