
NE KADAR ÖRGÜTLENME, O KADAR DEMOKRASİ...
06 Ekim 2015 08:53:17
Ereğli'de, metal işkolunda faaliyet gösteren bir işletmede, sendikaya üye oldukları için 20 işçinin işten çıkarılması ile ortaya çıkan olaylar zinciri, sendikalaşma hareketinin demokrasi açısından önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
Bazıları demokrasiyi, seçmenin kendilerini yönetecek olanları belirlemek için sandığa gittiği bir sistem olarak algılar. Bu algı, başka tanımlar kadar doğru olmakla birlikte eksik. Zira meselenin bu kısmı demokrasi kavramının yalnızca bir boyutu.
Gerçekte Demokrasi, serbest seçimler, ifade özgürlüğü ve örgütlenme serbestisi olgularının üçünün birlikte bulunabildiği ve hukuk tarafından güvence altına alındığı sistemleri tanımlar. Bu unsurlardan birinin eksikliği o demokrasinin yeterliliğini sorgulamaya açık kılar.
Serbest Seçimler de tartışılabilir ama Türkiye demokrasisinin esas problemli alanlarını ifade özgürlüğü ve örgütlenme serbestliği alanlarının oluşturduğu geniş kesimler tarafından kabul edilir.
Ereğli'de sendikalaşmaya çalışan işçiler ve işveren arasında yaşanan sorunları ele alırken de örgütlenme özgürlüğü çerçevesinin temel olarak kabul edilmesi gerekir.
Yani işverenin kabul etmekte gönülsüz davrandığı şey, sadece Türk Metal Sendikası'nın kendi işyerinde örgütlenmesi değil, aynı zamanda sendikal şemsiye altına sığınmak isteyen çalışanlarının demokratik hakları.
Türk işvereninin, Türk Demokrasisine nasıl bir çerçeveden baktığına ilişkin önemli bir örnek bu...
***
Yaklaşık bir yıl önce, Hürriyet gazetesinin ekonomi sayfasında, sendikacılığın Türkiye'de ne durumda olduğunu anlatan bir haber yayınlandı. Haberin özü şöyle:
Çalışma Bakanlığı verileri, Türkiye'de 2003 yılında yüzde 57,5 olan sendikalaşma oranı, 2014 yılında yüzde 9,68'e geriledi. Türkiye bu sonuçla, OECD ülkeleri arasında sendikal örgütlenme açısından sondan birinci oldu. Aynı haberde, OECD'nin ise bu rakamı yüzde 4,5 olarak açıkladığı bilgisine de yer veriliyor. Aradaki fark, Çalışma Bakanlığı'nın sendikalı olan işçilerin oranını, OECD'nin ise toplu sözleşme yapabilen işçilerin oranını baz almasından kaynaklanıyor.
24 Ocak 2015'te Resmi Gazete'de yayınlanan işçi sendikaları istatistiğine göre ise sendikalaşma oranı yüzde 10,65 olarak gerçekleşmiş. Elbette bu da Çalışma Bakanlığı verilerine dayanıyor.
Türkiye'de sendikal hareketin ikinci aşaması kabul edilen 1963-1980 arasındaki dönemde çalışan işçilerin sendikalı işçilere oranı ve bugünkü oran arasındaki farkı isteyen araştırabilir.
Tablo vahim.
Verilerin 2003 yılından sonra negatif yönde seyretmesinin nedeni aslında herkes tarafından gayet iyi biliniyor:
Bu dönemden sonra devletin özelleştirmeye hız vermesi, taşeron uygulamasının çalışma yaşamını kökünden bozacak şekilde hayata geçmesi, özel sektörün sendikalaşmaya karşı muhafazakar tutumu bu nedenler içinde en önde gelenler.
***
Yukarıda demokrasinin unsurlarını sıralarken, seçim ve örgütlenme özgürlüğü yanında ifade özgürlüğü de sayılmıştı.
İşçi ve özel sektör işletmesi arasında yaşanan sıkıntının bir boyutunu da, yerelde böyle konulara ilişkin gerçeğin ifade edilmesini engelleyen mahalle baskısı ve otosansür uygulamaları oluşturuyor.
İşletme yöneticilerinin ahbapları, ilişkileri araya girdiğinde, en demokratik haklar bile sümen altı edilebiliyor. Konu demokratik haklar bağlamından, münferit eylemler çerçevesine sürüklenerek işin asıl boyutu gözden gizleniyor.
Canımlı cicimli," işçi bizim kardeşimiz", "çalışanlarımızdan oluşan aile" gibi soyut söylemlerin neticeye ilişkin bir anlamı bulunmadığı gibi, kamusal bir yarara hizmet etmediğini görmemiz gerek.
Doğrusu, sendikalaşmanın özellikle Zonguldak bölgesi gibi endüstri bölgelerinde en temel yaşam hakları arasında yer aldığını savunmaktır.
Kamusal yarar gözetenlerin yapması gereken, tıpkı sendikanın yaptığı gibi, işçilerin örgütlenme haklarını eksiksiz olarak tanınmasını talep etmektir.
Demokrasiye sahip çıkmanın yolu da buradan geçer.
Zira ne kadar örgütlenme, o kadar demokrasi...
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com