DEMİRTAŞ, DEĞİŞİM'DE AÇIKLADI
CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, "Vatandaş kavga istemiyor. Vatandaş huzur istiyor. Biz CHP olarak huzur istiyoruz. Hem ülkede huzur istiyoruz, hem dünyada huzur istiyoruz" dedi..
CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, "Vatandaş kavga istemiyor. Vatandaş huzur istiyor. Biz CHP olarak huzur istiyoruz. Hem ülkede huzur istiyoruz, hem dünyada huzur istiyoruz" dedi.
Demirtaş, Değişim Radyo'da yayınlanan Dünya Hali programında Gazeteci Hüseyin Aksakal'ın sorularını yanıtladı.
CHP Milletvekili, 7 Haziran seçimleri sonrasında koalisyonun neden kurulamadığına ilişkin bir soruyu şöyle cevaplandırdı:
"7 Haziran seçimleri sonucunda vatandaşlarımız sandığa gitti ve iradeleri sandığa yansıdı, milli irade şekillendi. Bu seçimlerin en önemli sonucu 13 yıldır devam eden AKP iktidarı sona ermiştir. Vatandaşımız şunu demiştir AKP'ye. '13 yıldır seni iktidarda tutuyorum, ama sen öyle hatalar yaptın ki, bu ülkeyi artık tek başına yönetme. Parlamentoya giren diğer partilerle bir koalisyon oluştur, bu şekilde yönetmeye devam et.' Muhalefet partilerine de bir mesaj gönderdi, aranızda anlaşabiliyorsanız anlaşın, bu ülkeyi muhalefet bloğuyla yönetin dedi. Peki bu sonucu kim kabul etti vatandaşımızın bunu sorgulaması lazım. Öncelikli olarak o akşam, 7 Haziran akşamı bu sonucun kasımda bir erken seçime işaret ettiği şeklinde yorumladı, yani bir koalisyon anlaşmasına yanaşmadan, kasımda erken seçimi işaret etti. Bence Sayın Bahçeli'nin bu tutumu son derece yanlış oldu. Türkiye'nin yakıcı iç ve dış sorunlarla boğuştuğu bir dönemden geçiyoruz. Böyle bir dönemde uzlaşma olmalıydı.
Demirtaş, "MHP'nin pozisyon itibarıyla belli bir duruşu var. Bu duruşun HDP ile bir araya gelmesi mümkün değil. MHP, HDP ile bir araya gelmeliydi mi demek istiyorsunuz?" sorusuna ise "Hayır, farklı seçenekler var. AK Parti ile MHP'de uzlaşabilirdi. CHP ile MHP bir azınlık hükümeti kurar, HDP de dışarıdan destekleyebilirdi. CHP Genel Başkanı kendisine başbakanlık bile önerdi. Çünkü burada artık vatandaşımız artık AK Parti iktidarından bıktığını gösterdi. Muhalefet bloğuna bir seçenek gösterdi. Ama olmadı. Bu Sayın Bahçeli'nin bir kararıdır. Saygı duyarım" cevabını verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tarafsız olması gerekirken adeta bir siyasi parti lideri gibi hareket ettiğini ve koalisyon kurulmasının önüne geçtiğini iddia eden Demirtaş," Eğer sayın Cumhurbaşkanı erken seçimi zorlamasaydı belki hükümet kurulmuştu ve vatandaşlarımızın sorunlarına çareler aranmaya başlanmıştı" dedi.
"CHP MASADAN KAÇTI DEDİRTMEYE ÇALIŞTILAR"
CHP Milletvekili Demirtaş, MHP cephesinden sorulan,"CHP ve AK Parti 32 gün boyunca ne konuştu?" sorusuna ise şu yanıtı verdi:
"Biz CHP olarak, koalisyonun oluşması için 14 ilkemizi kamuoyuna deklare ettik. Bu 14 ilke Türkiye'de makul herkesin kabul edebileceği, uzlaşmaya yönelik ilkeydi. Bu ilkelerden hareketle Türkiye'nin yakıcı 5 sorununa yönelik çözüm önerilerimiz vardı. Bu sorunların çözümü için 4 yıllık yüksek profilli bir koalisyon önerdik. Bizim amacımız, uzlaşmacı bir tavır sergileyerek, tüm partileri de kucaklayarak bir hükümet oluşturmaktır. Genel başkanımız da bu konuda gerçekten son derece olumlu, yapıcı, pozitif bir siyaset izledi. CHP bu süreçte gerçekten vatandaşların sorunlarının çözümüne yönelik en uzlaşmacı bir tavır sergiledi. Şunun gözden kaçırılmaması gerektiğini düşünüyorum. Hükümet kurulması görevini Cumhurbaşkanı en fazla oyu alan siyasi partinin genel başkanına verdi. O da sayın Davutoğlu. Burada aktif olarak hükümeti kurmakla sorumlu kişi sayın Davutoğlu'dur. Davutoğlu, Bahçeli'ye de, Demirtaş'a da gitti, CHP'ye de geldi. Ama bu iki partiyle koalisyon seçeneği olmayınca, CHP Genel Başkanı ve yöneticileri 'Biz önce Türkiye'yi düşünüyoruz,' dediler. Kendi menfaatlerimizi bir kenara bırakarak bu talebi kabul ettik ve bir koalisyon masası oluşması için çaba sarf ettik. Biz koalisyona oturduğumuzu düşünürken, AKP istikşafı görüşme adı altında bir şey icat etti. Koalisyon görüşmesi değil, koalisyona yönelik ön görüşmeymiş."
Demirtaş; "CHP bu koşullarda görüşmeyiz diyemez miydi?" sorusuna ise, "O zaman da 'Koalisyon masasından kaçtı diyeceklerdi. Zaten AKP'nin ve cumhurbaşkanının amacı CHP'yi koalisyon masasından kaçırmaktı. O tarihte biz köy kahvelerinde, hayvan pazarlarında vatandaşla buluştuğumuzda bize gelen talep 'Ülkeyi hükümetsiz bırakmayın' şeklindeydi. O zamanlar terör olayları yeni çıkmıştı ve yayılacağı belliydi. Öyle bir ortamda biz bunu istemiyoruz dememiz doğru olmazdı" diye cevap verdi.
"TERÖR SORUNU TBMM ÇATISI ALTINDA ÇÖZÜLMELİ"
CHP Zonguldak milletvekili Demirtaş, başbakanlığı süresince sürekli milli irade söylemi yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 13 yıllık AKP iktidarına son verilmesinin ardından neden milli iradeye saygı duymadığının vatandaşlar tarafından sorgulanmasını istedi.
Ekonomide de şu an itibarıyla bir yılda yüzde 50 devalüasyon yapıldığını ifade eden CHP'li vekil, "Deyim yerindeyse, fırtınalı bir denizin ortasındayız. Böyle bir denizin ortasındayken, Türkiye'nin AKP tarafından bilerek ve isteyerek istikrarsızlığa sürüklenmesi, hükümet kurulmamasına yol açması bu terör ve ekonomik krizi tetiklemiştir. Bunun birinci sorumlusu sayın cumhurbaşkanı ve AKP'dir." ifadelerini kullandı.
Demirtaş, 1 kasım seçimlerinde partisi açısından daha iyi bir sonuç için vatandaşa nasıl gidecekleri sorusuna ise "Aradan bir zaman geçmedi. Seçim vaadlerimiz üç aşağı beş yukarı aynı. Vatandaşlarımızın günlük sorunlarının çözümüne yönelik vaadlerimiz devam ediyor. Asıl önemlisi şu, vatandaş kavga istemiyor. Vatandaş huzur istiyor. Biz CHP olarak huzur istiyoruz. Hem ülkede huzur istiyoruz, hem dünyada huzur istiyoruz" cevabını verdi.
Terör sorununun TBMM çatısı altında çözülmesi gerektiğini ifade eden Demirtaş şöyle konuştu:
"Demokratik bir ülkede çözümler parlamentoda üretilir. Bunun için fazla efor sarf etmeye gerek yok. Nitekim sayın Cumhurbaşkanı İmralı, Kandil ile görüşmelerin ardından olumsuz bir tablo ortaya çıktıktan sonra kendisi dedi, bu sorunun çözümü parlamentodur diye. Ben AK Partili arkadaşlara günaydın demek istiyorum. CHP bunu 1989'dan bu yana söylüyor. Bu sorunun çözüm yolu konuşarak, parlamentoda konuşarak bulunur. Milletin seçilmiş kişilerine güvenmeyeceksiniz de kime güveneceksin? Bizim gizli bir ajandamız yok, kapalı kapılar ardında görüşme yapılmasını talep etmiyoruz. Görüşmeleri halktan kaçırarak sonuca ulaşamazsınız. Parlamentoda açık şeffaf şekilde yapmalısınız. Kandil'le, Oslo'ya, İmralı'ya mektuplar gitti geldi, hangisinin içeriğini biliyoruz? Açıklamadıklarına göre demek ki çekindikleri bir şey var."
"KILIÇDAROĞLU ZONGULDAK'I ÖNEMSİYOR"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 7 Haziran öncesinde Zonguldak'ta iki miting yaptığını belirten Demirtaş, "Zonguldak'a, daha ötesinde Ereğli'nin ilçelerine ve beldelerine gelen başka genel başkan yok. Alaplı ilçesine beş yılda iki kez gelmiş. Devrek-Çaycuma'ya defalarca gelmiş. Çünkü Zonguldak'ı önemsiyor, cumhuriyetin ilk kentini önemsiyor" dedi.
Zonguldak'ın
sorunlarını Genel Başkan Kılıçdaroğlu'na aktardıklarını ifade eden Demirtaş,
şöyle devam etti:
"Buradaki sorunun en büyüğünün göç olduğunu, burayı yeniden kaldıracak
politikalar olduğunu kendisine ifade ettik. TTK'da 14 bin 500 norm kadro var.
İşçi sayısı 9 bine düşmüş. 5 bine yakın açık var. Genel Başkanımız hem Zonguldak'ta,
hem burada sözünü verdi. 5 bin işçi alacağız. Bu sayı daha da artabilir. Çünkü
devlete ait olup da HEMA tarafından işletilen madende 800 kişi işşiz kaldı.
Bunlardan biri de kardeşim. Dolayısıyla bu arkadaşlarımızın büyük bir çoğunluğu
Soma'ya iş aramaya gittiler ve mağdur durumdalar. Bu açıklarla birlikte 6-7 bin
işçi alınması için gereğini, elimizden geleni yapacağız.
Tersaneler bölgesinde yine 7 bin-10 bin kişi çalışırken, şimdi 200 kişiye düştüğünü anlattık. Alaplı'da bundan da bahsetti sayın genel başkanımız. Bu konuda da gereğini yapacak. Ereğli Devrek yolunu ilk defa bizim genel başkanımız bitirme sözü verdi. Biz burada bunun için söz vermiştik, imza atmıştık. Bunu da genel başkanımıza anlattık, genel başkanımız da bu yolun bir yılda bitirileceğini söyledi. Ödeneğini ayıracağız, bir yılda bunu bitireceğiz. Bölgedeki köylerdeki vatandaşlarımıza seslenmek istiyorum, biz sizin istediğinizi yapıyoruz. Bu seçimde bize destek olun."
Demirtaş, "Bu seçimde AK Parti'de CHP'de MHP'ye yönelen oyları geri almak istiyor, sizce bu oy geçişkenliği hangi partiye yarar" sorusuna ise "Biz herkesten sadece bir oy istiyoruz. Emekliden de, işçiden de bir oy istiyoruz. Esnafımız zor durumda onlardan da bir oy istiyoruz. Bunun dışında hesap yapmıyoruz" cevabını verdi.
"ELEŞTİRİLERE CEVAP VERDİ"
Demirtaş, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun mitingindeki katılıma yönelik eleştirileri değerlendirirken ise şunları söyledi:
"Bazı arkadaşlar bir önceki, 1977 seçimlerinde Ecevit'in düzenlediği mitingden sonra en görkemli mitingle karşılaştırıyorlar. Bunun kadar yanlış bir şey olamaz. Ben bunları elma ile armudu kıyaslamak kadar farklı olarak değerlendiriyorum. O mitingin hedefi ve koşulları ile bu mitingin hedefi ve koşulları arasında büyük farklar var. O mitingde sadece tek bir yerde miting yapıldı, Zonguldak'tan Alaplı'dan, Devrek'ten, Çaycuma'dan vatandaşlarımız geldi. Bu mitingimiz ise Alaplı'da, Gülüç'te mitingler yaptık. Kandilli'de yapıldı. Zonguldak'ta, Çaycuma'da, Gökçebey'de, Devrek'te yaptık. Vatandaşlarımız Ereğli'ye gelmeye gerek görmediler. Çünkü her ilçeye gitmişti genel başkanımız. Zaten öyle büyük bir miting düzenleme hedefimiz de yoktu. Bence güzel bir kalabalık vardı."
Ereğli'de ilçe seçim kurulunun antidemokratik bir uygulama yaptığını iddia eden Demirtaş, "Mitingler genel başkanların halkla buluştuğu toplantılardır. Geçmişten gelen bütün mitingler, ağırlıklı olarak cam kafe ve eski belediye binasının olduğu caddede yapılmıştır. Şimdi ilçe seçim kurulu Erdemir yanındaki ofis alanını gösteriyor. Oraya gidecek vatandaşın, emeklinin oraya gidecek hali yok. O antidemokratik anlayış, biz 7 Haziran seçimleri öncesinde yargıca anlatamadık. Maalesef AKP'li ilçe seçim kurulu üyesine de anlatamadık. Ben burada siyasi bir amaç olduğunu görüyorum. Zonguldak'ta, Çaycuma'da, Devrek'te mitingler kent merkezinde yapıldı. Alaplı'da kent merkezinde yapıldı, Ereğli'de neden kent merkezinde yapılmıyor? Bununla ilgili ilçe başkanımızla görüştük. Gerekirse yasal girişimlerde bulunacağız" dedi.
"SİZ AGRESİF VEKİL MİSİNİZ?"
Demirtaş, 'Siz agresif vekil misiniz' sorusuna ise "Buna benim cevap vermem yanlış olur, buna beni tanıyanların cevap vermesi gerekir" cevabını verdi.
Gazetecilerle arasındaki problemlerin sorulması üzerine de Demirtaş, "Biz kişilik haklarımıza müdahale eden, şerefimizle, onurumuzla oynuyorsa her türlü hakkımızı ararız. Bu gazeteciler için değil, herhangi bir vatandaş için de geçerli. Bu her vatandaşın göstereceği bir tepki. Benden önceki siyasetçiler bu konuda haklarını kullanmadıysa o onların bileceği iş" dedi.
CHP Milletvekili Demirtaş, "Siyasetçi sert eleştirilere de katlanmalıdır. Eğer siyasetçi eleştirilmiyorsa onda bir sorun vardır. Bizim eleştirilere itirazımız yok. Maalesef basındaki bazı arkadaşlarımız neden böyle bir şey yapıyorlar anlamıyorum. 7 Haziran seçimleri öncesinde Kandilli'deki işçileri dava ettiğime yönelik bir hava yaymaya çalıştılar ne oldu? Bana o iftirayı atan arkadaşım hiç mi hesabını vermeyecek?" dedi.
Milletvekili Ünal Demirtaş, tersane çalışanları ile ilgili basında yer alan iddialarla ilgili olarak ise, "Biz üç gazeteye bununla ilgili tekzibimizi yazdık gönderdik. Maalesef yasaya uygun şekilde yayınlamadılar. Şimdi sulh ceza mahkemesine müracaat ettik. Ona göre hareket edeceğiz. Bundan birçok arkadaşımızın alınmasına gerek yok. Bunlar bir elin parmaklarını geçmeyen sayıda kişiden oluşuyor. Bunların kim olduğunu da herkes biliyor." dedi.
"MUHTAR MAKSADINI AŞMIŞ"
Demirtaş, Yalı bölgesinden bir köy muhtarının kendisinin seçimden sonra bölgeye gelmediği eleştirisi yaparak CHP'yi bölgede istemediklerine ilişkin açıklamalarını değerlendirirken ise şunları söyledi:
"Bunu sanki 8 muhtarın fikriymiş gibi açıkladı. Böyle bir şey olabilir mi? Ben ballıca köyünde, saltuklu mahallesinde oturuyorum. Ailem orada. Bayat'ta, Terzi'de, Sücüllü'de, Tepeören'de, Cemaller'de, o muhtarın köyünde de akrabalarım var. Ben kendi köyüme nasıl giremem? Ben kendi köyüme de giderim, o köye de giderim. Her siyasi parti de orada propagandasını yapabilir. Muhtar arkadaşım maalesef maksadını aşan bir açıklama yapmış. Fotoğraftaki diğer muhtarlarla görüştük. Açıklama yaptık. O muhtarı da davet ettik ama gelmedi. Gelmek istemiyor dediler. Bir yönetici, bir kamu görevlisi, bir muhtar bir s iyasi partiye böyle açıktan angajman olacak şekilde destek verebilir mi? Bu hukuken de yanlış. Muhtarlarımız da böyle bir şey konuşulmadı, bunları kendi ilave etmiş, bizim herkese kapımız açık, dediler. Ben bu muhtarımızın da art niyetli olduğuna inanmıyorum. Bir anlığına gaza gelmiş olabilir."
Demirtaş, programda tüm vatandaşları partisine destek vermeye davet etti.
1. Bölüm:
2. Bölüm:
Haber : Değişim Haber Merkezi
ETİKETLER : Yazdır