Köşede duran, adı konmamış bir sevginiz mutlak vardır.

Çocukluğunuz. Acısı tatlısıyla bir daha geri dönmeyen o ilk ve tek dönem. Tüm yaşam tabanının oluşumunu sağlar. Ne zaman ki yetişkin bir birey olup, toplumda yerimizi alırız,  işte o zaman bizi karşı karşıya getiren yüzleşme;  'çocukluğumuzdur'. 'Çocukken ne olmak istiyorsun?' sorusu her kuşağın vazgeçilmezidir. Her bir meslekten bir parça vardır. Ya olmuşsunuz ya da olmamışsınızdır. Çocukluğunuzdan bu yana geçen süreçte umulmadık başarıların altına atılan imzalarda 'çocukken' ifadesi yer alıyor.

 Yabancılaşmaz, aksine heyecanlanırsınız!

Ekonomi, iş dünyasına dair rastladığım röportaj beni çocukluğuma geri döndürdü. Kaşmir. Kaşmir sevdasıyla büyüdüm. Hiçbir zaman tam Kaşmir dokumasına rastlayamadım. İnsanlar Kaşmir'i yeteri kadar bilmiyor. Bunun misyonunu üstlenen ve çok uğraşan bir hikâye. Bir işi çok iyi başardığınız ve dünyaya açıldığınız zaman adınıza; Türkiye yetiştirdi deniliyor. İfade için kalıbı bozmayalım. Önemli girişimci Ayşen Zamanpur. Boğaziçi Üniversite eğitimi sonrası Şişe Cam'da mesleki hayatına başlayıp, Benetton'un bayiliğini alarak iş hayatında çok farklı bir noktaya uzanmış.

Bir markanın çıkışı, geldiği nokta ve hedefleri çok önemlidir. Çoğunuz şu toplantıları yapmazsınız. Çevre etüdü, stratejik plan bütçe, yatırım, fizibilite toplantıları ..sadece belirli işlerinizi yapar mesainizi bu şekilde bitirirsiniz. Bir bölüm ise bu toplantılarla iş hayatında yoğrulur.

Kaşmir'in peşinden giden yol!

Kaşmir sadece Çin'in Moğolistan bölgesinde tek bir keçiden çıkan bir yün olduğunu duyduğumda ben, ben değildim sanki. Heyecanımı yenemeden hikâyeyi defalarca okudum. Hala sindiremedim. 1992 yılında 3 kişilik ekiple Çin'e giderek 18 saat süren tren yolculuğu, ağıllar, keçiler, araştırmalar..

Kaşmir'i tanıyor muyuz?

Kaşmir'in en önemli özelliği, giyildiğinde batma, acıma, yakma, alerji yapmaz ve hiç dokunmayan bir ürün olması. Helezonik yapısı vücut ısısını koruyor ve ideal sıcaklıkta kalmasını sağlıyor. Sonuçta sağlıklı, yoksa sadece yumuşak diye yıllarca gündemde kalması mümkün olmazdı.

Anneniz hiç Kaşmir giydi mi?

Bazı ülkelerin ticarette dışarı açılma konjonktürünü iyi kullananlara rastlarsınız. İşlettikleri tüm Benetton mağazalarını devredip, üzerine biraz daha bütçe ekleyerek Kaşmir fabrikasına ortak olmaları yolun en anlamlı gidişlerinden biri olmuş.

Evet, dünyada hiç bir yerde üretilmiyor!

Kaşmir dünyanın hiçbir yerinde üretilmiyor. İç Moğolistan'ın bozkırlarında Capra Hircus cinsi keçilerin boynundan, karnından ve sırtından yılın üç ayı çıkan ikinci bir tüy tabakası. Bunu duymak heyecanın en doruk noktasıydı. Bu keçileri İngiltere, İskoçya'da yetiştirmeyi deneyenlerin aynı kaliteyi yakalayamadığı hikâyenin içinde. Sonuçta sadece eko-sisteme ait bir ürün olduğu söyleniyor. En iyi hammaddeyi doğru noktadan alarak yine aldığınız yerde ürüne çevirmeniz gerekiyor.

Modadan ziyade yumuşaklık, doku, o hissi satıyoruz. Doku çok önemli. Kaliteyi düşürdüğünüz anda hissedilir ve Avrupalı sizi bırakır.

Alıcılar ağıllara, özel çiftliklere girer. Keçileri seçer ve hammaddesini ayırtır. Ayırtılan keçiler 'o senenin hasadında Silk&Cashmere üretiminde kullanılacaktır' diye damgalanıyor ve zamanı geldiğinde üretime giriyor şeklinde uzayıp giden bir başarı hikayesi..23 Kasım 2011'de yapılmış bir röportajın heyecanını benimle paylaşanlar olacaktır eminim..

Kaynak: www.roportaj.com.tr