"Bayram lezzetlerini kıvamında bırakalım!"
"Bayram lezzetlerini kıvamında bırakalım!"
Kdz. Ereğli Echomar Hastanesi Diyetisyeni Günnur Göğün, "Kültürümüzü yaşatmamız lazım. Elbette yiyeceğiz. Bayram yemekleri hep evde yapılan, el emeğidir. Kıymetli yiyeceklerdir. Bizim karşısında durduğumuz olaylar, daha ziyade endüstriyel anlamda üretilmiş karbonhidrat ağırlıklı besinlerdir." dedi.
Diyetisyen Günnur Göğün, Değişim Radyo'da hazırlanan ve Arzu
Tekin'in hazırlayıp sunduğu Arzu İle Devrialem programında, dengeli beslenme,
diyet ve Kurban Bayramı esnasında beslenme konularında bilgi verdi.
Göğün, dengeli beslenmenin kişilerin özelliklerine göre
vücutlarının besin maddelerinden yeterli miktarda almasını anlaşılması
gerektiğini söyledi.
Karbonhidrat, protein,
vitamin, mineral ve su besinlerinden yeterli miktarda alıp kaliteli bir yaşam
sürdürmeye dengeli beslenme denildiğini dile getiren Göğün, "Dengeli
beslenilmemesi halinde çeşitli hastalıklar ortaya çıkabiliyor" dedi.
"BESLENME KÜLTÜRÜ GEÇMİŞİ GELECEĞE AKTARAN KULVARLARDAN"
Toplumun kültürünü yansıtan en önemli öğelerden birinin beslenme
kültürü olduğunu ifade eden Göğün, "Geçmişten gelen değerleri geleceğe
aktardığımız en önemli kulvarlardan biri beslenmemizdir. Bunu sürdürmeliyiz ama
tüketirken biraz dikkatli olmakta yarar var" dedi.
Göğün şöyle konuştu:
"Kurban Bayramında dinsel vecibeler bağlamında kurban etleri
beslenme sistemine giriyor. Normalde canlı hayvanın kesildikten sonra teknik
olarak bir miktar dinlendirilmesi gerekiyor ama bu dönemde ne yazık ki bu
uygulanamıyor, etler biraz diri kalıyor. Kavurma işlemi gerçekleştiriliyor.
Kurban eti dağıtılması ve tüketilmesi bayramın akide boyutunu oluşturuyor.
İkramlar konusunda reddetmek Türk toplumuna uygun bir şey değil.
Yine de kıvamında olması gerekiyor. Sofralar kuruluyorsa, kavurma, börek,
yanında dolma fena bir üçlü değil. Bunun yanında bir salata veya ayran destekli
olursa bu menü biraz daha makul hale gelebilir.
Kültürümüzü yaşatmamız lazım. Elbette yiyeceğiz. Bayram yemekleri
hep evde yapılan, el emeğidir. Kıymetli yiyeceklerdir. Bizim karşısında
durduğumuz olaylar, daha ziyade endüstriyel anlamda üretilmiş karbonhidrat
ağırlıklı besinlerdir. Piyasada hazır üretilmiş yiyeceklerden uzak durulmasını
öneriyoruz. El emeği olunca bunları yemek, tatmak bizi daha fazla tatmin
edecektir."
YEMEK FAZLA KAÇTIYSA...
Fazla yenilmesi halinde ne yapılması gerektiği sorusunu cevaplayan
Göğün, "Bunun akabinde bol bol su içip hareket etmemiz lazım" dedi.
Göğün, bunu genel diyet koşullarında da söylediklerini belirterek
""Belki denize girilebilir, yürümek için değişik bahaneler bularak bu hareket
ihtiyacını karşılayabiliriz. Adım miktarını arttıracak önlemleri almak
zorundayız," İfadelerini kullandı.
Kas kitlesini
kaybetmemek için yapılması gerekenler konusunda da bilgi veren Göğün, "Yağ
kitlesi çoğalması obeziteye neden oluyor. Kas kitlesini daha dolgun tutmak için
aktiviteye önem vereceğiz. Tembellik istemiyoruz. En basit yapabileceğimiz
hareket yürümektir. Herkesin yapabileceği ortak fiziksel aktivite yürümektir.
Diyetimizde her gün protein ve protein içeren yiyeceklerden, etler, tavuk,
balık, peynir, süt, kuru baklagiller en önemli protein kaynaklarımız. Kas
kitlemizi korumamız için gereken yiyecekler bunlar. Her kişiye göre miktarları
değişiklik arz edebilir. Faydalı bir yiyecek bile fazla yenildiğinde yağ olarak
geri döner" dedi.
KAHVALTI EN ÖNEMLİ AYAK...
Yaz mevsiminde
iştahsızlık, kahvaltı yapmamak, fazla yemek yemek gibi isteklerin gündeme
geldiğini, bunun nasıl dengeleneceği sorulması üzerine Diyetisyen Göğün şöyle
dedi:
"Sağlıklı
beslenmenin ilk ayağı kahvaltıdır. Bunu da protein desteğiyle yapmak gerekir.
Yumurta, peynir süt gibi yiyeceklerden yararlanabiliriz. Kızartma ağırlıklı,
hamur işi kahvaltıları gün boyu kan şeker düzeyini kontrol edemeyeceğimiz için
aşırı yeme atakları yaşayabiliriz. Çok arzu ediliyorsa, sık olmamak kaydıyla bu
seçeneklerden de yararlanılabilir. O kadar özgürlük tanımak gerek. En güzel
besinlerden biri menemendir. Her zaman soframızda olması gerekenler taze
sebzeler, yoğurt gibi ürünlerdir. Her yemekte mutlaka bir yeşillik olmalı.
Vücudun karbonhidrata, proteine ihtiyacı olduğu kadar posaya da ihtiyacı
vardır."
"YAZIN DAHA KOLAY MI KİLO VERİLİR"
Göğün, bir soru
üzerine kilo vermenin mevsiminin kişiye göre değiştiğini belirterek,
"Seçimlerimizi doğru yaparsak diyetisyen için kış veya yaz fark etmez. Fakat
yazın beslenmede çeldiriciler vardır. Bunların başında meyveler gelir. Kararı
kaçırılırsa fazla şeker alımından ötürü yağ olarak dönerler bize. Endüstriyel
besinler grubuna aldığımız meşrubatlar, soğuk çaylar da bizim için olumsuz
örneklerdir. Ayrıca dondurma, kuruyemişler, çekirdekler de böyledir" dedi.
Danışanların
çoğunun bunları yiyeceklerden saymadığı için kilo aldıkları şikayetiyle
geldiklerinde bir şey yemedikleri beyanında bulunduğunu belirten Uzman
diyetisyen şöyle dedi:
"Günlük
diyetimizde bazı doğruları her zaman kullanmamız gerekir. Günlük tercihan üç
öğün yemek yemeliyiz. Düzenli bir beslenme yapmalıyız. Bazen iş durumları,
kişisel handikaplardar öğün sayısı ikiye de düşürülebilir ama ortalama üç öğün
mutlaka olmalıdır. Üç öğünle birlikte iştahı kontrol edebiliriz. Mümkün mertebe
tencere yemeklerine özen göstermeliyiz. Hazır ürünlerden uzak durmalıyız. Yaz
kış sebze yemekleri, biraz yoğurt, biraz salata bizim beslenmemizin omurgasını
oluşturabilir."
Çekirdeği tuzlu
veya tuzsuz tüketmenin bir yararı olmadığını belirten Göğün, "Kavrulmuş ya da
çiğ çekirdekler yağlı tohumlardır. Fındık, fıstık, ceviz güzel bir mineral
destekçisi, besleyici ürünlerdir. Ama her zaman için dozunu kaçırmadan
tüketeceğiz." Diye konuştu.
VERDİĞİMİZ KİLOLARIN KALICI OLMASI İÇİN...
Diyet denilen
olayın hayatın belli bir dönemini kapsayan bir davranış olmadığını vurgulayan
Uzman Diyetisyen ""Belli bir dönem kısıp, sonra eski alışkanlıklarımıza
döndüğümüzde giden kilolar geri dönecektir. Bu bir yolculuk. Her zaman diyetin
temel kurallarına uymamız gerekiyor" dedi.
Gün boyu zinde
kalmak için yapay vitamin desteklerini tavsiye etmeye gerek olmadığını
vurgulayan Göğün, "Bu konuda çok kaynağımız var. Doğal gıdalardan mümkün
olduğunca faydalanmak lazım. Vücudun ihtiyaçları böyle giderilecektir. Özel
durumlar dışında böyle bir desteğe ihtiyaç yoktur. Aradığımız her türlü
minerali çevremizdeki kaynaklardan son derece ucuza temin edebiliyoruz. Fındık,
balık gibi... Tek tip beslenmeyelim, bütçemiz dahilinde her türlü besinlerden
yararlanalım" dedi.
Göğün, yaşı ne
olursa olsun herkesin temel gıdaları yeterli oranda alması gerektiğini, yaş
ilerledikçe protein desteğinin kaçınılmaz olduğunu, buna önem verilmesi
gerektiğini söyledi.
ÖRNEK BİR AKŞAM YEMEĞİ...
Göğün, örnek bir
yaz akşam yemeği için ise şunları söyledi:
"Sebzelerden
değerlendirilecek yemek türlü olabilir. Kabak, patates, patlıcan ile yapılan
bir türlü olabilir. Dolma çeşitleri, taze fasulye olabilir. Biber dolması
mükemmel bir yemektir. İçinde sebze var, et var, tahıl var. Üstüne yoğurt,
biraz salata on numara bir akşam yemeği olabilir. Çok çeşitli çorbalar
yapılabilir, tercih edilebilir. Dolmanın arkasından pek ihtiyaç olmaz ama pilav
makarna, bulgur pilavı da pratik seçenekler olabilir. Türk mutfağı çok çeşitli.
Bunları fazla sınırlamamak gerekir. Kültürümüz çerçevesinde herkes bütçesinde
bir öğün hazırlayabilir."
Haber : H Aksakal