UÇUM, MERAK EDİLENLERİ CEVAPLADI
Yayınlanma : 10-03-2017 | 11 : 22 17
Güncelleme : 10-03-2017 | 11 : 22 17
UÇUM, MERAK EDİLENLERİ CEVAPLADI
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı
Mehmet Uçum, "Mevcut sistemde daktilo ile mail atmaya çalışıyoruz. Biz eski
araçla yeni ihtiyaçlara cevap vermeye çalışıyoruz. Bunu yapamayız" dedi.
Zonguldak Öğretmenevi'nde düzenlenen "Halk Soruyor, Uzmanlar Cevaplıyor"
panelinde konuşan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, anayasa değişikliği,
600 milletvekili ve partili cumhurbaşkanı konusunda açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, anayasa
değişikliğinin partilerle değil vatandaşın devletle ilişkisini yeniden
yapılandırmakla ilgili olduğunu söyledi. Mevcut sistemle devam edilemeyeceğinin
altını çizen Uçum, şunları kaydetti:
"Bu anayasa değişikliği bir parti stratejisi
üzerinde ele alınacak bir konu değil. Bu anayasa değişikliği vatandaş devlet
üzerinde ele alınacak bir konudur. Bu anayasa değişikliği ne AK Parti ne CHP ne
MHP ne HDP nede diğer partilerle ilgilidir. Bu anayasa değişikliği vatandaşın
devletle ilişkisini yeniden yapılandırmakla ilgilidir. Vatandaş bu anayasa
değişikliğine şu şekilde bakmalı bu değişiklikle benim devlet üzerinde benim
yetkim ve rolüm artıyor mu? Bu değişiklik devletin hizmetleri bakımından bir
farklılık ortaya çıkacak mı? Bu değişiklikten sonra yargı daha adaletli bir
faaliyet yürütebilecek mi? Bu değişiklikten sonra devlet terörle mücadele daha
etkin rol oynayacak mı? Bunun içinde parti var mı yok, değişiklik böyle bir
değişikliktir. Böyle bir değişiklikle ancak bütün milleti kapsayacak bir dil
kullanılarak anlamlı hale getirilebilir. Ama bu herkes yüzde yüz destek versin
değil. Demokrasilerde zaten böyle bir şey olmaz. Ama herkes şunu bilsin evet de
dese hayır da dese bu değişiklik devreye girse de girmese de Türkiye'nin
yeniden yapılan ihtiyacı ortadan kalkmayacak. Bir mevcut sistemle devam
edemeyiz. Biz daktilo sistemi ile e mail atmaya çalışıyoruz. Biz eski araçla
yeni ihtiyaçlara cevap vermeye çalışıyoruz. Bunu yapamayız."
"Türkiye biçimi diyebileceğimiz bir model ortaya
koyduk"
Yeni anayasa değişikliği şimdiye kadar yapılan
hukuk anlayışından farklı olarak hazırlandığını ifade eden Uçum, "Yeni anayasa
değişikliği şimdiye kadar yaptığımız hukuk anlayışından farklı olarak
hazırlanmıştır. Cumhuriyetin kuruluşundan sonra özellikle batıdan aldığımız
kanunlarla hukuk düzenimizi kurmaya çalıştık. Zaman içerisinde onu
millileştirmeye yerelleştirmeye kendimize özgü hale getirmeye çalıştık. Bu
değişikle orada çok önemli mesafe kat ettik. Kopyacılık yapmadık bire bir
almadık kendi siyasal tecrübelerimizi ve devlet tecrübelerimizi bunları da
gözeterek gerçekten Türkiye biçimi diyebileceğimiz bir model ortaya koyduk.
Şundan emin olabilirsiniz bu modelde geliştirdiğimiz bazı mekanizmalar şuanda
başkanlık sisteminin sıkıntılarını çözebilecek mekanizmalar. Bazı mekanizmalar
da batı Avrupa demokrasilerindeki problemleri çözebilecek mekanizmalar. Dünya
demokrasiler açısından son 40 yıldır birçok sıkıntıyı tartışıyor. Onlar hala
tartışmaya devam ediyor. Biz uygulamaya geçmeye başladık. O açıdan tarihimizde
son 300 yıldır ilk kez geride başlama dezavantajını bu kez avantaja çevirdik.
Bazıları demokrasileri tartışırken biz ortaya bir model koyarak uygulamaya
geçiyoruz. Bunun bize sağlayacağı faydaları ileride çok daha fazla
görebileceğiz" şeklinde konuştu.
"Yeni sistemle meclis güçleniyor"
Yeni anayasa değişikliği maddelerini arasında
yer alan 550 milletvekili sayısının 600'e çıkartılması konusunda da
açıklamalarda bulunan Uçum, "Bu sistemde meclis güçleniyor. Buna bağlı olarak
da milletvekili sayısını arttırmak gerekiyor. Çünkü artık milletvekili yasa
teklifi hazırladığında sadece bürokratlara bakmayacak dönüp halka da seçmenine
de bakacak" dedi.
Yeni sistem de hükümetin görüşmelere ilişkin
müdahalesi ya da değişiklik yapması söz konusu olamayacağını da ifade eden
Uçum, "Yasama, meclis zayıflıyor 550 milletvekili hem hükümet hem de yürütme
açısında yeterliyken hükümet de meclisin içinden çıkmayacağına göre neden 600
milletvekili sorusu bence bu şekilde yaklaşılması gereken bir konu değil. Tam
tersine hükümet meclisin içerisinden çıkarıldığı için doğrudan millet
tarafından kurulacağı için meclis asli görevine dönüyor. Tam tersine meclis
zayıflamıyor, yasama zayıflamıyor meclis güçleniyor. Şuanda meclisin kabul
ettiği yasaların yüzde 98'si hükümet getiriyor. Milletvekilleri eğer özel
olarak görevlendirilmemişse bu kabul ettikleri ya da hayır dedikleri yasa
tasarılarının içeriğine çok fazla hakim değillerdir ve hükümetin kontrolünde
bir meclis faaliyeti vardır. Bu cumhuriyetin kuruluşundan beri böyledir.
Hükümetin istemediği yasa çıkmaz. Mevcut sistem sebebiyle eğer hükümetten bir
temsilci mecliste değilse meclis kanun görüşmesini bile yapamıyor. Sistem böyle
bir sistem. Şimdi getirilen modelde ne var. Bütçe kanunu hariç hiç kanun
teklifi ya da tasarısı hükümet sunamayacak. Ne cumhurbaşkanı ne de yardımcıları
ne de bakanları hükümetten hiç kimse kanunlaştırma sırasında meclisin içinde
oturamayacak. Meclis sadece milletvekillerin verdiği kanun teklifini görüşecek.
Hükümetin görüşmelere ilişkin müdahalesi ya da değişiklik yapması söz konusu
olamayacak. Bu sistem de meclis güçleniyor. Buna bağlı olarak da milletvekili
sayısını arttırmak gerekiyor. Çünkü artık milletvekili yasa teklifi
hazırladığında sadece bürokratlara bakmayacak dönüp halka da seçmenine de
bakacak" dedi.
"Siyasi partiler demokrasinin en meşru
araçlarıdır"
Siyasi partilerin demokrasinin en meşru araçları
olduğuna dikkat çeken Mehmet Uçum, sözlerini şöyle tamamladı:
"Partili cumhurbaşkanı bunun demokrasiyle son
derece bağlantısı var. Önerilen model neyi öneriyor. Cumhurbaşkanının hükümet
olmasını öneriyor. Peki bir demokraside hükümetler nasıl kurulur. Demokratik
seçimlerle peki seçimlere kim katılır siyasi partiler, siyasi partiler halkın
siyasete katılmasının temel aracıdır. Siyasi partiler demokrasinin en meşru
araçlarıdır. Peki siyasi partileri hedefi ne hükümet olmak. Demek ki hükümet
olmak hedefli çalışmak siyaset üzerinden yürütülmek zorunda olduğu için hükmet
olanlar da o parti bağlantısı üzerinden hükümet olurlar. O yüzden her hükümet
parti esaslıdır. İster parlamentodan çıksın hükümet ister başkanlık modeli gibi
halk tarafında seçilsin. Parlamentoda çıkan hükümetlere ya tek parti hükümeti
denir koalisyon varsa çok partili hükümet denir. Halk tarafında seçilen tek
kişilik hükümetlere partili hükümet denir. Mesela obama demokrat partinin
hükümetiydi. Trump Cumhuriyet Partisinin hükümeti, Fransa'da Hollande sosyalist
partinin hükümeti. Dolayısıyla siz hükümet modeli önerdiğinizde siz siyasi
partiyle ilişkisini kesemezsiniz. Böyle bir şey yaptığınızda demokrasinin temel
ilkesine yani siyasi partiler yoluyla siyasete katılma ilkesine aykırı
davranmış olursunuz. Partili olma meselesi bu sistemin kaçınılmaz bir sonucudur."
Haber : İHA
Bu Haber 565 defa okundu
ETİKETLER : Yazdır