İslâm’ın Çevrenin Korunmasına Verdiği Önem
İnsanların daha müreffeh bir hayat tarzını amaçlarken daha da yaşanılmaz bir dünya ortaya koydukları yadsınamaz bir gerçektir.
Haber giriş tarihi : 09-06-2023 | 09 : 29 05
Haber güncelleme tarihi : 09-06-2023 | 09 : 29 05
Kur’an-ı Kerim’de Rum sûresinin 41. ayetinde şu evreni eksiksiz bir şekilde yaratan mevlâmız “İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu; böylece Allah -dönüş yapsınlar diye- işlediklerinin bir kısmını onlara tattırıyor.” buyurmaktadır. Âyetin işaret ettiği durumlardan biri bu gün karşı karşıya kalmış olduğumuz küresel ısınma gerçeğidir. Uzmanların aktardıklarına göre küresel ısınmanın baş müsebbibi insanoğludur. İnsanların daha müreffeh bir hayat tarzını amaçlarken daha da yaşanılmaz bir dünya ortaya koydukları yadsınamaz bir gerçektir. Ulaşmak istediğimiz yerlere hızlıca gidebilmek için arabalarımızı kullanırken arabaların egzoz dumanlarının çevremize verdiği zararı hiç düşünmüyoruz. Telefonla konuşurken dünyamıza saldığı radyasyonu göz ardı ediyoruz. Avlanmanın yasak olduğu zaman dilimlerinde avlanmak veya avlanması yasak olan hayvanları avlamanın doğanın dengesini sarstığını görmüyoruz. Bunun gibi pek çok etkeni sıralamamız mümkündür. Orman yangınları, bilinçsizce kesilen ormanlar, tarlaların nadasa bırakılmadan ekilip biçilmesi, dere yatağına evlerin yapılması v.s.
Biraz önce okumuş olduğumuz ayet-i kerimede de gördüğümüz üzere doğayı bu hale getiren insanların yapıp ettikleridir. Rabbimiz bizlere yaşayalım diye elverişli bir ortam yaratmıştır. Rahman suresinde “Göğü Allah yükseltti ve mizanı O koydu, sakın dengeyi bozmayınız!” buyurmaktadır. Bugün geldiğimiz noktada insanlık doğayı yıpratmak için elinden geleni yapmaktadır. İki adım ötesinde çöp olmasına rağmen çöpünü yere atanları görmekteyiz. İnsanlar doğayı evi gibi görmedikçe bunun üstesinden gelinebileceğini düşünmüyoruz. İnsan nasıl ki evini koruyup kolluyorsa aynı şekilde çevresini de koruyup kollamalıdır.
Hadisi şeriflerde çevremize karşı takınmamız gereken tavırlar hakkında birtakım işaretler bulunmaktadır. Örnek vermemiz gerekirse; “Rahatsız edici bir şeyi yoldan kaldırmak sadakadır.” (Buhârî, Cihâd, 128) “Lânete sebep olan şu üç şeyi yapmaktan; su kaynaklarına, yol ortasına ve gölgelik yerlere abdest bozmaktan sakının.” (Ebû Dâvûd, Tahâret, 14) “Birinizin elinde bir hurma fidanı varken kıyamet kopuyor olsa bile derhâl onu diksin!” (İbn Hanbel, III, 184) Görüldüğü üzere peygamber efendimiz çevrenin temiz tutulmasına önem vermiş, çevreyi pisleteni kötü görmüş, ağaç dikimine teşvik etmiştir.
İçerisinde abdest bulunan, temizlik imanın yarısı görülen bir dinin çevreye ehemmiyet vermemesi düşünülemez. Bizler Müslümanlar olarak dinimizin bize emretmiş olduğu şekilde çevremize gerekli ehemmiyeti vermemiz gereklidir. Unutmamalıyız ki bu çevreyi babalarımızdan emanet aldığımız gibi gelecek nesillerimize de miras bırakacağız…
Feyzullah ARAN
Kdz. Ereğli Müftülüğü İlçe Vaizi
Haber : Değişim Haber Merkezi
ETİKETLER : Yazdır