CHP Milletvekili Yavuzyılmaz’ın gündeminde Üniversite Hastaneleri var...
CHP Milletvekili Yavuzyılmaz’ın gündeminde Üniversite Hastaneleri var...
CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, “Donanımlı ve iyi insan kaynağı olmasına rağmen, sırf ilaç ve tıbbi malzeme yokluğundan dolayı, üniversite hastaneleri yeterli nitelik ve nicelikte hizmet verilemez noktaya geldi. Hastane yönetimleri de açmazda. Ekonomik zorluklar ve baskılarla karşı karşıyalar” dedi.
Yavuzyılmaz, yayınladığı yazılı açıklamada, bazı basın kuruluşlarında yer alan, Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde görevli asistan doktorların, hastanece nöbet ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle, acil servis dışında nöbet tutmama kararı alacakları iddialarına değinerek açıklamalarda bulundu.
CHP’li Milletvekili, “sunulan hizmet kalitesinde bozulmalara sebep olacaktır” diyerek yaptığı açıklamasında:
“ Zor şartlarda ve her türlü risk altında görevlerini yerine getiren asistan hekimlerimiz, aldığımız duyumlara göre maalesef nöbet ücretlerini birkaç aydır alamamaktadır. Nöbet tutan sağlık çalışanlarının yaşadığı zorlukları ve hangi şartlar altında nöbet tuttuklarını, ailelerinden ayrı kalmanın yarattığı sıkıntıları biliyoruz. Bu zorlukların yanında, eylül ayında olmamıza rağmen, daha temmuz, ağustos aylarının nöbet ücretlerini bile alamamış olmaları, zaten zor şartlarda görevini yapan sağlık çalışanlarının moral ve motivasyonlarının düşmesine ve hastalara sunulan hizmet kalitesinde de bozulmalara sebep olacaktır.
“NÖBET ÜCRETLERİ YASA İLE BELİRLENMİŞTİR...”
Acil, yoğun bakım ve icap nöbetlerine ilişkin düzenlemeler 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun ek 33. maddesinde yer alan hüküm ile belirlenmiştir. Buna göre yasa, “Haftalık çalışma süresi dışında normal, acil veya branş nöbeti tutarak, bu nöbet karşılığında kurumunca izin kullanmasına müsaade edilmeyen memurlar ile sözleşmeli personele, izin suretiyle karşılanamayan her bir nöbet saati için (nöbet süresi kesintisiz 6 saatten az olmamak üzere), belirlenen gösterge rakamlarının aylık katsayısı ile çarpılması sonucu hesaplanacak tutarda nöbet ücreti ödenmektedir. Bu ücret yoğun bakım, acil servis ve 112 acil sağlık hizmetlerinde tutulan söz konusu nöbetler için yüzde elli oranında artırımlı ödenir. Ancak ayda aile sağlığı ve toplum sağlığı merkezlerinde 60 saatten, diğer yerlerde ve hiçbir şekilde 130 saatten fazlası için ödeme yapılmaz. Bu ücret damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaz” şeklinde açık şekilde kesin hükme bağlamış ve hekimlerin hakları kanun ile korumuştur. Bu hakkın verilmemesi ya da geciktirilmesi söz konusu olmamalıdır.
“DOKTORUN NÖBET ÜCRETİ ONUN FAZLA MESAİ ÜCRETİDİR...”
Doktorun nöbet ücreti onun fazla mesai ücretidir. Doktor mesaisini nöbet usulü tuttuğu için fazla mesaisi ödenirken nöbet parası adı altında ödenir. Birçok asistan hekim ayda 350 saat civarında mesai yapmaktadır. Yasa zaten 130 saatin üzerinde tutulan nöbet ücretleri ödenmemektedir. Tutulan nöbet saati kadar ücretin, nöbet süresinin 130 saati geçmesi nedeniyle ödenmemesi, asistan/araştırma görevlisi maaşlarının standardizasyonunun olmaması da maddi açıdan asistan/araştırma görevlilerinin hayatını etkilemektedir. Birde buna yasal sınırlar içindeki ücretin ödenmemesi eklenince, yoğun mesaiden hasta şiddetine, iş baskısından eğitimlerin yetersizliğine kadar onlarca sorunla boğuşan asistanlar tükenme noktasına gelir.
“ÜNİVERSİTE HASTANELERİ EKONOMİK KRİZDE...”
Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik darboğaz her kurumu ve sektörü etkiliyor. Üniversite hastaneleri alarm veriyor, yakında ameliyatlar yapılamaz hale gelebilir. Geçtiğimiz mayıs ayında ilaç yetersizliği sebebiyle iptal edilen ameliyatları TBMM gündemine taşımış, kamu hastanelerinde yaşanılan mali sorunları, Sağlık Bakanı’na sormuştuk. Ekonomik zorluk çeken üniversite hastanelerinin rutin sarf malzemelerinin bile yokluğunu çektiği bildiriliyor. Donanımlı ve iyi insan kaynağı olmasına rağmen, sırf ilaç ve tıbbi malzeme yokluğundan dolayı, üniversite hastaneleri yeterli nitelik ve nicelikte hizmet verilemez noktaya geldi. Hastane yönetimleri de açmazda. Ekonomik zorluklar ve baskılarla karşı karşıyalar. Üniversite hastanelerinin farklılığı vardır ve esasen eğitim amaçlı kurulmuşlardır. Üniversite hastanelerine genel bütçeden destek verilmelidir. Üniversiteler; araştırma, eğitim ve bilimin yuvası deyip, genel bütçeden pay vermez, performansa dayalı sistemde ısrar ederseniz, artık geri dönülmez noktalara geliriz.”İfadelerinde bulundu.
Haber : H Aksakal-Ö Cerrah