KESK'ten Bakan Kaya'ya mektup...
KESK'ten Bakan Kaya'ya mektup...
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) üyesi kadınlar, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı'na, kadınların sorunlarının çözümü ve KESK üyesi tutuklu kadınların serbest bırakılması için mektup gönderdi.
Eğitim Sen Karadeniz İlçe Temsilcisi Pınar Akbaş , Sağlık ve
Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Zonguldak Şube Sekreteri Hamide İpek
ve sendika yöneticileri, PTT'ye giderek Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma
Betül Sayan Kaya'ya mektup gönderdi.
Bakan Kaya'ya hitaben yazılan mektupta, Türkiye'de kadının
durumu konusundaki verilere yer verilen mektupta, şu ifadeler yer aldı:
"2017 yılı "Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Raporu'na"
göre Türkiye 144 ülkenin içerisinde 131. sırada yer alıyor. Ekonomide cinsiyet
eşitliğinde 128'inci, eğitimde 101'inci, sağlıkta 59'uncu, siyasette cinsiyet
eşitliğinde ise 118'inci sırada bulunuyor. Yalnızca 2017 yılında, 409 kadın
erkekler tarafından katledildi. 322 kadın cinsel işkenceye uğradı. 387 çocuk
cinsel istismara maruz kaldı. Her evlilikten 3'ü çocuk yaşta, zorla
yaptırılıyor. İstanbul'da bir hastanede 2017 yılında yalnızca 5 ayda yaşları
18'in altıda 115 kız çocuğunun cinsel istismar sonucu hamile kaldığı ortaya
çıktı. Olayın üstü örtülmeye çalışılarak, ortaya çıkaran sağlık emekçisi sürgün
edildi. Evlenmiş kadınların % 38 eşleri tarafından fiziksel veya cinsel şiddete
uğruyor. Kadınların %44 'ü erkekler tarafından duygusal şiddete maruz kalıyor.
2017 TÜİK verilerine göre, kadın işsizliği oranı % 16, erkek işsizliği oranı %
8. Ve yine toplam işsizler arasında kadınların oranı %44. Kadının istihdamdaki
oranı ise %31 dolaylarında seyrediyor."
Mektupta, kadınların canına
mal olan bu sarsıcı tabloya karşın, ne yazık ki, her gün, bu
gerçeklikleri çoğaltan, derinleştiren, politikalarla, uygulamalarla,
söylemlerle yüz yüze bulunulduğu belirtildi.
HÜKÜMETİN UYGULAMALARINA ELEŞTİRİ...
Hükümet tarafından kadınların derdini çoğaltan uygulamalar da eleştiriler
getirilen mektupta şu ifadeler yer aldı:
"Diyanet sistematik olarak sürekli kadın aleyhinde fetvalar
yayınlıyor. Kahkahamızı ve yaşam tercihlerimizi suç sayıyor. Şiddet gören
kadınlar için ilk adım merkezleri ve kadın sığınakları yetersiz sayıdadır.
Tecavüz kriz merkezleri ve ALO Şiddet Hattı kurulmuyor. OHAL bahanesiyle
çıkarılan KHK'ler eliyle iş güvencemiz fiilen ortadan kaldırılarak, 31 KHK ile
bugüne kadar 20 Binin üzerinde kamu emekçisi kadın haksız hukuksuz bir biçimde
işinden ediliyor. Sendikal haklar ve örgütlenmeye dönük baskılar artıyor.
Bundan en çok kadın emekçiler etkileniyor. OHAL nedeniyle kadın ve çocuk
dernekleri kapatılıyor. 4+4+4 eğitim modeli ile kız çocuklarının okula devam
etme oranı azalıyor. Çocuk yaşta evlilikler artıyor. Taşımalı eğitim nedeniyle,
çocuklar, istismara maruz kaldıkları, cemaat yurtlarına mahkûm ediliyor. Açık
ve artırmalı şekilde 5 çocuk doğurmamız vaaz ediliyor. Ücretli dönüşümlü
ebeveyn (anne-baba) izni, kreş açılması veya kreş yardımı ödenmesi yerine
büyükannelere evde bebek bakım parası uygulaması çözüm olarak sunuluyor. Bu yaklaşımla,
hem ileri yaştaki kadınlar eve hapsediliyor, hem de çocukların sosyal gelişimi
açısından kurumsal biçimde sunulması gereken erken çocuk eğitim ve bakımı,
kamusal hizmet olmaktan çıkarılıyor. Toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı bir
bütçe yapılmamakta ısrar ediliyor. Kadın yerine ailenin korunmasını
önceleniyor. Kadınların uğraşıyla kurulan kadından sorumlu devlet bakanlığında
"kadın" sözcüğünü çıkartılıyor. Yerine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı
kuruluyor."
BAKANDAN TALEPLER...
Mektubun talepler bölümünde ise şu ifadelere yer verildi:
Sizi ve Hükümetinizi çözüm üreten politikalar hayata
geçirmeye, sorumluluk almaya çağırıyoruz. İktidarınızın ideolojik ihtiyaçlarını
gidermek amacıyla kadını birey olarak görmeyen aile odaklı politikaları hayata
geçiren ASPB ile kadınların ekonomik, sosyal, siyasal ve toplumsal alanda
yaşadığı eşitsizlikleri gidermek ve önlemek mümkün değildir. Kadın yaşamına
dair tüm düzenlemelerin, muhakkak kadınlara sorularak, kadınlarla birlikte
yapılması, bir gereklilik olmaktan ziyade, olmazsa olmaz olduğunun altını bir
kez daha çiziyoruz. Bu ülkede kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesini
''aile'' ve '' sosyal politikalar'' kapsamına sıkıştırmak yerine, kadınların
yaşadığı sorunlara gerçek çözümler sunan politikaları kadınlarla
ortaklaştırarak üreten Kadın Bakanlığı'na ihtiyaç vardır.Tüm yurttaşların,
emekçilerin taşıdığı ağır yükleri, kadın olmaktan kaynaklı, katmerli olarak
misli ile taşıyor olmamız, katlediliyor, tacize, tecavüze uğruyor olmamız ne
fıtratımız ne de kaderimizdir. Ataerkil kapitalizmin sömürüsünden, eril
zihniyetin tahakkümünden kurtulana dek, eşitlik, özgürlük, emek ve hak
mücadelemizi yükselterek devam ettireceğiz."
Haber : H Aksakal
Çok Okunanlar
» Henüz BUGÜN Haber Görünmüyor