Fazlı Erdoğan aday mı değil mi?
Fazlı Erdoğan aday mı değil mi?
22. ve 23. Dönem Zonguldak Milletvekili Fazlı Erdoğan, "Ereğli ve Alaplı'nın öncelikleri kısa, orta uzun vadede ortaya konur ve takip edilir. Bunların muhatabı şu anda seçilen arkadaşlardır. Biz de doğrudan olmasa da endirekt olarak buna destek oluruz. Kişisel olayları bırakıp amme işini ön plana aldığımızda kimse önünde duramaz. Önemli olan buna inanmak ve gereğini yapmaktır" dedi.
Erdoğan, Değişim Radyo'da yayınlanan ve Şenol Azman tarafından hazırlanıp sunulan Kara Tren programında gündeme ilişkin değerlendirildi.
Fazlı Erdoğan, programda kendini tanıtırken, Ereğli'de herkesin birbirini tanıdığını, Gümüşhane doğumlu olmakla birlikte Ereğli'de çalıştığını ve yaşadığını ifade etti. Ereğli'de 1969'da ailesinin geldiğini, kendisinin ise 1971'de geldiğini ifade eden Erdoğan, kırk yılı aşkın Ereğli'de yaşadığını belirtti. İki kez belediye başkanı adayı olduğunu, görev istemek yerine görevin verildiği bir çizgiyi benimsediğini söyledi.
Erdoğan, "Ben burada dört evlat buldum, onun için Ereğli benim için çok önemli. Karadeniz'in en güzel yerlerinden bir tanesi, hatta en güzeli diyebiliriz. Ereğli'ye yönelik Fazlı Erdoğan'ın bir sevgisi bulunan, onun ötesinde tekamüle erdiği yer olarak gördüğü yerdir. Dokuz sene milletvekilliği yaptım, belediye başkan adaylığı yaptım burada" diye konuştu.
"ÖNCELİĞİM EREĞLİ"
2002'de adaylığı konusunda AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştüğünü, dokuz seneye yakın vekillik yaptığını dile getiren Erdoğan şunları söyledi:
"Anadolu topraklarının merkezi TBMM'dir. Onun havasını teneffüs ettik. Toplumdan aldığımız mesajı dokuz sene Ankara'ya götürdük. Enerji ve Tabii Kaynaklar komisyonu üyeliği yaptım. Çeşitli kanunlar çıkmasına yardımcı olduk. Yapabildiklerimiz, bitirdiklerimiz var. Diktiğimiz ağaçların dibine su bağlayanlar oldu. Bazıları da hedefine ulaşmadı, yarım kalmış işlerimiz oldu. Siyaset Fazlı Erdoğan'ın her zaman görev alanına girmiştir. Hayat alanı olarak siyaset benim için anlamlı, önceliğim Ereğli'dir. Ben burada mutluyum. Sokakta yüzüne bakarken sıkıntı çektiğim insan görmüyorum. Ufak tefek sorunlarımız olur ama hepsi zaman içinde aşılır. Fazlı Erdoğan olarak memleketimi, ülkemi, insanlarımı seviyorum."
"CUMHURİYET TARİHİNDE ÜÇÜNCÜ DÖNEM"
24 Haziran seçimlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan şöyle devam etti:
"Sular aka aka durulur ama eninde sonunda kendi yolunu bulur. Süreç içinde cumhurbaşkanımız yola çıkarken millete dokunarak başladı. Cumhuriyet tarihine baktığımız zaman, bölgemize baktığımız zaman birçok şeyi müşahede etmek mümkün. İnsanlar neticede sistemlerle yaşıyor. Dünya içinde demokrasi denilen bugün için en geçerli sistem var. Bunun içini ne kadar doldurursak dünyaya o kadar yararlı hizmetler yapabiliriz. Hepimiz bir inanç manzumesine sahibiz, her toplumun ilahi dayanakları var. Sonra da yaşadıkları gelenek görenekleri var. Millet olarak biz demokrasiyi özümsemiş bir milletiz. Türk milleti süreci önemsiyor. Cumhuriyet tarihinde üçüncü dönem diye adlandırılıyor. Bunu CHP'liler de söylüyor. Onu da tenkit ediyorlar. Bir kuruluş dönemi, Çok partili hayata geçiş dönemi, üç başkanlık dönemi. Herkesin bunu kabul etmesi, ona göre kendini ayarlaması lazım."
"HALK MESAJINI VERDİ"
Erdoğan, ülkedeki dönüşümün bölgede de hissedildiğini dile getirerek şunları söyledi:
" Zonguldak fotoğrafına baktığımızda, ilk defa Türkiye ortalamasının üstünde Cumhur ittifakına destek veren bir il olmuştur. Bölgemizden de vekil adaylarımız arasında birçok değerli kardeşimiz vardı. Çeşitli sebeplerle köküne indiğimiz zaman, siyasette insanların birbiriyle sürtüşmesi, birbirini üzmesi, kıskançlık ve çekememezlikle birbirini yorması, siyasete üst perdeden bakanlar tarafından olumlu görünmüyor. Buna müsaade edilmiyor. Biz barış ortamını, huzur ortamını, rahatlamayı getiren bir çizgiye ülkeyi taşımak isterken, yerel bazda insanları bilgi veya belgesi dolu veya boş, ne kendine veya başkasına hayrı olmayan çok parçalı yapı, biz diyenler azalırken, ben diyenler çoğalırken, yukarıdakiler bunlar biraz dinlensin diyor. Gerçekleri görsünler, hepsinin temsilcisi benim diye sayın Cumhurbaşkanımız buraya geldi, halk da koştu geldi ve Tayyip Beyin programı Zonguldak programı olmasına rağmen, Ereğli'de Zonguldak'ın iki katı bir kalabalık oldu. Vatandaş senin kararın doğrudur, biz bunun arkasını dolduracağız dedi.
Bu arada tüm adaylar sahaya indi. Hatta biraz da hırslandı. Bugün olmazsa bir dahaki sefere diye. Toplum bu fotoğrafa baktı, seçim noktasında, araziye inme noktasında önemli olan sisteme dahil olmak, değişen rüzgara ayarlanmaktır. Ayar çekmek isteyenleri boşa çıkararak mesajlarını vermiştir. Kendim aday olduğumda çalışanlarıma bana oy verin diyemezdim, gerek önceki yerel seçimde, gerek bu seçimde toplantılar yaptım. Zaten Cumhurbaşkanımız da güven telkin eden bir insan. Toplum buna bakıyor, siz böyle devam edin, bizi yormayın, bizi yorarsanız cumhurbaşkanımız bize yeter dedi, sandıkta da bu sonuç çıktı."
"EREĞLİ'NİN VEKİLİ KİM?"
Şenol Azman'ın, "Biz kimi arayacağız, Ereğli ile ilgili hangi vekili arayacağız" diye sorması üzerine Erdoğan, "Üç arkadaşımız araziden gelmiştir, hepsini tebrik ediyorum, diğer partilerdeki arkadaşlarımı tebrik ediyorum. Siyaset özgüven işidir. Arkadaşlarımın hepsi başarılıdır" cevabını verdi.
Erdoğan şöyle devam etti:
"Polat Bey ile iki dönem beraber vekillik yaptık. Kurucu il başkanımızdır. Hamdi bey merkez ilçe ve il başkanlığında bulunmuş, teşkilatları bilen, toplumun tüm katmanlarında devlet ve millet arasında köprü görevi yapan bir arkadaşımızdır. Çaycuma'da toplumun her tarafında bağ kurabilen, ilçe başkanlığı yapmış bir kardeşimiz var. Üçü de bölgemizin milletvekilidir. Ben vekilken tüm ilçelerde bağlar kurdum. En çok burada kurdum. Seçimde Hamdi beyin burada daha fazla bulunduğunu gördüm. Milletvekilliğinin hizmet alanında öncekinden daha az etkisi olmakla birlikte, tüm milletvekillerinin bu bölgeye hizmet edeceğini düşünüyorum. Ereğli'nin sorunları da öncelikleri belirlenerek bu arkadaşlarımıza taşınır. Onları biraz da biz dertlendireceğiz, şuurlandıracağız, eksikleri varsa biz tamamlayacağız. Onlar bizim için değerdir. Üç vekilimiz buraya gelmiştir. CHP iki tane almıştır.
Erdemir'in konumu, limanların, üniversitelerimizin konumu, şehirde imarda, sosyal açıdan yapılması gereken birçok şeyin projesi yazılır çizilir, Ereğli ve Alaplı'nın öncelikleri kısa, orta uzun vadede ortaya konur ve takip edilir. Bunların muhatabı şu anda seçilen arkadaşlardır. Biz de doğrudan olmasa da endirekt olarak buna destek oluruz. Kişisel olayları bırakıp amme işini ön plana aldığımızda kimse önünde duramaz. Önemli olan buna inanmak ve gereğini yapmaktır."
BELEDİYE SEÇİMLERİ... ADAY MI, DEĞİL Mİ?
Genel seçimdeki çalışmalarla ilgili fotoğrafa ilk hamlede bakıldığında insanların yerel seçime hazırlandığı gibi görünebileceğini belirten Erdoğan şöyle dedi:
"Hepsi bizim teşkilatımızdan. Aday adayı olduğunda kendisi aday olmasa da sahada çalışan arkadaşlarımız var. Ereğli'nin bu görüntüyü bundan sonra da vermesi gerekir. Birbirini yorarak, köprüden geçerken diğerini aşağı atmak için değil de, anlaşarak geçmeye dayanan bir hayat var. Herkesin bir görev alanı var. Herkes kendi hesabını yapabilir. Onların iç dünyasını bilmem mümkün değil. Ben bir şey söylersem, benim için bir şeyler söyleme şansı vermiş olurum. Cumhurbaşkanımız büyük fotoğrafı ortaya koymuş, arkadaşlarımız fotoğrafı doldurmuştur. Bazıları ilk günden, bazıları sadece fotoğrafta olmak için bulunmuştur. Ben bu fotoğrafı önemsiyorum. Vakti olmayan vardır, ekonomik destek vermiştir, ekonomik gücü yoktur fikir desteği vermiştir. Hepsini aynı fotoğrafa koymak en anlamlısıdır.
Arkadaşlarımızın hesabını bilmiyorum, benim hesabıma gelince, bu dönüşüm değişim sürecinin asli unsurlarındanım. Bölgemizle ilgili Zonguldak TTK'da, Erdemir'de, limanlarda, Tersanelerde Ereğli'ye dokunmak lazım. Birçok arkadaşımız üstüne görev kabul edip, Ereğli'ye gelmesine katkıda bulunmaya çalıştı. Ben de Köksal Toptan aracılığıyla aynı girişimde bulundum. Bunun arkasında çok bilinmeyen kahramanlar vardır. Bizim temsilcimiz, kayıt altında olan olmayan birçok arkadaşımız bu konuda görev yapmıştır. Hepsine teşekkür ediyorum. Bunların hepsinin bir hesabı olabilir. Fakat bilinmeyen kahramanların hiçbir hesabı yoktur. Burada beklenti nedir? Aday mısınız sorusuna gelince, AK Parti de bir beklenti vardır. Benim geçmişteki gibi görev istemekten ziyade görev verilmesi gerektiği prensibini savunan biriyim. Ereğli'de projelerin hedefe ulaşmasının bir toplumsal karşılığı varsa hedefe ulaşılır. Burada eksiklik varsa bunu tespit eden mekanizmalar bellidir. Bütün arkadaşlarımız teraziye çıkar kendini görür, bir arkadaşımız bu görevi alır, diğerleri de ona destek verir. Ben de bu kişilerden biriyim.
Önce kendimizi donanımlı hale getirmeliyiz. Buğdayı tarladan alacaksın, samandan ayıracaksın, değirmene göndereceksin, un yapacaksın, merkezine maya koyacaksın, ekmeği ekşitmeyecek, güzel bir ekmek yapacak, bunu da güzel bir şekilde toplumla paylaşacaksın. Kişiler birbirini yok etmek için değildir. Proje geliştiren, en iyisini ben yaparım diyen olma hakkına sahibiz. Sorun odaklı bir şeyler yapmak değil, çözüm odaklı bir şeyler yapmak lazım. İnsanların rahatlamaya ihtiyacı var. İnsanlar siyasetten korkmamalı. Cumhurbaşkanımızın bir yaklaşımı var. Gönül belediyeciliği kavramı devreye girmiştir. Bizim işe ruhumuzu katmamız lazım. Tekamüllü bakmamız lazım. Dünkü gibi bakmamak lazım, bugün yeni şeyler söylemek lazım.
Genel merkez TC'nin yapısını değiştirmek isterken , uygulanabilirliğini görerek yapmıştır. Bunlar topluma yansıyacak. Buradaki başarıları örnek alıp yerel bazda ne yapabiliriz onu düşünmemiz lazım. Arkadaşların bu noktada birbirine zarar verici değil, birbirine destek olucu davranması lazım. Ben böyle davranacağız. Tekrar söylüyorum, adaylık benim tek başına vereceğim bir karar değil. Kimseyle bu konuda müzakere etmedim. Ailemin kararını biliyorum. Ailem beni özgür bıraktı. Ben de konumum, durumum itibarıyla işimi, hayatımı çocuklarıma devrederek daha fazla kalıcı eser bırakmaya yönelik bir anlayışa sahip olduğumu ailemle paylaştım. Onlar da niyetin buysa katkı veririz dedi. Ama bu benim ailemin desteğiyle sonuca gidecek bir konu asla değil. Bu bir ekip işidir, halkla dayanışmadır. Toplum önüne çıktığında karşılığının olup olmadığı konusudur. Burada açıkça büyük bir boşluk var. Bölgesel olarak bakıldığında illa görevdeki arkadaşlarımızın sorunu da değil. Zonguldak'ta ben odaklı yerine biz odaklı olmanın önünü açmamız lazım. Herkes kendisinin iyi olduğunu düşünebilir ama en iyi kendisinin olduğunu söyleyemez. Sadece partisinin yöneticisi olmak yetmiyor. Ülke yönetimine talip olmanın yolu başka bir yoldan geçiyor. Toplumun bulunduğu noktaya inerek onu merkeze taşımak gerekiyor."
"AK PARTİ'DE NEDEN ÇOK FAZLA ADAY ADAYI VAR?"
Azman'ın başarılı bir belediye başkanı varsa, neden AK Parti'de on beş belediye başkan adayı bulunduğunu sorması üzerine Erdoğan şöyle konuştu:
"Bunu tek yönlü ele almamak, olayı kişiselleştirmemek lazım. Hayatın bir gerçeği var. Bugün bakıldığında Ereğli'de 60 bin seçmeni var. CHP ana muhalefet partisinde yedi sekiz aday adayı varken niye AK Parti'de on beş aday adayı var. Bunu arkadaşların hepsi değerlendirir. Bana göre, trenin lokomotifi vardır, arkada vagonları vardır. Kara tren yolculuğu zordur. Kimsenin şahsiyetini rencide etmeden gerçeklerle yüz yüze değerlendirmek lazım.
Bu bir cesaret işi, Ereğli'de bir rahatlamanın sonucu deniyor. En zor aday olma süreci 1994'tür. Daha sonra Halil Posbıyık yirmi sene belediye başkanlığı yaptı. Daha sonra dört senelik arkadaşımız Hüseyin Uysal var. Olaylar Hüseyin beyin üzerine odaklanıyor. Kimse kimseyi zorla getirmedi. Hüseyin Bey arzu etti, o günkü vekil arkadaşımız da hepimiz destek olduk bir seçim aldık. O destek olan arkadaşlar arasında şu anda kim var bilemem ama ben kendisiyle hep dayanışma halindeyim.
Bir analiz yapmak zorundayız. Ereğli'ye baktığımızda, başka yerlerde belediyecilikte yapılanları gözlemliyoruz. Ereğli'de siyaset zordur. Benim için daha da zordur. Konumum, iş hayatım, tecrübemde eksikler olabilirdi. Şimdi dışarıda gördüğüm şeyleri Ereğli'de göremediğimde, bu işin muhataplarıyla ilgili, kişiliğiyle bağlı olmaksızın, bunun sebebi nedir? Bir kişi mi, belediye meclisi mi? AK Parti belediyeciliğinin noksanlarını başka yerde görmüyorsak, burada da görmemeliyiz. Lokomotif görevi yapamıyorsam, vagonlardan birini lokomotif görevine getireceğim. Yoksa dışarıdan biri gelip lokomotifi devralır. Şehir hizmetten yoksun kalıyorsa, hizmet gecikiyorsa, bu işlerin sebebi işin başındaki kişidir."
"ÜNİVERSİTE HEDEFİNİN ÖNÜNÜ AÇMAMIZ LAZIM"
Yıl sonunda, 11. 12. Aylarda aday adaylarının belli olmaya başlayacağını ifade eden Erdoğan, "Ereğli'nin şu andaki noktadan daha iyi bir noktada olması gerekir. Bazı konular Ereğli'de dikkat çekiyor. Bunun en başındaki kişilerin şahsi beklentileri. Şahısların birbirinden öç alması, birbirinden beklentilerini bulamaması sonucunda, bilerek bilmeyerek, teknik ekipteki zafiyetten olur, bunları yapamazsınız" dedi.
Üniversite meselesi için yer ayrıldığını ifade eden Erdoğan, "Ankara'nın göbeğinde askeriyenin yeri dışarı çıkarılırken, elimizdeki arsayı değerlendirmek, beş bin değil on beş bin öğrenci hedefi varken , bu hedefin önünü açmamız lazım. Bunun önünü açacak olan yerel yönetimdir. Dumanı çıkan bir fabrikamız var. Üniversite dumansız fabrika. Buraya bir kamu üniversitesinin altyapısını hazırlarken, bilmeden bir takoz olma durumu var. Bunun önünün açılması lazım. Şehrin önünü tıkamaya kimsenin hakkı yok" dedi.
Erdoğan Ereğli kent meydanı için de "Bu güzel olmuştur ama kendi binamızı yıktık, beş senedir orada otopark yapan araçları kaldırsınlar hiç değilse vatandaş rahat gitsin gelsin. Binanın altında hamam çıktı deniyor, bu biliniyordu, biliniyorsa niye yıkıldı? Bunu toplumla paylaşmak lazımdır. Belediyecilik anlayışımızda bir şey var. Biz de olsak, mevcut da olsak bu önümüze gelecek. Üç ay süre deniyor, bir gün geçerse cezası yazılıyor" ifadelerini kullandı.
OTOPARK SORUNU, ÜNİVERSİTE, KÜLTÜR MERKEZİ...
Pazaryerinin, kent meydanının altının otopark olarak kullanılabileceğini ifade eden Erdoğan şöyle konuştu:
"Pazaryeri yeniden restore edilmeli. Mevcut vatandaşın önüne alternatif koymak kaydıyla hepsi yapılabilir. İki katlı otopark yapılır, altı ayda hepsi yapılır. New York'a giderseniz, beş milyon yukarıda yaşıyorsa, beş milyon da altında yaşıyor. Cami, kent meydanı altı bunlar o kadar müsait ki. Bu gibi projelerde şehir dışında en etkili, en verimli nasıl yapılmış, belediyenin kasasından para çıkmadan nasıl yapılmış bunlara bakmak lazım. Üstüne süpermarket yaparak, altında iki kat otopark yapmak kimin için zor. Katma değer bularak bunlar yapılabilir.
Kaymakamlığa sesleniyorum, bir dahaki bayramda o kültür merkezinde bizi boğmayın. Daha rahat katılsın vatandaş. Belediyenin kültür merkezi ile ilgili önünü açmak lazım. Ankara'da bunu yaptık. Güneş enerjisiyle enerjisini sağlıyor. Artan enerjiyi devlete satıyor. Kenti açmak lazım. Birçok köyü kente bağladık, Halil beyin seçim kaybetmesinin nedenlerinden biri de budur. Oralarda birçok alan var. En yakın örnek Beyçayırı stadıdır. Orada her şey olabilir. Otopark, yaşam parkı olabilir. Onu projelendirmek iki ay sürer, yapımı da en fazla bir yıl sürer.
Basın da kimsenin özeliyle ilgilenmesin. Yapacağı proje rantabl mı, kodlamalarını kişiye göre mi yapmış, topluma göre mi yapmış, bir de tuttuğunu koparabiliyor mu ona bakmak lazım.Bu şehirde tarih yazmayı kafasına koymayan birinin bu noktada şehre hizmet yapabileceğine inanmıyorum. Yüreği sağlam olacak, sorun odaklı değil çözüm odaklı olacak. Git Düzce'ye bak, git Karabük'e bak. Belediyecilik kolay iş değil,24 saat toplumun derdiyle dertleneceksin. Derdin toplum olacak. Gülenle gülecek, ağlayanla ağlayacaksın.
Şuna inanıyorum. Kim olacaksa Allah hayırlısını kısmet etsin. Bu şehir bana verebileceği her şeyi vermiş. Bu şehre hizmet noktasında vermem gereken bir şey varsa vermezsem vebal altında olurum. Dokuz sene vekillik yaptım bu şehirde. Bundan sonra da imkân olursa görev almaktan dolayı mutlu olurum."
"HİZMETTE TENZİL-İ RÜTBE OLMAZ!"
Erdoğan, çeşitli dinleyici sorularını yanıtlarken ise şunları söyledi:
"milletvekilliğinden belediye başkanlığına tenzil-i rütbe anlayışını kabul etmiyorum. Hizmetin rütbesi olmaz. Ayrıca vekillikte yaptığımız işler, diktiğimiz ağaçlar var. Bunların dibine su bağlamak gerekiyor. İnsanın varlığında yarım kalmış bir işimizi AK Parti'ye belediyeye kazandırarak tamamlandığımızı düşünüyorduk. Ama açık söylemek gerekirse bunu tamamlayamamışız. Bu anlamda bu eksikliğin tamamlanması gerektiğini düşünüyorum.
Erdemir ile lojmanlar bölgesinin birbirinden özelleştirme aşamasında ayrılmasını çok konuştuk. Çok görüşüldü. Demir Çelik'in uhdesinde birçok yer var dediler. 4 bin 199 dönüm araziyi mahkemeyle alırız, takasla alırız diye lojmanları ayırmak istemediler.
Hastane alanı şehrin önünü açmak noktasında, beldelerin köylerin ağırlığının oraya yakın olmasından, arazi de bulunmadığından Ömerli tercih edilmiştir. Şehri iki kanattan açma noktasında bir düşüncedir. Parayla yer almışızdır. Bunun önünü açacak yerel yönetimdir. Bize burası verilmiştir.
Göztepe'de yayın organlarının direkleri vardı kaldırıldı. Kalıcı olmamak kaydıyla, şeffaf, düzeni değiştirilebilecek bir şey yapılabilir. Ereğli'yi yukarıdan izleme anlamında, girişi çıkışı kontrol altında olmak kaydıyla başka kültürel etkinliklerle izleme anlamında teleferik düşünülmüştür. Sahilden teleferikle çıkılır, oradan Ereğli izlenir."
Erdoğan, liyakatlı bir ekiple bütün sorunların çözülebileceğini ifade ederek, "Ereğli birçok şehrin ötesinde girdisi olan bir şehir, ticaret odası, deniz ticaret odası, kaymakamlığımız, valiliğimiz bizim önümüzü mü açacak, yoksa engel mi olacak? Bu şehirdeki en önemli sorun kişilerin egolarıdır. Memleketimiz için hayırlısı neyse o olur inşallah" diye konuştu.
Haber : H Aksakal
milletvekiliyken kendi fabrikana is baglamak.disinda ne yaptin eregliye .
simdi sira baskanligami geldi. bence bir anket yap ereglide bakalim.kac kisi istiyor seni. sakin adayligini koyupte rezil olma.
- s.
- 1
Çok Okunanlar
» Henüz BUGÜN Haber Görünmüyor