Eğitimde CİDDİ SORUNLAR var... Bir an önce...
Eğitimde CİDDİ SORUNLAR var... Bir an önce...
Eğitimde ciddi sorunlar var... Bir an önce masaya yatırılmalı
EĞİTİMDE CİDDİ SORUNLAR VAR... Bir an önce masaya yatırılmalı
Zonguldak'ın Ereğli ilçesi Türkiye Eğitim Sen ilçe
temsilcisi Gürol Keserci, ilçedeki eğitim sorunları konusunda tespit ve
görüşlerini anlattı. Eğitim camiası olarak amaçlarının Öğrenciye eğitime ve
Ereğli'ye katkı sağlamak olduğunu kaydeden Keserci, eğitimd ki sorunların bir
an önce masaya yatırılması, irdelenmesi ve sorunların çözümü için yetkililerin
devreye girmesi gerektiğini iddia etti.
2002 yılında ilçeye gelen ve öğretmenlik hayatına başlayan
Gürol Keseci, bugüne kadar Yöneticilik, eğitim yöneticiliği yaptığını ve şu
anda da Türkiye Eğitim Sen ilçe temsilcisi olarak görev yaptığını kaydetti.
İlçede eğitim konusunda sorunların yaşandığını ve bu sorunların da bir an önce
masaya yatırılarak çözümü noktasında hamleler yapılması gerektiğini vurguladı. Keseci
eğitim de yaşanan sorunları konu başlıkları halinde şu şekilde sıraladı.
ÖDÜLLENDİRMELERDEKİ EKSİKLİKLER...
"Şimdi
ödüllendirmedeki eksikler deyince bizim Ereğli'de 2000'e yakın eğitim
çalışanımız var. Çok kaliteli, çok değerli arkadaşlarımız var. Mesela
Cumhuriyet tarihinde İsviçre'ye giden Zonguldak ilinden 2 öğretmenimiz var. Bir
tanesi henüz yeni gitti. Fizik öğretmenimiz. Ereğli Mesleki ve Teknik Anadolu
lisesinde görev yapan bir öğretmenimiz. Bu çok büyük bir şey aslında. Çünkü
Türkiye'den 25 öğretmen gitti. Şimdi 25 öğretmen gidiyor Türkiye'den,
Cumhuriyet tarihinde Zonguldak'tan 2 öğretmen gitmiş. Birisi de ilçemizden. Çok
değerli ve çalışkan bir arkadaş. Ama görüyoruz ki bir teşekkür bile edilmiyor.
Bir çay içmeye davet etmek, bir teşekkür etmek zor gelmemesi lazım.
Arkadaşların onure edilmesi ve desteklenmesi lazım. Sırtının biraz daha sıvazlanması lazım ki
diğer arkadaşlarımıza da örnek olsunlar. Benzer çalışmalar yasınlar. Bu anlamda
üzüntülüyüm tabi ki"
KANTİNLERDE Kİ PAY DAĞILIMINDA Kİ ADALETSİZLİK
"Şimdi bu konuyu okul ziyaretlerinde sık sık dile
getiriyorlar. Okullarımızda kantinlerimiz var. Mevzuat gereği kantin paylarının
bir kısmı İlçe milli eğitim müdürlüğüne, bir kısmı da il milli eğitim
müdürlüğüne gönderilir. Onlarda okulların ihtiyaçlarında kullanılır. Ancak
ilçemizde okul müdürlerinin şikayetleri şu şekilde. Kantin paylarının hep aynı
okula gittiği yönünde. Daha çok ihtiyacı olan, daha kırsal da olan yardım
konusunda daha çok omuzlanması gereken okullar değil de maalesef bakıyoruz hep
aynı okullara gidiyor. Bu da çalışanlar arasında iş barışını bozuyor"
PARA İLE KAYIT YAPAN OKULLARIMIZ VAR
"Parayla kayıt yapan okullar olduğu konusu iddia değil bir
gerçek. Bu konuda da herkes sağır sultan. Şimdi bazı okullarımız var. Bunu
hepimiz biliyoruz. Bilmiyorum diyen farklı bir şey söylemiş olur. İşin
enteresan tarafı şu. Şimdi bu okulların herkes tarafından para ile öğrenci
aldığı biliniyor, bilmesi gerekenler burada sessiz kalıyor. Müdahale etmiyor.
Mayıs ayında eğitim bölgeleri belirlenecek. Adrese dayalı kayıt sistemi belli.
Nüfus kayıt sistemine göre orada ki öğrenci sayısı belli. Atıyorum 400 öğrenci
gelecek. Bir bakıyorsunuz okula bin öğrenci kayıt almış. Çok fazla konuşmaya
gerek yok. Sadece okulların önündeki servis sayılarına baksanız bu işlemin ne
kadar sağlıklı yapıldığını görmüş olursunuz. Enterasan bir şey. Bu konuda
yetkili olan insanlar okullara yazı yazıyorlar. Adres bölgesinin dışında
kesinlikle kayıt yapmayın. Yoksa hakkınızda yasal işlem yapılacaktır diye yazı
gidiyor. Bir bakıyorsunuz yazıya imza atan kişilerin çocukları adresleri
dışındaki okullarda okuyorlar. Okullarda öğretmen seçmek istediğinizde ki aslı
vardır ya da yoktur 5 bin liraya kadar para istendiğini duyduk. Bu paraları
isteyen yöneticilerimiz varmış. Ciddi bir rakam. Okul tercih ediyorsunuz bir
para, öğretmen tercih ediyorsunuz ayrı para"
EYLEMLERİMİZE KIRILCILIK GÖSTERMELERİ PEK ŞIK OLMUYOR
"Bizim genel merkezimizin 12 Mart tarihli bir eylem kararı
var. Eğitim çalışanlarının özlük haklarının iyileştirilmesi ile ilgili.
Özellikle nöbet eylemlerinin. Bunlarla ilgili sıkıntılar var. Özellikle
taşımalı eğitimde çalışan arkadaşlarımızın sıkıntıları var. Servis şoförleri
ile muhatap olan bayan arkadaşlarımız var. Arkadaşlarımızın anlattıklarını
söylüyorum. Bayan arkadaşımız araca biniyor. Öğrenci sayısı doğru mu değil mi
diye. 'İn lan arabadan' diyerek bayan arkadaşımıza tepki gösteren servis
şoförleri var. Yaşanmış bizzat olan bir olay var. Bayan arkadaşlarımıza
sarkıntılık edenler var. Bizim
sendikamızın da aldığı bir karar var. Öğretmenin böyle bir vazifesi ve böyle
bir görevi yok. İlköğretim ve ortaöğretim kurumları yönetmeliğinde nöbet
görevinin ayrıntıları bellidir. Öğretmenlere burada bir görev düşmemektedir.
Olmayan görevi de bizim de yapmamızın bir anlamı yoktur. Bizim sendikanın üyesi
olan arkadaşlar bu görevi yürütmeyecekler. Bu eğitim öğretimin sonuna kadar.
Buna tepki gösteren yöneticiler var. Ben mi yapacağım kim yapacak diye. Devlet
burada hizmet satın alabilir. Hizmet satın aldığı kurumlar halledebilir. Bu
işler halledinceye kadar da bizim arkadaşlarımızı tehdit eden yöneticiler var.
Ama Anayasa'nın hükümleri açık. Sendikal kanun açık. Buna rağmen
arkadaşlarımıza tehdit vari tavır takınan yöneticilerimiz var. Ama tekrardan
söylüyorum. Ama bu tavırları devam ederse hiç üşenmeyeceğim her biri hakkında
tek tek Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunacağım. Bizim
eylemlerimize kırıcılık göstermeleri pek şık olmuyor. Meslektaş dayanışmasına
da yakışmıyor"
BİNALARIMIZ YETERSİZ...
"Şimdi Ortaöğretim de iki ortaöğretim kurumumuzun binası
yok. Sağlık meslek lisesi ile Turizm
otelcilik lisesinin bina problemi var. Biraz daha ekonomik olarak devleti
düşünmemiz gerekiyor. Sağlık meslek lisesi şu anda TOKİ ilk ve ortaöğretim
okulunun binasını kullanıyor. TOKİ okulunun öğrenci sayısı yetersiz. Sağlık
meslek lisesini oradan alırsak koca binayı atıl hale getireceğiz. Onun belki
çok acelesi yok bugünlerde ama, Turizm otelcilik lisesi ile çok ciddi bir
ihtiyacımız var. Uzun yıllardır var. Milli eğitim müdürlüğümüzün bu konuda
çalışmaları olduğunu biliyoruz. Ama bunun biraz daha hızlandırılması
gerektiğini düşünüyoruz. Aynı binada Kadri Yılmaz lisesi binasında eğitim gören
öğrencilerimizde mağdur etmemek lazım"
BAŞARILARIMIZ HER GEÇEN GÜN GERİLİYOR...
"Bu durum bizler için oldukça üzücü. Başarılarımız sürekli
olarak geri gidiyor. Eğitim yöneticilerimizin şehri yöneten yöneticilerimizin
bu konuyu ciddi anlamda değerlendirmesi gerekiyor. Bunun bir sürü sebebi var.
En temel sebebi öğrencilerin ve velilerin isteklerine cevap verilmemesi. Bu
konuda yetkililerimiz in biraz daha gayretli olması gerekiyor. Yeterli sayıda
binamız yeterli sayıda öğretmenimiz yok. Yeterli sayıda kaliteli hizmet verecek
personelimiz yok. Bundan Birkaç yıl önce Ereğli sürekli Türkiye'nin ilk 10
sırasında yer alıyordu. Ereğli Zonguldak'ın amiral gemisiydi. Zonguldak'ın en
başarılı ilçesi Ereğli ilçesiydi. Son zamanlarda bu başarımızı Alaplı ilçesine
kaptırdık. Alaplı bu konuda biraz daha iyi olmaya başladı. Tabii ki başarı her
öğrencimizin başarılı olmasını isteriz. Özellikle Ereğli'deki gerilemenin
irdelenmesi ve araştırılması gerekiyor"
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI KENDİ PERFORMANSINI DEĞERLENDİRSİN
"Şimdi Açık Öğretim sınavlarında bir sınava giriyorsunuz.
Sınavda optik okuyucunuz var. Türkçe'nin fiziğin, matematiğin belli. Okuyucu da
ki işaret diyeceğiniz yerler belli. Optik okuyucuda işaretleyeceğiniz yerlerden
belli. 5 ayrı dersten sınava giriyorsunuz ama optik okuyuculardan 4 tane ders
çıkmış. Bu hata bütün Türkiye' de yapılmış. Şimdi milyonca liralık bir zarar.
Burada bir telafi sınavı yapacaksınız. Yeniden kitapçık ve optik okuyucu
basacaksınız. Yeniden öğretmen görevlendireceksiniz. Bu öğretmenlere ücret
ödeyeceksiniz. Milli eğitim bakanlığı öğretmenlerin performansını
değerlendirmek istiyor ya, Milli eğitim bakanlığı bu sınavlarla ilgili bir de
kendi performansını değerlendirsin"
ŞUBE MÜDÜRLÜKLERİNDE EKSİKLER VAR
"Buna cevap verecek olan aslında bende değilim. Bunun neden
yapılmadığını bilemiyorum. Bu konuda bir işi yapacak değerli arkadaşlarımız
var. Yapılacak görevlendirme de geçici bir görevlendirmedir. İsteyen arkadaşlar
var. İstekli olduklarını da biliyoruz. Orada bir görevlendirme yapılsın. Orada
ki eğitim çalışanları da, orada hali hazır da 3 tane şube müdürü çalışıyor. O
arkadaşlarımız da büyük bir yükün altına giriyorlar. Orada ki yönetici
büyüklerimiz de büyük bir yükün altına giriyorlar. Onların da yükleri biraz
paylaşılmış olur. Ama herhalde Bakanlığımız Ağustos ayı içerisinde oraya
kadrolu bir atama yapacak. İnşallah göreve başlayan arkadaşımız bu şehre
katkısını sunacaktır"
KIRSAL DAKİ ÖĞRETMENLE ŞEHİRDEKİ ÖĞRETMENLERİNÇOK FARKLI
İSTEKLERİ VAR
"Şimdi kırsalda ki öğretmenlerin istekleri ile şehir
merkezinde ki öğretmenlerin istekleri arasında çok farklılıklar var. Kırsal da
ki öğretmen arkadaşlarımız velilerin biraz daha eğitime ağırlık vermesini
istiyor. Şehir merkezine baktığımızda ise çok enteresan durumlar var. Atatürk
Ortaokulumuz var. Bina 1 yıl eğitim öğretim yapmadı. Binası riskli olduğu için
eğitim ve öğretime ara verdi. Anadolu hastanesinin karşısında eskiden dershane
olarak kullanılan bir binaya yerleştirildi. Orada maalesef eğitim ortamı çok
sağlıklı değil. Orada hastanenin morg kapısı ile okulun giriş kapısı karşı
karşıya. Orada okuyan öğrenciler 10-14 yaşları arasında. Orada öğrenciler her
gün bir cenaze ve her gün feryat figan dinliyorlar. Moralleri bozuluyor. O
çocuklar bunları görüp dinlediklerinde psikolojileri bozulup tıbbi tedavi
görmek zorunda kalan öğrenciler oluyor. Maddi durumları iyi olan velilerin
çocukları ise belli okullarda kümeleniyorlar. O okullarda para ile öğrenci
kaydı yapıyorlar. Burada bir suç işleniyor. Bu suçu işleyenlerde bu suça göz
yumanlarda artık bundan vaz geçsinler. Bir de şöyle bir söylenti var. O okul
binasının güçlendirme çalışmasının tamamlanmasının ardından bir katını başka
bir okula verilecekmiş. Bunları duyduğumuz zaman içimizde kanayan yaralar.
Eğitim de ki sorunlar. O para ile kayıt olamayan öğrencilerin anne ve
babalarının sosyal statülerinin olmaması mı? Anne ve babasının belirli bir
gelir düzeyine sahip olmaması mı? Oraya gidenler anne baba yavrusu da,
babasının imkanı olmadığı için o okula kayıt ettirilmeyen öğrenciler insan
yavrusu değil mi? Ya da Atatürk Ortaokulun bir katı başka bir okula verilecekse
bunun çok ciddi takipçisi olacağız. Velilerle de görüşüyoruz. Onlarda bu tür
konulardan şikayetçi. Kendim de en nihayetinde bir veliyim. Benim çocuğum da
okula gidiyor. Eğitim Homojen bir ortamda olursa çok sağlıklı oluyor. Ama siz
okulda ki örnek akranları bir tarafa doldurursanız diğer öğrencilerin akran
alacaklarını arkadaşları kalmıyor. Şimdi
siz örnek alınabilecek öğrencileri bir tarafa topluyorsunuz. Diğerlerini kendi
haline bırakıyorsunuz. Şimdi bu hangi eğitim anlayışı ile örtüşür? Bizler
tüccar değiliz. Evet eğitim bir endüstri. Kabul ediyoruz. Büyük bir ekonomik
hacme de sahip. Ereğli' de ise diğer şehirlerle kıyaslandığı zaman epey bir
hacme sahip. Ama biz öğretmeniz. Endüstriye değil öğrencilerin ihtiyacına
hizmet edeceğiz"
BİZLER SENDİKACIYIZ... HERKESLE ARAMIZ ÇOK İYİ....
"Bizim diğer sendika yöneticileri ile aramız diğer mesai
arkadaşlarımızla aynı düzeyde. Biz bir sendikayı temsil ediyoruz. Evet. Ama
öğretmenler odasına girdiğimizde her sendikalı benim arkadaşımızdır. Bazen
görüyorum. Hanımı başka bir sendikaya üye olmuş, beyefendi başka bir sendikaya
dahil olmuş. Bunların arasında problem olması ne kadar normalse, doğal ise
bizim de diğer arkadaşlarımızla problem yaşamamız çok doğal. Şu anda Eğitim Bir
Sen temsilcisi Ziya Babal beyefendidir. Kendisi yaşça da bizden büyüktür.
Eğitim anlamında tecrübelidir. Kendisi ile aramız da iyidir. Bu konuştuğumuz
konuları onlarla da konuşur ve dertleşiriz. Ama anlaşamadığımız noktalar olur.
Onlarda gayet doğaldır. Anlaşamadığımız konularda da birbirimize itiraz ederiz.
Birbirimize farklı çözüm yolları sunarız. Ama en nihayetinde bir yerde
anlaşacağız. En nihayetinde bizler meslektaşız. Sendikacıyız. Meslektaşlarımız
için bir dayanışma içerisindeyiz. Diğer sendika temsilcileri ile de
diyaloglarımız gayet iyi. Gördüğümüz zaman sarılır öpüşürüz. Birbirimizin
çayını içer ekmeğini yeriz. O anlamda hiçbir sıkıntımız yok çok şükür. Maksat
eğitime öğrenciye ve Ereğli'ye hizmet etmek"
Haber :
çok güzel konuşmuşsunuz ama kantinciler zengin olacak diye öğretmenler gardiyanlara dönüştürüldü bundan bahsetmemişiniz. çocuklara para gözüyle bakılıyor 1 soru nasıl fazla çözer derdi bırakıldı çocuk okuldan nasıl yer ben nasıl bu çocuğu kaçarken yakalarım disipline veririm nasıl kantinci zengin olur bunun dersine düşüldü çocuklar mahküm değil öğretmenlerde gardiyan değil kdzereğliteknik lisesini ziyarete gidin heryer kaçan çocukları öldürmeye teşebbüs dikenli tel yasak değil mi bu adam ağaçları kesiyor ağaçlara gres sürüyor okula benzetin hapishaneye değil yazık bu çocuklara
- s.
- 1
Çok Okunanlar
» Henüz BUGÜN Haber Görünmüyor