YAZAR METİN KÖSE: "BİZDE OKUMAK, OKUL BİTİRMEK GİBİ ALGILANIYOR"
Zonguldaklı yazar Metin Köse, "okumak" kelimesinin bizde dar olarak düşünüldüğünü belirterek, "O okudu. Ne yaptı? Ziraat fakültesini bitirdi. 'Okudu' bitti, o kadar. Öylede bir şey var. Sizler bunu geliştirin" dedi.
Zonguldaklı yazar Metin Köse, "okumak" kelimesinin bizde dar olarak düşünüldüğünü belirterek, "O okudu. Ne yaptı? Ziraat fakültesini bitirdi. 'Okudu' bitti, o kadar. Öylede bir şey var. Sizler bunu geliştirin" dedi.
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ)
Ereğli Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr.
Mehmet Baştürk öncülüğünde yürütülen 'Genç Kalemler Edebiyat Kulübü'
aracılığıyla düzenlenen söyleşide yazar Metin Köse, öğrencilere edebiyatın ve
okumanın önemini anlattı. Kendisinin matematikçi olmasına rağmen 40 yaşından
sonra yazmaya başladığını belirten Köse, öğrencilere dünya klasiklerini
okumalarını tavsiye etti. Son olarak Safranbolu'da 1924 yılında yaşanan
mübadeleyi anlatan bir kitap yazdığını ve bu kitabının yıl sonunda
yayınlanacağını belirten Köse, kitapları okurken yazarın hangi görüşten
olduğuna bakmadığını ifade etti. Köse, "Bu bir dar bakış açısı oluyor. Daha en
baştan elmanın yarısını çöpe atmak gibi bir şey oluyor. Ben elmanın tamamına
talip olmak istiyorum" dedi.
Kendi çocukluğunda yaşadığı zorluklardan
bahseden yazar Metin Köse, Kozlu'da o dönem kütüphanenin aynı zamanda nikah
salonu olarak kullanıldığını, ders çalışmak için gittiğinde o gün nikah töreni
bulunması durumunda kendilerinin içeri alınmadığını, şimdiki dönemde ise
gençlerin daha şanslı olduğunu vurguladı. Okumak kelimesinin bizde dar olarak
düşünüldüğünü belirten Köse, "O okudu. Ne yaptı? Ziraat fakültesini bitirdi.
'Okudu' bitti, o kadar. Öylede bir şey var. Sizler bunu geliştirin" diye
konuştu.
"EDEBİYAT BÖLÜMÜNE GİDENLERE 'KAFASI ÇALIŞMIYOR'
GÖZÜ İLE BAKILIRDI"
Türkiye'de geçmiş dönemlerde kültürel eserlerin
önem verilmemesinden dolayı Avrupa'ya ya da başka ülkelere götürüldüğünü dile
getiren Köse, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O eserler bizi ilgilendirmemiş. Bizde daha çok
o eserler bırakılırken 'altında tarihi eser, define bırakmışlar mı?' o işlerle
uğraştık. Ama şunu söyleyebilirim, 40 yaşına gelince insan bazı şeylerin boşa
gittiğini anlıyor. Yani 'Ben edebiyata daha önce başlamalıydım, daha önce
yazmalıydım' demeye başladım. Yine çok şükür bunu 40 yaşımda fark ettim, 60'ta
da fark edebilirdim. Sizler çok şanlısınız, çok güzel bir bölümdesiniz. Ben
matematikçiydim. Nasıl oldu diyeceksiniz. O zamanlar babalarımız hep madende
çalışan insanlar, emir altında çalışıyorlar. Adamların bir numaralı hedefi
'Çocuğum mühendis olsun.' O zaman böyle bakıyorlar, bu da normal. Dolayısıyla o
zamanlar fen ve edebiyat kolu vardı. Bize büyükler sorarlardı 'Sen kaça
gidiyorsun?' İşte 'Lise bire gidiyorum.' 'Fen mi, edebiyat mı?' 'Edebiyat.'
'Bunun kafası çalışmıyor' böyle derlerdi. Bizde sırf bundan kurtulabilme uğruna
fene, matematiğe gittik. Benim böyle bir şanssızlığım oldu. Bizde büyüklerimize
'Ben şu bölüme gideceğim' diyemezdik. Saygısızlık olarak algılanırdı. Şimdi
artık öyle değil."
6 roman ve bir deneme kitabı bulunan Metin Köse,
söyleşiye katılan öğrencilere çok kitap okumalarını tavsiye etti. Söyleşi
öğrencilerin yazara yönelttikleri soruların yanıtlanması ile sona erdi.
Haber : iha