CAMİ VE TOPLUM İNŞASI
Diyanet işleri başkanlığımızca farklı etkinliklerle ekim ayının ilk haftası Camiler ve Din Görevlileri Haftası olarak kutlanır. Bu yıl mevlidi nebi haftasıyla aynı tarihe denk gelmesi nedeniyle ‘Peygamberimiz, cami ve irşat başlığı altında efendimiz ve camilerin toplum nazarındaki fonksiyonu yapılacak programlarda anlatılmaya çalışılacaktır.
‘’’Ey peygamber biz seni bir şahit, bir müjdeleyici, bir uyarıcı; Allah’ın izniyle kendi yoluna çağıran bir davetçi ve aydınlatıcı bir kandil olarak gönderdik:’’ buyuran yüce Rabbim efendimizin gönderiliş gayesini bizlere hatırlatmaktadır. Peygamberlik göreviyle tanışıp ilk vahyi aldığı günden itibaren, insanlığı iyiliğe, adalete, zalimin karşısında, mazlumun yanında yer almaya çalışan bir birey olarak Mekke toplumuna Allah’ın koyduğu kuralları anlatmaya çalışmış, bu kurallara uyanları cennetle müjdelemiştir peygamberimiz. Mekke’ de işlenen kötülüklerin yeryüzüne yayılmaması için mücadele etmiş ancak on üç yıllık bu mücadelede umduğu karşılığı bulamamıştı. Mekkelilerin kendisine sırt çevirmesi, Medine toplumunun kendine kucak açması nedeniyle yönünü Medine’ye çevirmiş ve kendisine inanan ve yeryüzünde iyiliğin hakim olması için mücadele eden Mekkeli bir avuç dostunun Medine’ye hicret etmesini istemişti. Peygamber efendimiz başta olmak üzere Medine’ye hicret eden Müslümanlar Medine’ de yeni bir toplumun ve yeni bir devletin inşasının temellerini attılar.
İnşa edilmeye çalışılan bu sosyal yapı Cami merkezli olarak düşünüldü ve efendimiz kendine barınacağı evini yapmadan ümmetin toplanacağı, Rabbimize kulluğun tazeleneceği, ümmetin dertlerinin paylaşılacağı, bazen devlet bazen de bireylerin işlerinin görüşüleceği, bazen nikahların kıyılıp sevincin bazen de cenazelerin kaldırılıp hüznün paylaşıldığı Mescidi Nebi inşa edildi Medine şehrinin en merkezi yerine. Efendimizin bu uygulaması Selçuklu ve Osmanlı devletine örnek olmuş şehirler inşa edilmeden camiler inşa edilmiş cami etrafında kurulan medreseler, hamamlar ve bedesten çarşıları toplumun temel ihtiyaçlarının karşılandığı mekanlar olmuştur. Cami etrafında oluşan medreselerde yetişen gençler topluma yön vermiş; ezan sesleriyle ticaretine devam eden bedesten esnafı devletin kalkınmasını katkı sağlamıştır.
Şehrin kalbine inşa edilen Camiler ve etrafında oluşan eğitim kurumları hak ve adalet üzerine oluşturulan yeni bir toplumun oluşmasını sağlamıştır. Medine’de oluşturulan bu topluluk Asr-ı Saadet olarak tanımlanmış huzur ve mutluluk arayan birey ve toplumlar için rol model olmuştur. Cami merkezli oluşturulan bu toplumda peygamber efendimizin yetiştirdiği bireyler Anadolu toprakları başta olmak üzere yeryüzünün İslam diniyle tanışmasında, Kur’an la buluşmasında, peygamber efendimizle bütünleşmesinde başrolü oynamışlardır. Yeryüzünde iyiliğin ve adaletin egemen olması, Kula kulluğun değil Allah’ a kulluğun hakim olması için yeryüzünün muhtelif bölgelerine dağılarak tebliğ görevinde bulunmuşlardır. Medine mezarlığında on bin civarında sahabinin kabri vardır. Oysaki peygamberimiz Veda haccında yaklaşık yüz yirmi bin sahabiyle hac ibadetini yerine getirmiştir. Buda bize gösteriyor ki efendimizin yanında yetişen bu nesil yeryüzünün muhtelif yerlerine dağılarak gittikleri yerlerde insanlara; Allah’a kulluğun nasıl ifa edileceğini bizzat yaşayarak göstermişlerdir. Anadolu coğrafyasında ve Afrika’nın muhtelif yerlerinde yer alan sahabi mezarları bunun en canlı örneğidir.
Bugün bizlerde Allah’ın koyduğu ahlaki normlara göre yaşayarak hem kendimizi kurtarmış hem de yaşadığımız toplumda insanlara örnek olarak iyiliklerin artmasına, kötülüklerin azalmasına vesile oluruz. Unutmayalım ki bir iyiliğin yayılmasına sebep olan sanki o iyiliği yapmış gibi, bir kötülüğe engel olan da sanki o kötülükten vazgeçmiş gibi sevap kazanır.
Haber :