SP ADAYI ÇETİN "DÜNYA HALİ"NE KONUK OLDU
Saadet Partisi (SP) 1. Sıra Milletvekili Adayı Yusuf Çetin, partisinin adaylarının seçim barajı aşılamasa bile TBMM'ye girebileceğini savunarak, "7 Haziran'da SP mecliste olmazsa bazı problemlerin ortaya çıkacağını ifade ediyorduk. Zaman bizim ne kadar haklı olduğumuzu ortaya koydu" dedi.
Saadet Partisi (SP) 1. Sıra Milletvekili Adayı Yusuf Çetin, partisinin adaylarının seçim barajı aşılamasa bile TBMM'ye girebileceğini savunarak, "7 Haziran'da SP mecliste olmazsa bazı problemlerin ortaya çıkacağını ifade ediyorduk. Zaman bizim ne kadar haklı olduğumuzu ortaya koydu" dedi.
SP Adayı Çetin, 7 Haziran seçimlerinde BBP ile gerçekleştirdikleri ittifakın seçimin konjonktürü nedeniyle devam edemediğini belirterek, "Partiler iki defa seçim ittifakı yaptığında anayasa gereği kapanması gerekiyordu. Bu nedenle ittifak arayışına hiç girilmedi. Ben o kardeşlerime teşekkür ediyorum. 7 Haziran seçimlerinde aynı partiden gibi çalıştık. Türkiye'de bazı yerlerde sıkıntı olmuş ama biz Zonguldak'ta bunu hiç hissetmedik" cevabını verdi.
7 haziran öncesinde zaten parlamentoda 4 parti bulunduğunu ifade eden SP adayı Çetin şöyle devam etti:
"Elbette milletin değerlendirmesi esastır ama SP mecliste olmazsa bazı problemlerin ortaya çıkacağını ifade ediyorduk. Zaman bizim ne kadar haklı olduğumuzu ortaya kordu. Üç teşhisimiz vardı ülke ve bölge ile ilgili. Birincisi, zaten mecliste 4 parti vardı. O gün itibarıyla zaten kavga ediyorlardı. Bunlar milletin sorunlarını çözmek yerine, kendi bireysel, parti propagandalarını yapma çalışması içine girmişlerdi. 7 Haziran sonrasında da parlamento aynı partilerle devam ettiği için bu tablo değişmedi. Aynen devam ediyor. Suruç'ta patlayan bombadan sonra ülkenin şekli şemali birdenbire değişti. İkincisi, SP mecliste olmazsa, birlik beraberliğin kurulması mümkün değildi bunda haklı çıktık. ülke bölünüyor dedik. SP mecliste olmazsa, şu şu yapılmazsa-ki saadet partisi olmayınca yapılmaz- ülke bölünmeye gider dedik. Bunda da maalesef haklı çıktık. Üçüncüsü de Allah bu bölgeye farklı farklı nimetler vermiş. Zonguldak'a Türkiye'nin ihtiyacı olan taşkömürünü vermiş. Buna bağlı olarak da Kardemir ve Erdemir'i kurmuşuz buraya. Eğer SP mecliste olmaz, bu konudaki hadiseleri dillendirmezse sadece ülke değil, bölge de çöker demiştik. Bunu da 5-6 aydır Zonguldak'ta dolaşıyoruz. Çok daha net görüyoruz, 7 Haziran öncesindeki Ereğli Alaplı profili ile 1 Kasım öncesi Ereğli Alaplı arasında bile çok büyük fark var."
"PROGRAMLARI BAŞKA; SÖYLEDİKLERİ BAŞKA"
Milletvekili adaylarının partilerin yardımcı unsurları olduğunu ifade eden Çetin, "Aday arkadaşlarımız partilerinin yön vericileri gibi konuşuyorlar. Arkadaşlar hangi partiden aday olduklarının bilincinde değil gibiler. Parti programları farklı, aday arkadaşların burada söyledikleri farklı" dedi.
Türkiye'nin sıkıntısının hangi parti iktidara gelirse gelsin dayatılan şeylerin aynı olduğunu belirten Çetin, ırkçı siyonizmin Hayım Naum planı çerçevesinde bölgeyi dizayn ettiğini öne sürerek, "Bu 1897'de Basel'de alınmış kararlar. 1908'te meşrutiyetin ilanını da aynı cümleden sayabilirsiniz. Çok partili seçime girişi de aynı cümleden sayabilirsiniz" dedi.
Bir soru üzerine Milli Görüş çizgisindeki partilerin sürekli kapanmasına rağmen hep kaldıkları yerden yeniden başladıklarını vurgulayan Çetin, "Rahmetli Hocam, 'bir milli görüşçüler var, bir de milli görüşe aday olanlar var' diyerek, tüm Türkiye'yi kardeş ilan ederdi. AK Partililer, CHP'liler, MHP'liler bizim düşmanımız değil. Siyasi rakibimiz ama düşmanımız değiller. O kardeşlerimizi kendi düşüncemize ikna edeceğiz, güzellikle, beraberce ülkenin ayağa kalkmaya çalışacağız. Bu partilerin mensuplarının büyük çoğunluğu da bu memleketin kalkınmasını istiyorlar. Onlar da bu düşünceyle kalkınacağımıza inanıyoruz, diyor. Ancak yanıldıkları yerler var bilmeden" diye konuştu.
"ZONGULDAK'IN PROBLEMİ MÜLKİYET VE ÜRETİM DÜŞÜŞÜ"
Zonguldak'ın iki büyük problemi olduğunu ifade eden Çetin şöyle devam etti:
"Birisi mülkiyet problemi var. Zonguldak'ın her tarafında geçerli bu. İkincisi de Zonguldak'a Allah taşkömürü diye bir nimet vermiş. Görünür 1,3 milyar ton kömür var beş havzada. Armutçuk, Kozlu, Üzülmez, Karadon ve Amasra'da. Havza-i Fahmiye kanunuyla çizilmiş alanda bu kadar kömür var. Bizim taşkömürü ihtiyacımız yılda 24 milyon ton. Biz ne kadar üretiyoruz, Soma ve Ermenek kazaları olmadan ürettiğimiz 1,5 milyon ton TTK'nın, 500 bin ton da özel sektörün ürettiği. Bu kazalardan sonra bu daha da azaldı. Geçen sene toplam 1,5 milyon ton üretmişiz. Gerisini Sibirya veya Güney Afrika'dan alıyoruz. Adaylara soruyorum, partileriniz Zonguldak için ne düşünüyor? Ben adayların SP'liler gibi düşündüğünü biliyorum ama onların partileri buna müsaade etmez. Onlar Hayım Naum doktrininin taşeronu. Siz taşeronu kaldıramazsınız. Çünkü siz taşeronsunuz. Irkçı siyonizmin taşeronu."
Aksakal'ın "Peki siz nasıl yapacaksınız? Genel Merkezinize bunu kabul ettirebilir misiniz?" sorusuna ise Çetin, "Bu genel merkezin programı bizim değil. 1997 yılında Zonguldak'ta Zonguldak Bartın Karabük illerinin valileri, belediye başkanları, sanayi odası başkanlarını Zonguldak'ta topladık. Bu kararlar orada alınmış kararlar. Bu Saadet partisinin prensibi. Ben o yüzden Saadet partiliyim" dedi.
"ÇÖZÜM SÜRECİ 2003'TE ONAYLANDI"
Türkiye'nin 1966 yılında çıkardığı medeni haklara dair bir anlaşmanın 2000 yılında Türkiye tarafından dönemin başbakanı Bülent Ecevit tarafından imzalandığını belirten Çetin, "2003 yılında bu anlaşmanın yürürlüğe girmesi için dönemin TBMM'de grubu bulunan partileri bunu bazı maddelere çekince koyarak onayladı. 1 maddesi 'Bütün halklar kendi kaderlerini tayin etme hakkına sahiptirler. Bu hak gereğince halklar kendi siyasal statülerini özgürce kararlaştırırlar ve ekonomik, sosyal, kültürel gelişmelerini özgürce sağlarlar' diyor. Geçmiş olsun, biz HDP'ye de, PKK'ya da devlet kurma hakkını vermişiz. Bazı maddelerle ilgili de sekiz on yıllık süre tanımışlar. 2013'te süre tamamlanmış, bu süre tamamlanınca çözüm süreci ortaya çıkmış" diye konuştu.
Yakın dönemde AK Parti, CHP, MHP ve SP'nin de iktidara geldiğini ifade eden Çetin, "Ayinesi iştir kişinin denildiğinde herkesin bize oy vermesi gerekir" dedi. Yüzde 1'lerden iktidar olma konusunda mahir bir parti olduklarını belirten SP Adayı Çetin, iktidara er ya da geç geleceklerini, ümidini hiç kaybetmediğini dile getirdi.
"BARAJI GEÇEMESEK BİLE TBMM'YE GİREBİLİRİZ"
Ülke barajını geçemeseler bile TBMM'ye girebilecekleri görüşünü öne süren Çetin şöyle dedi:
"TBMM torba yasadaki anayasa değişikliğiyle 148. Maddenin 3. Fıkrasını değiştirmiş, A veya B ilinde ülke barajını aşamasa bile seçilebilecek nispette oy alabiliyorsa, o adayın Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkını kullanarak meclise girmesinin önünü açmış. Bunun bizim için düzenlendiğini düşünmüyorum. Bu HDP için verilmiş. Şu anda içinde ne olduğunu bulmak için Torba Yasa'yı inceliyoruz SP olarak."
Çetin, "7 Haziran'da alınan seçim sonuçlarına göre böyle bir durumda olan adaylarınız var mıydı?" sorusuna ise "Sınırda olan adaylarımız vardı" cevabını verdi. SP adayı, sınırdaki adayların bu şekilde seçilme imkanı olduğunun bilinmesi halinde daha fazla oy alacaklarına inancını ifade etti.
SP Milletvekili Adayı Çetin, seçim sonucuna ilişkin tahmininin sorulması üzerine ise "Hak bildiğimiz şeyi 31 Ekim Cumartesi günü akşam 18.00'e kadar tüm gücümüzle çalışacağız. Allah izin verirse her şey değişebilir. 1 Kasım sonrasında bu işler olmazsa, 'Demek ki SP olarak biz yeterince çalışmadık, o yüzden Allah böyle bir sonucu kısmet etmedi deyip yeniden besmele çekip çalışmaya başlarım" dedi. Çetin, seçmenin bu kez kendilerine daha fazla teveccüh edeceğine inancını dile getirdi.
Haber : Değişim Haber Merkezi