
İŞİNE GELMEYİNCE...
05 Ekim 2015 09:51:40
7 Haziran seçimleri öncesinde AK Parti'nin listesi açıklandığında,
gerek parti içinde, gerekse muhalefet cephesinde çıngar koptu.
Hüseyin Özbakır, Zonguldak'ı nereden bilecekmiş, Pınarhisar Cezaevi
Savcısı olmasa adaylığı nereden görecekmiş!
Faruk Çaturoğlu, en çok seçmenin bulunduğu Ereğli'den
değilmiş, Alaplı'nın nüfusu neymiş, seçmeni ne kadarmış!
Özcan Ulupınar'ın sırası niye üçüncü sıraymış, neden ikinci
döneminde daha üst sıraya yükseltilmemiş.
Alaplı'dan iki aday olur muymuş, eski il başkanı neden aday
yapılmamış gibi tartışmalara hiç girmeyelim isterseniz.
7 Haziran seçimleri öncesinde CHP'nin listesi açıklandığında
gerek parti içinden, gerekse CHP karşıtı parti mensupları arasında kopan
yaygara ayyuka çıktı!
Eğilim yoklaması neden aynen uygulanmamış, kontenjan
uygulamasına ne gerek varmış!
Birinci sıradaki Şerafettin Turpçu eğilim yoklamasında
kimlere ayak oyunu yaparak birinci sıraya gelmiş!
İkinci sıradaki Ünal Demirtaş, Ankara Barosuna bağlı
avukatlık yapıyormuş, genel merkezde dayıları var diye aday yapılmış. Ereğli ve
Zonguldak'ı bilmezmiş!
Falancanın çok parası varmış, niye aday yapılmamış, filanca
teşkilata ömür vermiş, niye genel merkez onu aday göstermemiş gibi konuların ne
kadar fazla konuşulduğunu hatırlayın.
MHP'de 1. Sıra adayı Zeki Çakan'ın başkentte işyeri varmış.
Bu listenin ilk iki sırasında niye Zonguldak yerlisi birisi yokmuş denilmedi
mi?
Subjektif bir "Zonguldaklı" şablonu oluşturup, elde
büyüteçle en fazla bu profile uyan adayları arayanların siyaset arenasında
liyakat arayanlardan fazla oluşuna ne demeli?
Neden adayların liyakati ve yeterliliklerinin yerine
eksiklikleri (eksiklik olarak görülen şeylerin bir kısmının gerçek bile
olmamasına aldırmadan) ön plana çıkıyor.
Mesela neden birçok kişi, AK Parti Milletvekili Hüseyin Özbakır,
Zonguldak'a yıllar boyu hizmet etmiş bir hukukçu. Teamül bilir, usul erkan
bilir, herkes kadar da Zonguldak'ı tanır' demeye çekiniyor?
Niçin kimse 'AK Parti Ereğli teşkilatı ve seçilmişler
birbirini yiyordu. Çaturoğlu parti içi polemiklerin yararsız olduğunu en iyi
bilenlerden biri olduğu için aday gösterildi. Ereğli'den kim gösterilse, kavga
eden gruplardan birine aidiyeti var denilecekti,' demiyor?
Turpçu'nun CHP teşkilatlarının büyük bölümünü birleştirmeyi
başararak birinci çıktığını görmezden gelmeye çalışmanın ne anlamı var?
İkinci sıradaki Demirtaş'ın 'Ankara'da dayısı olan' biri
olduğundan değil, Türkiye'nin en önde gelen iş hukuku uzmanlarından biri
olduğu, çalışma yaşamında her gün şikayet ettiğimiz hukuksuzluklarla daha aday
değilken bile mücadele ettiği için aday gösterildiğini söyleyen duydunuz mu?
MHP'nin ilk iki sırasında Zonguldaklı olsa, Zeki Çakan-Yavuz
Erkmen ikilisinin aldığı sonuçtan daha iyi bir sonuç mu alınacaktı?
Eleştiriler yapılıyor, çünkü listeler işlerine gelmiyor.
Listelerde yer bulamayanlar, destekledikleri adayları
istedikleri noktaya taşıyamayan gruplar, kendi partililerinin adaylarının
yetersizliklerini abartma-hatta kusur ve yetersizlik icat etme- eğilimine
giriyor.
Bir partiye mensup olanlar, öbür partilerin listelerindeki
adaylara zaaf izafe etmek istiyor. Birisi böyle bir icatta bulunduğunda
keyiften dört köşe oluyor.
Dikkat edin, eğer birisinin maddi olmayan bir beklentisi
varsa, bunu en mantıklı, en somut gerekçelerle izah etmeye çalışır. Tersi olduğunda, yani para, mevki vb. bir
beklenti içinde olduğunda da ilkesel açıklamalar uydurur.
Listelerdekilere ve eleştirilere bakan biri, aday listesinde
yer alanlardan beklentisi olup da bunu bulamayanların gerçeklikten kopmaya
başladığını görebilir.
Tıpkı uluslararası yolcu taşımacılığı yapan bir
transatlantiği, önüne koyduğu karpuz kabuğundan gemiye bakarak değerlendirenler
gibi...
Sebep ne olursa olsun netice değişmiyor...
Asıl neden işlerine gelmemesi.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com