Adalet Bakanı ve AK Parti
Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ, AK Parti Zonguldak Danışma Toplantısı'na
katılmak üzere Zonguldak'a geldi. Emirgan Otel'de gerçekleştirilen toplantıya
AK Parti Milletvekilleri'nin yanı sıra belediye başkanları ve partililer
katıldı.
Ankara'nın Türkiye'nin
kalbi olduğuna dikkat çeken Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Çok net bir şekilde
ifade etmek istiyorum ki Ankara'da işler iyi olursa Zonguldak'ta da işler iyi
olur. Çünkü Ankara Türkiye'nin kalbidir. Hatırlarsanız 1994 yılında Ankara'da
kriz vardı.
Zonguldaklı bu kopan
kıyametin bedelini ödedi. 28 Şubat 1997 yılında Ankara'da hukuk dışı post
modern darbe vardı, bunun bedelini bütün Türkiye ve hepimiz ödedik. 21 Şubat
2001'de kriz vardı bunun bedelini hep beraber ödedik. Kriz ayırmadı. Herkesi
vurdu geçti. Onun için Ankara güçlü olursa emin olun bütün iller güçlü olur.
Bütün Türkiye güçlü olur. Türkiye'nin yönetimlerinde bugüne kadar ki süreçte
Ankara'da her daim güçlü iktidarlar olmadı. Ne zaman güçlü iktidarlar oldu,
Türkiye kazandı. Atatürk'ün liderliğinde güçlü bir irade var. Adnan Menderes'in
liderliğinde güçlü bir irade var, siyasi istikrar var. Türkiye büyüdü ve
kazandı. Turgut Özal'ın liderliğinde güçlü bir siyasi irade var. Türkiye ve
Zonguldak büyüdü. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde güçlü
siyasi istikrar, güçlü siyasal irade oluştu. Türkiye yeniden kazandı. Gelirken
yolları gördük. Milletvekilimiz Özcan Ulupınar buraların eski halini de
anlattı. İnşallah bu çalışmaların hepsi bitecek. Zonguldak'ta yarım kalan
hiçbir şeyimiz olmaz. Biz söz verdik mi yaptık, yaparız. Bizden kaynaklanmayan
sorunları da hep aştık" dedi.
"SİZ OLSAYDINIZ, ŞİMDİYE
KADAR TÜRKİYE'YE DİZ ÇÖKTÜRMÜŞTÜNÜZ"
AK Parti hükumetleri
sayesinde Türkiye'nin dört tarafında kara, deniz, demir ve hava yollarının
geliştirildiğini ifade eden Bekir Bozdağ, muhalefetin eleştirilerine tepki
gösterdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştiren
Bozdağ, "Türkiye'nin dört bir yanı, kara, deniz ve yüksek hızlı tren yollarıyla
hava yollarıyla son 14 senede yeniden birbirine bağlandı. Hastaneleri,
adliyeleri, okulları, adeta Türkiye yeni bir devletmiş gibi sıfırdan yapıldı.
Zaman zaman biz bunları anlattığımızda muhalif partiler, 'Vazifeniz, siz
yapacaksınız. İktidar biz değiliz, iktidar sizsiniz' diyorlardı.
Yahu Cumhuriyet döneminde
AK Parti'den önceki iktidarlarda siz yok muydunuz? Soruyorum, CHP yüksek hızlı
tren ağlarıyla Türkiye'yi birbirine bağlamak istedi de Zonguldaklılar olarak
siz 'Aman ha istemeyiz' mi dediniz? Millet mi engel oldu? Hastaneleri modern
hale getirip, şehir hastaneleriyle Türkiye'yi donatmak istediler de
Zonguldaklılar hayır mı dedi? Hava yollarını halkın yolu hali getirmek
istediler de millet hayır mı dedi? Yapamadılar, yapamazlardı da. Çünkü at
sahibine göre kişner de ondan. Bunlar atı gördüler kaçıyor. İş bilenin, kılıç
kuşananın. Ukrayna, Yunanistan sıkıntıda. Suriye dört senedir yangın yeri. Irak
öyle. Düşünün bütün bu coğrafyaların ortasında Türkiye var. Kılıçdaroğlu öte
beri konuşuyor. Siz olsaydınız şimdiye kadar Türkiye'yi çoktan diz
çöktürmüştünüz. 910 km sınırımız var, Suriye'de yangın var. Şimdi konuşuyorlar.
Kapıları kapatacaklarını söylüyorlar" şeklinde konuştu.
"KOMŞUDA YANGIN VARKEN RAHAT
UYUYABİLİR MİSİNİZ?"
Suriye'nin yangın yeri
olduğunu söyleyen Bakan Bekir Bozdağ, "Siz hiçbir şey yapamazsınız. Siz
kulağınızı kapatıp, yan gelip yatağınızda yatabilir misiniz? İnsansanız
yatabilir misiniz? Çocuklar, insanlar yanıyor. Siz o kokuları duya duya
kapıları kapatıp rahat durabilir misiniz? Adam olan, insan olan, insan olmanın
asgari en az bir özelliğini taşıyan hemen elini suya alır koşar. Yetmeyecekse
yangını söndürecek başkalarını çağırır. Türkiye'nin Suriye konusunda bu yangını
söndürme çalışmaları var. İnsana, hakka, hukuka sahip çıkmasıdır. Türkiye bu
gerçeği yıllar yılı ifade etti. Ne batı duydu, ne ABD duydu. Ne de başkaları
duydu. Sonuçta Türkiye'nin dediği noktaya onlar da gelecekler. Bizim
muhalefetimiz de gelecek, ondan emin olun. Aklın yolu birdir de ondan. Bu kadar
yangının ortasında Türkiye'nin yangın yerine çevirmek isteyen terör örgütleri,
onlarla içeride ve dışarıda işbirliği yapan hainler, yabancı bir takım örgütler
o kadar uğraştılar bu ülkeyi yangın yerine çevirmeyi başaramadılar.
Başaramayacaklar. Türkiye bölgesinde huzur adası olmaya devam edecektir. Bütün
bu kasırgadan Türkiye'nin gemisi sağ salim ulaşacağı yere gidecektir. Bu
geminin kaptanı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanımız Ahmet
Davutoğlu'dur. Öyle rüzgarla, kasırgayla, fırtınayla bu gemiyi batırmak
isteyenler çok uğraştılar. Ama hep hayal kırıklığına uğradılar. Bundan sonra da
hayal kırıklığına uğramaya devam edecekler" diye konuştu.
"BÜYÜK DEVLET KOLAY OLMAZ"
Milli Mücadele yıllarında
Türkiye'nin imdadına Afganistan, Pakistan'da yaşayan insanların koştuğunu
söyleyen Bakan Bozdağ, "Büyük devlet kolay olmaz. Büyük milletler de kolay
olmaz. 1990'lü yılların başına gidin. Bu ülkenin dört bir yanı düşmanların
saldırısı altına girmişti. Herkes bir yerden bu ülkeye hucüm ediyordu. O zaman
imdat diyen Türk Milletinin imdadına kimler yetişti. Afganistan'dan,
Hindistan'dan insanlar küpelerini, bileziklerini çıkardılar. Türkiye'ye
gönderdiler. Biz her zaman böyle değildik, bizim de sıkıntılarımız oldu.
Kıbrıs'ta çıkartma yaptık, o zaman da dostumuzu düşmanımızı gördük. Allah
darlık vermesin. Zorluk vermesin. Bu gün darda olanlara elinizi uzatmazsanız
sizin de yüzünüze bakan olmaz. Hamdolsun bu devletin tarihinde dara düşene
yardım eli uzatma ahlakı vardır. İşte hatırlayın. Afganistan'da problem oldu.
Oradan Türkiye'ye gelenler oldu. Saddam Halepçe'de kimyasal silah kullandığı
zaman Türkiye Kürtlere kapısını açtı. Bulgaristan'da dönemin devlet başkanı
oradaki soydaşlarımızı kampa gönderdiğinde orada soydaşlarımıza kapılarımızı
biz açtık. Biz sadece bugün yapmadık bunu dün de yaptık. Bu günde yapıyoruz.
Allah bu devlete, bu millete güç kuvvet verdiği sürece yapmaya devam edeceğiz.
Türkiye büyük bir devlettir. Büyük devlet ve millet olmak, her fırtına ve
rüzgar karşısında korkmayı değil onlara karşı meydan okuyup, tedbir alıp, yol
yürümektir" diye konuştu.
"ANKARA'NIN GÜVENLİĞİ
SURİYE'DEN GEÇER"
Suriye'de yaşananlara
kayıtsız kalınamayacağını ifade eden Bakan Bekir Bozdağ, Ankara'nın
güvenliğinin Suriye'den geçtiğini ifade etti. Bakan Bozdağ, muhalefete de
yüklenerek şöyle dedi:
"Suriye'de olup biten
olaylar bizi ilgilendirmez diyenler burnunun dibini göremeyen insanlardır.
Ankara'nın güvenliği Suriye'den geçer. Bunu değerlendiremeyenler var. Amerika
kendi huzurunu Suriye'den görüyor. Arada kara sınırı yok. Kendi güvenliğini
görüyor. Yanı başımızda yangın var. Biz bu olayı Türkiye'nin ulusal güvenliği
ile ilgili görmeyeceğiz de neyi göreceğiz. Kör bir siyaset anlayışıyla bu gün
Türkiye'nin çıkarlarını göremeyen bir muhalefet görev yapıyor. Türkiye'nin
yönetici aklı olan AK Parti, milletin ve devletin çıkarlarını esas alarak yol
almaya devam ediyor.
Türkiye'de sorun yok mu?
Çok. Ama bir numaralı sorunu ne yaptığını bilmeyen bir muhalefet sorunudur.
Planı yok, projesi yok. Önündeki hendekleri çukurları görmüyor. Hiçbir şeyin
farkında değil, her şeyin yönetimine talip olan bir muhalefet var. Ana muhalefet
partisi Türkiye ile Mısır arasında problem var. Kendi milletvekillerini
gönderiyor. Türkiye ile Suriye arasında problem var. Türkiye'ye karşı Esatçı
politikalar yapıyor. Türkiye ile Rusya arasında problem oldu.
Rusya'yı haklı görüyor.
İsrail ile Mavi Marmara olayında Türkiye'yi İsrail'e karşı suçladı. Hiçbir
ülkede böyle bir muhalefet yok. Onun için Türkiye'nin bir muhalefet sorunu
vardır. Biz her zaman bu milletin menfaatinin, bu devletin menfaatinin yanında
olacağız. Eğer bu ülkenin muhalefeti yek vücut durabilirse o zaman Türkiye'yi
tutamazsınız. Dini istismar eden terör örgütleriyle de Türkiye mücadele ediyor.
Bütün terör örgütleri bir araya gelmişler. Birlikte eylem yapma kararı
almışlar. Onu da açıklıyorlar. Ne yaparsanız yapın Türkiye'nin kılına zarar
veremezsiniz. Peki Türkiye'de muhalefet ne yapıyor, terörle bunca mücadele
olurken şimdi çıkıp hükümeti suçlama yarışı içerisindeler. Bir masum
vatandaşımız terör örgütleri tarafından şehit edildikçe, hükümete saldırı
vazifesi olarak görüyorlar. Allah aşkına bir Cumhurbaşkanı, bir Başbakan
terörle mücadelede bir askerinin, vatandaşının zarar görmesini istemez. Ama
maalesef böyle bir yaklaşım içerisinde görülüyor."
"HENDEĞİN ARKASINDA
ASKERİMİ, POLİSİ ŞEHİT EDEN ELİ KANLI TERÖR ÖRGÜTÜ VAR"
Akademisyenlerin
yayınladığı bildirinin Kandil ile aynı olduğuna dikkat çeken Adalet Bakanı
Bekir Bozdağ, "Bakın akademisyenler bildiri yayınladı. Kandil ne yayınlıyorsa
onu yayınlıyorlar. CHP'nin parlamentodaki temsilcilerinin yaklaşımlarına bakın.
Onlar da farklı düşünmüyorlar. Partilerin sözcülerinden bu hendekleri niye
kazıyorsunuz diye haykırdığını duydunuz mu? Hendekleri, barikatları kaldırın
dedikleri var mı? Hendeğin arkasında arkadaş yok. Hendeğin arkasında askerimi,
polisi şehit eden eli kanlı terör örgütü var. AK Parti hükümetine yönelttiği
eleştirinin 10'da birini askerimizi, polisimizi şehit eden terör örgütlerine,
onun siyasal uzantıların söylemiyorlar. Böyle bir şey olmaz" diye konuştu.
PARTİLERE "BİRLİK" ÇAĞRISI
Türkiye'nin terörle
mücadelede başarılı olabilmesi için partilerin birlikte hareket etmesi
gerektiğine dikkat çeken Adalet Bakanı Bozdağ, "Terörle mücadelede Türkiye'nin
başarılı olması için en önemli şeylerden bir tanesi, terörle mücadeleye
bakışın, bütün partilerin kendi görüşlerini bir kenara bırakıp iktidar kimse
kendisi iktidarmış gibi bakması lazım. Bunu başaran ülkeler anca böyle
başardılar. Türkiye'nin siyasetçileri bir olmalı, birlik olmalı. Birlik
içerisinde hareket etmelidir. Aksi halde terör örgütlerini mutlu eden
söylemlerden öteye geçilmez. Senin elinde çözüm önerisi varsa, hükümete
söyledi. Onları getir. Beraber konuşalım. Bizim siyasi partilerimizin liderleri
terör meselesi için geçmişte Cumhurbaşkanımız randevu istedi de randevu verip
konuşmadılar. Ben 30 yılı aşkın bu ülkede can yakan bölücü terörü Türkiye'nin
ana muhalefet lideriyle, Türkiye'nin iktidar partisi lideri müzakere edemeyecek
de neyi konuşacak? Biz neden bir araya gelemiyoruz" dedi.
"SİYASETİ ZORLAYIN"
Terörle mücadele konusunda
ayrıştırıcı bir dil kullanımından vazgeçilmesi gerektiğinin altını çizen Adalet
Bakanı Bozdağ, "Artık siyaseti bu anlamda lütfen zorlayın. Siyaseti zorlayın.
Terör konusunda ayrıştırıcı bir dil kullanmaktan vazgeçin. Birlik olun dirlik
olun. Hangi partiye oy veriyorsanız verin, partinizi zorlayın. Türkiye'nin
gerçek anlamda buna ihtiyacı var. Yekvücut olmuş bir Türkiye'yi hiç kimse
Allah'ın izniyle dize getiremez. Biz böyle bir konuda bir araya gelemez miyiz?
Eyvahlar olsun, yazıklar olsun böyle siyasete. Siyaseti zorlayın. Bölgede
terörle mücadele etkin bir şekilde devam ediyor. Hükumetimizin aldığı kararlar,
güvenlik güçlerinin ortaya koyduğu kararlılık devam etmektedir.
Algı operasyonlarıyla
Türkiye'nin terörle mücadelesini insan haklarına karşı mücadeleymiş gibi
gösterenler var. Sokağa çıkma yasağı vatandş zarar görmesin diye yapılıyor. Can
ve mal zarar görmesin diye sokağa çıkma yasağı ilan ediliyor. Kamu güvenliği,
kamu düzeni, can ve mal güvenliği tesis edilsin diye yapılıyor. Bölge terörist
faaliyetlerden arındırılsın diye yapılıyor. Bu hendekleri oraya kim kazdı.
Otomatik silahlarla, roket atarlarla askerimizin ve polisimizin üzerine kimler
saldırıyor. Bunu niye CHP'nin genel başkanı bağıra bağır söylemiyor.
Pensilvanya'nın sözcülüğünü bağıra bağır yapıyor. Bu milletin sözcülüğünü niye
yapmıyorsun. Cumhurbaşkanımıza, Aile Bakanımıza, Başbakanımıza karşı
saygısızlığın alâsını yapıyorsun. Bölücü terör örgütlerine karşı neden
yapmıyorsun?" şeklinde tepkisini dile getirdi.
"TÜRKİYE; HUKUKA UYGUN
ŞEKİLDE TERÖRLE MÜCADELE VERİYOR"
Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi'ne Türkiye aleyhine açılan 29 davadan 27'sinin reddedildiğini
belirten Bakan Bozdağ, Türkiye'nin de İnsan Hakları Sözleşmesi'ni askıya
almadan hukuki yollarla terörle mücadelesini sürdürdüğünü hatırlattı.
Bombanın patladığı
Fransa'nın bile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni askıya aldığı bir dilekçesi
olduğunu hatırlatan Bozdağ, "Avrupa İnsan Hakları mahkemesine 29 dava açıldı.
27'si reddedildi. Anayasa Mahkemesine 12 dava açıldı. 12'si de reddedildi.
Türkiye terörle mücadelesini hukuka azami riayetle sürdürüyor demektir.
Fransa'da bomba patladı. Fransa konseyi "Biz terörle mücadele ediyoruz. Avrupa
İnsan Hakları Sözleşmesi'ni askıya alıyoruz' diye yazı yazdı. Türkiye bu
sözleşmeye riayet ederek terörle mücadelesini sürdürüyor. Hukuk devleti ilkelerine,
azami riayet ederek terörle mücadele yapan Türkiye'dir. Bundan sonra
mücadelemizi bu kararlı şekilde sürdüreceğiz" şeklinde sözlerini sürdürdü.
"CENAZELERİ BİLE DEVLET
ALEYHİNE KULLANMAK İSTEDİLER"
Bölücü terör örgütü
üyelerinin; kandırarak ve zorlamayla dağa götürdüğü masum insanların
cenazelerini devlet aleyhine kullandığını söyleyen Bakan Bozdağ, bu sebepten
dolayı da Adli Tıp Kurumu'nun yönetmeliğinde değişikliğe gittiklerinin altını
çizdi.
Danıştay'ın yönetmelik değişikliğini iptal ettiğini
belirten Bozdağ, şöyle devam etti:
"Adli Tıp Kurumu yönetmeliğini değiştirdik. Bölücü
terör örgütü bölgedeki insanları hem zorla dağa götürüyor. Veya kandırarak dağa
götürüyor. Onları ölmeye, öldürmeye ikna ediyor. Öldürülenlerin de bir de
cenazesi üzerinden ayrı algı operasyonları yapıyor. Hayatını kaybeden
teröristlerle ilgili adli tıp incelemeleri yapılıyor. Cenazelerin kimlikleri
yapılıyor. Teslim edilirken aileleri almıyor.
Yönetmelik bu durumda
belediyeye teslim edileceğini söylüyor. Belediyeler de almıyor. Cenazeler
ortada kaldı. Bunun üzerine biz yönetmeliği değiştirdik. Mülki idare amirlerine
teslim edilebilir. Onlar defin işlemleri yapabilir dedik. Bu sefer HDP'li
vekiller dahi adli tıpa geldiler. Çünkü daha önce cenazeleri almayan
belediyeler cenazeleri alıp bu sefer götürüp mezbaha-neye koydular. Bu
cenazeler üzerinden oradaki vatandaşlarımızın duygularını, devletimizin
milletimizin aleyhine kullanmak istediler. Bunun üzerine biz kimliği tespit
edilmiş ama ailesi bulunamayan, sahipsiz cenazeler var. Sahibi olan bir cenaze
varsa, böyle bir durum varsa bu durumda ailesine cenazesi alınması söylenir.
Almazsa devlet üç gün geçtikten sonra defneder. Danıştay bu süreyi iptal etti.
Makul süreyi reddetti. Sen yürütme misin? Annesi ve babası, adresi belli...
Devlet tebligat yapmış. Böyle bir cenaze yakınlarına ulaşılamama sorunu yok ki?
Cenaze yakınları almazsa üç gün.,, Ama buna rağmen Danıştay bunu da iptal
ediyor? Hukuka uygun bir düzenlemeyi, hukuka aykırı bir şekilde iptal etti.
Adeta yerindelik bir uygulama ile iptal etti. Ama bilmenizi isteriz ki
Türkiye'nin bu alandaki mücadelesi gerçekten hukuk devleti ilkelerine uygun bir
şekilde bundan sonra da yapılmaya devam edecektir. Türkiye'nin üzerinde
birilerinin operasyon yapmasına izin vermedik bundan sonra da izin
vermeyeceğiz. Bütün bunlara rağmen Türkiye'nin ayakta durmasının sebebi siyasi
istikrar, güçlü iktidar, iyi yönetimdir."
"ASKERİMİZ ŞEHİT
EDİLDİĞİNDE SEVİNECEK KADAR ALÇALMIŞ GRUPLAR VAR"
7 Haziran seçimlerinden 1
Kasım seçimlerine kadar ki süreci değerlendiren Bakan Bozdağ, "7 Haziran'da bir
sonuç ortaya çıktı. Bir metre önünü göremez hale geldi Türkiye. Ama 1 Kasım'da
yeni bir sonuç ortaya çıktı. Herkes yolunu, önünü görüyor. Güçlü iktidar var.
Türkiye'nin güçlü iktidarını yıkmak için çok büyük gayretler yapılıyor. İçeride
ve dışarıda. Türkiye'de herhangi bir askerimiz ve polisimiz şehit edildiğinde
buna sevinecek kadar alçalmış gruplar var. Böyle bir vicdansızlık olabilir mi?
Cumhurbaşkanımız ABD'ye gitti. PKK orada, ASALA orada, Pensilvanya'nın
bedduacısının adamları orada, el ele Türkiye'nin Cumhurbaşkanına hakaretler
yağdırıyorlar. Tayyip Erdoğan'a niye karşılar? AK Parti'den niye kurtulmak
istiyorlar? Türkiye'nin 6100 km'lik bölünmüş yolunu daha da yukarılara çıkardı
da Türkiye'ye ihanet mi etti? CHP'liler Atatürk'ün yaptığı demir yolları ile
övünüyorlar. Demir ağlarının tamamını biz modernleştik. Bunlar kömür
işletmelerini oturup kapatalım diye kafa yoruyorlardı. Biz geldik. Kara treni
ihya ettik, yanına yüksek hızlı treni de getirdik. Bunu yaparak Erdoğan ve
Davutoğlu, Türkiye'ye kötülük mü yaptı? İhanet mi etti? Davutoğlu, Erdoğan
geldi. IMF'ye borcu ödedi. 5 milyar dolar borç verebileceğini söyledi de,
Türkiye'ye ihanet mi etti? Borç alan emir alır. Şimdi borç veren Türkiye var"
şeklinde konuştu.
Zaman zaman konuşması
alkışlarla kesilen Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'a konuşması sonrasında çeşitli
hediyeler takdim edildi. Partililerle hatıra fotoğrafı çektiren Adalet Bakanı,
ardından Kdz. Ereğli ilçesine hareket etti.