Çilek şenliği güneşli başladı yağmurlu bitti...

Gerek kamuoyunda, gerek medya veya sosyal medyada şenliklere ilişkin çeşitli değerlendirmeler yapıldı. Bir kısım işler tıkır tıkır yürüdü. Burada dikkat edilmesi gereken şey şudur. Bir şey tıkır tıkır yürüyorsa, o konuda söylenecek bir söz olmaz. Niye çalışan bir trafik ışığı üstünde yorum yapmaya gerek olsun?

Fakat yanmayan trafik ışıklarının kamuoyu için haber niteliği taşıması gibi, ilçede kamuoyunu yakından ilgilendiren eksiklikler olduğu gibi duruyor. Birkaç gün sazlı sözlü eğlence yapmak bu eksikliklerin örtülmesini sağlamaz, sağlayamaz.

Mesela, CHP İlçe Başkanı Sertan Ocakcı, hemen 19 mayıs öncesinde Atatürk Anıtı'nda altyapı hatlarının yenilenme çalışmaları yapılmasını eleştiriyor. Eleştirilerin hedefi Ereğli Belediyesi.

Herhangi bir tarafa angaje olmadan söylemek gerekirse, Ereğli'de—sağ olsunlar, öğrenciler bir yana bırakılırsa—protokol ve sosyal paydaşlar açısından en düşük profilli 19 mayıs etkinliklerini yaşadık. Mesele 18 Mayıs günü Amfitiyatroda gözlemlenen yırtık bayraklarla başlıyor, Atatürk Anıtı'nın değil, kaymakamlığın önündeki Atatürk büstü önüne taşınılıyor. Bir de bakıyorsun, 19 mayıs günü Atatürk anıtının önü otoparka dönmüş... Gerçekten 19 Mayıs'ı bağlamından koparacak ölçüde bir başıboşluk havası hakim...

***

Başıboşluk derken kastedilen nedir?

Eğer bir işi yaparken, toplumda o konuyla ilgili diğer paydaşların duygularının incineceğini umursamıyor veya hesap etmiyorsanız , ya duyarsızlık söz konusudur, ya da başıboşluk.

19 Mayıs'a sadece birkaç gün kala, burayı kutlama yapılamaz hale getiren uygulamalara girişmenin bazı tepkilere yol açacağının düşünülmemesi imkansız. Belediyeyi 19 Mayıs'a duyarsızlıkla itham etmek biraz aşırı kaçıyor diyelim, fakat bu durumda da çalışmaların belli bir titizlik içinde yapılmadığını ve ortama bir başıboşluğun hakim olduğunu kabul etmek gerekir.

Tüm meseleleri başıboş bırakıyorsunuz, meseleler çözülmüyor ama bir süre sonra kamuoyu neticeyi kanıksamaya başlıyor. Bu konuyu dile getirene iktidar partililer tarafından "Temcit pilavı gibi konuşuyorlar, o eksik, bu eksik, yapılanları görmüyorlar" eleştirileri getiriliyor.

Böylece aynı kap içinde bile birbirine karışmayacak olan su-zeytinyağı karışımında üste çıkan olmanın yollarını arıyorlar.

***

Meseleyi sadece kutlamalar, törenlerle sınırlı düşünmemek gerek. Uzunca süredir ilçenin en yakıcı sorunlarına merkezi yönetimin bakış açısının çözümcü değil, sürüncemede bırakarak unutturmak olduğunu kabul etmeliyiz.

Ne mutlu Ereğli/Zonguldak bölgesindeki siyasetçilere... Artık tersaneler meselesini dile getirerek sosyal eleştiriler getiren birileri yok. Zira bu konuda ne kadar çözüm vaadi verilmiş olursa olsun, problemin çözülmeyeceğini kabul edecek noktaya geldik.

İki yıl önce Kandilli Alacaağzı'nda özel firmanın çekilişiyle boş kalan maden ocağının ağzına dek suyla dolduğu gözleniyor. İhaleler, çözüm arayışları filan derken geldiğimiz noktayı, siyasiler açısından olumlu kabul etmek gerek. Zira toplumun geneli artık bu meselenin çözümle sonuçlanmayacağını kabulleniyor, bu da bilhassa iktidara mensup siyasilerin belli ölçüde rahatlamasını sağlıyor.

Artık TTK'ya işçi alınması konusunda iktidar partisinin bir şey söyleyeceğini uman kaldı mı bilemiyorum. Referandum önceki mitingin ardından hala böyle bir şey bekleyen varsa şaşırtıcı bir durum kabul edilmesi gerekir.

Ereğli söz konusu olduğunda eski belediye binasının bulunduğu nokta, inşaatı biten terminale taşınma meselesi, Ereğli Devlet Hastanesi'nin yolu meselesi de bu başıboş bırakılmış konular kervanına katılmaya aday görünüyor. Yine de bu konular henüz mazeret bildirmeye gerek görülecek, güncel konular arasında sayılıyor.

Tamamen uykuya yatırılmalarına biraz daha zaman var.