“İş Kazalarında Hayatını Kaybedenleri Anma Günü” olmalı....

28 Nisan 2022 16:01:02

28 Nisan, dünyanın pek çok ülkesinde iş kazalarında ve meslek hastalıklarında yaşamını yitirmiş işçileri anma günü olarak kabul edilirken, yakınlarını iş kazalarında kaybeden ailelerin ve çeşitli sivil toplum örgütlerinin, Türkiye’de "28 Nisan, Anma ve Yas Günü olsun" mücadelesi devam ediyor.Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, 28 Nisan’ın dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi Türkiye'de de "İş Kazalarında Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü" ilan edilmesi gerektiğini ifade etti.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre; Dünya’da her 15 saniyede bir işçinin, iş kazası sonucu yaşamını yitirdiğini belirten Milletvekili, 1941 yılından bu yana sadece Türkiye Taşkömürü Kurumunda (TTK) 3 bin 774 madencinin, çeşitli maden kazalarında şehit olduğunun, son beş yılda ise 12 bin 941 madencinin kazalarda yaralandığının altını çizdi.

TTK’da çalışan işçi sayısının azalmasının da iş kazalarının meydana gelme ihtimalini arttırdığının Sayıştay raporlarında yıllardır yer aldığına dikkat çeken Yavuzyılmaz, kurumun mevcut norm kadro sayısının 14 bin olduğunu ancak 18 Şubat 2022 tarihli verilere göre kurumda 7 bin 509 işçinin fiili olarak çalıştığını söyleyerek şunları konuştu:

“28 Nisan’ın dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de "İş Kazalarında Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü" ilan edilmesi gerekmektedir.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre; Dünya’da her 15 saniyede bir işçinin, iş kazası sonucu yaşamını yitirmektedir. 1941 yılından bu yana sadece Türkiye Taşkömürü Kurumunda (TTK) 3 bin 774 madencimiz, çeşitli maden kazalarında şehit olmuş, son beş yılda ise 12 bin 941 madencimiz iş kazalarında yaralanmıştır. Bu rakamlara özel maden ocakları ve ruhsatsız sahalarda işletilen ocaklarda yaşanan hadiseler eklendiğinde sayının çok daha fazla arttığı bilinmektedir.

TTK’nın mevcut norm kadro sayısı 14 bin olduğunu ancak 18 Şubat 2022 tarihli verilere göre kurumda 7 bin 509 işçimiz fiili olarak çalışmaktadır ve kurumda çalışan işçi sayısının azalmasının da iş kazalarının meydana gelme ihtimalini arttırdığı Sayıştay raporlarında yıllardır yer almaktadır.

İş cinayeti gibi meydana gelen kazaların olağan sayılmaması ve sağlıklı ortam koşulları yaratılamadan çalışan işçilerin yakalandıkları meslek hastalıklarının görmezden gelinmemesi için kamuoyu duyarlılığının arttırılması için hep beraber, daha fazla çalışmalıyız.

Sorumlu işverenlerin, kamu kurum ve kuruluşlarının gerekli tedbirleri alması ve yasal düzenlemeleri etkinleştirmesi için bugün dünyanın her yerindeki işçi kardeşlerimiz gibi bizler de takipteyiz. Bu çabalar kaybettiklerimize ve onların ailelerine karşı borcumuz, çalışan her işçimize karşı da görevimizdir.”